Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2043 E. 2022/2355 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2043
KARAR NO: 2022/2355
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2022
NUMARASI: 2021/540 E – 2022/345 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ödenmeyen fatura bedellerinin tahsilinin sağlanması amacıyla … sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başlandığını, davalının dosya borcuna itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğun belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevsizlik itirazı ile birlikte davalı şirketin adresinin … Mah. … Sokak No:… Kartal/İstanbul olduğu,dava konusu icra takibinin İcra Takip Sistemi (İstanbul) İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından açıldığını, takibe yetki yönünden de itirazlarının bulunduğunu, icra takibinin İstanbul İcra Müdürlüklerinde açılması sebebiyle davanın reddi ile,ayrıca davalı şirketin davacıya borcu bulunmadığını, açılan takibin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu , davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İcra Dairesinin … numaralı dosyasında alacaklı … A.Ş.tarafından borçlu … A.Ş. Hakkında toplam 23.628,63 T.nın tahsili yönünden yapılan ilamsız takibe süresinde davalı tarafça 18/06/2021 tarihinde icra müdürlüğünün yetkisine, borca, faiz ve fer’ilerine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür. Mahkeme, taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, sözleşmenin ifa yerinin “Kartal” ve TBK 89. Madde kapsamında davacı ikametgahı “Ataşehir” ve davalı ikametgahının yine “Kartal” olduğu, HMK 10 ve TBK 89. Madde kapsamında yetkili icra Müdürlüğünün İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olduğu, davacı tarafından HMK 10 ve TBK 89. Maddeye göre icra müdürlüğü seçilmeyip takibin İstanbul MTS ile yapıldığı, bu halde seçim hakkının davalı tarafa geçtiği ve davalı tarafından HMK 6. Madde kapsamında yetki itirazında bulunulduğu, HMK 6. Maddesinde yer alan düzenleme karşında genel yetkili icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olduğu, davalı tarafından usulüne uygun şekilde dile getirildiği anlaşılan yetki itirazı ile icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, neticede davalı/borçlunun yetki itirazının yerinde olduğu, yetkili icra dairesinde usûlüne uygun takip yapılmaması karşısında, geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle; “Dava şartı yokluğundan davanın usûlden reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; takibin konusu fatura alacağına ilişkindir. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır.İtirazın iptali davası da alacağa dayalı bir dava olduğundan TBK 73 .maddenin uygulanması imkanı da sözkonusudur. 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 1. Maddesi uyarınca bu Kanunun amacı; “Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” 4.maddesinde, Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı, 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır. Ancak 7155 sayılı yasanın 7/5.maddesine göre , sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatı, yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Sadece yetkiye itiraz hâlinde, alacaklı avukatı MTS üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğini seçerek, UYAP üzerinden entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir veya yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Yetki itirazını kabul eden avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kabulü” seçeneğini seçerek işlem yapması gereklidir. Yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi, bu şekilde işlem yapılmasına engel olmayacaktır. Davacı vekilince bu yola gidilmemiş,itirazın iptali davası açılmış olup, bu itibarla mahkeme kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığın yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2022