Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2495 E. 2023/2492 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2495
KARAR NO: 2023/2492
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022
NUMARASI: 2021/90 E – 2022/302 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki olduğunu, taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşmeye bağlı olarak davalı şirketin elektrik kullandığını, davalı şahsın ise, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı/borçlu şirketin münferiden temsile yetkili olduğunu, ayrıca, müvekkili şirket ile imzalanan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nde de şahsi kefaleti bulunduğunu, ancak şahsi kefaleti bulunmasına rağmen takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı şirketin elektrik tüketimi yapmış olmasına rağmen takibe konu faturaları ödemediğini, davalı şirketin imzaladığı sözleşmedeki sözüne uymayıp faturayı ödememesi basiretli tacir ilkesiyle bağdaşan bir davranış olmadığını, davalı şirketin tahakkuk ettirilen faturaya 8 günlük sürede itiraz da etmediğini, müvekkili şirketin alacağının likit bir alacak olduğunu, yargılama neticesinde ortaya çıkabilecek, belirsiz bir alacak olmadığını, müvekkili şirketin alacağının faturaya dayalı, somut ve belirli bir alacak olduğunu, davalının tükettiği elektrik bedelinin kendisine fatura edildiğini, davalının bunu ödemediği gibi, müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını geciktirmek için dosyaya itiraz ettiğini, icra inkar tazminatının da davalının bu haksız itirazına karşılık olarak getirilmiş bir yaptırım olduğunu, bunlarla birlikte, davalı şirkette yangın çıktığını, müvekkili şirketin ödeme bahanesi ile bekletilmiş olduğunu, borçlu şirketin ve şahsın mal kaçırma, adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, teminat karşılığı, borçluların, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerinin muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalı şirketin ve davalı şahsın yaptığı haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu şirketin ve şahsın %20’den aşağı olmamak üzere, icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tebligata rağmen cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlulara yönelik 107.609,06 TL Fatura, 3.184,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.793,11 TL alacağın tahsili için yapılan takipte, davalıların ödenmeyen elektrik fatura borcundan müteselsilen sorumlu olmaları…. somut olayda, dava ve icra takibine konu edilen elektrik bedelinin likit ve muayyen olduğu ve diğer şartların gerçekleştiği ….” gerekçeleriyle Davanın KABULÜ ile; 1-Davalının İstanbul Anadolu Merkezi Takip Sistemi’nin 2020/1533685 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına 2-Hükmedilen asıl alacağın %20’sine tekabül eden 21.558,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalılar tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalılar vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkili … San. Tic. A.Ş. ile davacı arasında dava dilekçesi ekinde sunulan elektrik enerjisi satış sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye istinaden … San. Tic. A.Ş.’nin sözleşmeden doğan borçlarını davacıya ödememesi halinde müvekkil … toplam 240.987,00 TL için müteselsil kefil olduğunu, müvekkilinin bu kefalet borcuna istinaden; 04.04.2022 tarihinde 181.903,13 TL, 28.07.2022 tarihinde 65.000,00 TL, 25.08.2022 tarihinde 10.000 TL olmak üzere toplam 256.903,13 TL’nin davacının TR … nolu hesabına gönderdiğini, müvekkili …’in davacıya herhangi bir borcu kalmadığını, davacının ödemeleri dosyaya bildirmediğini, davacının borçlu olarak … San. Tic. A.Ş. Ve kefil olarak … aleyhine farklı icra takipleri başlattığını, müvekkili …’in … San. Tic. A.Ş.’nin davacıya olan tüm borcuna istinaden 240.987,00 TL için müteselsil kefil olduğunu, davacı tarafından açılan tüm icra dosyalarında kefil olarak eklendiğini, müvekkilinin kefil olduğu miktarı davacıya ödediğinden davanın müvekkili … yönünden reddi gerektiğini ileri sürmüş, ödeme dekontlarını dilekçesine eklemiştir. Ödenmeyen elektrik fatura borçlarının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptal iistemine ilişkindir. İstanbul Anadolu Adliyesi Merkezi Takip Sisteminin 2020/1533685 E sayılı dosyasında, davacı alacaklı tarafından, davalı borçlulara yönelik 107.609,06 TL Fatura, 3.184,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.793,11 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçluların süresi içinde borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Davalı kefil olduğu miktadı billi olduğunu, bu miktarda ödeme de yaptığını beyanla borçtan sorumlu olmadığını ileri sürmektedir. Davacı şirket ile davalı şirket arasında 02.09.2020 tarihinde abonelik sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede Davalı …’in kefil imzasının yer aldığı, abonelikten doğan ödeme emrinin yerine getirilmemesi halinde 240.987,00 TL’sını ödemeyi taahhüt ettiği, sabittir. 6098 sayılı TBK’nın 583. Maddesinin birinci fıkrasına göre; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre, davalı kefilin sorumluluğunun sınırlı olduğu gözetilerek davalı abone hakkındaki abonelik dosyası getirtilerek kefilin yaptığı ödemelin dava konusu borç nedeniyle olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi, yapılan yapılan ödemenin dava konusu abonelik nedeniyle farklı dosya için yapılıdğının anlaşılması halinde ise davalı kefil yönünden davanın esasının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalıların isitnaf talebinin kabulüyle kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/09/2023