Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2685 E. 2023/2757 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2685
KARAR NO: 2023/2757
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2022
NUMARASI: 2021/483 E – 2022/388 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirket ile imzalanan 05.09.2005 tarihli “…. Bölge Konutlarının Kat Karşılığı Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması İşine İlişkin Sözleşme” kapsamında proje alanındaki konutlar ile istinat duvarları da Yüklenici Şirket’in taahhütleri altında yapıldığını, işin adının … Sitesi olduğunu, Projede geçici kabulün 12.09.2007 tarihinde, davalının yüklenici olduğunu, kesin kabul ise 20.11.2008 tarihinde yapıldığını, … Site Yönetimi tarafından, 11.06.2012 tarihinde İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinde 2012/288 E. (bozma sonrası yeni 2017/68 E.) sayısı ile eksik, kusurlu imalat ve ayıplar nedeniyle tazminat davası açıldığını, söz konusu davanın yüklenici davalıya 21.06.2012 tarihinde ihbar edildiğini, alınan bilirkişi raporları ile istinat duvarlarının ayıplı olduğu tespit edildiğini ancak mahkemece site yönetiminin davasının usulden red edildiğini, sözleşme kapsamında davalının taahhütleri altında yapılan … Sitesi’ndeki … Blok’un güneydoğusunda bulunan yol kenarı kademeli istinat duvarının (…) … Blok güneydoğusuna denk gelen bölümünde can ve mal güvenliğini tehdit eden ciddi deformasyonlar oluştuğunu ve duvarın patlamaya başladığını, … Blok zemin tretuvar dibinden itibaren çatlaklar ve toprakta çökmeler oluştuğunu, davacı tarafından davalıya gönderilen Beyoğlu … Noterliği 30.05.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; “Son dönemlerde İstanbul’da meydana gelen bina çökmeleri, toprak kaymaları ve İstinat duvarı yıkılması olayları üzerine Şirketimiz de can ve mal kaybı riski olup olmadığını tespit amacıyla kendi yaptırdığı projelerde incelemeler başlatmış ve … A.Ş. Tarafından yapılmış olan binalarda/projede kontrol teşkilatımız tarafından yerinde yapılan gözlem ve incelemeler sonucu; geotekstilli istinat duvarlarının tamamında deformasyonlar olduğu ve oluşan bu deformasyonların can ve mal güvenliğini tehdit edecek düzeyde olduğu” davaya konu projede tamir ve tadillerin yapılması gerektiği; “…can ve mal güvenliğini tehdit eden söz konusu imalatlar ile proje kapsamında aynı mahiyette bulunan tüm sorunların düzeltilmesi için işlem başlatılmasını, başlatılmış olan işlemin ivedilikle tamamlanmasını, … Gerekli tamiratların yapılmaması halinde bahse konu sorunların, önemi ve aciliyeti gereği, Müvekkil Şirket tarafından yaptırılarak tüm masrafların tarafınızdan tahsili için yasal işlem başlatılacağını” aksi halde gerekli iş ve işlemlerin … tarafından yaptırılarak rücu edileceği ihtar edildiğini, davalının ise Beşiktaş … Noterliği 17.06.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; proje kapsamında geçici kabul ve kesin kabullerin yapıldığını, geoduvarların talimatlar doğrultusunda imal edildiğini, sözleşmeye, projelere, şartnamelere, amacına uygun olarak imalatların yapıldığını, kullanılan malzemelerin … tarafından denetlendiğini iddia ederek ihtar edilen hususlardaki gerekleri yerine getirmediğini, davacı tarafından yerinde inceleme yapılmış, söz konusu imalatla ilgili olarak Boğaziçi Üniversitesi’nden alınan değerlendirme raporunda; bölgede yaşayan insanların can ve mal güvenliği açısından risk teşkil eden duvarın ivedilikle tamir edilmesi gerektiği kanaati bildirildiğini, akabinde, … Belediyesi, gelen ihbar ve şikayetler üzerine ve bölgenin oturum için emniyetsiz olması sebebiyle … Bloktaki 12 adet daire sakinlerini tahliye ederek civardaki otellere yerleştirdiğini, site sakinleri ve site yönetimi tarafından davacıya gönderilen yazılar ve ileri sürülen iddialar üzerine davacının da davalıya ihtarname gönderilerek, mevcut durum ile ilgili derhal çalışma yapılması, yıkılan veya deforme olan duvarların onarılması gerektiği bildirildiğini, davalının buna yanaşmadığını, tüm bunların akabinde 20.02.2020 tarihinde İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/21 D.İş sayılı dosya ile delil tespiti davası ikame edilerek dava konusu yerde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, sonrasında ise … tarafından deformasyona uğramış duvarın imalatı ve tadilatı açısından en uygun teklifler alınarak …’ın teknik ekibinin gözetiminde imalatın yeniden yapımı tamamlandığını, davalı ile yapılan sözleşmenin ilgili maddelerine istinaden … tarafından yapılan harcamalara ilişkin olarak 25.03.2021 tarihinde davalıya 2.118.117,22 TL + KDV (2.499.378,32 TL) bedeli üzerinden fatura kesildiğini ancak davalının iade ettiğini, zorunlu arabuluculukta da anlaşma sağlamadığını, davalı ile imzalanan sözleşmenin 43. maddesinde sözleşme eki olarak yer alan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 26. maddesine göre; “Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de on beş yıl süreyle müteselsilen sorumludur.” hükmü ile “uğranılan zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve tazmin ettirilir.” hükmü gereğince yüklenici davalının, 21.03.2007 tarihinde yapılarak bitirilen ve 20.11.2008 tarihinde kesin kabulü yapılan sözleşme konusu işlerle ilgili tüm sorumluluğu devam ettiğini, sözleşmenin 19. ve 15. maddelerinde yer alan “Yüklenicinin taahhüdünde yer alan inşaatlar ve bunların üçüncü kişilere satılması nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü, eksik, kusur talepleri ile eksik ve kusurların onarımı, giderilmesi, geç teslim, kira kaybı, zarar ziyan vb. İdareye yönelik tüm tazminat talep bedelleri Yükleniciye aittir. Ayrıca bu konulara ilişkin İdareye karşı dava açılması halinde; İdarenin dava neticesinde ödemek zorunda kalacağı tüm tazminat, ceza vb. bedeller ile yargılama masrafları ve vekalet ücretleri de Yükleniciye ait olacaktır.” şeklindeki düzenlemeler gereğince … Sitesi’ndeki yıkılan/deforme olan istinat duvarlarının güçlendirilmesi, onarılması veya yeniden yapılması işleri ve bu işler için ödenecek masrafların da Yüklenici Şirket’in sorumluluğunda olduğunu beyanla; davacı … tarafından ödenmek zorunda kalınan onarım bedellerinin sözleşme hükümlerine istinaden davalıya kesilen fatura bedeli olan 2.499.378,32 TL’nin fatura tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının da bildiği üzere, “… Konutları 4. Bölge Konut İnşaatlarının Kat Karşılığı-Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması işi”nde ilgili imalatlar tamamlanarak Geçici Kabul ve Kesin Kabulü yapıldığını, davaya konu müvekkili şirketçe inşa edilen geoduvarların tümü davacının talimatları doğrultusunda ve denetimi altında sözleşmeye, projelere, şartnamelere, fen ve amacına uygun olarak meydana getirildiğini, ayrıca geoduvar yapımında kullanılan malzemelerin … tarafından ve … labratuvarlarında yapım aşamalarında kontrol edilmiş ve onay verilen malzemeler kullanılarak … ve davacının talimatları doğrultusunda ve denetimi altında gerekli testler yapılarak teslim edildiğini, ayrıca müvekkili şirket tarafından daha önce yapılmış, topoğrafik okumalar ve yerinde yapılan gözlemler sonucunda geosentetik duvarlarda stabilite problemi olmadığı tespit edildiğini, dava dışı … Site Yönetimi tarafından davacıya ve ihbar olunan sıfatı ile müvekkili şirkete karşı haksız olarak 07.05.2012 tarihinde İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi 2012/288 Esas sayısı ile açılmış olan tazminat davasında, uyuşmazlık konularından birinin de site yönetiminin iddia ettiği geoduvarlardaki ayıp olduğunu, dosya kapsamında eksik ve hatalı inceleme sonucu bilirkişi raporları alındığını, bilirkişi raporlarına müvekkili şirketçe itiraz edildiğini, tüm imalatların davacı şirket ile kararlaştırılan standartlara ve projeye uygun olarak meydana getirildiğini, dava konusu inşaatın malzeme ve işçilik kalitesinin birinci sınıf olup, işveren idare tarafından düzenlenen 20.11.2008 Tarihli kesin kabul tutanağı ile durumun sabit olduğunu, birinci sınıf malzeme ile filesi de dahil olmak üzere tüm teknik standartlara uygun olarak yapılmış olan mantolamanın dış etkenlerden kaynaklanan sebeplerle zarar görmüş olması mümkün olduğu gibi sonradan eklenen kullanım hataları nedeni ile ortaya çıkmış olmasının da muhtemel olduğunu, bu nedenle talebin haksız olduğunu, meydana gelen deformasyonlar tamamen … Site Yönetiminin bakım ve yenileme işlemini yapmamasından kaynaklandığını, dava dışı … Site Yönetimi tarafından teslim tarihinden itibaren aralıksız olarak kullanıldığını, inşaatta ayıp söz konusu olsa idi bu ayıbın makul sürede öğrenilmiş olması gerektiğini, taraflar arasında imzalanan 05.09.2009 tarihli … ili, … ilçesi “… 4. Bölge Konutlarının Kat Karşılığı -Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması İşi” ne ilişkin sözleşmenin Yüklenicinin Sorumlulukları başlıklı 19/16. Maddesi; “4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu gereğince Yüklenici taahhüt konusu işlerinde eksik ve kusurlu imalatlar tesliminden sonra ortaya çıkmış olsa bile Yüklenici bağımsız bölümlerin nihai alıcıya tesliminden itibaren 5 yıl süre ile eksik ve kusurlu işleri gidermek ve buna ilişkin tazminat ve talepleri ödemekle yükümlüdür.” şeklinde olduğunu, davalının Yapım İşleri Şartnamesinin ilgili maddesinde belirtilen süre ile sorumlu olduğundan bahsedilemeyeceğini, ayrıca taraflar arasında imzalanan “…. Bölge Konutlarının Kat Karşılığı-Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması İşi” ne ilişkin Teklif Alma Şartnamesinin 3. Maddesinde de “Kat Karşılığı -Hasılat (Gelir) paylaşımı usulü inşaat işi için şartnameler doğrultusunda yapılan teklif alma işlemlerinin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olmadığı gibi 4734 sayılı kamu ihale kanununa da tabi olmadığının açık ve net olarak belirtildiğini, bu sebeple Yapım İşleri Şartnamesinde belirtilen süre ile müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini beyanla, davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “İşin ayıplı olması, taraflar arasındaki 05.09.2009 tarihli … ili, … ilçesi “… Konutları 4. Bölge Konutlarının Kat Karşılığı -Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması İşi”ne ilişkin sözleşmenin 43. Maddesi ile Yapım İşleri Genel Şartnamesine atıfta bulunması ve buradaki sorumluluğun 15 yıl olması, kesin kabulden itibaren bu sürenin henüz geçmemiş olması nedeniyle davalının zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.Meydana gelen zararın yeniden yapılması nedeniyle yapılan harcama kadar olduğu, bunun da 2.499.378,32TL olduğu ikinci yüklenicinin kestiği faturalardan anlaşılmıştır. Davacı da bu miktarda davalıya fatura kesmiş ise de davalı itiraz ederek iade etmiştir.Dosyamız arasına celbedilen tespit dosyası, tüketici mahkemesi dosyası kapsamı, bilirkişi raporları, teknik rapor ve dosyamız kapsamından; davalının işi ayıplı yaptığı, gizli ayıp olduğu, süresinde ihbar yapıldığı, ayıp nedeniyle davalının %80 kusurlu olduğu, ihtara rağmen ödeme yapmadığı ve işi de yenilemediği anlaşılmış ve talebin kusur oranında haklı olduğu kanaatine varılmıştır.Davalının %80 oranında kusurlu olduğu kabul edildiğine göre, bu orana denk gelen 1.999.502,66TL üzerinden davanın kabulüne, davacının kestiği fatura tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçeleriyle 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE, 1.999.502,66 TL’nin 25/03/2021 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısma ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; yüklenici Şirket’in, sözleşme hükümlerine uygun inşa etmediği istinat duvarı nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiğini, … tarafından yapılan imalat ve tadilat bedellerinin yüklenici şirket tarafından ödenmesi gerekmekteyken davanın kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yüklenici şirket ile imzalanan sözleşmenin 43. maddesinde sözleşme eki olarak yer alan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 26. maddesine göre; “Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de on beş yıl süreyle müteselsilen sorumludur.” hükmü ile “uğranılan zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve tazmin ettirilir.” hükmü gereğince; Yüklenici Şirket’in, 21.03.2007 tarihinde yapılarak bitirilen ve 20.11.2008 tarihinde kesin kabulü yapılan sözleşme konusu işlerle ilgili tüm sorumluluğunun devam ettiğini, yine sözleşmenin 19. ve 15. maddelerinde yer alan “Yüklenicinin taahhüdünde yer alan inşaatlar ve bunların üçüncü kişilere satılması nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü, eksik, kusur talepleri ile eksik ve kusurların onarımı, giderilmesi, geç teslim, kira kaybı, zarar ziyan vb. İdareye yönelik tüm tazminat talep bedelleri Yükleniciye aittir. Ayrıca bu konulara ilişkin İdareye karşı dava açılması halinde; İdarenin dava neticesinde ödemek zorunda kalacağı tüm tazminat, ceza vb. bedeller ile yargılama masrafları ve vekalet ücretleri de Yükleniciye ait olacaktır.” şeklindeki düzenlemeler gereğince … Sitesi’ndeki yıkılan/deforme olan istinat duvarlarının güçlendirilmesi, onarılması veya yeniden yapılması işleri ve bu işler için ödenecek masrafların da yüklenici şirketin sorumluluğunda olduğunu, can ve mal güvenliği açısından risk oluşturan istinat duvarı ile ilgili … imalat ve tadilat yapmak zorunda kalması üzerine ödenen bedelin ödenmesi için davalı yüklenici şirkete fatura kesildiği halde ödemenin yapılmadığını, istinat duvarlarında eksik ve ayıplı imalatların olduğunun bilirkişi raporları ve uzman görüşleri ile tespit edildiğini ileri sürerek davanın tümden kabulüne, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; “…. Bölge Konut İnşaatlarının Kat Karşılığı-Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması işi”nde ilgili imalatların tamamlanarak geçici kabul ve kesin kabulünün yapıldığını, davaya konu müvekkili şirketçe inşa edilen geoduvarların tümünün davacının talimatları doğrultusunda ve denetimi altında sözleşmeye, projelere, şartnamelere, fen ve amacına uygun olarak meydana getirildiğini, yapımında kullanılan malzemelerin … tarafından ve … laboratuvarlarında yapım aşamalarında kontrol edildiğini ve onay verilen malzemeler kullanılarak … ve davacının talimatları doğrultusunda ve denetimi altında gerekli testler yapılarak teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından daha önce yapılmış, topoğrafik okumalar ve yerinde yapılan gözlemler sonucunda geosentetik duvarlarda stabilite problemi olmadığının da tespit edildiğini, bilirkişi raporlarına müvekkili şirketçe itiraz edildiği halde itirazlar dikkate alınmadan karar verildiğini, İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi 2012/288 E., 2015/1273 K. Sayılı kararı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/2055 E. 2016/17544 K. Sayılı kararı ile bozulduğunu, yargılamanın devam etmekte olduğunu, , meydana gelen deformasyonların tamamen … Site Yönetiminin bakım ve yenileme işlemini yapmamasından kaynaklandığını, işin yapımında ayıptan söz edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin Yüklenicinin Sorumlulukları başlıklı 19/16. Maddesinin “4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu gereğince Yüklenici taahhüt konusu işlerinde eksik ve kusurlu imalatlar tesliminden sonra ortaya çıkmış olsa bile Yüklenici bağımsız bölümlerin nihai alıcıya tesliminden itibaren 5 yıl süre ile eksik ve kusurlu işleri gidermek ve buna ilişkin tazminat ve talepleri ödemekle yükümlüdür.” şeklinde olduğunu, ilgili imalatların tamamlanarak 21.03.2007 tarihinde Geçici Kabul ve 20.11.2008 tarihinde de Kesin Kabulü yapıldığını, bilirkişi raporunda belirtilenin aksine Sözleşmenin 43. Maddesindeki atıfla sözleşme eki kabul edilen Yapım işleri Genel Şartnamenin 26. Maddesinde yer alan yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi kesin kabul onay tarihinden itibarende 15 yıl süreyle müteselsil sorumludur ibarenin değil, davacı ve müvekkili şirket tarafından imzalanan 05/09/2005 tarihli … İli, … İlçesi, “…. Bölge Konutlarının Kat Karşılığı- Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması İşi”ne ilişkin sözleşmenin Yüklenicinin Sorumlulukları başlıklı 19/16. Maddesinin uygulanması gerektiğini, ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, taraflar arasındaki Kat Karşılığı Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması İşine İlişkin Sözleşme gereğince, yüklenici şirketin ayıplı imalat yapmış olması nedeniyle, bedeli davacı tarafça ödenerek gerekli onarım ve işlerin yapıldığı iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir.Taraflar arasında imzalanan 05.09.2005 tarihli “… Toplu Konutları 4. Bölge Konutlarının Kat Karşılığı Hasılat Paylaşımı Usulü ile Yapılması İşine İlişkin Sözleşme kapsamında proje alanındaki konutlar ile istinat duvarlarının yüklenici şirketin taahhüdünde yapıldığı, proje kapsamında yapılan konutların kullanılan ismi … Sitesi olduğu, geçici kabulün 12.09.2007 tarihinde, kesin kabulün 20.11.2008 tarihinde yapıldığı hususlarında ihtilaf yoktur.Söz konusu imalatla ilgili olarak taraflarınca Boğaziçi Üniversitesi’nden değerlendirme raporunda “sahada oluşan deformasyonların sebebinin geosentetik donatılı duvarda ince malzeme özelliği gösteren dolgu malzemesinin gerekli yalıtım ve drenaj önlemleri alınmadan kullanılması olduğu, kullanılan malzemenin ince malzeme gibi davrandığı, mukavemetinin düşük olduğu, drenajsız davrandığı, yeterince sıkıştırılamadığı, yumuşak kil özelliği gösterdiği, sahada bu zemine suyun ulaşmasını engelleyecek önlemlerin alınmadığı, bunun sonucunda suyu tutan dolgunun ağırlaştığı, yanal deformasyon göstererek kendi içinde göçtüğü, bu tip göçmenin bulging olarak tanımlandığı, Bulging tipi yanal deformasyonun sebebinin; zeminin yumuşak ince malzeme özelliğinde olması, suyu tutması ve kendi ağırlığı altında göçmesi olduğu, deformasyon yönündeki donatıların yeterli direnci gösteremeyecekleri, bu nedenle, dolgu içindeki mevcut geosentetik donatıya rağmen deformasyonların uzun dönem devam edeceği, dolgunun hareketine devam edeceği ve temel altı zemininin açığa çıkacağı, o nedenle mevcut duvarın önlemsiz bırakılmasının bir seçenek olmadığı … Hangi yöntem tercih edilirse edilsin sistemin drenajının elden geçirilmesi ve geliştirilmesi gerektiği, dolguya suyun girmesinin önüne geçecek çözümler üretilmesi gerektiği belirlenmiştir.” şeklinde görüş bildirilmiştir. İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/21 D.İş sayılı dosyasına sunulan 16.03.2019 tarihli Bilirkişi Raporunda; “…yapılan istinat duvarının (geoduvar) … blokun güney-doğusuna gelen bölümünde inceleme yapıldığı, istinat duvarının boyunun yaklaşık 140 metre olarak ölçüldüğü, yüksekliğin ise iki kademeli olarak geoduvar ile prefabrik üretilen beton tuğla ile birinci kademe 6,60 metre yüksekliğinde, üstte ikinci kademe 4,00 metre yükseklik olarak örüldüğünün tespit edildiği, yaklaşık 100 metrelik boy ve ilk kademe 6,60 metre yüksekliğindeki istinat duvarının alt bölümlerinde kısmi çökmeler, sökülmelerin olduğunun tespit edildiği, istinat (geoduvar) duvarının ilk 6,60 metre yüksekliğindeki bölümünde fen ve sanat kurallarına uygun drenaj ve su tahliye sisteminin kurulmaması veya yeterli randıman vermemesi nedeniyle, yer altı suyu baskısı neticesinde deforme olduğunun kanaatine varıldığı” mütalaa edilmiştir.Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde bilirkişi heyeti raporlarında” Yerinde yapılan incelemede, … ve … Blokların arkasında, dava konusu yapılan geoduvar imalatlarının, dosya kapsamındaki belirtilen en çok hasar almış geoduvar bölümündeki hasarın giderilmesi kapsamında yapılmış olduğu anlaşılmış, yerinde yapılan imalatlarda alınabilecek ölçülerden, istinat perdesi ve payandaların ölçüleri alınmış, projesi ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir. 2020 yılında yapılan Kdv dahil 2.499.378,32.-TL iş bedelinin hadde layık değerde olduğu… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … Ada, … parsellerinde yer alan … …San. ve Tic. AŞ. tarafından yaptırılan, müteahhidi …A.Ş. olan … projesinin 2008 yılında gerçekleştirilen iş kapsamında yapılan geoduvarlarda oluşan tahribatın, uygulama esnasında duvar arkasında kullanılan uygun dolgu malzemesi ve doğru drenaj sistemi uygulandığında oluşmayacağı, yapım esnasında yeterli denetim ve müdahalenin yapılmadığı da anlaşılarak, ağırlıklı sorumluluğun yüklenici firmada olduğu tespiti ile, İdare … Tic. A.Ş.’nin konu olayda %20 oranında kusurlu olduğu, yüklenicinin %80 oranında sorumlu” yönünde görüş bildirilmiştir.Taraflar arasındaki sözleşmenin 14.maddesinde; İdare kontrollerinin şartnameler, sözleşme ve ekleri ile diğer belgelere uygun olarak verecekleri talimatlara yüklenicinin uymak zorunda olduğu, İdare tarafından onaylanmış proje ve imalatlarda yapılacak her türlü değişikliğin idare’nin yazılı müsadesiyle olmasının şart olduğu, herhangi bir işin, kontrol teşkilatının denetimi altında yapılmış olması yüklenicinin üstlenmiş olduğu işi bütünüyle projelerine, sözleşme ve şartnamelerine, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yapmak hususundaki yükümlülükleri ve bu konudaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı hususları” şeklindedir.Sözleşmenin 27.maddesinde, çıkacak arıza ve kusurların giderilmesi ile bakım, onarım ve bunlarla ilgili her türlü masraf ve giderler yükleniciye ait olduğu, sözleşmenin 43.maddesinde, sözleşme kapsamındaki işler için yüklenici’nin hazırlayacağı ve idarenin onaylayacağı bütün iş programları, ek projeler, detaylar ve benzerlerinin yanı sıra Yapım işleri genel şartnamesinin de geçerli olduğu belirtilmiş olup, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 26. maddesine göre; “Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de on beş yıl süreyle müteselsilen sorumludur.” denilmektedir.Tüm bunlara göre yapılan değerlendirmede, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı tarafça yapılan imalatların ayıplı olması nedeniyle bedeli davacı tarafça ödenmek suretiyle yeniden yaptırdığı, yapılan giderin işle ve yapıldığı tarihe göre uyumlu olduğunun bilirkişi heyetince belirlendiği, sözleşme gereği davacının talimat verme e gözetim yetkisi nedeniyle belirlenen kusurun da yerinde olduğu anlaşılmakla mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,Davacıdan alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15-TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 136.586,02-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 34.146,50- TL harcın mahsubu ile bakiye 102.439,52-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/09/2023