Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2227 E. 2022/2874 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2227
KARAR NO: 2022/2874
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2021
NUMARASI: 2018/887 E – 2021/159 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kuruluş elemanları tarafından, davalı … San.ve Tic….nin “… Mah… Sk.Dış Kapı:.. İç Kapı No:- İstanbul”adresinde yapılan kontrollerde, davacının işyerinde kurulu … sayılı tesisata bağlı … marka 2016 imal yıllı … seri nolu enerjisi kesilmiş olan sayacı açarak kaçak elektrik kullandığı tespit edilmekle buna ilişkin olarak 23/05/2017 tarih … seri nolu tespit tutanağı düzenlediğini, bu tutanağa istinaden EPDK ve EPTHY hükümlerine göre davalı adına 07/06/2017 son ödeme tarihli 33.818,97 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, rızaen tahsil edilemeyen alacağın tahsilini teminen davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin dur- duğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yasal süre içinde davaya cevap vermemiş ise de, davalı vekili 18/02/2021 tarihli beyan dilekçesinde ” varlığı ihtilaflı olan borcun müvekkili tarafından alacaklı şirkete fazla- sıyla ödendiğini, sunulan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin davacıdan alacaklı durumunda oldu- ğunu, yargılamanın önceki aşamalarında borcun ödendiğini beyan etmeyen davacı kötü niyetli olup HMK 329 md. gereği yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının gerektiğini, ayrıca dava konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını” beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu uyuşmazlığın kaçak elektrik kullanı- mından kaynaklandığını, buna ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğunu, dava konusuna ilişkin olarak mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda da kaçak elektrik kullanımın tespit edildiğini, tespit olunan alacak miktarının da müvekkili tarafından talep edilen alacak miktarı ile uyuştuğunu, Takibin 08/12/2017 tarihinde açıldığını, davalı tarafın 02/01/2018 tarihli dilekçesi ile takibe itirazda bulunduğunu, eldeki davanın 25/07/2018 tarihinde açıldığını, borcun ise dava açıl- dıktan sonra ödendiğini, yapılan ödemenin 25/01/2021 tarihinde icra müdürlüğü’ne bildirildiğini ve tahsil harcının ödendiğini, HMK 331 md gereğince davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre müvekkili lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken “Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına” ve “Davacı tarafa vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” karar verilmesinin, ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava; İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebinden ibarettir. Celp olunan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı İstanbul … A.Ş. tarafından davalı … aleyhine 33.818,97 TL asıl alacak + 2.888,13 TL gecikme faizi + 519,86 TL faizin KDV’sinden ibaret toplam 37.226,96 TL alacağın tahsili talebiyle 07/12/2017 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrinin 02/01/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 02/01/2018 tarihinde ibraz ettiği dilekçe ile “dosya alacaklı durumundaki şirkete her hangi bir borcunun bulunmadığı”ndan bahisle asıl alacak ve tüm ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından 25/08/2018 tarihinde yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içinde takip tutarı üzerinden itirazın iptali talepli iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın konusuz kalması ile ilgili olarak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/6-1367 E. 2015/1192 K. Nolu 15.04.2015 tarihli ilamında belirtildiği üzere; İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır. Dava sırasında borcun ödenmesi, dava konusu menkul malın davacıya teslim edilmesi, kiralananın tahliye edilmesi, taşınmaza yönelik müdahaleye son verilmesi, dava konusu taşınmazın kamulaştırılması gibi hallerde mahkemece dava- nın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlen- miştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. Buraya kadar yapılan açıklamalardan sonra “vekalet ücreti” kavramı üzerinde durul- masında yarar vardır. Davada kendisini bir vekil (kural olarak, avukat) ile temsil ettirmiş olup da davayı kazanan taraf lehine, diğer yargılama giderleri ile birlikte bir de Avukatlık Kanunu (A.K.) uyarınca (m. 169) vekalet ücreti ödenmesine hükmedilir (HMK m. 323/1-ğ). Mahkeme tarafından, bu vekalet ücretinin hesabında, davayı kazanan tarafın avukatı ile arasındaki vekalet ücreti sözleşmesinde karar- laştırılan ücret değil; Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri esas alınır. Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır(AK m. 168/3). Davada haklı çıkan taraf lehine vekalet ücretine hüküm olunabilmesi için, davanın baştan sona tamamen vekil tarafından yürütülmüş olması zorunlu değildir; davanın herhangi bir aşamasında avukatın vekillik görevine başlaması yeterlidir(Asgari Ücret Tarifeleri m. 5). Bir davada haklı çıkan tarafın, kendisini birden çok vekil ile temsil ettirmesi durumunda yargılama gideri olarak, karşı taraf sadece bir tek vekalet ücreti ödemeye mahkum edilebilir(Asgari Ücret Tarifeleri m.4). Taraflar arasındaki anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh neden- leriyle delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden önce ortadan kalkarsa, Tarife hükümleriyle belirlenmiş olan vekalet ücretinin yarısına; ara kararı gereğinin yerine getiril- mesinden sonra ise, tamamına hükmolunur(Asgari Ücret Tarifeleri m. 6). Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerine göre, davalar için iki tür vekalet ücreti söz konu- sudur: (AK m. 168/2). a.)Konusu para veya parayla değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti nisbi tarifeye göre hesaplanır(Asgari Ücret Tarifeleri m. 12/1). Davanın tamamen kazanılması veya reddedilmesi durumunda, nispi vekalet ücreti müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır. Davanın kısmen reddi halinde ise, kabul edilen miktar için davacı, reddedilen miktar için de davalı lehine vekalet ücreti takdir edilir. b.)Konusu parayla değerlendirilemeyen bir şey olan davalarda (örneğin, boşanma davası gibi şahıs varlığı haklarına ilişkin davalarda) vekalet ücreti, maktu tarifeye göre takdir edilir. Somut olaya gelince; Dava konusu uyuşmazlık kaçak elektrik tüketim bedeline ilişkin olup davacı tarafından davalı hakkında düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanakları, tahakkuk vs belgeler dosyaya ibraz olunmuştur. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ile de; davacının dava konusu kaçak kullanım nedeniyle takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği alacağın toplam 37.226,96 TL olduğu tespit edilmiş olup bu rakam takip talebinde yer alan rakam ile örtüşmektedir. Dava konusu para ile belirlenebilen bir şey olup tarafların beyanlarından ve dosya içeri- ğinden dava konusu borcun iş bu dava açıldıktan sonra ödendiği, buna göre asıl talep (itirazın iptali) yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak , davacının fer’i nitelikteki vekalet ücreti ,yargılama gideri ,icra inkar tazminatı vs ilişkin talepleri devam etmektedir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında , davanın açıldığı tarih itibariyle davacı tarafın tale- binde haklı olduğu ve davalı tarafın dava açılmasına sebebiyet verdiği, davacının kötü niyetle dava açtığı ve yargılamayı sürdürdüğüne dair delil bulunmadığı gözetildiğinde davacı lehine myargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken , yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. İcra inkar tazminatı ile ilgili istinaf talebine gelince; İİK 67/2 maddesinde aynen “itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Yasal düzenlemeye göre, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit olması ve itirazın haksızlığının tespiti yeterli sayılmıştır. Borçlunun itirazında iyi niyetli olup olmadığı hususu bir önem arz etmemektedir. İstinaf incelemesine konu dosyada , takip ve dava konusu alacak kaçak elektrik tüketim bedeline ilişkin olup likit alacak vasfı taşımadığından icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmekle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, davacı lehine HMK 331 md gereğince yargılama gideri ve AAÜT’nin 6. Maddesi gereğince vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davacının istinaf talebinin kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirme- diğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, davacı lehine HMK 331 md gereğince hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilmesine,1-Dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, yasal şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine, 2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın, peşin alınan 450,30-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 369,60-TL harcın davacıya iadesine,3-Davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davacı vekili lehine AAÜT göre hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,4-Davacı tarafça yapılan 973,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,5-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıranlara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 89,50-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2022