Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2752 E. 2022/2824 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2752
KARAR NO: 2022/2824
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2022
NUMARASI: 2021/381 E – 2022/273 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı şirket, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsilinin sağlanması amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı borca, faize ve ferlerine ilişkin itirazda bulunduğunu, işbu itiraz üzerine ilgili icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğunu, borçlunun tapmış olduğu itiraz ve iddiaları hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirket, elektrik hizmeti sunmasına ve kullandırmasına rağmen davalı taraf aldığı hizmetten kaynaklı borcu ödemediğini, tarafların işbu dava açılmadan önce arabuluculuk toplantısı gerçekleştirdiğini anlaşma sağlanmadığını, tüm bu açıklamalar doğrultusunda davalının haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali için dava açma zorunluluğunun hasıl olduğunu beyan etmiş, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle;Davalı 2016 ila 2017 yılları arasında bir dönem … mh. … Sk. No. 7/A Maltepe/İstanbul adresinde lavaş ve tandır ekmeği imaları yaptığını ancak işin tutmaması üzerine işyerini kapattığını davalı bu zaman zarfında dükkamı için davacı şirketin elektrik abonesi olduğunu, davacı tarafından davalı yana başlatılan icra takibine, davalının davacı kuruma hiçbir borcu olmaması nedeniyle itiraz ettiğini, arabuluculuk sürecinde yapılan tebligat usulsüz olduğunu, davalıya ait olmayan aslında hiç olmayan bir adreste davalıya tebligat yapılmaya çalışıldığını ve davalının yokluğunda toplantı düzenlendiğini, davacı taraf hem davalının cep telefonunu vermeyerek hem de adresini yanlış vererek arabulucuyu yanlış yönlendirdiğini, bu itibarla davanın usulden reddi gerektiğini, bu sürecin sonunda gerekli incelemeler yapıldıktan sonra davalı abonelik yaptırırken yatırdığı depozito davalının … bankası nezdinde bulunan hesabına iade edileceğinin davalıya bildirildiğini, 154,66 TK güvence bedeli 07.09.2019 tarihinde davalının mezkür hesabına iade edildiğini, dava konusu faturanın oluşturulma tarihi 19.08.2020 olduğunu, bu tarihin davalının iş yerinin kapatılmasından yaklaşık 2,5 sene sonraya aboneliğin iptal etmesinin ise 1,5 sene sonraya tekabül ettiğini beyan etmiş, açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine, aksi takdirde esastan reddine, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; “davanın reddine, kötüniyet tazminatı isteminin şartları oluşmadığından reddine, İcra İnkar tazminatı isteminin şartları oluşmadığından reddine, ” kararı verilmiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 8.000,00-TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen davanın değeri 3.890,52-TL olup, karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/11/2022