Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2094 E. 2022/2447 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2094
KARAR NO: 2022/2447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2022
NUMARASI: 2019/180 E – 2022/176 K
Birleşen İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/577 esas sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/09/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 20.02.2018 tarihli İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Enerjisi Alım İhalesi Teknik Şartnamesi ile Ticari Uygulama Protokolü uyarınca, 01.04.2018 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile İOSB’ye elektrik tedariki sunmayı taahhüt ettiğini, “TEDARİKÇİ, EPDK’ca yürürlükte olan veya yürürlüğe konacak olan 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Dengeleme Uzlaştırma Yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuat hükümleri ile belirtilen sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmekle yükümlüdür.” hükmüne rağmen davalının …’a karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin 01.11.2018 tarihi itibariyle, … kararı ile davalının portföyünden çıkarılmış bulunduğunu, bu hususun … tarafından 23.11.2018 tarih 2403 sayılı yazı ile müvekkiline tebliğ edildiğini, bu nedenle 01.11.2018 tarihi itibariyle Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca zorunlu olarak, bölgelerinde bulunan görevli tedarik şirketinden ve EPDK tarafından yayınlanan ulusal tarife üzerinden (ki bu tarife taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen tarifenin üstündedir) elektrik tedarik etmeye başlanıldığını, müvekkilinin yukarıda bahsedilen husus nedeniyle … A.Ş.’ den (Son kaynak tedarik şirketi olması nedeniyle) enerji almak zorunda bırakıldığını ve davalı ile müvekkili İOSB arasındaki sözleşme gereğince oluşan farkın davalıya fatura edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 14/f maddesine göre; “Anlaşmanın feshi veya sona ermesi halinde sözleşme/protokol sona erinceye kadar İ.O.S.B. işbu sözleşme /protokol gereği bir yıllık sabit bedelli veya anlaşılan yöntemle belirlenen birim fiyat üzerinden enerji kullanmaya devam edecektir. Taraflardan herhangi birinin işbu anlaşma uyarınca veya işbu anlaşmanın ihlalinden doğan hak ve yükümlülükleri saklı kalacaktır.” denildiğini, davalı İOSB Evrak kaydında 19.11.2018 tarih … sayı ile kayıtlı yazısında; “..elektrik üretimi Kasım 2018 ayı itibariyle durdurulmak zorunda kalınmıştır. 01.11.2018 ile 31.12.2018 tarihleri arası elektrik enerjisi tedariği görevli tedarik şirketinde sağlanacağından ötürü doğacak zarar tutarı şirketimiz tarafından karşılanacaktır. 01.01.2019 tarihi itibariyle de sözleşmemize istinaden olan tüm yükümlülüklerimiz devam etmek şartıyla elektrik enerjisi tedariği … A.Ş. tarafından sağlanmaya devam edecektir” denildiğini, müvekkilinin zorunlu tedarik şirketinden almış olduğu enerji bedeli ile sözleşme gereğince davalının yükümlülüğünde olan bedel arasındaki farka ilişkin 20/12/2018 tarih ve … nolu 1.187.199,82.-TL bedelli fatura düzenlendiğini, muhatapın Üsküdar … Noterliği’ nin 27.12.2018 tarih … sayılı ihtarnamesi ile faturanın ödenmeyeceğinin bildirildiğini, taraflarınca Bakırköy … Noterliği’ nin 28.12.2018 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalı taraftan sözleşmeye aykırılıkların giderilmesi ve zararlarının tazmin edilmesi hususlarının ihtar edildiğini, enerji tedariki konusundaki ikili anlaşmaların …’a bildirilmesindeki yasal süre gözetilerek 03.01.2019 tarihinde davalıya yazılan yazı ile sözleşmenin devri talebi varsa yerine getirmek üzere davet edildiğini, davalı tarafın Kasım 2018 tarihinden itibaren kendi içerisinde yaşadığı sorunlar nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi bu sorunu çözmek için gerekli ve kalıcı çözümlere de uygun zemin oluşturmadığını, toplantılara icabet etmediğini, telefonlara dahi çıkmamış olduğunu, 03.01.2019 tarihinde kendisine gönderilen yazıya cevabi yazısında; “sözkonusu zararın tarafınızca tazmin edileceğine dair yazılı bir taahhüdü bugün tarafımıza iletmeniz halinde sisteme girişinizin taahhüdü müteakip yapılacağını bildiririz” diyerek kötüniyetini ortaya koymuş olduğunu, davalının kusuru nedeniyle zorunlu tedarik şirketinden yüksek fiyatla enerji satın almak zorunda bırakılan müvekkili olmasına rağmen zarardan söz edildiğini, asıl zarara uğrayanın 300.000 çalışanın hak ve menfaatlerini korumakla yükümlü olan organize sanayi bölgesi olduğunu, bu hususun Bakırköy …Noterliği’ nin 07.01.2019 tarih … sayılı ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini, davalı tarafından da Üsküdar …Noterliği’ nin 03.01.2019 tarih .. sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafın haksız ve mesnetsiz iddialarına devam ederek bu kez 15.01.2019 tarihinde; şirketlerinden hukuki dayanağı olmayan paralar talep edildiğini, anlaşmaya varılmasına rağmen buna uyulmamasının sözleşmeye bağlılık yükümlülüğü ve ticari etik değerlerle örtüşmemekle birlikte, şirketlerinin ticari zararına sebep olduğunu, davalı … A.Ş ‘nin alacağını … A.Ş. ye temlik ettiğini, temlik sonrası müvekkilinin ödemelerini … A.Ş. hesabına yaptığını, … A.Ş.’nin enerji tedarikini sağlayamadığı hususunu … A.Ş.ye bildirmediği için … A.Ş’ nin Kadıköy … Noterliği’nin 26.12.2018 tarih … sayılı ihtarnamesini keşide ederek sözleşmenin askıya alınması tarihinden sonra kullandırılan kredilerden sorumlu olunacağını ihtar ettiğini, müvekkili İOSB’nin davalının sözleşmeye aykırı tutum ve davranışları sonucunda sözleşmeye göre ödenmesi gereken elektrik enerjisi bedelinden çok daha yüksek fiyatla elektrik almak zorunda kaldığı gibi … A.Ş. ve … A.Ş. ile de hukuki ihtilafa düştüğünü ve enerjinin kesilmesi tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, bu hususların kabulünün ticari teamüllere ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre mümkün olmadığını, sözleşmenin ihlali niteliğinde olup müvekkiline fesih ve uğranılan zararı tazmin hakkı verdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin ihlaline son verilmesi ve ihlal sebebiyle uğradıkları tüm zararların tazmin edilmesi talebiyle muhataba Bakırköy …Noterliği’ nin 28.12.2018 tarih … sayılı ihtarnamesinin gönderilerek; “Taraflar arasındaki Sözleşmenin 14’üncü maddesinin a bendi uyarınca, 15 gün içinde (en geç 15.01.2019 mesai bitimine kadar) söz konusu ihlali durdurmanızı ve … üzerinden taleplerinizi yaparak 01.02.2018 itibariyle, Sözleşme şartlarına uygun bir biçimde elektrik tedarikine başlamanızı, 01.11.2018 – 01.02.2019 tarihleri arasında oluşan tüm zararlarımızı ferileri ile birlikte tazmin etmenizi, … A.Ş. nin Müvekkilden talep etmiş olduğu teminat mektubunu temin etmenizi, aksi halde Sözleşmenin tarafımızca haklı nedenle feshedileceğini, uğradığımız tüm zararların ferileri ile birlikte tazmini için dava yoluna başvurulacağını” hususunun ihtar edildiğini, davalı tarafın oluşan müspet zararı tazmin etmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış olup davalı tarafın sözleşmeye aykırı, haksız ve mesnetsiz olarak ve sırf alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla borca itiraz ettiğini, taraflar arasında yapılan Arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kalması üzerine huzurdaki davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini, somut olayda olduğu gibi alacağın faturalara dayandığı durumlarda alacağın likid olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek açıklanan nedenler ile taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal etmek suretiyle müvekkilinin başka bir tedarikçiden daha pahalı elektrik enerjisi almasına neden olan ve dolayısıyla da dava konusu zarara sebebiyet veren davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, müvekkili tarafından ödenen fark bedellerinin belirli ve faturalara dayanması nedeniyle talep ettikleri alacağın likid olduğu kabul edilerek davalı aleyhine ayrıca %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin 20.02.2018 tarihinde davacı taraf ile elektrik tedarikine ilişkin sözleşme akdettiğini, söz konusu sözleşmenin yürürlük tarihinin 01.04.2018 olup, akdedilen bu sözleşme uyarınca 1.11.2018 tarihine kadar müvekkili şirketin yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, müvekkili şirketin petrol fiyatları ve kur seviyelerindeki artışlar sebebiyle doğalgaz maliyetlerinin arttığını, doğalgaz maliyetlerine yapılan zamlar nedeniyle doğalgaz santralinin elektrik üretim maliyetlerinde artış gerçekleştiğini ve bu artış sebebiyle 2018 yılı Kasım ayı itibariyle elektrik üretiminin durdurulmak zorunda olduğunu, 1.11.18 tarihi ile 31.12.18 tarihi arasında elektrik enerjisi tedariğinin görevli şirket tarafından karşılanacağını 1.1.2019 tarihinden itibaren sözleşmeye ilişkin tüm yükümlülüklerin müvekkili şirketin iştiraki … A.Ş. tarafından sağlanmaya devam edeceğini bildirdiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde elektrik tedarikine ilişkin sözleşmenin dava dışı … A.Ş.’ye devri konusunda anlaşıldığını, bunun üzerine henüz daha sözleşme devri yapılmadan 03.12.2018 tarihinde … tarafından …’a elektrik tedariki ve davacının sistem kaydı yapılabilmesi için 1.713.619,14 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme sonucunda … tarafından sözleşmenin kendisine devredileceği inancı ile davacı tarafın … sistemine kaydının gerçekleştirildiğini, mevzuata uygun olarak … tarafından sözleşmenin kendisine devredileceği inancı ile davacı tarafın … sistemine kaydının 3.12.2018 tarihinde gerçekleştirildiğini, zamanında yapılan kayıt neticesinde, daha önce de taahhüt edildiği gibi dava dışı … tarafından 1.1.2019 tarihi itibariyle elektrik tedariki sağlanabileceğini, davacı tarafın … kaydı yapılmasını takiben daha önce de şifahen anlaşıldığı üzere sözleşme devir protokolü hazırlandığını ve 11.12.2018 tarihinde e-posta kanalıyla davacı tarafa gönderilmiş olduğunu, İOSB Bölge Müdürü …’nin sözleşme devir protokolünü imzalanmasını geciktirmesi dolayısıyla tekrar e-posta gönderildiğini ve Bölge Müdürü … ve … tarafından 20.12.18 tarihinde protokolün uygun olduğu, gerekli evrakların ve dava dışı …’un evraklarının gönderilmesi halinde sözleşme devir protokolünün imzalanacağının bildirildiğini, bunun üzerinde müvekkili şirket tarafından devir protokolünün imzalı ve ekleri ile beraber davacı tarafa teslim edildiğini, fakat her nedense davacı tarafın kendisi açısından hiçbir hak kaybı yaratmayacak olmasına rağmen, ilk aşamada kabul ettiği ve müzakerelerini uzun bir süre boyunca sürdürdüğü devir işleminden son anda vazgeçtiğini ve daha önceden bu konuda hiçbir bilgi dahi vermeden Müvekkili Şirkete fatura tebliğ ettiğini, davacı tarafından gönderilen 16.01.2019 tarihli 2.193.842,33 TL tutarındaki faturaya ve 18.02.2019 tarihli 2.293.490,81 TL tutarındaki faturaya, fatura içeriklerinin hiçbir şekilde hukuki dayanağı olmadığından ötürü yasal süre içerisinde faturaya itiraz edildiğini, davacı tarafın 28.12.19 tarihinde zararlarının karşılanması gerektiğini ihtar ettiğini ve zorunlu olarak görevli tedarik şirketi … A.Ş. ile anlaşmak durumunda olduğunu belirten ihtarı müvekkili şirkete ilettiğini, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği 30/A maddesinin 2. Fıkra a bendi uyarınca görevli tedarik şirketinden elektrik alınmaktayken başka bir tedarik şirketine geçilmesi için bir engel bulunmadığını, tek yapılması gerekenin Ocak ayında elektrik tedariki sağlanabilmesi için Aralık ayının en geç 5. gününde …’a kayıt yapılması olduğunu, elektrik tedariki yapılamadığında elektrik kesintisi yaşanmaması adına zorunlu görevli şirketin portföyüne girilmekte fakat daha sonra sözleşme serbestisi ilkeleri gereği elektrik tedariki yapan üçüncü kişi firmalarla anlaşma konusunda herhangi bir sınırlama ya da zorlama bulunmadığını, 2018 yılı Kasım ayında elektrik tedarikinin müvekkili şirket tarafından sağlanamaması dolayısıyla doğrudan görevli şirketin sistemine giren davacıya Ocak ayında elektrik tedariki yapılabilmesi için sözleşmenin devredileceği inancı ile … tarafından 3.12.18 tarihinde … sistemine kayıt yapıldığını fakat davacı tarafından gönderilen 28.12.19 tarihli Bakırköy … Noterliği’nin … yev. Nolu ihtarnamesinde zaten 3.12.19 tarihi itibariyle 2019 yılı Ocak ayı ve sonrası için … A.Ş. ile anlaştığının tespit edildiğini, müvekkili şirkete gönderilen ihtar neticesinde 03.01.19 tarihinde Üsküdar … Noterliği’ nin … yev. numaralı ihtarnamenin davacı tarafa gönderilmiş olduğunu, söz konusu ihtara cevapta, … A.Ş. tarafından gönderildiği belirtilen yazıda “Talep etmeniz durumunda Perakende Satış Sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve ceza koşulu ödemeksizin istediğiniz zaman sona erdirebilirsiniz.” ifadesinin yer aldığını, dolayısıya davacı tarafın … A.Ş.’den ilgili tarife üzerinden elektrik alımına devam etme yükümlülüğünün bulunmadığını, devir protokolü ile söz konusu elektrik tedarikine … aracılığı ile devam edilebilmesi hususunda müvekkili şirketin gerçekleştirilmesi gereken tüm iş ve işlemler gerçekleştirildiğini ve fakat son aşamada hiçbir gerekçe göstermeksizin devir protokolünü imzalamaktan imtina edildiğinin bildirildiğini, zamanında sözleşme devir protokolünü imzalamayan davacı tarafın bu sefer de 03.01.19 tarihinde sözleşme devir protokolünü tekrar talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin de 04.01.19 tarihinde, bir önceki ay gerekli devir işlemleri için üzerilerine düşen tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesine ve tarafların şifahen anlaşmasına rağmen davacı tarafın hiç bir gerekçe göstermeden yazılı devir protokolünü imzadan imtina etmiş olması dolayısıyla müvekkil şirketin zarara uğradığını, ancak ve ancak söz konusu zararın giderileceğinin taahhüdü halinde devir işleminin gerçekleştirileceğini belirttiğini, davacı tarafın 07.01.19 tarihinde Bakırköy … Noterliği’ nin … yev. nolu ihtarnamesi ile haksız ve mesnetsiz iddialarına bir yenisini ekleyip kendilerine herhangi bir devir protokolü iletilmediğini, bu konuda herhangi bir talep dahi olmadığını belirterek açıkça dürüstlük kuralına aykırı davranarak iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, davacı taraf tarafından 15.01.19 tarihinde Bakırköy … Noterliği’nden gönderilen ihtar ile haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkil şirketin sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkili şirketin sözleşme süresince üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa ettiğini ancak ekonomik ve hukuki imkansızlıklar dolayısıyla elektrik tedarikine devam edemeyeceğinden davacı tarafın zararına yol açmaksızın ve davacı bilgisi dahilinde portföyünü devretmek zorunda kaldığını, müvekkili şirketin davacı taraf ile akdedilen sözleşme gereği ve yine 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat dâhilindeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve elektrik tedarikini sorunsuz biçimde sağlandığını, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran, global kriz ve bilhassa enerji sektöründe yaşanan krizler, küçülmeler ve iflasların olağanüstü bir duruma sebebiyet verdiğini, borçlunun ekonomik katlanma sınırını aşan bir ifa engeliyle karşılaşması sebebiyle borçludan borcunu ifa etmesinin beklenemeyeceği hallerde ekonomik imkansızlığın söz konusu olacağını ve bu durumun objekitif anlamda imkansızlık yarattığını, borcun ifasının hukuk sisteminin doğrudan bir müdahalesi veya tanımasıyla mümkün olduğu ya da ifa yasağının etkili yaptırımlar vasıtasıyla kesin olarak uygulandığı somut olaydaki gibi hallerde hukuki imkansızlık söz konusu olduğunu, edimin mevcut bir hukuk normu sebebiyle yerine getirilemediği hallerde hukuki imkansızlık söz konusu olacağı açık olup söz konusu hukuki imkansızlığın müvekkili şirket nezdinde objektif imkansızlığa sebep olduğunu, TBK 136. Madde uyarınca kusursuz ifa imkansızlığı söz konusu olduğunu, TBK 136. Madde uyarınca ifanın müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağı bir sebepten imkansızlaştığı için borcun sona erdiğini, bu halde asıl borç olan elektrik tedarikinin müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağı bir sebeple (…’ın Müvekkil Şirket’in portföyünü boşaltmasında olduğu gibi-hukuki imkansızlık-) imkansız hale gelmişse sözleşme uyarınca belirlenen edimlerin ifasının da istenemeyeceğini, hatta kusursuz ifa imkansızlığı dolayısı ile müvekkili şirket portföyünde bulunan aboneliklerin devredilmesi sırasında, yukarıda da ayrıntılı olarak belirttikleri üzere davacı tarafın zarara uğramaması adına tüm sürecin davacı bilgisi dahilinde yürüttüğünü, yaşanan olumsuzlukların temel sebebinin elektrik/enerji tedariki alanında yaşanan yerel ve global olumsuz ve olağandışı ekonomik tablo olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafın söz konusu zararının doğmasına sebebiyet verdiğinin açık olduğunu, müvekkili şirketin İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Enerjisi Alım İhalesi Teknik Şartnamesi ile Ticari Uygulama Protokolü 15.1. maddesi uyarınca objektif ifa imkansızlığı/mücbir sebep dolayısıyla yerine getiremediği elektrik tedarikine sorunsuz bir biçimde devam edebilmek için gerekli tüm imkanları davacı taraf ile paylaştığını, bu konudaki iş ve işlemleri gerçekleştirdiğini, söz konusu devir protokolünün hazırlanması ve gecikmeksizin elektrik tedarikine … tarafından başlanması için gerekli tüm çalışmaları yaptığını ve bu hususu kabul eden davacı tarafın kendisine dönüş yapmasını beklediğini, davacı tarafın uzun bir süre bu yöndeki işlemlere devam ettiğini ve tam olarak devir protokolünün imzalanacağı aşamada sessiz kaldığını ve bu sürede elektrik tedariki için zorunlu süreç geçtikten sonra dahi … A.Ş ile olan ticari ilişkisine devam etmiş olduğunu, davacı tarafın iyi niyetli olmayan tutumu sebebiyle müvekkili şirket ve iştirakleri tarafından elektrik tedarikine devam edilemediğini ve bu nedenle müvekkili şirket ve diğer grup şirketlerinin üçüncü kişilere karşı yükümlülüklerini yerine getirmesinin engellendiğini ve hem sözleşmenin devredilmemesi hem de haksız fesih sebebiyle kar kayıpları yaşandığını, bu konudaki tüm talep haklarının saklı olduğunu, davacı tarafından sözleşme feshedildiğine göre davacının hükümsüz kalan bu sözleşmeye tekrar dönerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının (müspet zarar) istemesine hukuken olanak bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber; davacının sözleşmenin feshedilmesi dolayısıyla ancak ve ancak menfi zararını talep edebileceğini fakat davacı tarafın dilekçesinde de vurgulayarak belirttiği üzere davacının müspet zararına konu faturaya ilişkin itirazın iptali davası açmış olduğundan işbu davada menfi zararını talep edemeyeceğini, dava konusu alacağın likit ve muayyen olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının takip konusu alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/577 Esas, 2019/85 Karar Sayılı Dosyasında;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 20/02/2018 tarihinde İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Enerjisi Alım İhalesi Teknik Şartnamesi ile Ticari Uygulama Protokolü imzalandığını, davalı şirketin …’a karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle 01/11/2018 tarihinde davalı şirketin portföyünden çıkarıldığını, zorunlu olarak bölgede bulunan görevli Elektrik Tedariki Şirketi … ile anlaşmak zorunda kalındığını, davalı şirkete 03/01/2019 tarihinde sözleşme devri talebi var ise yerine getirmeye hazır olduklarını ancak davalı şirketin uğradığı zararın karşılanması koşuluyla sözleşmeyi devretmeye hazır olduğunu belirtmesinin kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin sözleşmeye aykırı olan hususları yerine getirmemesi sonucunda müvekkili şirketin sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin zorunlu tedarik şirketinden almış olduğu enerji bedeli ile sözleşme gereğince davalının yükümlülüğünde olan bedel arasındaki farka ilişkin 20/12/2018 tarih ve … nolu 1.187.199,82 TL bedelli fatura düzenlendiğini, muhatabın Üsküdar … Noterliği’ nin 27/12/2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile faturanın ödenmeyeceğinin bildirilmesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve takibe ve borca itiraz üzerine İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/180 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın halen devam ettiğini, devam eden aylara ilişkin olarak 16/01/2019 tarihli … nolu ve 18/02/2019 tarih ve … numaralı fatura düzenlendiğini, faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itiraz etmesi sonucunda iş bu davanın açıldığını beyanla, aynı taraflar arasında İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/180 esas sayılı dosyası ile açılmış olan dava ile iş bu davanın birleştirilmesini, itirazın iptalini, takibin devamına, müvekkili tarafından ödenen fark bedellerinin belirli faturalara dayanması nedeniyle talep edilen alacağın likid olduğu kabul edilerek davalı aleyhine % 20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Birleşen davada davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 20.02.2018 tarihinde davacı taraf ile elektrik tedarikine ilişkin sözleşme akdettiğini, söz konusu sözleşmenin yürürlük tarihinin 01.04.2018 olup, akdedilen bu sözleşme uyarınca 1.11.2018 tarihine kadar müvekkili şirketin yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, müvekkili şirketin petrol fiyatları ve kur seviyelerindeki artışlar sebebiyle doğalgaz maliyetlerinin arttığını, doğalgaz maliyetlerine yapılan zamlar nedeniyle doğalgaz santralinin elektrik üretim maliyetlerinde artış gerçekleştiğini ve bu artış sebebiyle 2018 yılı Kasım ayı itibariyle elektrik üretiminin durdurulmak zorunda olduğunu, 1.11.18 tarihi ile 31.12.18 tarihi arasında elektrik enerjisi tedariğinin görevli şirket tarafından karşılanacağını 1.1.2019 tarihinden itibaren sözleşmeye ilişkin tüm yükümlülüklerin Müvekkil Şirketin iştiraki … A.Ş. tarafından sağlanmaya devam edeceğini bildirdiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde elektrik tedarikine ilişkin sözleşmenin dava dışı … A.Ş.’ye devri konusunda anlaşıldığını, bunun üzerine henüz daha sözleşme devri yapılmadan 03.12.2018 tarihinde … tarafından …’a elektrik tedariki ve davacının sistem kaydı yapılabilmesi için 1.713.619,14TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme sonucunda … tarafından sözleşmenin kendisine devredileceği inancı ile davacı tarafın … sistemine kaydı gerçekleştirildiğini, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği 30/A maddesinin 2. Fıkra a bendi uyarınca serbest tüketicinin tedarikçi değiştirmesi durumunda serbest tüketicinin yeni tedarikçisi olmak isteyen piyasa katılımcısının, portföy değişikliği ile ilgili talebini içinde bulunulan ayın en geç altıncı gününden önceki son iş günü saat 24:00’a kadar bilgi girişlerini PYS üzerinden yapmakla yükümlü olduğunu, takip eden ayın ilk gününden itibaren serbest tüketiciye elektrik tedariki sağlanabilme amacında olduğunu, mevzuata uygun olarak … tarafından sözleşmenin kendisine devredileceği inancı ile davacı tarafın … sistemine kayıt 3.12.2018 tarihinde gerçekleştirildiğini, zamanında yapılan kayıt neticesinde, daha önce de taahhüt edildiği gibi dava dışı … tarafından 1.1.2019 tarihi itibariyle elektrik tedariki sağlanabileceğini, davacı tarafın … kaydı yapılmasını takiben daha önce de şifahen anlaşıldığı üzere sözleşme devir protokolü hazırlandığını ve 11.12.2018 tarihinde e-posta kanalıyla Davacı tarafa gönderildiğini, İOSB Bölge Müdürü Erdoğan Ergene’nin sözleşme devir protokolünü imzalanmasını geciktirmesi dolayısıyla tekrar e-posta gönderildiğini ve Bölge Müdürü Erdoğan Ergene ve …tarafından 20.12.18 tarihinde protokolün uygun olduğu, gerekli evrakların ve dava dışı …’un evraklarının gönderilmesi halinde sözleşme devir protokolünün imzalanacağının bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından devir protokolünün imzalı ve ekleri ile beraber davacı tarafa teslim edildiğini, fakat her nedense Davacı tarafın kendisi açısından hiçbir hak kaybı yaratmayacak olmasına rağmen, ilk aşamada kabul ettiği ve müzakerelerini uzun bir süre boyunca sürdürdüğü devir işleminden son anda vazgeçtiğini ve daha önceden bu konuda hiçbir bilgi dahi vermeden Müvekkili Şirkete fatura tebliğ ettiğini, davacı tarafın, 28.12.19 tarihinde zararlarının karşılanması gerektiğini ihtar ettiğini ve zorunlu olarak görevli tedarik şirketi … A.Ş. İle anlaşmak durumunda olduğunu belirten ihtarı Müvekkili Şirkete ilettiğini, 2018 yılı Kasım ayında elektrik tedarikinin müvekkili şirket tarafından sağlanamaması dolayısıyla doğrudan görevli şirketin sistemine giren Davacıya Ocak ayında elektrik tedariki yapılabilmesi için sözleşmenin devredileceği inancı ile … tarafından 3.12.18 tarihinde … sistemine kayıt yapıldığını, fakat Davacı tarafından gönderilen 28.12.19 tarihli Bakırköy … Noterliği’nin 28330 yev. Nolu ihtarnamesinde zaten 3.12.19 tarihi itibariyle 2019 yılı Ocak ayı ve sonrası için … A.Ş. ile anlaştığının tespit edildiğini, müvekkili Şirkete gönderilen ihtar neticesinde 03.01.19 tarihinde Üsküdar … Noterliği’ nin … yev. Numaralı ihtarnamesinin Davacı tarafa gönderildiğini, söz konusu ihtara cevapta, … A.Ş. tarafından gönderildiği belirtilen yazıda “Talep etmeniz durumunda Perakende Satış Sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve ceza koşulu ödemeksizin istediğiniz zaman sona erdirebilirsiniz.” ifadesinin yer aldığını, dolayısıya davacı tarafın … A.Ş.’den ilgili tarife üzerinden elektrik alımına devam etme yükümlülüğünün bulunmamakta olduğunu, devir protokolü ile söz konusu elektrik tedarikine … aracılığı ile devam edilebilmesi hususunda Müvekkil Şirketin gerçekleştirilmesi gereken tüm iş ve işlemler gerçekleştirildiğini ve fakat son aşamada hiçbir gerekçe göstermeksizin devir protokolünü imzalamaktan imtina edildiğinin bildirildiğini, zamanında sözleşme devir protokolünü imzalamayan Davacı tarafın bu sefer de 03.01.19 tarihinde sözleşme devir protokolünü tekrar talep ettiğini, bunun üzerine Müvekkil Şirketin de 04.01.19 tarihinde, bir önceki ay gerekli devir işlemleri için üzerilerine düşen tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesine ve tarafların şifahen anlaşmasına rağmen Davacı tarafın hiç bir gerekçe göstermeden yazılı devir protokolünü imzadan imtina etmiş olması dolayısıyla Müvekkil Şirketin zarara uğradığını, ancak ve ancak söz konusu zararın giderileceğinin taahhüdü halinde devir işleminin gerçekleştirileceğinin belirtildiğini, davacı tarafın 07.01.19 tarihinde Bakırköy … Noterliği’ nin … yev. Nolu ihtarnamesi ile haksız ve mesnetsiz iddialarına bir yenisini ekleyip kendilerine herhangi bir devir protokolü iletilmediğini bu konuda herhangi bir talep dahi olmadığını belirterek açıkça dürüstlük kuralına aykırı davranarak iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, müvekkili şirketin sözleşme süresince üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa ettiğini ancak ekonomik ve hukuki imkansızlıklar dolayısıyla elektrik tedarikine devam edemeyeceğinden davacı tarafın zararına yol açmaksızın ve davacı bilgisi dahilinde portföyünü devretmek zorunda kaldığını, müvekkil şirketin, davacı taraf ile akdedilen sözleşme gereği ve yine 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat dâhilindeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve elektrik tedarikini sorunsuz biçimde sağladığını, ne var ki ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik buhran, global kriz ve bilhassa enerji sektöründe yaşanan krizlerin, küçülmelerin ve iflasların olağanüstü bir duruma sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin de arasında bulunduğu özel tedarik şirketlerinin, toptan olarak almış olduğu enerjiyi son tüketiciye indirimli olarak perakende satışını yaparak iş planlarını sürdürdüğünü, uzunca bir süreden bu yana kur hareketlerinin ve uluslararası piyasalardaki petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarında yaşanan artışların elektrik üretim maliyetlerinde yol açtığı yükselişin elektrik satış tarifelerine yansıtılmaması sebebiyle maliyetleri hızla artan serbest piyasadaki oyuncuların, tüketicilere resmi tarifenin altında fiyat teklifi sunamayacağını ve sunulan teklifleri de çok büyük güçlüklerle ifa eder hale geldiğini, borçlunun ekonomik katlanma sınırını aşan bir ifa engeliyle kaşılaşması sebebiyle borçludan borcunu ifa etmesinin beklenemeyeceği hallerde ekonomik imkansızlık söz konusu olacağını ve bu durumun objekitif anlamda imkansızlık yaratacağını, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’nde yer alan emredici düzenlemeler karşısında …’ın doğal kuvvet taşınır mal olan elektriğin tedariki konusunda Müvekkili Şirkete müdahale ederek yetkisini sonlandırma hakkı bulunduğunu, bu kapsamda yaşanılan ekonomik sıkıntıların Müvekkili şirket nezdinde ekonomik imkansızlığa yol açtığını ve … tarafından alınan karar ile Müvekkili Şirket portföyünde yer alan serbest tüketicilerin enerji tedariki Görevli tedarik şirketlerine devredildiğini, müvekkili Şirket nezdinde yaşanan ekonomik imkansızlığın hukuki imkansızlığa yol açtığını ve TBK 136. Madde uyarınca kusursuz ifa imkansızlığının söz konusu olduğunu, Müvekkili Şirketin sözleşme kapsamında kusurundan kaynaklanan herhangi bir ihlali bulunmadığını, somut olayda sözleşmenin feshedilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemeyeceğini, istenilecek zararın menfi zarar olduğunu, davacı tarafın iyi niyetli olmayan tutumu sebebiyle Müvekkili Şirket ve iştirakleri tarafından elektrik tedarikine devam edilemediğini ve bu nedenle Müvekkili Şirketin ve diğer grup şirketlerinin üçüncü kişilere karşı yükümlülüklerini yerine getirmesinin engellendiğini ve hem sözleşmenin devredilmemesi hem de haksız fesih sebebiyle kar kayıpları yaşandığını, davacı tarafından sözleşme feshedildiğine göre davacının hükümsüz kalan bu sözleşmeye tekrar dönerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının (müspet zarar) istemesine hukuken olanak bulunmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının takip konusu alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; mahkememizin işbu 2019/180 E. Sayılı dosyası açısından ; davacının davasının kabulü ile; a) İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin; 1.187.199,82 TL asıl alacak, + 9.513,86 TL işlemiş faiz ( talep ile bağlı) 1.196.713,68 TL üzerinden DEVAMINA, Takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmasına, b) Asıl alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si olan 237.439,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2) Mahkememizin birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/577 E. Sayılı dosyası açısından ; davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; a) İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin; 2.193.842,33 TL asıl alacak, 43.968,26 TL işlemiş faiz 2.293.490,81 TL asıl alacak, + 4.469,23 TL işlemiş faiz, 4.536.270,63 TL üzerinden DEVAMINA, Takip tarihinden itibaren asıl alacaklara avans faizi uygulanmasına, b) Asıl alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si olan 897.466,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davalı vekili istinaf etmiş olup, dilekçesinde özetle; hiç kimsenin kendi kusurlu ve ihmali davranışından sebep herhangi bir çıkar sağlamasına en ilkel hukuk sistemlerinde bile cevaz verilmediğini, yine aynı doğrultuda bir zararın doğmasına bizzat kendisi sebep olan veya ortada doğmuş bir zarar varsa bile bunun artmasına sebep olan tarafın söz konusu bu zararını bir başkasından talep edebilmesi de hukuken mümkün bulunmamakla Mahkemenin kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.Karardan sonra davacı vekilinin 27/09/2022 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesiyle; davadan feragat ettiklerini bildirmiş olduğu, vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının istinaf talebinin kabulüyle karar kaldırılarak HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar tarihinden sonraki feragat beyanı nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının feragat dilekçesinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; Mahkemenin işbu 2019/180 E. Sayılı dosyası açısından; 1-Feragat nedeniyle davanın reddine, 2-Davacı tarafça yatırılan 14.402,88 TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 14.322,18‬ TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderleri talepleri olmadığından üzerinde bırakılmasına, Mahkemenin işbu birleşen İstanbul 20.ATM’nin 2019/577 E.Sayılı dosyası açısından; 1-Feragat nedeniyle davanın reddine, 2-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 3-Davacı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderleri talepleri olmadığından üzerinde bırakılmasına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 61,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/09/2022