Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2824 E. 2023/1075 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2824
KARAR NO: 2023/1075
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2022
NUMARASI: 2021/751 E – 2022/658 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı taraftan işletmesi adına 9 telefon hattı aldığını, 12 aylık taahhüt süresince kendisine teklif edilen ücretten daha fazla tarife ücreti tahsil edildiğini, cayma bedeli ödeyerek sözleşmeden caydığını belirterek kendisinden tahsil edilen fazla ödemelerden şimdilik 1000,00 TLnın ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili talep arttırım dilekçesi ile davadaki toplam talebini 8.157,00 TLya çıkardığını ve bu tutara taahhüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini talep ederek tamamlama harcını yatırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; faturalarda bir yanlışlık olmadığını, sözleşmeden cayan davacıya cayma iptal bedeli yansıtılmasının sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davacının tacir olduğunu basiretli bir tacir olarak, fatura içeriğine itiraz etmeyen davacının fatura içeriğini kabul ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, davacıya; e-posta ile 9 hat için hat başına 48-TL olmak üzere 9 hat için toplam 438-TL ödenmek üzere abonelik teklifinde bulunulduğu, ilgili e-posta adresinin @…com.tr adresi olduğu, söz konusu e-posta adresinin davalının bayilerinden birinin personeline ait olduğu hususunun davalının 05.12.2021 tarihli müzekkere cevabı ile belirtildiği,davalı işbu e-postanın geçersiz olduğunu iddia etmişse de, davalının yetkili bayilerinden birinin personeline ait olan e-posta bir belge niteliğinde olmakla, taraflar arasında detayları belirtilen tarife ve ücret kapsamında bir anlaşmanın mevcut olduğunun kabulü gerektiği, davacı tarafından imzalanan sözleşmelerde de ilgili hatlara ilişkin tarife ve ücret bilgilerinin yer almadığı, davalının aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak davacıdan fazla ücret tahsil ettiği, salt faturalara itiraz edilmemesinin tarife ücretinin kabulü anlamına gelmeyeceği, zira taraflar arasında ücret konusunda bir anlaşmaya varılmış olduğu dikkate alınarak, davacıdan anlaşmaya toplam 8.157-TL’nin, taleple bağlı kalınarak tahsil edildiği ve taahhüttün sona erdiği 11.08.2021 tarihinden itibaren, tarafların tacir ve hatların tacir tarafından, ticari işletmesi için alınmış olması dikkate alınarak, avans faizi uygulanması gerektiği gerekçesi ile; “Davanın kabulüne, Davacının sabit görülen 8.157,00-TL’nin alacağının taahhüdün sona erdiği 11.08.2021 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davacıya tahakkuk ettirilen faturalarda herhangi bir hata veya yanlışlık bulunmadığı, davacının yararlandığı kampanya doğrultusunda söz konusu faturaların tahakkuk ettirildiği,cayma ve iptal bedeli yansıtılmasının hukuka uygun olduğu,davalı faaliyetlerinin Bilgi Teknolojileri Ve İletişim Kurulu (BTK) Tarafından Düzenleyici Ve Denetleyici Kurul sıfatıyla denetlenip incelendiğini,davaya konu edilen “cayma bedeli” ne ilişkin olarak BTK tarafından verilen 03.01.2013 tarih 2013/DK-THD/14 numaralı karar; “,FCT kullanımına ilişkin olarak kararlaştırılan cezai şartlar saklı kalmak kaydıyla; abonelik sözleşmesine ek nitelikte hüküm ve şartlar ihtiva eden taahhütname, kampanya katılım formu, sözleşme gibi belgelerde bulunan cayma bedeli gibi ödemelerin; taahhüde aykırılığın oluştuğu döneme kadar aboneye sağlanan indirim, cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalması, ancak aboneden taahhüt kapsamında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının, bu tutardan düşük olması halinde sınır değeri olarak abone lehine olan tutarın esas alınması”şeklinde olduğnuu,bu karar çerçevesinde düzenlenen taahhütlerin BTK tarafından denetlendiğini,davalı şirketin cayma bedelini talep edebileceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tüketicilerin belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan her türlü abonelik sözleşmelerinin düzenlenmesi için getirilen 24/01/2015 tarihli Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 16. Maddesiyle; süresinden önce taahhütlü aboneliğini sonlandırması halinde satıcı veya sağlayıcının aboneye sağlanan indirim ve faydaları “cayma bedeli” olarak aboneden talep edebileceğinin düzenlendiğini, davacının tacir olduğu, tüketicinin korunmasını düstur edinen mevzuatın tüketiciden bile cayma bedelinin talep edilebileceğini düzenlemişken tacir olan davacı taraftan cayma bedelinin talep edilememesinin mantıkla bağdaşır hiçbir yanı bulunmadığını,“MADDE 16 – (1) Taahhütlü aboneliklerde tüketicinin süresinden önce taahhütlü aboneliğini sonlandırması halinde, satıcı veya sağlayıcının talep edeceği bedel, tüketicinin taahhüdüne son verdiği tarihe kadar tüketiciye sağlanan indirim, cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalmak zorundadır. Ancak, tüketiciden taahhüt kapsamında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının, bu tutardan düşük olması halinde sınır değeri olarak tüketici lehine olan tutarın esas alınması zorunludur.”davacının taraf tacir olup mevzuatta tacirlere ilişkin hükümlerine tabi olduğunun,davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, 6102 sayılı Yasanın 21/3 maddesi uyarınca bir faturayı tebliğ alan tacirin fatura içeriğine ilişkin itirazını 8 gün içerisinde yapmasını gerektiğini, aksi halde fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını düzenlendiğini,değerlendirmeye alınan maillerin hukuki geçerliliği bulunmadığını, arada sözleşme olduğunu, kimin tarafından bu maillerin atıldığının teknik olarak incelenmesi gerektiğini,itirazları doğrultusunda ek rapor alınması gerektiğini,eksik inceleme ile karar verildiğini,rapordaki çelişki giderilmeden yapılan ıslaha itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava ,fazla alındığı ileri sürülen cayma bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralı GSM hatlarına ait 11.08.2020 tarihli 2 adet kurumsal tip abonelik sözleşmesinin imzalandığı açıktır. Alınan bilirkişi raporunda …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralı GSM hatlarına ait 11.08.2020 tarihli 2 adet Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesinin imzalandığı,ayrıca davalı bayisi tarafından ise davacıya bu sözleşme ve sözleşme ek belgelerinde; sözleşmelerde abonelik taahhüt süresinin ve aboneye hangi hizmetlerin ne kadar bir bedelle sunulacağı,paketlerin isimlerinin ne olduğu, taahhüt süresince uygulanacak aylık indirim miktarlarının ne kadar olduğu, hangi kampanyalara dahil olunduğu bilgilerinin bulunmadığı, davalı tarafça davacıya tahakkuk ettirilen fatura detaylarında; …, …, …, … Paket ücretlendirmeleri bulunduğu, taahhütname sürelerinin 12 aylık olduğu ve 9 hat içinde sadece … Numaralı hatta ait taahhütnamenin, süresi tamamlanmadan fesfedilmesi sebebiyle taahhüt süresince yapılan indirimlerin abone lehine olacak şekilde davacı tarafa yansıtıldığı görüldüğü,davacının sunduğu davalı … A.Ş.’ye ait emrah….@…com.tr e-posta adresinden 10.08.2020 tarihinde gönderildiği iddia edilen teklifte ‘’ 5 hat tarifesi 2000 dk,320 sms,1 GB internet, 2 hat tarifesi 12.000 dk,20 GB internet, 3250 sms, 2 hat tarifesi 3000 dk, 20GB, 3100 sms, bütün hatlara toplara işte cep hesaplayıp hat başına 48 TL ödenecek.Toplamında 438 TL 9 hat için ödenecek tutar miktarıdır.’’ ibaresinin bulunduğu ,davalı … A.Ş.‘nin sunduğu bilgi ve belgelerde bu teklife ilişkin herhangi bir detay bulunmadığı,mail içeriğinde paket isimleri yer almasa da mail bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı tarafın tahakkuk ettirdiği faturalarda bulunan paketleri tarif ettiğinin belirlendiği, belirtilen e posta geçersiz kabul edildiğinde, davacı …’a tahakkuk ettirilmiş tutarların haklı olduğu ve davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı ,aksi taktirde ise,söz konusu e posta ve e posta içeriği geçerli olduğu taktirde ise,hukuki olarak geçerli kabul edildiğinde ise davalı … A.Ş.‘nin 9 hat için aylık 48 TL den 12 ay boyunca toplam 5.184 TL tahsil etmesi gerekirken 13.341 TL tahsil ettiği ,fazladan tahsil ettiği,davalının davacıya 8.157 TL yi iade etmesi gerektiği ,ayrıca davalı … A.Ş. tarafından … numaralı hatta cayma bedeli olarak tahakkuk ettirilen 686,82 TL’nin yönetmeliklere uygun olduğu belirtilmiştir. Davalının bayisi tarafından davacıya gönderilen e postanın davalı bayisi tarafından gönderildiği anlaşılmakla, bu e posta gereği davacının sözleşmeye ilave olarak belirtildiği şekilde 12 aylık taahhüt altına girdiği, bu taahhüt süresi dolmadan sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği ve davalının bu nedenle almayı hakettiği cayma bedelinin söz konusu 9 hat için aylık 48 TLden 12 ay için 5.184,00 TL olması gerekirken fazladan 13.341,00 TLlık tahsilat yapılması nedeniyle aradaki fark tutarı olarak davalının davacıdan 8.157,00 TL fazla tahakkuk yaptığı hesaplanmıştır. Bu yönüyle alınan bilirkişi raporundaki bu hesaplamanın mevzuat ve tarifeye uygun olduğu ,bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Davalının faiz başlangıcı yönünden açık bir istinaf sebebine rastlanmamıştır.İstinaf sebepleri ile bağlı olarak yapılan inceleme sonrası mahkeme kararı usul ve hukuka uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 557,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 139,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 417,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/04/2023