Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1960
KARAR NO: 2023/1865
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2022
NUMARASI: 2020/578 E – 2022/465 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Mah. … Sok. No:… Beykoz/İSTANBUL adresinde 01/03/2019 tarihinde yapılan kontrolde … numaralı tesisatta kaçak elektrik enerjisi kullanıldığının tespit edildiğini, … numaralı kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağı düzenlenerek enerjinin kesildiğini, davalı tarafça kaçak elektrik enerjisi kullanıldığını, kaçak elektrik tüketim tahakkuku hesaplanarak faturalandırıldığını, elektriğin kesilerek mühür altına alındığı ve kesilen elektriğin mühür fekki yapılarak açıldığı dönem arasında tüketimi doğru kaydetmiş sayaç değeri ile yapılan hesaplamada 18.228,88 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, davalının kendisine tahakkuk eden bedeli son ödeme gününe kadar ödemediğini, tahakkuk eden bedelin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız olduğunu belirtmiş; itirazın iptali ile takibin devamına, hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının icra takibine dayandırılan yerdeki işletme ile ilgisi bulunmadığını, ilgili yerde davalıya ait herhangi bir kira kontratı veya abonelik olmadığını, tutanağın usulsüz olduğunu, tutanakta davalıya ait herhangi bir kabul veya imza olmadığını, borcun kabul edilmediğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” davalı hakkında, dağıtım lisansına sahip tüzel kişi olan davacı şirkete bağlı görevliler tarafından düzenlenen 01/03/2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, sayaç bağlantısız kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiştir. Davaya konu 01/03/2019 tarihli tutanağın, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davacı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204. maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir. Diğer taraftan, yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri özellikle “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” şeklindeki düzenleme ile ispata ilişkin genel kural birlikte değerlendirildiğinde; ispat yükü, davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davacı şirkete aittir (Benzer yönde; Yargıtay 3. HD. 2021/4894 Esas, 2021/10580 Karar). Dosya içeriğindeki delil durumuna göre, takip ve dava konusu alacağın dayanağını oluşturan tutanağının düzenlendiği 01/03/2019 tarihi itibarıyla davalının tutanakta belirtilen adresteki meskenin fiili kullanıcısı olduğu yasal deliller ile ispat edilemediğinden davalının bu tutanak kapsamında tahakkuk edilen borçtan sorumlu tutulması mümkün değildir (Benzer yönde; İstanbul BAM. 3. HD. 2021/1758 Esas, 2022/1383 Karar – 2021/1933 Esas, 2022/950 Karar). Kaldı ki, dava konusu olayda olduğu gibi akım çekilerek elektrik enerjisi kullanılması cezai sorumluluğu gerektirmekte olup, davacı şirket tarafından davalı hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunulmamış, ceza soruşturması da başlatılmamıştır.” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; kararın eksik inceleme ile verildiğini, müvekkili şirketin yetkili görevlileri tarafından bizzat olay mahalinde usul ve yasaya uygun olarak çevre araştırması da yapılmak suretiyle davalının ilgili adreste sayaçsız bağlantısız direkt enerji kullandığının tespit edildiğini, ortada yetkili makamca tutulan usul ve yasaya uygun tutanak ve dayanak bulunduğunu,kaçak elektrik tüketim tespit tutanağı aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan resmi belgelerden olduğunu, davalının ilgili adreste ticaret kaydı, ruhsat kaydı bulunmamasının kaçak kullanım tespit edilen adreste fiili olarak bulunmadığının ispatı bakımından yeterli kabul edilemeyeceğini, kaçak kullanım yapılan adreste ticaret kaydı, ruhsat kaydı, … vs. aboneliği bulunan dava dışı şahıslar tespit edilerek davalı ile aralarında organik bağ bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; kaçak elektrik bedelinin tahsiline yönelik yapılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nın “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204 üncü maddesi; “(1) İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar. (2) İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar. (3) Mahkeme, yukarıdaki belgelerden biri hakkında şüphe uyandıran bir hâl görürse, ilgili daireden açıklama isteyebilir.” hükmünü düzenlemektedir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı hakkında, dağıtım lisansına sahip tüzel kişi olan davacı şirkete bağlı görevliler tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağında kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Davaya konu tutanağın, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davacı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir. Yapılan çevre araştırması ile kaçak tutanak tarihinde davalının dava konusu yerde kaçak elektrik kullandığı belirlenememiştir.Kaçak tutanağında davalının imzası yoktur,tutanağın çevre araştırmasındaki beyanlarla beyanıyla tutulduğu ileri sürülmüş ise de yapılan araştırmalarda davalının fiili kullanıcı olduğu tespit edilememiştir. Davacı tanıklarının da bu yönde ifadesi yoktur. Davalının kaçak elektrik kullandığı davacı tarafça ispatlanamamıştır.Buna göre mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/06/2023