Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2345 E. 2022/2565 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2345
KARAR NO: 2022/2565
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 26/07/2022
NUMARASI: 2022/276 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kullanımındaki … Mah., … Cad. No:.. Bayrampaşa İstanbul adresinde müvekkili şirket kaçak kontrol ekiplerinin 21.02.2022 tarihinde yaptığı kontrolde, giriş kofrasından ek alınarak sayaçtan geçirilmeden harici hat üzerinden enerji tüketildiği tespit edildiğini, davalı unvanına … seri numaralı zabıt düzenlendiğini, bu kapsamda istinaden 19008 kWh kaçak kullanım için 104.163,21 TL bedelli ve 19536 kWh eksik tüketim için 21.224,68 TL tutarında kaçak ek tarifesinden fatura tahakkuk ettirildiğini, fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, ihtiyati haciz kararı verilerek, %20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilerek öncelikle davanın İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/276 esas sayılı dosyası ile birleştirilerek davalının taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK.’nın 257. Maddesi gereğince dava ve takip kesinleşene kadar ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili birleşen davada cevap dilekçesinde; Elektrik Hizmetleri Tüketici İşlemleri Yönetmeliği hükmü uyarınca, “bu madde kapsamında yapılan tespit ve işlemlerin kullanım yerini de içerecek şekilde fotoğraflanması” gerektiği, Davalı-birleşen davada davacı tarafından tanzim edilen ve kaçak elektrik kullanım iddiasına ve borcuna dayanak yapılan 21.02.2022 tarihli kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı, imzasını içeriyor olsa bile müvekkili için hukuki bağlayıcılık ve geçerlilik taşımadığını, davacı şirketin tutanağı tanzim eden görevlileri tarafından, müvekkilin özgür iradesine dayalı olarak değil, tutanak ve içeriği hakkında sergilenen aldatıcı/yanıltıcı nitelikli söylem ve eylemler ile iradesi fesata uğratılmak suretiyle alınmış olduğundan irade fesadı ile sakat olduğunu, Davacı-birleşen davada davalı müvekkil tarafından, davalı-birleşen davada davacı şirketin 21.02.2022 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına dayanarak düzenlediği faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle, 18.04.2022 tarihinde Sayın Mahkemenin 2022/276 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açılmış ve böylelikle, kaçak elektrik tespit tutanağında yer alan ve irade fesadıyla sakat olan imzası ile bağlı olmama iradesi, tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren bir yıllık kanuni sürede davalı-birleşen davada davacı tarafa bildirildiğini, kaçak elektrik tespit tutanağı, – emsal Yargıtay içtihatlarına” göre – kaçak elektrik kullanım iddiasını tek başına ispata elverişli ve yeterli delil vasfında olmadığını, takibe konu alacak Likit (belirlenebilir) olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, icra takibinde, takibe konu kaçak elektrik tüketim bedeline işlemiş ve işleyecek faiz oranı olarak (EPTHY.m.4/1-i, m.35/6 ve 6183 sayılı AATUHK.m.51 hükümlerine göre “gecikme zammı” talep edilmiş ise de; kaçak elektrik kullanımından doğan alacak için kanuni faiz oranında temerrüt faizi istenebileceğini, icra takibinde, gecikme faizinin KDV’si de talep edilmiş ise de; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacaklarına işletilecek faiz bu verginin matrahına dâhil olmadığından, haksız fiil nitelikli kaçak elektrik kullanım borcuna işlemiş faize KDV ilave edilerek alacak hesabı yapılması mümkün olmadığından davanın redini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Birleşen dosya davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, ara karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, birleşen davacı (davalı) vekili istinaf etmiştir. Davalı birleşen davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin 26.07.2022 tarihli gerekçeli ara kararında; dava konusu uyuşmazlığın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirmesi ve İİK.’nın 257. Ve devamı maddelerinde belirtilen ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı görülmekle birleşen dosya davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.” yönünde karar verilmesinin hatalı olduğu, eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılmasıyla adil yargılanma hakkının ihlâl edildiğini, Mahkemece deliller ve gerekçeli karar arasında herhangi bir illiyet bağı kurulmamış, dava konusu olay nezdinde muhakeme yapılmamış olup, kanun hükmü atfı ile celse arası hüküm kurulduğu, Kaçak/Usulsüz elektrik kullanım tespit tutanaklarının, kaçak tahakkuk zabıtları, faturalar ve tespit tutanaklarının tutulduğu güne ait fotoğraflar ve video kaydı borcun varlığını kesin kılmış, aksi karşı tarafça da ispat edilemediği için muaccel borcumuzun varlığı açık ve net bir şekilde kanıtlandığını,dava konusu alacak müvekkil şirket personelleri tarafından Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne uygun olarak düzenlenen tespit tutanakları ile imza altına alınmış olup, son ödeme tarihinin geçmesi neticesinde alacak muaccel hale geldiğini, şirket kayıtlarında yapılan incelemeler sonucunda; 21.02.2022 tarihinde dava konusu mahalde yapılan kontrolde giriş kofrasından ek alınarak sayaçtan geçirilmeden harici hat üzerinden enerji tüketildiğinin tespit edildiğini, tespite istinaden tüketici adına 21.02.2022 tarihli … seri numaralı kaçak/usulsüz elektrik kullanımı tespit tutanağı tanzim edildiğini, Zabıt ile 180 ve 185 gün üzerinden ve sayaç kontrol tarihinde tespit edilen 13,2 kW güç üzerinden 104.163,21 TL kaçak ve 21.224,68 TL ek tüketim bedeli hesap edilerek tahakkuk ettirilmiştir. Zabıt ile mevzuata aykırı olarak sayaçtan geçen enerji tüketimi tahakkuk ettirildiğini, alacak kalemleri bir ”kamu alacağı” niteliği taşımakta olup, temin edilme aşamasındaki her türlü olumsuz ilerleyiş kamu zararına sebebiyet vereceğinden İhtiyati Haciz Talebinin kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Asıl dava, davacının kaçak/usulsüz elektrik kullanımı tespit tutanağından dolayı davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti davasıdır. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, birleşen davada kaçak/usulsüz elektrik kullanımı tespit tutanağına istinaden davacı tarfından talep edilen ihtiyati haczin reddine dair kararın kaldırılması talebine ilişkindir. İİK.nun 257. maddesinde düzenlenen “İhtiyati haciz şartları” düzenlenmiştir. Bu hükme göre, müeccel bir alacak için kural olarak ihtiyati haciz istenemez. İstenebilmesi için, alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek hallerin varlığı şarttır. Bu haller İİK 257/2 maddesinde sayılmış olup, vadesi gelmemiş borçtan dolayı, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu nedenlerden birinin bulunması halinde ihtiyati haciz istenebilir. İİK 258. maddesine göre, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delil göstermeye mecburdur. Alacağın varlığını muayyen bir ihtimal dahilinde gösteren vakıaların ispat edilmesi yeterlidir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Birleşen dava itirazın iptaline ilişkin olup, ihtiyati hacze konu alacakkaçak/usulsüz elektrik kullanımı tespit tutanağına dayanmaktadır. Davada dava konusu alacağın tek taraflı düzenlenen tutanağa dayalı olması sebebiyle bu aşamada, alacağın varlığına delil olacak başka bir delil sunulmadığı gibi yaklaşık ispat koşulunun varlığına da kanaat oluşturacak bir durumun bu bulunmadığı anlaşıldığından, davada İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.