Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2180 E. 2023/1244 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2180
KARAR NO: 2023/1244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2022
NUMARASI: 2017/1074 E – 2022/185 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin çalışanları tarafından davalının “Mahmutbey, … Caddesi, No:…” adresindeki işyerinde kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığı tespit edilerek, 07/01/2012 tarih ve … sayılı kaçak elektrik tutanağının düzenlendiğini, bu tutanak gereğince 65.506,20 TL fatura ödenmediğinden davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla itirazını iptali ile takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ve davacıya borcunun olmadığını, Haksız kazanç peşinde olan davacının aynı alacak iddiasıyla ilgili olarak daha önce Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında icra takibi başlattığını ,ayrıca davalının Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2012/323 Esas sayılı dosya ile yargılanıp beraat ettiğini, Bakırköy … İcra Müd.’nün … Esas sayılı dosyasından bir sonuç elde edeme- yeceğini anlayan davacı tarafın aynı konu ve aynı döneme ilişkin olarak bu sefer İstanbul … İcra Müd.’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını ,davacı tarafın kötü niyetli olduğunu ve davalıyı UYAP ortamında borcunu ödemeyen insan durumuna düşürdüğünü beyanla davanın reddine, davacının % 20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce: Davanın KISMEN KABULÜ İLE, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 10.985,88 TL asıl alacak, 7.767,02 TL gecikme faizi ve 1.398,07 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 20.150,97 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 10.985,88 TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz ve faizin KDV’si uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İcra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Davalı hakkında, … seri numaralı kaçak tespit tutanağının … Seri numaralı kayıtsız sayaç kullanımından 5.138x 40 (sayaç çarpanı) = 205.520 Kwh tüketim tespit edilerek tutulduğunu, Bilirkişilerin kaçak elektrik kullanım bedeli hesabında esas alınan süre, 15/11/2011 ile 07/01/2012 tarihleri arası 113.526 (Kwh) = 53x 170 x 0,6 x 21 (Enejji bedeli Kwh) = Kaçak kullanım süresi x kurulu güç xkullanma faktörü x günlük çalışma saati ) güç formülüne göre hesaplama yapıldığını, Müvekkili kurum kayıtlarına göre, davalı …(…) …in 23/01/2012 tarihinde- kaçak kullanım tespit sonrası- sözleşme yaptığını , tüketim tablosu incelendiğinde kaçak elektrik tespit tutanağının tutulduğu tarihinden önceki ve sonraki tüketimler arasında aşırı fark olduğunu, özellikle bilirkişinin kaçak elektrik tüketim başlangıcı olarak aldığı 15/11/2012 tarihi, önceki kayıtlı sayaç tüketiminin çok düşük olduğunu, bu bilgilere göre 07/01/2012 tarihi ile 15/11/2012 ile tarihleri arası yapılan kaçak elektrik tüketim hesaplamasının hatalı olduğunu, EPDK 622 sayılı Kurul Kararında; ” B)-1 a) Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için , kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılan he- saplamada esas alınacak süre ; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün alınır. C)-1)-a) ”Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru kaydet- miş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapı- lan incelemeler sonucunda , tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tarih tespit edilebiliyorsa , bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edildir.” denildiğini, buna göre sayaçtan geçen endekse göre 205.520,00 Kwh tüketime göre müvekkil kurum tarafından yapılan hesaplamada her hangi bir hata bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 1-Dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını,2-Dosyaya sunulan bilirkişi raporlarına ve 14.03.2021 tarihli bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazları baki kalmakla birlikte, 14.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalının elektrik kullanım tarihinin 14.11.2011 olduğu belirtilmekle davalının bu tarihten önce kullanılan elektrik be- delinden sorumlu olmadığını, eski kiracının elektrik borcunun davalıdan tahsil edilemeyeceğini,3-Bilirkişi raporunda, davalının elektrik aboneliğinden sonra elektrik tüketiminin her ay aynı doğrultuda olduğu, günlük kullanımın hiçbir zaman 3.736,73 KWh/güne yaklaşmadığını,bu tespite göre kaçak tüketim ve tüketimler arası aşırı fark iddiasının dayanağının bulunmadığını, 4-Bilirkişi raporunda, müvekkilinin abonelikten sonraki kullanımından çalışmasının tek vardiya olduğunu, bu sebeple dosyaya sunulan önceki ek rapordaki görüş ve kanaatlerin benimsen- mediğinin belirtildiğini,5-Yine bilirkişi raporunda, tüketimin kaydedilebilmesi için davalının o işyerinde 1 yıla yakın bulunması gerektiği, dosyada böyle bir duruma ilişkin bilgi bulunmadığını, 6-Kaçak elektrik tespit tutanağında davalıya abonelik verilmediği belirtilmiş iken kaçak elektrik faturasında durumun aboneli kaçak olarak belirtildiğini,7-Mevzuat gereği kaçak elektrik faturasında tüketimin %50 kadarına ceza tahakkuku yapılması gerekirken kaçak elektrik faturasında cezalı bedel görülmediğini, Bilirkişi raporunun savunmalarını teyit ettiğini, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Ayrıca kötü niyet tazminatı talep etmelerine rağmen bu talebin kabul edilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.Dosya içeriğinden; … çalışanları tarafından ,07/01/2012 tarihinde … isimli şahsa ait “… Mahallesi, … Caddesi No: … Bağcılar-İstanbul” … isimli ticarethanede yapılan kontrolde; … nolu tesisatta kuruma kaydı bulunmayan … seri nolu Makel marka sayaç ile elektrik enerjisi kullanıldığı tespit edilmekle davalı adına … nolu 07/01/2012 tarihli tutanak düzelenmiş, tutanak dava dışı … çalışanları ve davalı … tarafından imza altına alındığı, Davalının 23/01/2012 tarihinde abonelik sözleşmesi imzaladığı, Davacı tarafından ,07/01/2012 tutanağa dayalı olarak … nolu abonelik için 5.138 kwh x 40= 205.520 kwh üzerinden 65.506,00 TL tutarında 14/02/2012 son ödeme tarihli faturayı tahakkuk ettirdiği, Söz konusu faturanın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişilerek 65.506,20 TL enerji bedeli + 46.282,30 TL gecikmiş gün faizi + 8.330,82 TL KDV’den ibaret toplam 120.119,32 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, davalının itirazı üzerine takip durduğundan itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. 1- Davalı taraf yasal süre içinde zamanaşımı def’i ileri sürmesine rağmen mahkemece bu def’i değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 tarih 2015/1314 Esas- 2016/930 Karar sayılı ilamında; “kaçak elektrik kullanımından dolayı tutanak tutulduğundan taraflar arasında “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu, sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulması halinde olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş olup somut olayda davalı hakkındaki kaçak elektrik tutanağının ,07/01/2012 tarihinde düzenlendiği, bu tutanak gereğince tahakkuk olunan faturanın 14/02/2012 son ödeme tarihli olduğu , icra takibinin 07/04/2016 tarihinde başlatıldığı, eldeki itirazın iptali davasının 27/11/2017 tarihinde açıldığı nazara alındığında icra ve dava tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı süresinin dolmadığı tespit edilmiştir.2- Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aynı alacak için birden fazla takip başlatıl- masında yasal engel bulunmamaktadır.3- Dava konusu olay ile ilgili olarak davalı hakkında Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahke- mesi’nde “karşılıksız yararlanma” suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucu tutanak tarihi olan 07/01/2012 tarihi itibariyle dava konusu tesisatta … Dış Tic. Ltd. Şti adına abone kaydının bulunduğu, abonelik tesis edilen … marka … nolu sayacın tutanak tarihinden önce kurum tarafından sökülmediği , sayaç üzerinde yapılan inceleme sonucu kayıtsız sa- yacın 55 günlük süreçte doğru kayıt yaptığı, tüketim bilgilerine göre şikayetçinin tespitine engel olunmayacak şekilde kayıtsız sayaçla elektrik kullanıldığı , mahaldeki kurulu güç ile sayaç üzerindeki tüketimlerin orantılı olduğu tespit edilmekle davalının beraatına karar verildiği , kararın tem- yizde onama sonucu 28/11/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 4- Kaçak tüketim bedeline gelince; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edil- miş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüke- tim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulan- masına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı; 1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde; a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kay- detmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihti- lafsız dönem olarak kabul edilir.) b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa; 1) Meskenlerde, bağlantı gücü ve ortalama aylık çalışma saatine göre (buradaki bağlantı gücü, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere) yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak, 2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre, 3) Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre hesaplanır.” hükmü yer almaktadır. Dava konusu uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Tahsili gereken alacak; -Elektrik Yüksek Mühendisi …’den aldırılan raporda 26.282,48 TL asıl alacak + 8.315,58 TL gecikme faizi + 1.496,80 TL KDV’den ibaret 36.096,86 TL, – Prof. Dr. …’den aldırılan raporda ise ; 41.897,62 TL asıl alacak + 29.176,70 TL gecikme faizinden ibaret toplam 71.024,62 Tl olarak hesaplanmıştır. Her iki raporun birbirinden farklı tespit ve sonuç içermesi nedeniyle mahkemece İTÜ Elektrik Mühendisliği Öğretim Üyeleri Dr. …, Dr. … ve …dan rapor alınmıştır. Söz konusu raporda; ” Davacı tarafından davalı hakkında kayıtsız sayaçtan enerji kullandığından bahisle 07.01.2012 tarihinde Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı tutulmuş ise de davalının 22.11.2011 tarihinde-iş bu tutanaktan önce- abonelik için başvuruda bulunduğu,ancak davalının bu talebinin yeni abonelik verilmesi için öngörülen yasal süreden çok sonra 23.01.2012 tarihinde karşılandığı anlaşılmış olup bu gecikmenin sebebi davacı tarafça açıklanmamıştır. Kaçak elektrik faturasında tüketimin % 50’sine ceza tahakkuku yapılması gerektiği halde, davacının sayaca ve tesisata müdahale olmadığını görerek sayacın kaydettiği endeks üzerinden fatura düzenlediği, davalının işletmesini Kasım 2011 tarihinden önce kullanmaya başlamış olması halinde adına başkaca tutanakların da bulunmasının gerekeceği, ancak davalı hakkında 07.01.2012 tarihli tutanaktan geriye dönük başkaca bir tutanağın bulunmadığı, davalıya abonelik verildikten sonra yapılan tüketimlerin davacının talep ettiği 205.520 kWh (günlük ortalama 3.736,73 kWh/gün) tüketime yaklaşmadığı, böyle bir tüketimin davalı tarafça yapılamayacağının davalının iş yerinin tüm tüketimleri incelendiğinde açıkça belli olduğu, 205.520 kWh’lık tüketimin davalı tarafça yapılmış olması mümkün olmadığından davalının normal tüketim faturasından sorumlu olmasının gerektiği, kayıtsız sayacın kaydettiği 205.520 kWh’lık tüketim ihtilaflı olduğundan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/b maddesine göre hesaplama yapılmasının gerektiği, dosyadaki verilere göre davalının tüketiminin 14.11.2011 tarihinde başladığı, 14.11.2011-07.01.2012 tarihi arasında sayacın kaydedebileceği enerjinin 55günx 75,2kWhx(250/30)h/gün =34.467 kWh olduğu, bu tüketimin tutanak sonrası yapılan tüketimle benzer olduğu, davalıya henüz abonelik verilmediğinden günlük kullanım süresinin %20 fazlasının alına- mayacağı, hesaplanan tüketim üzerinden fatura bedelinin 10.985,88 TL olarak bulunduğu, fatura son ödeme tarihi 13.03.2012’den 07.04.2016 takip tarihine kadar işlemiş gecikme faizinin 7.767,02 TL olduğu ve faizin KDV’sinin 1.398,07 TL olduğu, davacı yanın takipteki 20.150,97 TL bakımından alacak talebinin yerinde olduğu ” belirtilmiş olup iş bu rapor içerdiği teknik inceleme ve gerekçe itibariyle hükme elverişli bulunmuştur. 5-Kötü niyet tazminatı yönünden; Yasa hükmü uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borç- lunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru,Baki:İcra ve İflas Hukuku, 2006, s. 219, 223). İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Hemen belirtilmelidir ki, alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötüniyetli olduğu kabul edilmektedir. Anılan yasa hükmünde düzenlenen ve ‘kötü niyet tazminatı’ olarak adlandırılan taz- minat, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.06.2019 tarihli ve 2017/19-928 E., 2019/658 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Başka bir ifadeyle; İİK’nın 67/2. maddesi hükmüne göre, itirazın iptali davasının davalı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davalı (borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Burada takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalı (borçlu)’nun üzerindedir. Somut olayda, davacı tarafın maddi hukuk kurallarına göre alacaklı olduğuna inanarak takibe giriştiği ve takibinde kısmen haklı olduğu anlaşılmış olup kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince Reddine, B-Davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-a.)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 10.985,88 TL asıl alacak, 7.767,02 TL gecikme faizi ve 1.398,07 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 20.150,97 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 10.985,88 TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz ve faizin KDV’si uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, b.)İcra inkar tazminatı talebinin reddine, 2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı ile ilgili talebin Reddine, 3-Alınması gerekli 1.376,51 TL karar harcının davacı tarafça yatırılan 2.051,34 TL peşin harçtan mahsubu ile arda kalan 674,82 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 1.376,51 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.407,91 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 13.446,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan 3.099,30 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 519,93 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı tarafından yapılan 1.028,40 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 855,87 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Davacı taraftan alınması gerekli 179,90-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, Davalı taraftan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalı tarafa isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafça yapılan 118,50-TL İstinaf yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/04/2023