Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2105 E. 2023/722 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2105
KARAR NO: 2023/722
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2022
NUMARASI: 2021/220 E – 2022/258 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın … nolu tesisata kurulu bulunduğu … mah. … sk. No:… … İş Mrk. Bağcılar adresinde 01.03.2016 tarihinden bu yana … faaliyeti yaptığını, davalı şirket elemanlarınca 01.10.2016 tarihinde işyerinde sayaç üzerinde yaptıkları kontrolde usulsüzlük tespit edilmemesi üzerine işyerinde bulunan “çuvalların içlerini” kapsar şekilde detaylı bir kontrol yapmaya başlamaları üzerine müvekkilinin “bu şekilde arama yapmaya yetkilerinin olmadığını” belirterek engel olduğunu, davalı kontrol elemanlarının polis çağırmaları üzerine polis eşliğinde yapılan kontrolde kaçak kullanım ile ilgili bir tespit olmamasına rağmen gerçeğe aykırı tutanak düzenlemek suretiyle dava konusu tahakkuk düzenlendiğini, tutanakta belirtilen ”Şotlama” tespitinin müvekkilinin bilgisi dışında tamamen evrak üzerinde gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini, buna ilişkin tespit ve bulgu bulunmadığını, tutanakta resim olduğu belirtilmişse de çekilen resimlerin kaçak kullanımla ilgisi olmadığını ve sadece panoya ait resim olduğunu, müvekkilinin işyerinde yasa dışı arama yaptırmaması nedeniyle dava konusu tutanak düzenlendiğini, tutanaktan sonra müvekkili işyerine yeni sayaç takıldığını, yeni sayacın ortalama tüketimleri kaçak kullanım olup olmadığını kanıtlayacağını, kaçak kullanıma ilişkin hiçbir veri ve kanıt yokken tamamen varsayıma dayalı olarak tahakkuk edilen 54.398,00 TL kaçak elektrik bedelinin tamamının iptali gerektiğini, dava konusu tahakkuk ile ilgili itiraz süreci ve fatura düzenlenmeden tamamen yönetmeliğe aykırı olarak işyerinin aynı gün elektriğinin kesildiğini ve tutanak tarihinden itibaren ticari faaliyetine devam edemediğini, 5 aydır ikame edilen adreste ortalama tüketim bedelinin de 2.000,00 TL olduğunu ileri sürerek 54.398,00 TL’lik fatura yönünden müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş yerinde kurulu olan … nolu tesisata ait mahalde 01.10.2016 tarihinde müvekkil kurum elemanları tarafından yapılan kontrolde: “Giriş kotrası ile çıkış kotrası arasında maşalama yapılarak elektrik kullanıldığı” tespit edilerek davacı adına … seri nolu zabıt varakası tanzim edildiğini, ilgili zabıt için tespit anındaki R-.120A, S:130A, T:140A olmak üzere toplam 390 Amperlik akım değeri ve işe başlama bildirim tarihi referans alınarak yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri doğrultusunda hesaplama yapıldığını, bu hesaplama neticesinde 5.304,70 TL kaçak bedeli ile 49.091,30 TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplamda 54,936,00 TL bedel tahakkuk ettirildiğini, davacının kaçak elektrik kullandığı dilekçe eki ile mahkemeye sunulan tüketim ekstresinde de tutanak tarihi sonrasına ait tüketimde gözle görülür bir şekilde artış meydana geldiğini, ilgili tesisatta davacı adına 08.08.2016 tarihli abonelik sözleşmesi bulunduğunu, Yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılan işlemlerde hata olmayıp davanın haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “taraflar arasında elektrik enerjisi alım-satımına ilişkin ticari ilişki olduğu, 01/10/2016 tarihinde davalı kuruma bağlı resmi görevlilerce tutulan kaçak elektrik kullanımına ilişkin tutanağa göre sayaçta maşalama yapılarak kaçak elektrik kullanıldığı, fotoğraflarda kabloların şekli ve dağınıklığı ayrıca daha sonra sayacın değiştirilmiş olması nedeniyle resimlerden veya yerinde keşfen inceleme yapılma olanağının olmadığı, davalı kurum tarafından ibraz edilen 16/06/2016 tarihli tüketim endekslerine göre kullanılan enerjinin 140 kwh dan 80 kwh’a ani olarak düştüğü, maşalama yönteminde de sayacın kısmi olarak çalışmasına mani olunduğu, buna göre tüketim endekslerinin tutanağa karine teşkil ettiği, kaçak elektrik kullanıldığı fakat yaptırılan hesaplamaya göre toplam kaçak elektrik enerji tüketim bedelinin 43.475,52-TL olup tahakkuk ettirilen faturanın bu bedeli aşan 10.822,48-TL ‘lik kısmından davacının borçlu olmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça tahakkuk ettirilen toplamda 54.996,00 TL kaçak elektrik kullanımına ilişkin bedelden davacının 10.822,48 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 25/02/2021 tarih ve 2019/1196 E- 2021/543 K sayılı kararımızla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; sayaca müdahalenin hangi tarihte yapıldığı yani tüketim değerinin hangi tarihte düşmeye başladığı hususunun belirsiz olduğu, bu sebeple dosyada bulunan tüm endeks değerlerinin müdahaleli olacağı ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi hesaplanmıştır. Bu durumda, bilirkişi raporu Yönetmeliğe uygun değildir. O halde mahkemece; kaçak ve ek kaçak tüketim miktarının hesaplanması bakımından öncelikle davacının kaçak kullanım başlangıç tarihinin tespiti açısından, dosya arasında bulunmayan kaçak öncesi döneme ilişkin davacıya ait tüm tüketim endeksi dosya arasına alındıktan sonra öncekiler dışında 3 kişiden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden; kaçak tutanak tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için tarafların istinaf talebinin kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.Dairemiz kararı sonarsı ilk derece mahkemesince; ” Davacı, işyeri için davalı şirket ile 08.03.2016 tarihinde perakende satış sözleşmesi yapmış ve 10.03.2016 tarihinden itibaren elektrik enerjisi tüketmeye başlamıştır. Ancak, davacı, 16.06.2016 tarihinde sayacın girişi ile çıkışı arasını bir nevi dışarıdan şöntleyerek 16.06.2016-01.10.2016 arasında da kaçak elektrik enerjisi kullanmıştır. Dava konusu olayda, tüketimi doğru kaydetmiş sayaç değeri yoktur. İhtilafsız dönem vardır ancak, ihtilafsız aynı dönem yoktur. Çünkü, davacının elektrik enerji kullanımı henüz bir yılı doldurmamıştır. Bundan dolayı, ihtilafsız aynı dönem tüketim ortalaması ile kaçak elektrik enerjisi miktarı hesaplanma olanağı yoktur. Bu sebeple, kaçak olarak tüketilen elektrik enerjisi miktarı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 28. Maddesine göre kurulu gücün kullanma faktörü 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan bağlantı gücü ve ortalama günlük çalışma saatine göre hesaplanması gerekmiştir. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 28. ve 27. Maddelerinde amir hüküm olmasına rağmen tutanak tanıkları, tespit anında işyerindeki cihazların kurulu gücünü tespit etmemiştir. Sadece fazlardan çekilen anlık akımları 120 A, 130 A, 140 A olmak üzere toplam 390 A olarak ölçülmüştür. Davalı şirket, ölçülen anlık akımlarla hesapladığı S=390Ax0,220V=85,8 kW ile kaçak ve ek tüketim miktarını belirlemiştir. Davalı şirketin, belirlediği güç ile yaptığı hesaplamalar Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine aykırı olup muteber değildir, bu sebeple kaçak ve ek tüketim miktarları, işyerinin elektrik sözleşmesinde yer alan 36,66 kW kurulu güç değeri esas alınarak hesaplanmıştır. Kaçak tespit tarihinde sayaçtan okunan endeks değerleri; 64796 kWh(gündüz), 12144 kWh(puant), 11050 kWh(gece) olmak üzere toplam 87990 kWh tespit edilmiştir. Endeks değerlerine göre davacının işyerinde iki vardiya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 29. Maddesindeki; “iki vardiya çalışanlar için 14 saat kabul edilir” hükmüne göre dava konusu kaçak kullanımda işyerinin ortalama günlük çalışma saati 14 saat olarak belirlenmiştir. Tüm bu tespitlerle, davacının kaçak olarak kullandığı elektrik enerji bedel ile ek olarak kullandığı elektrik enerji bedelleri bilirkişi heyetince hesaplanmıştır. Kaçak tüketim bedeli 1.923,71TL, ek tüketim bedeli ise 9.359,20TL olmak üzere davacının borçlu olduğu bedel 11.282,91 TL’dir. Davalı şirket toplam 54.936,00 TL tahakkuk yapmıştır. Bu bedelden davacının borçlu olduğu miktar mahsup edildiğinde davacının 43.653,09TL borçlu olmadığı anlaşılmaktadır.” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüyle davacının davalıya 43.653,09TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak, kararda davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı hususu sabit olmasına rağmen dosyada yer alan itirazları ve beyanlarının değerlendirmeye alınmadan hüküm kurulduğunu, -Hâkimin resen davayı aydınlatma yükümlüğünün ihlal edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının incelenmediğini, -Davacı tarafça kaçak elektrik kullanımı yapıldığı hususu gerek dosya kapsamında yer alan tutanaklarla gerek ise kararla sabit olduğunu, kaçak elektrik tüketimine istinaden müvekkili şirket tarafından yapılan tahakkuklandırmalarda herhangi bir hata bulunmadığını, müvekkili şirket görevlileri tarafından 01/10/2016 tarihinde davacının kullanımında olan ticarethanede yapılan kontrol neticesinde “giriş kofrası ile çıkış kofrası arasında maşalama yapılarak nitelikli kaçak elektrik enerjisi kullanıldığı” hususunun tespit edilmesi üzerine … seri numaralı Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı düzenlendiğini, tutanağa ilişkin müvekkil şirket tarafından kaçak elektrik kullanımının gerçekleştiği dönemde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca hesaplama yapılarak 8648 kWh karşılığı 5.304,70 TL kaçak elektrik tüketim faturası ve 118080 kWh karşılığı 49.091,30 TL ek kaçak elektrik tüketim faturası olmak üzere toplam 54.396,00 TL tutarında kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, sundukları tüketim ekstrelerinden de tutanak tarihi sonrasına ait tüketimde gözle görülür bir şekilde artış meydana geldiğinin görüldüğünü, -Bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan raporda, kaçak elektrik tüketimine ilişkin tahakkuk bedellerinin hatalı hesaplandığını, heyetin “davacı tarafından 16/06/2016-01/10/2016 arasında toplam 107 gün kaçak elektrik kullanıldığı” yönündeki tespitinin hatalı olduğunu, dosya kapsamına sundukları tüketim ekstreleri daha eskiye dönük incelendiğinde 10/03/2016 tarihinde ani düşüş olduğu görüleceğini, bu düşüklüğü bilirkişinin olağan gördüğünü, müvekkili şirket 10/03/2016-01/10/2016 tutanak tarihi arasındaki 205 günlük kaçak kullanıma tahakkuk yaptığını, müvekkili şirketin esas aldığı kaçak kullanım süresinde herhangi bir hata bulunmadığını, – Bilirkişi heyeti tarafından dava konusu kaçak elektrik bedeli hesaplaması yapılırken kurulu güç değerinin hatalı bir şekilde 85,8 kW yerine 36,66 kW üzerinden alınmasının, kaçak bedelinin hatalı hesaplanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirket görevlileri tarafından davacının fiili kullanımında olan ticarethanede yapılan kontrolde tespit edilen akım değerleri üzerinden kurulu güç hesabı yapıldığını, ancak bilirkişi heyeti tarafından yönetmeliğe aykırı bir şekilde sözleşmede belirtilen değer üzerinden hesaplama yapılarak kaçak tüketim bedelinin hatalı hesaplandığını,- Davacı tarafın “maşalama yöntemi” ile nitelikli kaçak elektrik kullanımının zaten sözleşmede belirtilen değerin aşılarak enerji kullanıldığını kanıtladığını, sözleşmede belirtilen değer üzerinden tanzim olunan rapora riayet edilmeyeceğini,-Kararı kabul etmemekle birlikte ilgili kararda maddi hatalar mevcut olduğunu, dava dilekçesinde kaçak elektrik kullanıma ilişkin haksız olarak tahakkuk edildiği iddia edilen miktar 54.398,00 TL olarak belirtilmişse de, müvekkili şirket tarafından, 8648 kWh tüketim üzerinden vergiler, fonlar, hizmet bedelleri dahil cezalı 5.304,70-TL kaçak bedeli tahakkuku ve 118080 kWh tüketim karşılığı normal tarifeden vergiler, fonlar ve hizmet bedelleri dahil 49.091,30 TL kaçak ek tahakkuku-eksik tüketim tahakkuku yapılmış olup, toplam 54.396,00 TL tahakkuk ettirildiğini, mahkemece nihai kararda ise tamamen başka bir sonuca ulaşarak “54.936,00 TL kaçak elektrik kullanımına ilişkin bedelden davacının 11.282,91 TL’den borçlu olduğunun, bu tutarın mahsubuyla 43.653,09 TL borçlu olmadığının tespitine” şeklinde karar verildiğini, bu karar itibariyle dosyada 3 farklı toplam tahakkuk miktarı bilgisinin mevcut hale geldiğini, bütün bu karışıklıkların giderilmesi için hesaplamaların yeniden yapılması ve verilerin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Dava, kaçak kullanım nedeniyle tahakkuk ettirilen faturaya ilişkin menfi tespit talebine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık sie; davacının iş yerinde kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı ve buna ilişkin olarak davalı şirketçe yapılan kaçak ve kaçak ek tahakkukun doğru olup olmadığı, oktalarında toplanmaktadır.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan ve 08/05/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. maddesinin (b) fıkrasında; gerçek veya tüzel kişilerin, “Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,” kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmış olup, kaçak elektrik enerjisi tüketimi halinde tüketim miktarının hesaplanmasına yönelik; Aynı Yönetmeliğin 28. maddesinde ise; “ (1) 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki kaçak olarak tüketilen elektrik enerjisi miktarı, tüm tüketiciler için,a) Öncelikle tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre,b) Tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerinin bulunmaması durumunda, ihtilafsız aynı dönemki tüketim miktarına göre,hesaplanır. (b) bendi kapsamında, kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki aynı dönem, ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.(2) Birinci fıkra kapsamında doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa, kullanım yerinin müstakil trafolu olup olmamasına bakılmaksızın;a) Meskenlerde, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere bağlantı gücüne ve ortalama günlük çalışma saatine göre, yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak,b) Diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama günlük çalışma saatlerine göre, hesaplanır. Bu tür hesaplamaların yapılamaması durumunda, tüketilen elektrik enerjisi miktarı aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerinin ortalama tüketimlerine göre hesaplanarak tespit edilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Dosya kapsamından; 01/10/2016 tarihinde davalı kuruma bağlı resmi görevlilerce tutulan kaçak elektrik kullanımına ilişkin tutanağa göre 5.304,70 TL kaçak bedeli ile 49.091,30 TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplamda 54.96 TL bedel tahakkuk ettirildiği, bilirkişi raporunda tüketim endeks dökümüne göre tüketimlerin ani düşüş gösterdiği 16.06.2016 tarihinden itibaren hesaplama yapıldığı görülmektedir.Dosya kapsamından, davacının maşalama yöntemiyle sayacın doğru kayıt yapmasını engelleyerek kaçak kullanım yaptığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kaldırma kararı öncesinde alınan bilirkişi raporu ve sonrasındaki heyet raporundan, davacının tüketiminin ani düşüş gösterdiği 16.06.2016 tarihi kaçak kullanım başlangıç tarihi olarak alınmıştır.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmesel kurulu güce göre hesaplama yapıldığı görülmektedir.Kaçak tespit tutanağında kurulu güç tespiti yapılmamış, akım değerleri tespit edilmiştir. Davalı bu değerlere göre hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmektedir. Ancak, elektrik akımı dinamik değişen bir büyüklüktür. Elektrik akımı cihazların devreye girip çıkması ya da işletme koşullarının değişmesiyle anlık olarak değişecektir. Elektrik mevzuatında da, kurulu güç elektrikli cihazların plakalarında yazan kW değerlerinin toplamıdır. Yine cihazların motor olup olmadıkları ve nitelikleri dikkate alınarak güç faktörü hesabı da yapılır. Aynı güç hesabını …’ta yaparak tesisatın bağlantı (sözleşme) gücünü belirlemektedir. Buna göre, davalı alacaklının menfi tespit davasında alacağı ve kaynağını ispat etmesi gerektiği gibi tacir olan davalı şirket de tutanak ve dayanaklarını ispat etmelidir. İlk derece mahkemesi tarafından işaret edildiği gibi yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden elektrik enerjisi tüketilmesi halinde tutanak tanıklarının iş yerinde kurulu olan gücü tutanağa geçmeleri yönetmelik gereğidir. Kaçak tutanağında bu tespit yapılmamış, akım değerleri esas alınmıştır. Mahkemece kurulu güç tespiti yapılmadığından sözleşmesel kurulu güce göre hesaplama içeren raporun hükme esas alınması isabetlidir. Ancak, davalı tarafından 5.304,70-TL kaçak bedeli tahakkuku ve 118080 kWh tüketim karşılığı normal tarifeden vergiler, fonlar ve hizmet bedelleri dahil 49.091,30 TL kaçak ek tahakkuku- toplam 54.396,00 TL olduğu halde raporun sonuç kısmında maddi hata sonucu bu rakamın yanlış yazıldığı, toplam 54.396,00 TL tahakkuktan kacak ve ek kaçak toplamı olan 11.282,91 TL’nin çıkarılması sonucu 43.113,09 TL yönünden menfi tespit talebinin kabulü gerektiği anlaşılmakla davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın kısmen kabulüne; 01.10.2016 tarihli kaçak tutanağı nedeniyle tahakkuk ettirilen 5.304,70- TL kaçak bedeli ile 49.091,30- TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplam 54.936,00-TL üzerinden davacının davalıya 43.113,09-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gereken 2.981,95TL harçtan peşin alınan 928,99TL’nin mahsubu ile eksik 2.052,95TL harcın davalıdan tahsili ile haziyene gelir kaydına; 3-Davacı tarafından yatırılan toplam 962,49TL (29,20TL BH, 928,99TL PH, 4,30TL VSH, ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 3.809,00TL (3.200,00TL bilirkişi ücreti, 609,00TL posta ve müzekkere masrafı, ) yargılama masrafının davanın kabul red oranına göre takdiren 3.056,63TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.547,96TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; 6-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan 199,55TL yargılama masrafının davanın kabul red oranına göre takdiren 39,32TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine; 7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 96,50-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi 09/03/2023