Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2575 E. 2023/593 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2575
KARAR NO: 2023/593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2022
NUMARASI: 2019/676 E – 2022/550 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı şirket tarafından sağlanan … numaralı telefon hattı görüşmelerine dair 29 Kasım – 29 Aralık 2013 fatura dönemine ait olmak üzere 20.01.2014 tarihli … fatura ID no’lu 21.864,00 TL tutarlı ve Ocak 2014 dönemine ait 31.01.2014 tarihli … fatura ID numaralı 24.874,50 TL tutarlı faturalara itiraz edildiğini, ancak hizmetin aksamaması içinde zorunlu olarak ödemelerin yapıldığını, ilk faturaya yönelik itirazın reddedildiğini, diğer itiraz konusundaysa bir bildirimde bile bulunulmadığını, müvekkili şirketin telefon numarasının ana santral numarası olup, altında 600 adet DID hattı bulunduğunu, itiraz konusu döneme ilişkin arama detay rapuru çıkartıldığını ve müvekkili şirkete ait DID hattından yine alt DID numarası olan … numaralı hattın yaklaşık 9.200 kez arandığının görüldüğünü, aynı havuzda çalışan hattın dönem içerisinde 9.200 kez aranmasının mümkün olmayıp, müvekkili şirketin gelen çağrıları santrali üzerinden IP tabanlı çalışan gateway cihazına yönlendirerek … sunucusuna aktardığını, bu yönlendirme işleminin, son derece hatalı olarak davalı şirket tarafından dış arama olarak değerlendirilip, ücretlendirilerek, müvekkiline dış arama ücreti olarak fatura edildiğini, bu konudaki düzeltme taleplerininde sonuçsuz kaldığını, … karşılaştırma tablosunda davalı taraftan gelen detaylı arama raporu ile … karşılaştırma tablosunda, çağrıların dakikasına kadar aynı olduğunu, buna rağmen düzeltme taleplerinin kabul görmediğini, bu şekilde müvekkili şirketten tahsil olunan toplam 46.738,50 TL miktarın yaklaşık 42.500,00 TL tutarındaki kısmının fazladan ve haksız ödenmek zorunda kalındığını beyanla 42.500,00 TL’nin ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zararın varlığı halinde bunun sistemi kuran personel veya şirketlerden talep edilmesi gerektiğini, bu itibarla husumet itirazında bulunduklarını, yapılan inceleme sonucunda müşterinin diğer diğer aramalarının normal seyrinde olduğu, söz konusu dönemde santralde herhangi bir arızanın ya da tarife hatası olmadığının tesbit edilip, müşterinin kendi mahallini kontrol etmesi gerektiğinin rapor edildiğini, müvekkili şirketin aramaların içeriğini denetleme yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığını, fatura bedellerinde herhangi bir hata bulunmadığını, davaya konu numaranın dahili hat numaralarından biri olduğunu, ne varki sistemi kuran teknik personel tarafından dahili aramaların müvekkili şirket şebekesine yönlendirildiğini, müvekkili şirketin oluşan zararda bir kusurunun bulunmadığını, bina içi sitemin yapılmasından davacının sorumlu olduğunu, davacı yanın bu bakımdan gerekli önlemleri almadığını, standart olarak çağrı kurma ve ücretlendirme yapılmış olması karşısında sebepsiz zenginleşme iddiasınında yerinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, bu kapsamda iki adet fatura tanzimi ve bedelinin itirazla ödendiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı şirketin 2004 yılından bu yana 10.02.2004 tarihli sözleşme ile santral kurulum şekli ile birlikte bu sistemi kullanmakta olduğu, DID (Direct Inward Dialing) -doğrudan dahili arama- santrallerinin sabit telefon işletmelerinin abonelerine sağladığı bir özellik olup, bir telefon hattı için belirli bir numara havuzunun aboneye tahsisinin yapıldığı, böylece tek bir telefon hattı olan şirketin, çalışanlarına ayrı ayrı telefon hattı almak zorunluluğundan kurtulduğu, buna karşın dava konusu olayda aynı havuzda çalışan hattın aranmasının mümkün olmaması prensibine rağmen bu şekilde arama gerçekleştiği, davacı şirkete, gelen çağrı ilanı, santral üzerinden IP tabanlı çalışan gateway cihazına yönlendirilerek … sunucusuna aktarılmasında, davalının dış atama olarak değerlendirip davacıya dış arama ücreti olarak fatura edildiğini, … karşılaştırma tablosunda, detaylı arama raporu ile … sunucu raporunun karşılaştırılmasında, çağrıların dakika dakika aynı olduğunun tesbit edildiğini, davacı şirket alt DID numarası ile dış arama yapılmadığının sabit olduğunu, davalı yanın bu yöndeki itirazlarına karşın ek raporda da belirtildiği üzere, iç aramaları dış arama gibi fatura eden davalı şirketin kural koyucu ve teknik üstünlüğüne nazaran ve sistemin uzun yıllardır çalışma süreside dikkate alındığında data merkezi üzerindeki sunucu ve bilgisayar sistemlerinden santral üzerindeki sitemleri ve tanımları bazında tespit edip teknik değerlendirme ve inceleme yapma yükümlülüğü karşısında kusurlu olduğu, davacı yanın ödeme dökümlerine nazaran davalı yana yapılan ödemelerin 2.000,00 – 3.000,00 TL aralığında olduğu da tesbit edildiği” gerekçesiyle davanın kabulüyle 42.500,00 TL davacı alacağının, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davalı … vekili istinaf etmiş, dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 24/10/2019 tarih ve 2017/2357 E-2019/1695 K sayılı kararımızla “…Hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişilerin bilgisayar mühendisi ve mali müşavir olduğu görülmekle telefon hattının ve santralinin işleyişi ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye rastlanılamamıştır. O halde, mahkemece kurulumu davacının yaptığı santraldeki hatadan mı yoksa santral hatası olmaksızın davalı Telekom’un yaptığı ücretlendirmeden mi kaynaklandığı konusunda telekom haberleşme uzmanı, elektronik ve bilgisayar uzmanı bilirkişi raporu ile tarafların olaydaki varsa kusur oranları da irdelenip davacının alacağı bulunup bulunmadığı konusunda, kural koyucu ve teknik üstünlüğün tek başına kusur olup olmadığı da tartışılarak Bilişim ve Telekomünikasyon alanında konusunda uzman bilirkişi heyetinden, davalıların olaydan dolayı sorumlulukları hususunda yeniden rapor alınması, oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, yetersiz bilirkişi raporu ve eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/11427 E – 2014/15444, 2014/4000 – 2014/10925, 2014/5708 – 2014/8007 K.)” gerekçeleriyle HKM 353/1-a-6 maddesi gereğince karar kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince;” kaldırma kararı gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve düzenlenen 08/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu 22/09/2021 ve 09/03/2022 tarihli bilirkişi heyet raporları ile yüksek fatura nedeninin santralde yaşanan kurulum hatasından kaynaklandığı rapor edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ile, telefon hattının kurulum hatası nedeni ile dahili aramaları, dış hat araması olarak kaydettiği , davalı tarafından faturaların buna istinaden düzenlendiği sabittir. 09/03/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu ile; … cihazında ki hata nedeni ile yapılan aramaların dış görüşme olarak görüldüğü bu hatanın davacıdan kaynaklandığı, davacının yüksek gelen ilk faturaya itiraz etmesi üzerine, davacı yanın çözüm üretmediği, bu nedenle tarafların 21.864,00 TL bedelli faturadan sabit ücret 1.377,00 TL’nin mahsubu ile kalan 20,487,00 TL’den %50 oranında sorumlu olduğu, davacının itirazına rağmen sorunu çözmeyerek davaya konu 24.847,50 TL bedelli faturanın düzenlenmesinde davalı yanın %100 oranında kusurlu olduğu ve davalının sabit ücret 1.377,00 TL’nin düşümü ile bakiye 23.479,50 TL’den sorumlu olduğu rapor edilmiş, anılan bilirkişi heyet raporu teknik yönden gerekçeli, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve yukarıda anılan raporlara oranla dosya kapsamına uygun olduğu…” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, 33.921,00 TL ‘ nin 10.423,50 TL ‘ sine 12/02/2014 tarihinden, 23.497,50 TL ‘ sinin 13/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı ve katılma yoluyla davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili katılma yoluyla yaptığı istinaf başvurusunda özetle; davalı şirketin sunduğu Telekom hizmetinin tekel niteliğinde olduğunu hal böyle olunca tek tip sözleşmeden kaynaklı olarak müvekkili şirkete kusur atfedilmesinin mümkün olmayacağını, 28 Ekim 2017 tarihli Elektronik Haberleşmede Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 10. Maddesi (28 Temmuz 2010 tarihli Elektronik Haberleşmede Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 17. Maddesi) ;”Abonelik sözleşmelerindeki haksız şartlar ve sözleşmenin yorumu – Madde 10; İşletmecinin aboneyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak abonelik sözleşmesi, taahhütname veya kampanyalara koyduğu ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde, dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde abone aleyhine dengesizliğe neden olan hükümler yazılmamış sayılır. Abonelik sözleşmesinde yer alan kaydın açık ve anlaşılır bir biçimde kaleme alınmamış olması veya birden çok anlama gelmesi halinde de, abonenin mağduriyetine neden olduğu kabul edilir ve bu durumda abone lehine yorum esastır.” şeklinde olduğunu, buna göre tarafların pozisyonu üzerinde durmaksızın ilk fatura için taraflara eşit oranda kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kısmen davanın kabulüne şeklindeki bölümün kaldırılarak, davanın (tümden) kabulüne, davalının istinaf taleplerinin tümden reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kendi santralindeki hatalı işlemler nedeniyle çağrıları müvekkili şirket şebekesine yolladığını, zararın sistemi kuran personel veya şirketlerden istenmesi gerektiğini, mahkemece husumet itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, davacının sorumluluğunda olan davacıya ait santralde bulunan gateway cihazı ayarlarının davacı tarafından hatalı yapıldığı yönünde bilirkişilerin görüş bildirdiklerini, hatanın davacıdan kaynaklandığını ve gateway cihazının hata nedeniyle dış görüşme olduğunu belirtmelerine rağmen bilirkişilerin müvekkili şirketi sorumlu tutmaları ve mahkemece bu çelişkili rapora rağmen bu rapor doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirket ISDN abonelik sözleşmesinde belirtilen şartlar dahilinde hattı abone dağıtım kutusuna kadar çalışır vaziyette tutmakla yükümlü olup bina içi tesisatın yapılmasından davacının sorumlu olduğunu, davacının tacir olması nedeniyle ticari faaliyetine ilişkin her türlü önlemi alması gerektiğini, bina içi tesisatın yapılmasından davacının sorumlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, davalı … A.Ş. tarafından davacı şirketle imzalanan sözleşme kapsamında tahsis edilen ISDN hattına bağlı telefonların dahili aramaları dış arama olarak kaydettiği iddiasına dayalı zararın tazmini istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi incelemeli yaptırılmıştır. Bilirkişi raporlarından, dava konusu dış arama yapılmadığı halde … numarasından yapılan iç aramaların dış arama gibi fatura edildiği davaya konu aramaların davacıya ait santral yerine davalıya ait … Networküne yönlendirildiğini, … tarafında ücretlendirmeyi tespit eden sistemin … numarasından yapılan iç aramaların, iç arama mı yoksa diş arama mı olduğunu tespit edememesi sebebiyle … A.Ş’nin kusuru bulunduğunu, Türkiye’de kamu hizmeti veren , teknolojik üstünlüğü olması sebebiyle kural koyucu ve teknik işleyişin kontrolünü sağlayan kuruluş olan davalı … A.Ş’nin davacının kendisini yüksek faturalar konusunda ikaz etmesine rağmen gelen aramanın dış arama mı iç arama mı olduğunu bilebilecek teknik uygulamalara sahip olmak zorunda olduğunu, Davacı … A.Ş. sorumluluğunda olan davacıya ait santralin konfigürasyonlarının (teknik ayarlarının) davacı tarafından hatalı yapılması sonucu, davacı abonelerinden yapılan çağrıların dâhili hattan dış arama olarak … A.Ş santraline yönlendirilmesinde Davacı … A.Ş’nin kusurlu olduğu, … şebekesinden davacıya ait santrale gelen/giden çağrıların ise bütün aboneler için aynı uluslararası protokoller ve standartlar uyarınca yönlendirmeye ve ücretlendirmeye tabi tutulduğundan dava konusu … DID numarasına ilişkin aramalardan … A.Ş’nin sorumluluğunun bulunmadığı, mevzuat hükümleri uyarınca hizmetin mutat kullanım düzeyinin çok üzerinde olduğunun tespiti durumunda hattın durdurulması ve hat güvenliği tesisi açısından yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı … A.Ş’nin de kusurlu olduğu belirlenmiş ve hükme esas bilirkişi raporunda bilirkişiler davalının sorun kendisine iletildiği halde basit ve kolay bir şekilde sorun çözülebilecekken soruna çözüm getirmediğinden 20.02.2014 son ödeme tarihli 24.874,50 TL tutarlı faturanın düzenlenmesinde tamamen kusurlu hale geldiği, 20.02.2014 son ödeme tarihli faturadaki sorumluluğunun sözleşmede belirtilen aylık sabit ücret olan 1.377,00 TL olduğu , geri kalan tutardan davalının sorumlu olduğunu mütalaa etmişlerdir. Buna göre, davalı tarafça sorun bildirilmesine rağmen gerekli çözüm bulunmadığı esas alınarak ve kaldırma kararında belirtilen şekilde inceleme yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı Yönünden ise, istinaf edilen miktarın aylık sabit ücreti olması nedeniyle istinaf itirazları yerinde değildir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 2.317,14-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 579,29-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.737,85-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/02/2023