Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2085 E. 2022/2378 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2085
KARAR NO: 2022/2378
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 06/07/2022
NUMARASI: 2022/321 E
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;Davacı şirket ile davalı şirketin inşaat ile iştigal ettiğini, … Ortaklığı adında ortaklık kurdukları çalışmaları devam ettikten sonra 11.04.2022 tarihli “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi” ile anlaşarak birlikte çalışmalarına son verme konusunda karara vardıkları, “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”nde Davalı … Şirketi’nin karşı edimlerinden birisi olan 939.298-TL’nin ödenmesi halinde, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, Cilt …, Sahife … ve … kayıtlı taşınmazda … ve … bağımsız bölümlerdeki davacı adına kayıtı 1/2 ‘şer hisse Davalı … İnş. San. ve Tic Ltd Şti’nin devir ve tescil edileceği, “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”nde de tanık ve davacının tapu işlemlerinde vekili de olan …, “Tasfiye ve İbra Sözleşmesini “ Tapuda Davalı’ … Limited Şirketi’nin temsilcisi olarak …’e imzalatıp, akabinde Kadıköy Tapusu akit odasında davacının vekili olarak tapuda devir ve tescil işlemini gerçekleştirdiği, tanık olan …’ın kendisinin ve diğer tanık …’in, … İnş. San. ve Tic Ltd Şti’ kaşesi üstünde ve altında… ile … ’inde imzaladığı “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”nin fotoğrafını çekmiş ve Whatsapp ile Davacıya gönderdiği, Ertesi gün vekil … “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”ni Davacıya götürmek üzereyken, Davalı … Limited Şirketi temsilcisi olarak …’in imzası ve …’in şahsi imzası ile …’in imzalarının silinmiş olduğunu görmüş ve sözleşmede diğer tanık …’le konuyu konuştuğunda, mürekkebi uçucu kalemle imzalanmış olduğunun anlaşıldığı, “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”nden görüldüğü üzere, Davalı … Limited Şirketi”nin edimleri sıralanmış olup bu edimler karşılığında, taşınmazların değerinin düşük olarak belirlendiği, davalı … Limited Şirketi” temsilcisi … mürekkebi uçucu kalemle sözleşmeyi imzalayarak, şirketi adına tescili hile ile sağlamış sözleşmedeki diğer yükümlülüklerinden sıyrılmaya çalıştığı, davalı … Limited Şirketi Kadıköy Tapu Müdürlüğünde taşınmazların satış nedeni olarak gösterilen “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”ni mürekkebi uçucu kalemle imzalamış olduğundan, TBK 36, 49, 77 ve ilgili maddelerine göre aldattığından (hile) ve TMK 1024, 1025 ve ilgili maddelerine göre ve üçüncü kişiler (diğer davalılar) de kötüniyetli olduğundan, yolsuz tescillerin iptaline, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, Cilt …, … sahifede Davalı … adına kayıtlı … nolu bağımsız bölümün ½ hissesinin iptali ile Davacı … Şirketi adına tapuya tesciline, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, Cilt …, ve … sahifede Davalı … adına kayıtlı … nolu bağımsız bölümdeki ½ hissenin iptali ile Davacı … Limited Şirketi adına tapuya tesciline, dava konusu İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, Cilt …, taşınmazdaki … ve … nolu bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere satılmasını ve devir edilmesini önlemek için ivedilikle tapu kaydı üzerine, dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmeden, dava sonuçlanıp karar kesinleşinceye kadar teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacı tarafça tapu tescilinin iptali ve ceza-i şart talebinin gerekçesi olarak davalı şirket yetkilisi arasında imzalanan 11.4.2022 tarihli tasfiye ve ibra sözleşmesini ” mürekkebi uçucu kalemle” imzaladığı iddiasına dayandığını, davalı şirket yetkilisi … “tasfiye ve ibra sözleşmesi”‘ni tapu müdürlüğünde eline geçen bir kalemle imzaladığını, işbu davadan ve davacı şirketin … aleyhinde yaptığı savcılık şikayetinden haberdar olması ile birlikte ilgili sözleşmedeki imzasının silinmiş olduğundan ve davacının iddiasından haberdar olduğunu,davalı şirketin sözleşme ile bağlı olup sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini harfiyen yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davalı şirket ile davacı firma arasında imzalanan Kadıköy … Noterliği’nin 7/3/2016 Tarihli ve … Yevmiye No.lu Adi Ortaklık Sözleşmesi ile bir adi ortaklık ilişkisi kurulmuş ve bu kapsamda inşaat işleri yapımı alanında faaliyette bulunacak bir adi ortaklık kurulduğunu, davacı şirketle davalı şirketin ortaklığı ile kurulmuş Adi Ortaklığın tasfiyesi ve bu kapsamda tarafların birbirlerini şartlı ibrası amacıyla davaya konu 11.4.2022 tarihli “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi” (“Sözleşme”) imzalandığını, taraflar arasında imzalanmış “tasfiye ve ibra sözleşmesi” uyarınca müvekkil şirketçe ödenmesi taahhüt edilen ve taşınmazlara karşılık gelen bedel müvekkil şirketçe tamamen ödenmiş olup bu husus davacı tarafça da ikrar edildiği, davacı tarafın müvekkil şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi bir iddiasının bulunmadığı, davalı şirket, temsilicisinin imzaladığı ve bağlı olduğu sözleşmeye uygun davrandığı, işbu bedel karşılığında ise davacı taraf sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirerek ilgili taşınmazlardaki hisselerini müvekkil şirkete tapuda devrettiği, Sözleşme’nin eki olan “BORÇLAR” başlıklı listedeki toplamı 150.261-TL olan borç tutarlarının ödenmesi yükümlülüğü yüklendiği, İlgili tutarların ödenmesi için davalı şirkete Sözleşme’nin imzasını takiben 3 aylık süre verildiği, Sözleşme’nin imzalandığı tarihin 11.4.2022 olduğu dikkate alındığında ilgili 3 aylık sürenin 11.7.2022 tarihinde sona erecek olduğu ve henüz sürenin dolmadığı, sözleşmenin davacı tarafça da kabul edildiği üzere geçerli ve yürürlükte olduğu, sözleşmenin geçerli ve yürürlükte olduğu durumda tapu tescilinin iptalini talep etmekte davacının hukuki yararının bulunmadığından ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına davalılar vekilince itiraz edilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle;Davalı şirketin davacı taraf ile imzaladığı sözleşmenin tüm gereklerini yerine getirdiğini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının imzaladığı sözleşmede belirtilen devir bedelinin tamamını aldığını ve müvekkillerinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK 394/4 maddesi uyarınca ihtiyati tedbire itirazın değerlendirilmesi için duruşma günü verilmiş, taraf vekilleri duruşmada dinlenmek suretiyle itiraz hakkında karar verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz edenler vekili duruşmada müvekkili şirketin dava konusu taşınmazı tasfiye ve ibra protokolü kapsamında devraldığını ve bu protokolde yer alan tüm edimlerini yerine getirdiğini, davacıya yapılan ödemelerin dekontlarını da dosyaya sunduklarını, müvekkili şirket yetkilisinin tasfiye protokolünü imzaladığını kabul ettiğini, borçlarında ödendiğini, bu nedenle taşınmazın devrinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, konulan ihtiyati tedbirin devam etmesi halinde davalı şahıs müvekkilleri yönünden mülkiyetin ihlali sonucunu doğuracağını belirterek ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini beyan etmiştir. Davacı vekili ise karşı tarafın protokol ile üzerine düşen edimleri tam olarak yerine getirmediğini, tasfiye ve ibra protokolü nedeniyle müvekkiline ait taşınmazların devredildiğini, bu tasfiye ve ibraz sözleşmesine ilişkin olarak İstanbul CBS nezdinde yaptıkları şikayete ilişkin soruşturmanın 2022/75603 sayılı dosyada devam ettiğini, ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açmaması bakımından ihtiyati tedbirin devam etmesini istediklerini belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; Tapu iptal ve tescil davasına konu edilen taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı olması halinde 3.kişilere devir ve temlikin önlenmesi yönünde taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmuştur. Her iki tarafın kabulünde olan ve dosyaya ibraz edilen Sulh ve İbra Protokolü incelendiğinde iş bu davaya konu edilen her iki taşınmazın bedelinin 939.298,00 TL.olarak kararlaştırıldığı, bu bedel karşılığında davacının söz konusu taşınmazları davalı şirkete devrettiği, davalı şirket tarafından da diğer davalı kişilere devrin yapıldığı, taşınmaz devir bedelinin 400.000,00 TL.lık kısmının sözleşmenin 1/c maddesinde ödendiğinin tarafların kabulünde olduğu, kalan tutar yönünden davalı yanın 530.040,93 TL.tutarlı banka dekontu ibraz ederek taşınmaz devir bedellerini ödediğini ileri sürdüğü, protokolün taşınmaz devri dışında başka edimlerde içerdiği, davacı yanın bu edimlerin yerine getirilmediğini ileri sürdüğü, davalı tarafça tüm edimlerin yerine getirildiğinin beyan edildiği, dosyaya sunulan deliller itibariyle karşılıklı iddia ve savunmalar bakımından davacı yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, mevcut durum itibariyle mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiren bir durum bulunmadığı, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması halinde ileri de telafisi imkansız zararlar doğabileceği gözönünde bulundurularak davalı yanın ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekillerince verilen istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme nezdinde 2022/321 Esas numarası ile müvekkil şirket ve müvekkil gerçek kişiler aleyhine açılmış bulunan davada özetle müvekkil şirket ile davacı firma arasında 11.4.2022 tarihinde imzalanmış olan “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”‘nin müvekkil şirket yetkilisince mürekkebi uçucu kalemle imzalandığı iddiasıyla tapu tescilinin iptali ve Sözleşme’den kaynaklanan ceza-i şartın ödenmesi talep edilmiştir. Davacı tarafın talebi üzerine teminat karşılığında davaya konu 2 taşınmaz üzerine devir ve temlikin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği ve bu kararın tapuya şerh düşüldüğü, Müvekkili şirket tarafından diğer davalı müvekkillere devri gerçekleştirilen taşınmazlar hakkında devir ve temlikin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuka aykırı olup müvekkillerin mülkiyet hakkına haksız müdahale edilmesi niteliğinde olduğu, İşbu sebeple ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edildiği, yerel mahkemece itirazların değerlendirilmesi için 06/07/2022 tarihli duruşmada ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verildiği, müvekkili şirketin, davacı yan ile imzalamış olduğu sözleşmeyi inkar etmediği aksine sözleşme ile bağlı bulunduğunu beyan ettiği, kaldı ki sözleşme ile kararlaştırılan devir bedeli davacıya ödenmiş olup bu halde müvekkillerinin mülkiyet hakkını kısıtlar nitelikte verilen ihtiyati tedbir kararının hukuka aykırı olduğu, müvekkili şirketin, davacı tarafla imzaladığı sözleşmenin tüm gereklerini harfiyen yerine getirdiğinden davacının işbu davayı ikame etmekte hukuki yararının bulunmadığı, davacı kendi imzaladığı sözleşmede belirtilen devir bedelinin tamamını aldığı, davacının müvekkil şirketten veya diğer davalı müvekkillerden herhangi bir alacağı bulunmadığı, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelere ilişkin banka dekontları dosyaya sunulduğu, müvekkilin sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, bir an için sözleşme kapsamında müvekkilin tüm edimlerini yerine getirmediği ve eksik borçları kaldığı kabul edilse dahi anılan edimlerin niteliğinin şahıs müvekkillerin mülkiyet haklarının kısıtlanması sonucunu doğuracak ağırlıkta olmayacağından haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararına itirazların kabulü gerekirken itirazın reddine dair verilen yerel mahkeme kararın kaldırılarak ihtiyati tedbire itirazların kabulü ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; Dava, davalı şirket ile davalı gerçek kişiler aleyhine açılmış bulunan davada özetle; davalı şirket ile davacı firma arasında 11.4.2022 tarihinde imzalanmış olan “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”‘nin davalı şirket yetkilisince mürekkebi uçucu kalemle imzalandığı iddiasıyla tapu tescilinin iptali ve Sözleşme’den kaynaklanan ceza-i şartın ödenmesinin talepli davadır. Davacı tarafın talebi üzerine teminat karşılığında mahkemece davaya konu iki taşınmaz üzerine devir ve temlikin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararının verildiği ve bu kararın tapuya şerh düşüldüğü, davalı şirket tarafından diğer davalılara devri gerçekleştirilen taşınmazlar hakkında devir ve temlikin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve davalıların mülkiyet hakkına haksız müdahale niteliğinde olduğundan ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiği, yerel mahkemece itirazların değerlendirilmesi sonucunda itirazın reddine karar verilmiştir. HMK’nin 389’uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davalı şirket ile davacı firma arasında 11.4.2022 tarihinde imzalanmış olan “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”‘nin davalı şirket yetkilisince mürekkebi uçucu kalemle imzalandığı iddiasıyla tapu tescilinin iptali ve Sözleşme’den kaynaklanan ceza-i şartın ödenmesi talep edilmiş, davacı tarafın talebi üzerine teminat karşılığında davaya konu 2 taşınmaz üzerine devir ve temlikin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, HMK’nin 389’uncu maddesine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde yaklaşık ispat koşulu dosyaya sunulan dekont ve “Tasfiye ve İbra Sözleşmesi”‘ne göre sağlandığından ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekillerinin ilk derece mahkemesinin, yukarıda esas numarası yazılı ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca esastan reddi ile aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2022