Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2237 E. 2022/2871 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2237
KARAR NO: 2022/2871
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2021
NUMARASI: 2016/339 E – 2021/806 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tekstil alanında faaliyet gösterdiği dük- kanın aboneliğini üstüne aldığını, bir süre çalıştıktan sonra faaliyetine son vererek iş yerini …’a kiraya verdiğini, bu kişinin de 6 ay sonra iş yerini boşaltarak çıktığını, daha sonra müvekki- linin iş yerini ofis olarak kullanmaya başladığını, davalı şirket personelinin 09/02/2015 tarihinde dava konusu mahalle geldiğini, sayaç değiştirme tutanağı tutup, açıklama yapmadan gittiklerini daha sonra kaçak elektrik kullanıldığına dair 2015/3 dönemine ait 2.075,60 TL kaçak tahakkuk faturası ve 2015/ 03 dönemine ait 39.026,90 TL kaçak ek tahakkuk faturası tahakkuk edildiğini beyanla müvekkilinin söz konusu faturalar nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, faturaların iptalini, müvekkili tarafından ihtirazı kayıtla yapılan ödemelere ilişkin olarak şimdilik 20.000,00 TL’ nin iadesini, davalının % 20 tazminat ile mahkumiyetini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılma- sını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaçak elektrik kullanımına ilişkin işlemlerin … tarafından yapıldığını, müvekkilinin olayla ilgisi olmadığını, işbu davada husumetin … A.Ş’ne yöneltilmesinin gerektiğini, ayrıca olaya ilişkin yapılan incelemede sayaçta oynama olduğu ve eksik kayıt yapıldığının tespit edildiğini, davacının sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın husumet nedeni ile usulden reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: tahakkuk ettirilip tüketicilere gönderilen elektrik faturalarının üzerinde … A.Ş. bilgisinin yer aldığını, diğer işlem- lerde de kimi zaman ‘Dağıtım’ yazarken, aynı işlemler için başka evraklarda ‘Perakende Satış’ yazdı- ğını, bu hususun şirketin kendi iç ilişkisine ilişkin bir durum olduğunu, şirketin birimlerinin avukatla- rının da aynı olduğunu, iç ilişkide şirketin birimlere ayrıldığını ve farklı işlemler için farklı birimlerin ilgilendiği hususunun kendilerince bilinemeyeceğini, hasımda değil temsilcide yanılma olduğunu, aşamalarda defalarca davanın yönlendirilmesi gerektiği bildirilmesine rağmen mahkemece HMK 124. maddesinde düzenlenen “Tarafta İdadi Değişiklik” şartlarının oluşmadığından bahisle davanın husu- met yönünden reddine karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; Davacının … nolu tesisat mahallinde, 31/01/2014 tarihinde … çalışanla- rınca yapılan kontrolde; … seri numaralı … marka sayacın etelon testine istinaden eksik kayıt yaptığı tespit edilmekle aynı tarihte sayacın mahalden alındığı, laboratuvar muayenesine gönde- rildiği, 01/02/2014 tarihli muayene raporunda “Sayacın gövde kapağı açılma ikaz anahtarının yapıştı- rılarak devre dışı bırakıldığı, S fazı akım ölçüm ucunun tel ile T fazının direnç vasıtası ile şöntlendiği, sayaç S fazında kayıt yapmadığı, T fazında ise % 82 eksik yazdığı, kaçak işlemi yapılmasının uygun olduğu” belirtilmekle bu rapora istinaden davacı … adına … seri nolu kaçak tespit tutanağının tanzim edildiği ve 5.802, 90 TL kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği, Sonrasında, yine … çalışanlarınca 09/02/2015 tarihinde … nolu tesisat ma- hallinde … seri numaralı … marka sayacın mahalden alındığı, 13/02/2015 tarihinde labo- ratuvar muayenesine gönderildiği, muayene sonucunda, “Sayacın 13/04/2014 tarihli gövde kapağının açılma ikazı verdiği, gövde kapağı vida bağlantı yuvalarının delindiği, sayacın ölçüm devrelerine müdahale edildiği, S fazında % 97,3 T fazında ise % 97,6 oranında eksik kayıt yapıldığı, kaçak işle- minin uygun olduğu” belirtilmekle bu rapora istinaden davacı … adına … seri nolu kaçak tespit tutanağının tanzim edildiği, 2.075,60 TL kaçak bedeli, 39.026,90 TL kaçak ek tahakkuk faturası tahakkuk ettirildiği, Davacının iş bu davada 2.075,60 TL kaçak bedeli, 39.026,90 TL kaçak ek tahakkuk faturası yönünden menfi tespit/istirdat talep ettiği, mahkemece davanın husumet yönünden redde- dildiği anlaşılmaktadır. Bu noktada husumet konusunda açıklama yapılmasında fayda görülmüştür. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2022/4398 Esas- 2022/5939 Karar nolu ilamında belirtil- diği üzere; Husumet konusu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 187. maddesinde (HMK m. 116) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden gözetilir. Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı ola- rak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliye- tinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliye- tine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yoklu- ğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır. Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki iliş- kidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Bkz. Baki Kuru- Ramazan Arslan- Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231). Bu nedenle davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani bir davada taraf olabilmek için, ya hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder (Bkz. Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s. 288 ). Öte yandan, HMK.’nun “Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 124. maddesinde, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile olanaklı olduğu bildirildikten sonra, ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği isteminin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakimin karşı tarafın rızasını ara- maksızın taraf değişikliği istemini kabul edebileceği açıklanmıştır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava konusu kaçak tespit, tahakkuk ve faturalama işlemleri dava dışı … tara- fından gerçekleştirilmiş olup açılan davada perakende satış şirketi olan … şirketinin husu- metinin bulunmadığı ortadadır. Davacı istinaf dilekçesinde “temsilcide yanılma nedeniyle husumetin yönlendirilmesi ” hususunun 05/01/2017, 16/03/2020 tarihli beyan dilekçelerinde ileri sürüldüğünü, ancak mahkemece bu talebin yerinde görülmediğini beyan etmektedir. Davacının ibraz ettiği 05/01/2017, 16/03/2020 tarihli dilekçelerinde aynen: “tahakkuk ettirilip tüketicilere gönderilen elektrik faturalarının üzerinde … A.Ş. bilgisi yer almaktadır. Yine diğer işlemlerde de kimi zaman ‘…Dağıtım…’ yazarken, aynı işlemler için başka evraklarda‘…Perakende Satış…’ yazdığı görülmektedir. Bu husus şirketin kendi iç ilişki- sinde olan bir durumdur. Yine şirketin birimlerinin avukatları da aynıdır. Dolayısıyla şirketin iç ilişkide birimlere ayrıldığını ve farklı işlemler için farklı birimlerin ilgilendiği hususunu bilmemiz de mümkün değildir. Bu nedenle husumet itirazını kabul etmiyoruz. Kabul anlamına gelmemekle beraber, buna rağmen sayın mahkeme aksi kanaatte ise,söz konusu hususun tarafımızca bilinmesi mümkün olmadığından, şayet taraf isminin uzantı kısmının (‘…Dağıtım…’ yerine ‘…Perakende Satış…’) yazı- mında yanılgı olduğu Sayın mahkemece tespiti halinde, davaya şirket isminin ‘…Perakende Satış…’ uzantısı ile devamını talep ediyoruz.” şeklinde beyana yer verilmiş olup dosyanın tetkikinde, yargı- lamanın hiç bir aşamasında davacının HMK 124 madde anlamında “tarafta iradi değişiklik ” talebinde bulunmadığı, tam aksine davanın perakende satış şirketine karşı devamını talep ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre davanın husumet yönünden reddinde isabetsizlik görülmemiş ise de ; husumet (sıfat) yönünden red kararı esasa ilişkin bir karar olup usulden red hükmü verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu yönüyle düzeltilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle ;davacının istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden, “Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ” karar verilmelidir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektir- mediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden, 1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Alınması gerekli harç 80,70 TL harcın peşin alınan 341,55 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 260,85-TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine, 3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 62,25-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2022