Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2500 E. 2023/2644 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2500
KARAR NO: 2023/2644
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2022
NUMARASI: 2020/554 E – 2022/256 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ihracat yapan büyük bir sanayi kuruluşu olduğunu, işyerinin elektriğinin davalı şirket tarafından karşılandığını, 01/03/2020 tarihinde yaşanan elektrik kesintisi sonrasında davalı şirket tarafından verilen elektriğin 1 saat süreyle ters verildiğini ve müvekkili şirkette bulunan 2 adet … marka … model komprösörün zarara uğradığını, arıza üzerine yetkili servis tarafından düzenlenen raporda arızanın işletmeye gelen enerjinin ters olması nedeniyle olduğunun tespit edildiğini, onarım bedeli olarak yetkili servis tarafından müvekkili şirketine 6.157,40 EURO fatura edildiğini, müvekkili şirektin faaliyetinin durduğu için iş kaybı yaşandığını ve müvekkilinin zarara uğradığını, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşama sağlanamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının ters elektrik vermesinden kaynaklanan servis bedelinin şimdilik 1.000 EURO’nun olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın süresi içerisinde müracaat etmediğini, hasarın müvekkili şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklandığının davacı tarafından ispatı gerektiğini, dava konusu kusurun ve sorumluluğun hasar gördüğü iddia edilen cihazların bakımının düzenli yapılmadığından kaynaklı olduğunu, dava değerinin belli olduğu davacının kısmi alacak davası olarak açtığını, usul hukuku açısından kabul edilemez olduğunu, bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Bilirkişi tarafından yapılan bu tespit ve cevap dilekçesinin 5 numaralı bendinde davalı vekilinin hasar konusu tarihte 03:00-06:00 saatleri arasında Deliklikaya GİS’te meydana gelen aşırı yüklenme sebebiyle şebeke çalışması kapsamında 3 dakika altı manevra çalışması yapıldığına dair kabulü birlikte değerlendirildiğinde hasarın elektrik akımından kaynaklandığı kanaatine varılmıştır. … Davacı tarafça, dava dilekçesinde, dava dışı … adlı firmanın hasara ilişkin tamirat işlemini 6.157,40 EURO’ya fatura ettiğini ifade etmiştir. belgede 6157,40 EURO yekun yer almış ise de bu belgedeki fiyatlandırmaya konu işlemlerin gerçekleştirildiğine dair herhangi bir bilgi veya belge yoktur.Davacı tarafın sunduğu faturalara dikkat edildiğinde dava dışı … tarafından 08/05/2020 tarihli ve 4.422,68’er TL bedelli hasar tespit içerikli iki adet fatura ile 14/09/2020 tarihli ve 46.253,76’er TL bedelli bakım hizmeti içerikli iki adet fatura bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerek hasar ile bakım arasında dört aylık süre farkı gerek gerek fatura içeriğine ilişkin beyan, gerek dava dışı firmaca mahkememize verilen 23/09/2021 ve 24/12/2021 tarihli dilekçelerinde rutin bakım yapıldığına dair açıklamalar gerekse rapor ve ek rapordan bakım hizmetine dair 14/09/2020 tarihli ve 6.253,76’er TL bedelli bakım hizmeti içerikli iki adet fatura bedellerinin hasar ile ilgisinin bulunmadığı, bu bakımların rutin bakımlar olduğu, dava konusu hasar olmasa dahi bakımların yapılacağı, dolayısıyla davalının bakım bedelinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak hasar tespitine dair işlemin doğrudan hasar ile ilgili olması, yukarıda belirtilen sebeplerle davalının bu hasardan sorumlu olması nedeniyle davacının bu bedeli isteyebileceği kanaatine varılmıştır.Davacı tarafça fiyatlandırmaya istinaden EURO cinsinden talepte bulunulmuş ise de bu fiyatlandırmaya konu işlemlerin gerçekleştirilmemesi, öte yandan davacı ile davalı arasında döviz cinsinden ödeme yapılacağına dair bir sözleşme bulunmaması, tüm iş ve işlemlerin Türk Lirası üzerinden yapılması ve ödemelerin Türk Lirası üzerinden gerçekleştirilmesi birlikte değerlendirildiğinde gerçek zarar ilkesi uyarınca davacının döviz cinsinden talepte bulunamayacağı sonucuna varılmıştır. “…Haksız fiillerde zarar, yabancı para üzerinden doğmuş ise yabancı para üzerinden tahsil istenilmesinin mümkün olduğu…” Y11HD 2016/2054 : 2017/1236 Böylece davacının EURO cinsinden olan talebinin dava tarihindeki Türk Lirası kuru olan 9.5238 üzerinden karşılığı 9.523,80 TL olduğu…” gerekçeleriyle 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 8.845,36 TL tazminatın 16/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2- 678,44 TL bedelli fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.Karar karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacı tarafça tazmin için müvekkili şirkete süresi içerisinde müracaat edilmediğini, hasarın müvekkil şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklandığının davacı tarafından ispatı gerektiğini, söz konusu hasarın müvekkili şirketin dağıtım şebekesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenen yetkili servis raporu dışında iddia olmaktan öteye geçemediğini, dava konusu olayda müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağının oluşmadığını, olayda kusur ve sorumluluğun, hasar gördüğü iddia edilen cihazların bakımını düzenli olarak yatırmayan davacı tarafta olduğunu, hasarın mülkiyeti ve sorumluluğu davacıya ait tesisatta meydana geldiğini, müvekkili şirketçe yapılan saha keşifleri ve EPDK Yönetmelikleri uyarınca müvekkil şirketin dağıtım tesisinden kaynaklı bir sorun olmadığının tespit edildiğini, bahse konu tarihte saat 03:00 ile 06:00 saatleri arasında Deliklikaya Gis’de meydana gelen aşırı yükleme sebebi ile Şebeke Çalışması kapsamında 3 dakika altı Manevra Çalışması yapılmış olup, bölgeden davacı firma dışında herhangi bir tanzim başvurusu olmadığını, bunun da meydana gelen hasara müvekkili şirket kesintisinin sebep olmadığını gösterdiğini, davacının kullanımında bulunan binanın iç tesisatının keşfen gereği gibi incelenerek binanın kendi iç tesisatını koruyan kısa devre, aşırı akım gibi korumaların (kaçak akım rölesi- aşırı akım rölesi) olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının, müvekkilinin kusurlu olduğunu ve zarar miktarını ispat etmesi gerektiğini, delil olarak dayanılan yetkili servis tarafından düzenlenen raporun, mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan kabulünün mümkün olmadığını, davanın kısmi alacak davası olarak açılamayacağını, rapora itirazlarının karşılanmadığını, hükümde davacı tarafın tamir için talebinin mevcut olmadığı belirtilmişse de davacının bu sebeple zararın artmasında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının değerlendirilmediğini, bakım bedellerinin hasar olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, TBK 69. maddesine dayanan bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat isteminden ibarettir. Davacı, olay tarihinde yaşanan elektrik kesintisi sonrasında davalı şirket tarafından verilen elektriğin 1 saat süreyle ters verilmesi nedeniyle cihazların arızalandığını ileri sürmektedir.Davalı ise, bahse konu tarihte saat 03:00 ile 06:00 saatleri arasında Deliklikaya Gis’de meydana gelen aşırı yükleme sebebi ile şebeke çalışması kapsamında 3 dakika altı manevra çalışması yapıldığını, bölgeden davacı firma dışında herhangi bir tazmin başvurusu olmadığını, arızanın davacı tarafça iç tesisatta önlem alınmamasından kaynaklandığını savunmuştur. Enerji nakil hatları da maddede belirtilen yapı eseri kapsamında olduğundan enerji nakil hattının sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.Ancak TBK. m.69’de öngörülen sorumluluğun söz konusu olması için, yapı eserinin yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden kaynaklanan bir zararın doğması gerekir. Eş söyleyiş ile meydana gelen zarar ile yapı eserinin bozukluğu ve ya bakım eksikliği şekildeki eylem arasında illiyet bağı olması gerekir. Yapı eseri sahibi ancak, davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığı ile bu illiyet bağının kesildiğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulabilecektir. Hükme esas kök ve ek raporda bilirkişiler; “söz konusu hasarın tesisattan kaynaklanmasının mümkün olmadığını, hasarın elektrik kesintisi sırasında oluşan ters bağlantıdan kaynanmış olabileceğini, kaçak akım rölesinin dava konusu olayda etkisinin olmayacağını, davacının bu hasardan dolayı toplam 2.160 EURO (KDV hariç) harcama yapmış olmasına rağmen, 1.200 EURO kompresörlerin bakımı için olduğunu davacının gerçek zararının 960 EURO olarak değerlendirilecebileğini ” mütalaa etmişlerdir.Tüm bunlara göre yapılan değerlendirmede; mahallinde icra edilen keşif sonucu hazırlanmış raporda hasarın elektrik kesintisi sonrasında verilen elektrikten kaynaklanmış olacağı, hasarın tesisattan kaynaklanamayacağı, dava dışı firma tarafından gönderilen fatura ve açıklamalara göre de hasar bedelinin bakım bedeli ayrık tutularak hesaplanmış olduğu tespit edilmiş olmakla davacının dava konusu zararı ile davalının dağıtım faaliyeti arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, davacı tarafça alınabilecek önlem olduğunun da kanıtlanamadığı anlaşılmakla davacının tespit edilen zararına göre davanın kısmen kabulü yönünde kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 604,23-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 151,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 453,18-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2023