Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1994 E. 2023/327 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1994
KARAR NO: 2023/327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/03/2022
NUMARASI: 2018/373 E – 2022/177 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun elektrik Piyasası Kanunu’nun m.10/5 hükmüne göre düzenlemeye tabi tarifelerden elektrik almakta olduğundan davacı şirket ile sözleşmesinin Perakende Satış Sözleşmesi olduğu, kanuna istinaden çıkarılan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 7. Maddesine göre perakende satış sözleşmesi görevli tedarik şirketlerinin görüşleri alınmak suretiyle bu bölüm hükümleri uyarınca standart sözleşme olarak kurul tarafından belirlendiği ve kurul onayı alınmaksızın bu sözleşmede değişiklik yapılamayacağı ve standart sözleşmenin görevli tedarik şirketleri ile kurulun internet sitesinde yayınlanacağının belirtildiği, davalı hakkında sözleşme hesabına ait enerji tüketim bedeline ilişkin ödenmeyen fatura bedellerinin toplamı ve gecikme faiziyle birlikte toplam 106.501,69 TL borcunun tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını,davalı tarafça takibe haksız itiraz edildiğini, davalı yana ait bulunan sayın mahkemece tespit edilecek davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malların 3. kişilere devrinin önlenmesi amacıyla kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketin yaptığı haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu şirketin %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 28.11.2014 tarihinde imzalanmış olan sözleşmeye istinaden Elektrik Enerjisi Satış ilişkisi mevcut olduğu,sözleşmenin 01.01.2015 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bir yıl süre ile geçerliliğinin devam ettiğini, işbu sözleşmeye istinaden davacı tarafından davalıya fatura edilmiş olan tüm elektrik tüketim bedellerinin zamanında tamamen resmi şekilde ödendiğini, sözleşme süresi sona erdikten sonra ve de hiçbir şekilde elektrik tüketimi veya satın alınması olmadığı halde davacı tarafından davalı şirkete ödenmeyen enerji tüketim bedeli olduğu iddia edilerek fatura gönderildiğini, davalı şirket tarafından işbu faturaya yasal süresi içerisinde ve kanunda belirtilen şartlar yerine getirilerek itirazla ihtarname ile iade edildiğini, bunun üzerine davacı tarafın faturayı davalı şirkete 4 ayrı kere daha yolladığını , davalı şirketin 4 ayrı kere Noter aracılığı ile işbu faturayı davacı tarafa iade ettiğini, işbu ihtarnamelerin arkasından davacı şirketçe davalı şirkete karşı icra takibi başlatıldığını, bu icra takibinin … no.lu müşteri, … no.lu sözleşme hesabına ait enerji tüketim bedeline dayandırıldığını, davalı şirket tarafından davacıya ödenmemiş hiçbir borç bulunmaması sebebi ile borca itiraz edildiğini,davanın reddi yersiz icra takibi nedeniyle davacı aleyhinde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesinde; öncelikle; itirazın iptali davası olarak açtıkları davayı 106.501,69 TL alacak davası olarak ıslah ettiklerini, 106.501,69 TL’nin 11/01/2018 tarihinden işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep ettiklerini bildirmiştir. İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafça davalı borçlu hakkında 81.058,92 TL asıl alacak,21.561,67 TL geçmiş dönem gecikme faizi,3.881,10 TL KDV olmak üzere toplam 106.501,69 TLnın tahsiline yönelik ilamsız takibin itiraz edilmesi sonrası durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, davanın özünün davacı şirket tarafından dava dışı dağıtım şirketine davalı adına ödenen dağıtım bedellerinin sistemsel arıza nedeniyle faturalara yansıtılmamasından kaynaklandığı, takibe konu faturaların yansıtılmayan dağıtım bedelleri olduğunun ileri sürüldüğü,davacı şirketin kendi sistemsel hatalarından kaynaklı eksik tahsil ettiğini ileri sürdükleri fatura bedellerini tahsil etmek istediğinin anlaşıldığı,,itirazın iptali davalarının takip talebi ile sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğu,takip talebinde dayanak ne gösterilmiş ise itirazın iptali davalarında da ancak takip dayanağı sebep göz önüne alınarak yargılama yapılabildiği, aksinin kabulünün itirazın iptali davalarının takip dosyası ile bağı açısından tezat teşkil edeceğini,eldeki davaya konu icra takibinde yer alan takip talebinde enerji tüketim bedelinin sebep olarak gösterildiğini, ancak yapılan yargılama neticesinde davacının alacak iddiasına konu olan dayanağın taraflar arasında akdedilen ek protokol 7.1 ve 14. madde uyarınca dağıtım ve iletim bedeli olduğunun anlaşıldığını, takip talebine konu alacak sebebi olarak dağıtım ve iletim bedelinin belirtilmediği ve bu alacak konusunun takibe dayanak enerji tüketim bedeli olmadığının görüldüğü, davacının takip talebinde alacağını yanlış nitelendirmiş olmasının kötü niyete vücut vermeyeceği gerekçesiyle; “1-Davanın alacağına ilişkin talebin reddine, 2-Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davacının alacağının davalı şirketin imzalamış olduğu Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ve bu sözleşme kapsamındaki Ek Protokolü 7.1 maddesi uyarınca faturalara yansıtılması gerekirken yansıtılmamış olan dağıtım ve iletim bedelleri toplamı olduğunun 13.01.2022 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiğini, davalının sözleşme nedeniyle sorumlu olduğunu,itirazın iptaline ilişkin davanın ıslahla alacak davasına dönüştürüldüğünü,bunun için mahkeme yada tarafın rızasının gerekmediğini,mahkemece ıslah talebi değerlendirilmeden ve incelenmeden hüküm kurulduğunu,davalıdan talep edilen dağıtım bedellerinin davacı şirketin sistem arızası sebebiyle oluşan bir bedel olmadığını,yasal düzenlemeler ve EPDK’ nun ilgili kararları uyarınca davalıdan tahsili gereken ve fakat müvekkil şirketin sisteminden kaynaklı arıza sebebiyle eksik hesaplanan dağıtım bedellerinin tespitinin dava konusu yapıldığını,davalıdan talep edilen tutar davalı adına düzenlenen faturalarda ayrı bir hesap kalemi olarak yer almakta ancak sistem hatası sebebiyle davalıdan tahsili yapılamamış olan dağıtım bedeline ilişkin bedel olduğunu, 13.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda da takip konusu yapılan fatura tutarının doğru tespit edildiğini,söz konusu tutarın sebepsiz zenginleşme kapsamında davacı şirkete iadesi gerektiğini,sebepsiz zenginleşmenin şartları ve iade koşullarında zenginleşenin kusurunun bir öneminin olmadığını, mahkemece davalının kusursuz olduğu gerekçesi ile dava konusu yapılan tutardan sorumlu olmayacağına ilişkin kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek ,davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dağıtım ve iletim bedeline ilişkin fatura alacağı yönünden yapılan takibe itiraz edilmesi sonrası itirazın iptaline dair açılan davanın ıslahla alacak davasına dönüştürüldüğü görülmüştür. Mahkeme bilirkişi …’dan kök ve ek rapor almış,daha sonra … ve Prof. DR …’dan 13/01/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunun alındığı,bilirkişi raporlarının birbiri ile örtüştüğü,bilirkişi heyet raporunda ;davacının takip ve dava konusu ettiği fatura alacağına yönelik olarak taraflar arasında 28.11.2014 tarihinde imzalanan Perakende Elektrik Satış Sözleşmesi bulunduğu, işbu sözleşme akabinde taraflar arasında yapılan 04.02.2015 tarihli Ek Protokol incelendiğinde,sözleşmenin “Fiyat” konulu 7.1. maddesi ve “Sözleşmenin Süresi” konulu 14. Maddesi uyarınca;” İndirim sonrası fiyata, yı teki Dağıtım Sistemi Kullanım Bedeli, Kayıp/Kaçak Bedeli,Perakende Satış Hizmet Bedeli (Sayaç Okuma), İletim Sistem Kullanım ve İşletim Bedeli ve dağıtım şirketlerince uygulanacak diğer bedelleri ile yasal fonlar/paylar ayrıca eklenecektir…” hükmünün açık olduğu, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş olan icra takip konusu 20.06.2016 son ödeme tarihli elektrik fatura bedelinin taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 04.02.2015 tarihli Ek Protokolü 7.1 maddesi uyarınca 2015/01 – 2015/12 dönemleri arasındaki faturalara yansıtılması gerekirken yansıtılmamış olan dağıtım ve iletim bedelleri olduğu anlaşılarak; davacı şirketçe davalı taraftan 11.01.2018 icra takip tarihi itibariyle; Asıl Alacak: 81.058,91 TL talep edilebileceği, faiz talebi konusunda gecikme sebebinin davacı şirketin yazılımsal hatası olduğu dosya kapsamıyla açık olduğundan bu hususta davalı şirkete kusur hususunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinin belirlendiği görülmüştür.Davacı tarafça faturaya dayalı alacak yönünden yaptığı takibe karşı açmış olduğu itirazın iptali davasının ıslahla alacak davasına çevrilmesine engel bir hüküm bulunmamaktadır.Bu doğrultuda alacağın sebebi de takip konusu sebeple birebir örtüşmek zorunda kalmayacaktır.Davacı davasını tam ıslah yapmıştır.Islah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği,ıslah dilekçesine karşı davalı tarafça beyanda bulunulduğu, ıslah sonrası yine dava değerinin aynı tutar olduğu görülmüştür.Uyuşmazlığın konusu taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ve bu sözleşme kapsamındaki Ek Protokolün 7.1 maddesi uyarınca faturalara yansıtılması gerekirken yansıtılmamış olan dağıtım ve iletim bedelleri toplamının tahsiline yöneliktir.Davacı sistemsel arıza nedeniyle bu tutarları davalıdan tahsil etmediğini,ancak tahsil edilmiş gibi ilgili kuruma yatırdığını,bu sebeple davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürmüştür.Yargılamada tek bilirkişiden alınan ilk rapor ön rapor niteliğinde olup,sonradan alınan kök ve ek raporda yine davalıya kesilen söz konusu dönem faturalarında iletim ve dağıtım bedellerinin yer almadığı ve davacının bu kalemler nedeniyle 12 fatura döneminde iletim ve dağıtım bedeli olarak toplam alacağının KDV dahil 81.055,07 TL olduğu belirlemiştir.Bilirkişi heyet raporunda ise ; icra takip konusu 20.06.2016 son ödeme tarihli elektrik fatura bedelinin taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 04.02.2015 tarihli Ek Protokolü 7.1 maddesi uyarınca 2015/01 – 2015/12 dönemleri arasındaki faturalara yansıtılması gerekirken yansıtılmamış olan dağıtım ve iletim bedelleri olduğu , davacı şirketçe davalı taraftan 11.01.2018 icra takip tarihi itibariyle 81.058,91 TL asıl alacak talep edebileceği,kusurun davacı şirket yazılım hatası nedeniyle meydana geldiği gözetilerek faiz hususunun mahkemenin taktirine bırakıldığı görülmüştür.Bilirkişi raporlarındaki tespitler birbiri ile örtüşmekte olduğundan,davacının takipteki ve daha sonra itirazın iptali davasının ıslah edilmesi ile dönüşen alacak davasındaki talebinin EPDK kararları gereği davalıdan tahsili gerekirken sistem hatası nedeniyle davalıya yansıtılmayan ve tahsil edilemeyen dağıtım ve iletim bedelleri toplamına ilişkin olmakla,davacının davalıya ilgili dönemlerde yani 12 fatura döneminde düzenlediği faturalarda iletim ve dağıtım bedellerinin bulunmadığı,bu tutarların takibe konu fatura ile talep edildiği,davada da bu faturaya dayanıldığı,dava ıslah edilmekle artık itirazın iptali davasına dair hususlarda sistematik değerlendirme yapılmasının yerinde olmadığı,davacının davalıdan 81.055,07 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.Davacı hernekadar asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden toplam alacak tutarında ıslah talebinde bulunmuş ise de, davacının sistemsel arıza nedeniyle talep ettiği iletim ve dağıtım bedelleri yönünden takipten önce davalının temerrüde düştüğü ispatlanamamıştır.Bu nedenle alınan bilirkişi raporlarının taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır.Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.Bu itibarla davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında kararı verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 81.058,91 TLnın takip tarihi olan 11/08/2018 itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 2- Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.537,13 TL’den davacı tarafından yatırılan 1.818,79-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.718,34 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 1.818,79 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yaptığı 4.041,45 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranında hesaplanarak 3.075,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderin bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6- Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihindeki A.A.Ü.T göre hesaplanan ve takdir edilen 12.969,43 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7- Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden,karar tarihindeki A.A.Ü.T.göre hesaplanan ve takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8- Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa ödenmesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 13,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/02/2023