Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2644 E. 2022/2797 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2644
KARAR NO: 2022/2797
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2022
NUMARASI: 2022/402 D.İş E. – 2022/402 K
DAVANIN KONUSU: Tespit ve tedbir
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tespit isteyen vekili tarafından dilekçesinde; taraflar arasındaki elektrik enerjisi satış sözleşmesinin karşı tarafın fesih beyanı çerçevesinde ,sözleşmenin 31.12.2022 tarihine kadar geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti ile fesih işlemi ve elektrik tedarikinin mevcut şartlarda sağlanması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, somut olayda, davacının dava konusu elektrik aboneliğinin devam ettirilmesini istediği yerde uzun süredir fırın dükkanı işlettiğini, dosya kapsamına göre ticarethaneye ait … tesisat numarası ile aboneliğin kurulduğu, sözleşmeye göre ikili anlaşmanın sona erme tarihinin 31/12/2022 olarak belirlendiği, davalı şirketin sözleşme sonrası mevzuat değişikliğini ileri sürerek sözleşmenin 93 (f) maddesi uyarınca davacı kullanıcıya fesih bildiriminde bulunduğu, ancak yargılama sürecinde davacıya ait ticarethanede elektriğin kesilmesi halinde işletme yönünden ticari alandaki hiç bir ihtiyaçların karşılanamayacağı ve ciddi zararlar doğacağı,ayrıca ,davacıya davalı enerji tedarik şirketi tarafından gönderilen mesajda satış maliyetlerini doğrudan etkileyen mevzuat değişikliğine istinaden doğan ek maliyet unsurları nedeniyle sözleşme hükümleri çerçevesinde sözleşmenin feshedildiği bildirilmesine rağmen söz konusu mevzuat değişikliğinin ne olduğu, değişen bir mevzuat var ise davalı elektrik şirketine (sözleşme kapsamında) ne oranda ek maliyet oluşturduğu, oluşturulduğu iddia edilen ek maliyetin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin uygulanmasına tahammül imkanını ne surette zorlayıp elektrik şirketini sözleşmeyi feshetmesinde haklı duruma çıkardığı hususlarının hiç birisinin (ihtiyati talep tarihi itibariyle) denetlenemeyecek durumda olduğu, davalı yanın haklı surette sözleşmeyi feshettiğini mahkeme huzurunda yaklaşık olarak savunulmaması karşısında asıl olan iyi niyet kurulları çerçevesinde “tarafların sözleşme hükümlerini ayakta tutması gerekliliği” ilkesi kapsamında aleyhine ihtiyati tedbir talebinde bulunulan elektrik şirketinin tek taraflı sözleşmeyi feshetmesinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle; “1-Takdiren ve maktuen 4.000,00 TL teminat, davacı tarafça yatırılmak kaydıyla, HMK 389 vd. maddeleri uyarınca, … Mahallesi, …. Cadde/Sokak No:… Ataşehir İstanbul adresine ait … tesisat numaralı … numaralı sözleşmeye istinaden sözleşme sona erme tarihi olan 31/12/2022 tarihine kadar sözleşme hükümleri çerçevesinde kullanım bedeli davalı tarafça tahakkuk ve tahsil edilecek biçimde elektrik verilmesinin tedbiren sağlanmasına, 2-Kararın taraflara tebliğine” itirazı kabil olmak üzere 03/06/2022 tarihinde karar verilmiştir. Karara davalı vekilinin itirazı üzerine bu kez, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşma ihtimalinin bulunması hususu değerlendirilerek bahsi geçen talep yaklaşık ispat zımnında mahkemece kabul gördüğü gerekçesi ile; “1-İhtiyati tedbire vaki itirazın reddi ile, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2022 tarih, 2022/402 D. İŞ sayılı ve 2022/402 kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının devamına,gerekçeli kararın taraflara tebliğine” istinafı kabil olmak üzere 30/06/2022 tarihinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığına yönelik itirazların değerlendirilmediğini,yeni ek maliyet kalemlerinin öngörülemez şekilde ortaya çıktığını,sözleşmedeki dengenin davalı aleyhine bozulduğunu,yeni maliyet kalemlerinin ayrıntı olarak dilekçede belirtildiğini,sözleşmenin feshinin davalı tarafça haklı olduğunu,elektrik kesilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını,tedbir kararının esası çözer mahiyette olduğunu,HMK 397.madde kapsamında, D.iş olarak açılan dava yönünden 2 hafta içinde esas davanın açılıp açılmadığının ve tedbirin infaz edilip edilmediğinin araştırılması gerekiğini,teminatın düşük miktarda olduğunu,davalı dinlenmeden verilen tedbir kararı ile haklarının ihlal edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada, davalı ile elektrik aboneliğine ilişkin sözleşmenin sürdürülmesi yoluyla, kesilme tehlikesi altında bulunan elektriğinin tedbiren devamına karar verilmesi talebinde bulunulmuştur. İhtiyati tedbir kararı sonrası esas hakkındaki davanın açılıp açılmadığı,açıldı ise süresinde olduğu dosyadan anlaşılamamaktadır. İhtiyati tedbir kararıyla ilgili olarak 6100 sayılı yasada “MADDE 389- (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. MADDE 390- (1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. MADDE 397- (1) İhtiyati tedbir kararı dava açılmasından önce verilmişse, tedbir talep eden, bu kararın uygulanmasını talep ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde esas hakkındaki davasını açmak ve dava açtığına ilişkin evrakı, kararı uygulayan memura ibrazla dosyaya koydurtmak ve karşılığında bir belge almak zorundadır. Aksi hâlde tedbir kendiliğinden kalkar.” düzenlemeleri bulunmaktadır. İhtiyati tedbir talep eden tarafından ihtiyati tedbir talebinin D.iş dosyası ile istenildiği ,daha sonra esas hakkında davanın açılıp açılmadığı tedbir talep edece bildirilmemiştir. Bu nedenle, ihtiyati tedbir kararından sonra yasal süre içerisinde dava açıldığı takdirde ihtiyati tedbire itirazın esas davaya bakan mahkeme tarafından incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği gibi, değişik iş kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararı sonrası yasal süre içerisinde asıl dava açılmadığı yada tedbir infaz edilmediği takdirde ihtiyati tedbir kararının da kendiliğinden kalmış sayılacağı gözetilecektir. O halde , öncelikle tedbir talep edenin tedbire yönelik taleplerini içeren konuda asıl davanın açılıp açılmadığı belirlenerek ,asıl dava açıldı ise bu açıdan asıl dava dosyası celp edilerek ,tedbire itiraz tarihinde asıl davanın açıldığı belirlendiği taktirde , ihtiyati tedbire itirazın asıl davaya bakan mahkemece incelenmesi gerektiğinden ,asıl dava açılmadığı taktirde ise ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılması gerektiğinden bu husustaki kayıtlar celp edilmeden tedbire itirazın değerlendirilmesine dair mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle davalının istinaf talebinin kabulü ile , belirtilen hususlarda inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden mahkemenin kararının HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılmasıyla dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/10/2022