Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2365 E. 2023/2495 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2365
KARAR NO: 2023/2495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2022
NUMARASI: 2019/1200 E – 2022/120 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile borçlu arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği elektrik kullanımında bulunan şirkete faturalar gönderildiğini, faturaların zamanında ödenmemesi üzerine müvekkili firmanın borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyadan icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, davalı borçlu icra dosyasına sunulan 12.09.2018 tarihli dilekçe ile borca, faize ve tüm ferilere itiraz ettiğini, borçlunun itirazı üzerine arabuluculuk görüşmeleri için başvuru yapıldığını, 30.07.2019 tarihli tutanakla da anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, borçlunun icra dosyasına vâki haksız, kötü niyetli, usül ve yasaya aykırı itirazı üzerine icra takibi durduğunu ve müvekkilinin alacağını tahsil hakkının engellendiğini, davalı borçlunun huzurdaki davaya konu icra takibini sürüncemede bırakmaya mâtuf, haksız, kötü niyetli, yasal mesnetten yoksun itirazının iptali ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile faiz masraflar ve icra vekalet ücretinin bilirkişi marifetiyle hesaplanarak takibin devamına, davalı borçlu aleyhine itiraza konu meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tebligata rağmen cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiş, bilahare kendisini vekil ile temsil ettirmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşme kapsamında taraflar arasında cari ilişkinin mevcut olduğu, taraflar arasında davacı şirket tarafından taraflar arasındaki hizmet ilişkisi gereği toplam miktarı 13.545,81-TL olan 12.07.2018 tarihli faturaların düzenlendiği, davacı tarafın ticari defterlerine takip konusu faturanın işlediği, davacı tarafça cari faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi yapıldığı, davalı tarafın süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından süresi içinde itirazın iptali davası açıldığı, dosya kapsamında sunulan mevcut sözleşmedeki düzenlemeler, düzenlenen faturalar ve davalı tarafından düzenlenen faturalara ilişkin itirazlarının bulunmaması, davacı tarafın dosyaya sunduğu ticari defterlerine takip konusu alacağı işlediği yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olup, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, düzenlenen faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı bu haliyle davacı taraf takip konusu faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği…” gerekçeleriyle 1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (2.709,07 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; alacağın temelinde tahakkukunda da sorun olduğunu, bu yönde inceleme yapılmadığını, raporun karar vermeye elverişli olmadığını, sadece oluşturulan fatura ve ticari defterlerin incelendiğini, faturada istenilen ve mahkemece hükmedilen faiz oranının da yasal olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, ödenmeyen elektrik faturalarının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, abonelik sözleşmesi gereğince tahakkuk ettirilen fatura alacaklarının ödenmediği iddiasıyla davalı aleyhinde takip yapmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Davalı davaya cevap vermemiş, takibe itirazında ise yetkiye ve borcun aslına itiraz etmiş, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, alacak davası açılması gerektiğini ileri sürmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. icra takip dosyasında, davacı … SATIŞ A.Ş tarafından davalı aleyhine yapılan takiple … tesisat numaralı elektrik borcu içeriğindeki davalı aleyhine 13.545,36 TL asıl alacak, 184.59 TL. işlemiş faiz olmak üzere Toplam 13.749,75 TL. için takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmektedir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 12.05.2017 tarihli sözleşme ile davalıya elektrik tedariki konusunda sözleşme yapıldığı, takip dosyasında ödenmeye faturalara ilişkin listenin takip talebine ekli olduğu, takip konusu faturaların 23.07.32018 son ödeme tarihli 8.764,13 TL, 30.07.2018 son ödeme tarihli 1.700,66 TL, 23.07.2018 tarihli 3.080,39 TL bedelli faturalar olduğu görülmektedir. Hükme dayanak bilirkişi raporunun SMMM-SPK DENETÇİSİ mali müşavir ile proje ve uygulama denetçisi tarafından hazırlanmış olduğu, raporda takibe dayanak faturaların her üçünün de fatura tarihi olarak 12.07.2018, muacceliyet tarihinin ise 17.07.2018 olarak gösterildiği, bu husussun takip talebi ekindeki fatura listesiyle çeliştiği, raporda her bir fatura yönünden değerlendirme yapılmadığı, faturaların kullanıma ilişkin olup olmadığı hususlarının da değerlendirilmediği, tahakkuk işleminin doğru olup olmadığına yönelik herhangi bir hesaplama yapılmaksızın, genel ve soyut ifadelerle açıklamalarda bulunulduğu görülmüştür. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281 inci maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır. Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, aynı zamanda taraf ve yargısal denetime de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir. Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, aynı zamanda taraf ve Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir. Hal böyle olunca mahkemece konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden yeniden rapor alınarak davaya konu faturalardaki alacak kalemlerinin de incelenerek alacak kalemlerinin talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecek ise yapılan tahakkuk işlemine yönelik hesaplamanın hukuka uygun olup olmadığı noktasında, Elektrik Piyasası Kanunu ve diğer yasal mevzuat kapsamında değerlendirmeyi ve hesaplamayı içerir, denetime elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Yine davalı takip dosyasına itirazında takibe yetki yönünden de itiraz etmiş olup, bu husus da mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararan kaldırılarak yukarıda belirtilen şekilde yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/09/2023