Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2539 E. 2023/799 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2539
KARAR NO: 2023/799
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2022
NUMARASI: 2021/98 E – 2022/334 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı … Satış A.Ş. ile 17/07/2019 tarihinde “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzaladığını, bu sözleşme kapsamında aktif enerji satışının sağlanması amacıyla belirli süreli ikili anlaşma yapıldığını, otomatik ödeme kapsamında, son ödeme tarihi olan 24/08/2020 tarihinde ilgili tutarın müvekkili şirket hesabından ödendiğini, davalının iddia ettiği gibi sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi durumunun varlığı kabul edildiği takdirde dahi, davalı müvekkiline bu aykırılığın giderilmesi için bildirimde bulunması gerektiğini, ancak dava konusu olayda, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete bildirim yükümlülüğüne uygun bir bildirim yapılmadığını, davalı şirket tarafından keşide edilen faturanın açıklama kısmında Elektrik Enerjisi Satış sözleşmesi’nin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle fesih ceza bedelinin tahakkuk ettirildiği yazıldığını, öncelikle davalı herhangi bir bildirimde bulunmadan bu bedelin doğrudan tahsilinin gerçekleştirilemeyeceğini, davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen 182.326,28 TL fatura bedelinin hangi ölçüt esas alınarak belirlendiği muğlak olduğunu, davalının ceza bedeli tahsil edebilme ihtimalinde dahi, bu bedelin tam olarak belirlenmesi gerektiğini, bu kapsamda davalının haksız olarak tahsil ettiği tutarın mahsup edilerek, kalan kısmının müvekkiline iade edilmesi gerektiğini,14.08.2020 tarihli fatura bedelinden müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine, haksız olarak tahsil edilen 182.326,28 TL fatura bedelinin fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL’sinin 24.08.2020 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafça açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafça fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılmasının mümkün olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirket yetkilileri tarafından yapılan incelemelerde, davacı taraf ile yapılan ikili anlaşmanın 01.08.2019 ile 31.07.2020 tarihlerini kapsadığı, davacı firmanın sözleşme süresi henüz bitmeden temmuz başlangıçlı farklı tedarikçiye geçiş yaptığını, firmaya, sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle Ek Protokolün 4.2 maddesine istinaden ceza bedeli faturası düzenlendiğini, söz konusu faturanın yönetmelik ve müvekkili tarafından imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davanın bu sebeple reddi gerektiğini,sözleşme incelendiğinde de müvekkili şirketin yapmış olduğu işlemlerin ve hazırlanan faturaların yerinde ve usulünce hazırlandığını, sözleşme hükümlerine aykırı davrananın davacı olduğunu, davacının ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmediğini, serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyeceğini belirterek davanın esastan reddini talep etmiştir. Mahkeme, dava konusu faturanın taraflar arasındaki sözleşme ile eki tedarik protokolü ve ilgili yasal mevzuata uygun olarak düzenlendiği, faturanın her iki tarafın kayıtlarında yer aldığı, dosya kapsamında faturaya davacı tarafça itiraz edildiğine, davalı tarafa iade edildiğine dair bir kayıt delil bulunmadığı, faturanın ödemesinin 24.08.2020 tarihinde davalı hesabından otomatik olarak ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapıldığı , dava konusu fatura bedelinin istirdatına dair koşulların oluşmadığı gerekçesi ile; “Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; sözleşmenin 2020/07 döneminde sona erdiğini, erken fesih hususun kabulünün hatalı olduğunu,davalı tarafça usulunce fatura tebliğ edilmediği,otomatik ödeme nedeniyle ihtirazi kayıt konulmasının mümkün olmadığını,bu nedenle kararın çelişkili olduğunu,eksik inceleme ile karar verildiğini,fahiş faturanın hangi dönemi esas aldığının belirtilmediğini,Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “İkili Anlaşma Fesih Koşulları” başlıklı 16. Maddesinin 3. Fıkrası “Düşük tüketimli serbest tüketici belirsiz süreli ikili anlaşmayı herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cayma bedeli ve/veya ceza koşulu ödemeksizin istediği zaman feshedebilir.Düşük tüketimli serbest tüketici belirsiz süreli ikili anlaşmayı herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cayma bedeli ve/veya ceza koşulu ödemeksizin istediği zaman feshedebilir.” hükmüne göre davacı şirketin herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cayma bedeli ya da ceza koşulu ödemeksizin işbu anlaşmayı feshedebileceği ve yapılmış olan anlaşmada cayma bedeli/ceza koşulu ödeneceğine ilişkin hükmün geçersiz olduğunu, “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi”nin eki niteliğinde bulunan “Tedarik Protokolü”nün “Sözleşmenin Feshi ve Fesih Tazminatı” Başlıklı 4. Maddesinin 1. Numaralı bendi “Müşterinin Sözleşme veya işbu Tedarik Protokolü kapsamındaki herhangi bir yükümlülüğünü tam, gereği gibi ya da zamanında yerine getirmemesi, Sözleşme ya da Protokol’e aykırı davranması veya herhangi bir faturasını, son ödeme tarihinde tamamen ödememesi durumunda Tedarikçi, Sözleşmenin Bildirim hükümlerine uygun olarak Müşteri’ye yapacağı bir bildirim ile söz konusu aykırılığın sona erdirilmesini talep edecektir.” hükmü bulunduğunu davalının iddia ettiği gibi Sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi durumunun varlığı kabul edildiği takdirde dahi, davalının davacıya bu aykırılığın giderilmesi için bildirimde bulunması gerekirken, davalı şirket tarafından davacı şirkete bildirim yükümlülüğüne uygun bir bildirim yapılmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava haksız olarak ödendiği ileri sürülen cezai şart fatura bedelinin şimdilik 50.000 TLsının iadesi talebine ilişkindir. Alınan bilirkişi raporunda, davacının sözleşme süresi bitmeden başka tedarikçiye geçtiği,sözleşme döneminde en yüksek faturanın 188.322,93 TL olduğu,sözleşme ve eki protokol 4 ve 4.2.maddelerinde fesih ve fesih tazminatı hususlarının düzenlendiği,sözleşmenin haksız feshi halinde o dönemdeki en yüksek faturanın cezai şart olarak ödenmesi gerektiğinin sözleşmede belirtildiği, cezai şart faturasının düzenlenmesinin yerinde olduğu ,Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği md. 16/f.3, md. 20/f.2, md. 34/f.3 hükümlerinin “tüketimi düşük serbest tüketiciler” için uygulanabileceği, Yönetmelik md. 3/y bendi kapsamında davacının tüketimi düşük serbest tüketici olarak kabul edilemeyeceği belirlenmiştir. Davanın tarafları arasındaki sözleşmenin 01.08.2019 – 31.07.2020 tarihlerini içeren sözleşmenin sözleşmesi süresi dolmadan davacının 2020/07 döneminde başka bir tedarikçiye geçtiği belirlenmekle ,ine taraflar arasındaki sözleşme ekindeki Tedarik Protokolünün 4. maddesinde düzenlenen “Sözleşmenin Feshi ve Fesih Tazminatı” başlığı altında 4.2.Maddesi’nin; “Müşteri, Sözleşmeyi ve/veya Tedarik Protokolünü, işbu Tedarik Protokolümün 1.3’üncü maddesindeki fesih hakkı saklı kalmak kaydı ile, Protokolün sona ermesinden önce, herhangi bir zamanda haklı bir gerekçe olmaksızın feshederse ya da Tedarikçinin işbu Protokolü ya da Sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesine sebebiyet verirse, Sözleşme çerçevesinde tahakkuk ettirilecek en yüksek elektrik faturası tutarında fesih tazminatını Tedarikçiye Ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder. Bu bedel cezai şart niteliğinde olup Tedarikçinin, Sözleşmenin veya Tedarik Protokolünün feshi sebebiyle uğradığı/uğrayacağı tüm zararlarını talep hakkı saklıdır.” şeklinde hüküm içerdiği, sözleşme süresindeki en yüksek faturanın 2020/01 dönemine ait 188.322,93 TL olduğu ve ödendiği,davacının süresiden önce haklı sebep ileri sürmeden sözleşmeyi feshetmesi ve süresinden önce başka tedarikçiye geçmesi nedeniyle davalının cezai şart faturası tanzim etmesinin mevzuata ve sözleşme ile protokole uygun olduğu anlaşılmıştır. O halde , davalının cezai şart faturasını düzenlemekte haklı olduğu,davacının ise davasını ispatlamayamadığı görülmüştür. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/03/2023