Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2684 E. 2023/976 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2684
KARAR NO: 2023/976
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2022
NUMARASI: 2016/1138 E – 2022/404 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirket ile yapmış olduğu 06.02.2013 tarihli ortaklık sözleşmesi uyarınca şirketin … Cad. No: … Yeşilyurt Bakırköy İstanbul adresinde restoran olarak faaliyetini sürdüren Şubesine %50 ortak olduğunu, sözleşmeye göre müvekkilinin demirbaşlara, gıdalara ve işletme faaliyetleri ile ilgili taşınır tüm mallara ilişkin mülkiyet hakkının %50 sine ortak olduğunu, müvekkilinin ortaklık sözleşmesi yapılmadan önce ve ortaklık sözleşmesi yapıldıktan sonra ortaklığa ödemeler yaptığını, daha sonra müvekkilinin aynı şartlarda davalı şirketin Ataköy ve Beykent de bulunan diğer şubelerine de ortak olduğunu, söz konusu şubelere finansman sağlamak adına çeşitli tarihlerde davalı şirket yetkilisi hesabına ödemeler yaptığını, ancak bu şube ortaklıkları için taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmadığını, şifahi anlaşma ile ortaklık kurulduğunu, müvekkilinin şube ortakları için finansman desteği sağladığını ve ödemeleri davalıya yaptığını, müvekkilinin, davalı şirkete ortak olmasına rağmen şimdiye kadar herhangi bir kar payı ya da kazanç elde edemediğini, davalılar tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinden masraf ve restoran giderleri adına altında bir takım ödemeler alındığını, müvekkilinin davalılara banka ve elden olmak üzere bu güne kadar 400.000,00-TL üzerinde ödeme yaptığını, ancak bu alacağın iade edilmediğini ve kendisine herhangi bir kar alacağı ödemesi yapılmadığını, sözleşmede, kar ve zarara her iki tarafın %50’şerlik pay ile ortak olduğunu, hesaplaşmanın aylık olarak yapılacağı ve her ayın ilk haftası içinde önceki aya ilişkin maliyetlerin mali ayrıntısının notlar halinde çıkarılacağı, kar ve zararın tespit edileceğinin kararlaştırıldığını, bu güne kadar böyle bir hesaplama ya da hesaplaşma yapılmadığını, davalının Beykent’te bulunan şubeyi müvekkilinin bilgisi dışında başka birine devrettiğini, Yeşilyurt’taki şubeyi de kapattığını, Beykent’teki şubenin devrinden ya da Yeşilyurt’taki şubenin kapatılmasından sonra şubenin demirbaşlarından ve işletme faaliyetleri ile ilgili taşınır tüm mallardan elde ettiği gelirden müvekkiline bir ödeme yapılmadığını ,davalılara müvekkilinin alacağına ilişkin olarak Beyoğlu …. Noterliğinin 09.09.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini ,ancak bu güne kadar müvekkiline bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin davalılara yapmış olduğu ödemelerinin iadesi, devri yapılan şubelerdeki demirbaş satışlarından elde edilen gelir ve kar payı alacağı için iş bu davayı açtıklarını, müvekkili tarafından davalılara yapılan finansman desteği ödemelerin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilin şubelerin devri ve ortaklığın ticari işleyişi nedeniyle elde edeceği, bu güne kadar ödenmeyen kazanç karının işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağın teminat altına alınması ve müvekkilinin telafisi imkansız zarara uğramaması adına, davalıların araç, gayrimenkul, ticari sicil kayıtları ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı 22/10/2019 tarihli ıslah dilekçesinde; taleplerini 374.300,00-TL artırarak ödenen 384.300,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ederek ıslah harcını da yatırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili … Gıda Ltd. Şti. ile davacı … arasında imzalanan 06.02.2013 tarihli Şube Ortaklık Sözleşmesi” uyarınca, taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda ifade bulduğu üzere bir “adi ortaklık” kurulmuş olup, davalıya gönderilen ..ç no.lu ihtarnamede yer alan tüm iddialar aşağıda açıklanan nedenlerle asılsız ve hukuka aykırı olduğunu ,taraflar arasında akdedilen sözleşmenin başlığından ve sözleşmenin konusu başlıklı 2. maddesinde da açıkça anlaşılacağı üzere sadece … Cd. No:… Yeşilyurt Bakırköy/İstanbul adresinde faaliyet gösteren restoranın işleyişine ilişkin olduğunu, kurulan ortaklığın ve bu ortaklık için alınan ortaklık bedelinin şirketin diğer şubeleriyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, gerek sözleşme, gerekse fiili işleyişin bu durumu şüpheye yer bırakmaksızın ortaya koyduğunu,… ve şirketin yetkilisine aynı e-maillerde olmak üzere Yeşilyurt restoranda istihdam edilen idari işlerden sorumlu personel … tarafından, düzenli olarak mali işleyişe ilişkin bilgi verildiğini, … sözleşmenin 8. Maddesince sevk ve idareden sorumlu yönetici ortak olduğunu, bu sıfatın kendisine verdiği tüm kanuni yetkileri kullanmasının önünde bir engel oluşturmadığını, gerek personelle gerekse mali işlerden sorumlu müşavirle doğrudan iletişim halinde olan …’nın her an, hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın her türlü bilgi ve belgeye erişim imkanının bulunduğunu bildirerek ,davacının haksız davasının reddine, davanın davacı tarafından kötü niyetli olarak açılmasından dolayı HMK 329/1 gereğince müvekkil ile arasında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince akdedilen ücret sözleşmesi gereğince dava konusu dairenin %15 nin davalıdan tahsiline,davanın kötü niyetli ile açılmasından dolayı davacının HMK 329/2 gereğince 5 bin TL’den aşağı olmamak üzere disiplin para cezası ile mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkeme alınan bilirkişi kök ve ek raporları kapsamında Yeşilyurt şubesi dışında adi ortaklık ilişkisini ispatlayamadığı, davacının adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu Yeşilyurt şubesinden kaynaklanan alacağının 5.772,51-TL olduğu, Adi ortaklık sözleşmesinin kurulmadığı şubeler adına yapmış olduğu ödemelerden kaynaklanan alacağının da 349.300,00-TL olduğu,bu nedenle davacının adi ortaklıktan kaynaklanan 5.772,51-TL ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan 349.300-TL olmak üzere toplam 355.072,51-TL alacaklı olduğu ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edilip diğer davalıya tebliğ edilmemesine rağmen istenen tutarlar yönünden açıklamanın bulunmadığı, temerrüdün bu nedenle ihtarla oluşmadığı gerekçesi ile; “Davanın kısmen kabulüne, adi ortaklıktan kaynaklanan 5.772,51-TL ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan 349.300-TL olmak üzere toplam 355.072,51-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline”karar vermiştir. Kararı davacı ve davalılar vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf diekçesinde; davacının iddia ettiği tüm şubeler içinde para ödediğini,yalnızca Yeşilyurt şubesi için yazılı sözleşme yapıldığının,davacıya tük şubeler için ortaklık vaad edildiğini,davacıya belgeleri inceleme imkanının davalı tarafça tanınmadığı gibi davalının da hesaplama yada hesaplaşma yapmadığını,buna ilişkin kayıtları davalının mahkemeye sunulduğınu, davalı beyanına göre davalı şirketin zararla kapandığının bildirildiğini,davacının katkı payının aynı zamanda fesih ve tasfiyeyi de kapsadığını,adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesi gerektiğini,adi ortaklık zarar ettiğinden davacının ortaklığa koyduğu sermayeyi isteyebileceğini,kar ve zarar konusunda bilgi vermeyen davalının davacı zararından sorumlu olduğunu,şubelerin kapatılıp Beykent şubesinin demirbaşları ile davalı tarafça başkasına devredildiğini,devir bedelinin 200.000,00 TL olmasına rağmen buna dair davacının belgesi olmadığını,faiz başlangıcının ihtarname tebliğ tarihi olduğunu, davacının hükmedilen tutardan daha fazla alacağı olduğunu,davanın tümden kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; davanın fazla ödenen tutarlardan kaynaklanan 349.300,00 TLlık kısmının her iki müvekkilden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi mümkün olmayıp, kabul anlamına gelmemek üzere davacı davasında haklı olsa dahi, bu tutarın yalnızca tahsil eden ilgili davalıdan talep edilebileceği, sebepsiz zenginleşme olmamakla beraber, olsa dahi zenginleşen kişinin aldığını iade ile yükümlü olabileceğini, davanın adi ortaklıktan kaynaklanan kısmının müvekkili …’ten tahsil edilemeyeceğine ilişkin itirazın ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını, şirket adına kabul anlamına gelmemek üzere, bu tutarın müvekkili …’ten tahsilinin talebinin mümkün olmadığını, şirket ortaklık sözleşmesi kapsamındaki payın şirketten talep edilebileceğini, taraflar arasında sözleşme olmasına davacının iddiası yapılan ödemelerin sözleşme kapsamında ödendiği açıkça belirtilmesine rağmen sebepsiz zenginleşme sebebi ile karar verilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden el değiştiren malvarlıklarındaki değerlerin sebepsiz zenginleşme kapsamında talep edilmesinin Yargıtay kararları ışığında mümkün olmadığını, dava dilekçesindeki taleplerin şirket adi ortaklığının payına ilişkin olup, mahkemece sebepsiz zenginleşme hükümlerinden bahisle kabul kararı verildiğini, dava dilekçesinde davacının taleplerinin somutlaştırılması yoluna gidildiğinden savunma haklarının engellediğini, davanın niteliği sebepsiz zenginleşme olarak kabul edilecek ise, bu davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması mümkün olmadığından davacının davasının dinlenemeyeceğini, müvekkili … hakkında devam eden yargılamanın tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gerekmesine rağmen yargılamaya bu müvekkili yönünden Ticaret Mahkemesinde devam edilmesinin hatalı olup, bu yönü ile de kararın kaldırılması gerektiğini, müvekkili …’e göndelen ödemelerin şube ortaklık sözleşmesi kapsamında tahsil edildiğini, mail içeriğinde belirtilen tutarlar da buna ilişkin olduğunu, bu sebeple sebepsiz zenginleşme değil, bir ortaklık sözleşmesi kapsamında alınan bedeller bulunmadığını, ayrıca davacının …’e ödediği 20.000 TL’nin dahi müvekkili asil ve müvekkili şirketten tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, ortaklık tasfiyesi sonucunda kar var ise davacının davasında karın yarısı niteliğinde dikkate alınabileceğini, itirazlar üzere şirketin şubesinin aslında kar etmediği, zarar ettiği, ilaveten şubedeki tüm demirbaşın davacı tarafından götürüldüğü beyanlarının dikkate alındığında kar olmadığı, davacıya ödenmesi gereken bir tutar bulunmadığnıın açık olduğunu, hatalı olan 5.772,51TL kar payı hesaplamış olduğundan fazlaya ilişkin verilen haksız kararın kaldırılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava adi ortaklıktan kaynaklı kar payı ve adi ortaklık için verildiği ileri sürülen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davada bilirkişi incelemesi yapıldığı,kök ve Mali Müşavir bilirkişi yanına sektör bilirkişisi eklenerek ek rapor alınmıştır. Dosyaya sunulan 06/02/2013 tarihli şube ortaklık sözleşmesinde, … Cad. No:… Yeşilyurt Bakırköy İstanbul adresinde bulunan restaurantın işleyişi ile ilgili adi ortaklık sözleşmesi imzalandığı, 4. maddede, bu ortaklık anlaşması ile ortaklık veren davalı … Gıda Ticaret Ltd. Şirketinin restaurantta bulunan demirbaşlara, gıdalara ve işletme faaliyeti ile ilgili taşınır tüm mallara ilişkin mülkiyet hakkının %50 sinin devrini ve işletmenin faaliyetleri neticesinde elde edilecek karın %50 sinin ortak olana ait olacağını kabul ve taahhüt ettiği, restaurantların işleyişi ile ilgili olarak her türlü giderin ortaklık bütçesinden karşılanacağı, faaliyetler ile ilgili toplanan nakit çek ve senetlerden masraflar düşüldükten sonra kalan kısımdan karın bölüşüleceği, hesaplaşmanın aylık olarak yapılacağı, kar ve zararın %50 sinin ortaklık verene %50 ninde ortak olana ait olacağının belirtildiği anlaşılmıştır.Davacı istinafında diğer şubelerden de kar payı alacağı olduğunu ileri sürmüştür. Ancak davacının adi oraklığının açıkça Yeşilyurt şubesi yönünden yapıldığının anlaşıldığı,diğer şubeler yönünden ise şifahi anlaşmanın davalı tarafça kabul edilmediği ,buna dair yazılı delilin dosyaya sunulmadığı, bir kısım ödemelerin ödeme nedenlerinin açıklama ile dekontlarda belirtildiği,davacının delil listesinde yemin deliline dayanmasına rağmen mahkemece Yeşilyurt şubesi dışındaki iddiaların yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de; yemin deliline dayanan davacıya bu konuda yemin teklif hakkının hatırlamadan hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle öncelikle davacı tarafa diğer şubeler yönünden adi ortaklık ilişkisinin sözlü kurulduğu konusunda davalılara yemin teklifinde bulunup bulunmadığı hatırlatılarak, bunun sonucuna göre uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verildiği görülmekle,bu yönüyle karar usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. O halde; tarafların istinaf talebinin kabulü ile davacıya karşı taraf yönünden yemin teklifinin hatırlatılması için kararın HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak yargılamaya devamla karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/03/2023