Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1921 E. 2023/1098 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1921
KARAR NO: 2023/1098
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/04/2022
NUMARASI: 2018/759 E – 2022/253 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların murisi …’nin; davalı şirketin abonesi olduğunu, murisin … Mah. … Cad. No:… adresinde sağlanan enerji bedeline karşılık olan 16.02.2007 son ödeme tarihli fatura bedelini ödemediğini, bu tüketim bedelini ödemediği gibi, 24.03.2007, 08.06.2007, 17.11.2007, 02.08.2007, 05.04.2008, 25.04.2008, 08.11.2008, 17.01.2009 ve 05.03.2009 tarihlerinde kaçak elektrik kullandığından hakkında kaçak elektrik tutanakları tutulduğunu, murisin bu tutanaklara istinaden tahakkuk eden bedelleri de ödemediğini, abone …’nin vefat etmiş olduğu, yasal mirasçılarının da söz konusu bedeli bu güne kadar ödemediklerini, davalı/borçlulara karşı son ödeme süresi geçen faturaların tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçluların icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiklerini beyanla ,itirazlarının iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’nin Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/852 Esas numaralı dosyası üzerinden aldığı Reddi Miras Kararına istinaden …’in dava dışı bırakılmasını, müvekkillerinin murisinin taşınmazı satın aldığından beri sayacın eski malik üzerinde olduğunu, …’nin 2006 yılında dükkanı terkettiğini ve başkasına kiraya verdiğini, eşi olan … dahi 16/02/2007 tarihli faturanın eşi adına nasıl tahakkuk ettirildiğini bilmediğini, mezkur faturadan sonra 9 adet kaçak kullanım tutanağı düzenlendiğini, bu tutanakların … adına yazıldığını, bu tutanağı düzenleyen görevlilerin kaçak kullanımı yapan işyerinde fiili olarak kimin bulunduğunu tespit edip tutanağa yazmak zorunda olduğunu, Yargıtayın ”Sadece kurum personelinin imzalarıyla tutulan tutanaklar”ın yeterli olmadığı, kaçak elektriği fiili olarak kullananın tespit edilip onun da imzasının alınması şartını getirdiğini, her açıdan usulsüz ve hukuka aykırı olan bu tutanaklarla yapılan borçlandırmaların geçersiz olduğunu beyanla ,davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın Kısmen Kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalılar … ve …’ın itirazının 15.377,86-TL alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren 6.026,55-TL asıl alacağa yıllık %16,80 oranında gecikme faizi ve gecikme faizine %18 KDV işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya dair talebin reddine,Davalı … (…) yönnden davanın reddine, Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine , karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; 19.04.2021 tarihli rapora itiraz dilekçesinde “Tüketicinin aynı veya başka bir kullanım yerinde mükerrer kaçak elektrik enerjisi tükettiğinin tespiti edilmesi durumunda, kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edildiği tarihte yürürlükte olan ve birinci fıkrada kapsamı belirtilen tarifenin 2 katı göz önüne alınarak hesaplama yapılır.” şeklindeki düzenlemeyi belirtmelerine rağmen, bilirkişinin ek raporunda “Somut olayda muris ve davalı varisler sözleşme yapmadıklarından müşteri değil, tüketici durumundadırlar. Bu nedenle, dava konusu olayda 1,5 katı alınarak kaçak bedeli hesaplanmıştır. Tarife bedelinin 2 ile çarpılması söz konusu olamaz.” şeklinde mevzuata aykırı görüş beyan ettiğini, kaçak elektrik kullanımında bulunan kişi “müşteri” de olsa “tüketici” de olsa kaçak bedeli hesaplanırken tarifenin 2 katı üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, zaten murisin kaçak elektrik kullandığı için hakkında tutanaklar tutulduğu, bilirkişinin gerek kök gerekse ek raporunda gecikme faizini hesaplarken kaçak tüketime tahakkuk eden faturanın son ödeme tarihi üzerinden hesaplama yaptığını, takip konusu alacak kaçak elektrik tüketim bedelinden eş söyleyişle haksız fiilden kaynaklandığından, kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihten (eylem tarihinden) itibaren yasal faiz istenebileceği, temerrüdün haksız fiil tarihinde gerçekleştiği, gerekçeli kararda gecikme faizi yönünden çelişki bulunduğu, mahkeme istinafa konu dosyada avans faizi uygulanması gerektiğini dile getirmesine rağmen faiz oranı olarak %16,80 oranının uygulanması gerektiğini ifade ettiğini, ancak söz konusu oranın avans faiz oranı olmadığı, avans faiz oranının %16,80 olduğu kabul edilse bile, ülkemizde gecikme faizinde baz alınan faiz oranlarının hiçbir zaman sabit olmayıp yıllara göre değişkenlik gösterdiği, b nedenle tüm yıllar için %16,80 faiz oranı üzerinden gecikme faizinin hesaplanmasının hatalı olduğu, ayrıca davanın esasını etkileyecek nitelikte olan delillerinin hiç değerlendirilmemiş, ek rapor alınması gerekli olduğu halde rapor alınmamış, tahkikat eksik yapılarak usul ve yasaya aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olduğu ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın dayanağı olan İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; alacaklının CK Boğaziçi Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi, borçluların …, … ve … (…) olduğu, takibin 28.831,78-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz edildiği görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalılar murisi … 12.02.2014 tarihinde vefat etmiş olup, geride mirasçı olarak; …, …, … ve …ı bıraktığı, …’nin mirası kayıtsız ve şartsız reddetmiş olduğu görülmüştür. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin, davalılar murisi …’nin, sözleşme yapmadan 11834183 seri numaralı … marka kayıtsız sayaçtan elektrik enerjisi kullandığı iddiasyla 10 adet kaçak elektrik faturası tanzim edildiği, davacı şirketin sözü geçen faturalar ilişkin 7 adedinin “Kaçak Elektrik Tutanağını” ibraz ettiği ancak 3 adedini ibraz edemediği, bu nedenle sadece 7 adet kaçak elektrik faturasının incelemeye tabi tutulacağı, dava konusu kaçak elektrik tutanakları davacı şirketin iki elemanı tarafından tanzim edildiği, 08.11.2008 tarihli hariç diğerlerinin muris …’nin imzasını içermediği, davacı şirketin, icra takip tarihi itibariyle adı geçen davalılardan talep edebileceği bedelin 10.258,92 TL olduğu görüşü beyan edilmiştir. Bilirkişinin itiraz üzerine alınan ek raporunda özetle; Davacı şirketin, tarafların tacir olmaları nedeniyle gecikme zammının, yasal faizden değil, avans faizi veya 6183 sayılı yasa gereği %16,80 değişecek oranlar üzerinden hesaplanmasına ilişkin itirazı; avans faizinin, somut olayda bedel açısından eşdeğeri olan 6183 sayılı yasaya göre %16,80 değişecek oranlar üzerinden hesaplanarak davacı şirketin toplam alacağının belirlendiği, Davacının asıl alacağının 6.026,55 TL, Gecikme zammının 7.924,84 TL, Gecikme zammı KDV’sinin (%18) 1.426,47 TL olmak üzere davacının toplam alacağının 15.377,86 TL olduğu, ” Dava konusu olayda geçerli olan EPDK’nın 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı Kurul Kararının “E) Tahakkuk” başlığı altında; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketicinin, hesaplanan tüketimi, dahil olduğu abone grubuna kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tarihte uygulanmakta olan tek terimli aktif enerji bedelinin 1,5 katı ile çarpılarak kaçak tahakkuk bedeli hesaplanır. Müşterilerin tekrarlanan kaçak elektrik enerjisi kullandığının tespiti durumunda, kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespit edildiği tarihte yürürlükte olan tek terimli aktif enerji tarife bedelinin 2 katı göz önüne alınarak hesaplama yapılır” hükmü bulunduğu, sözü geçen hükümde; “Müşterilerin tekrarlanan kaçak elektrik enerjisi kullandığının tespiti durumunda 2 katı göz önüne alınarak hesaplama yapılacağı ” belirtildiği,yine dava konusu olayda geçerli olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği Madde- 4 “Müşteri: Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar yoluyla hizmet alan tüketici”, “Tüketici Elektriği kendi ihtiyacı için alan serbest ve serbest olmayan tüketici “olarak tanımlanmış olduğu, EPDK’nın 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı Kararında (2) katı uygulamasının müşteriler için geçerli olduğunun belirtildiği, somut olayda muris ve davalı varisler sözleşme yapmadıklarından müşteri değil, tüketici durumunda oldukları ,bu nedenle, dava konusu olayda 1,5 katı alınarak kaçak bedeli hesaplandığı, tarife bedelinin 2 ile çarpılmasının söz konusu olamayacağı ,şeklinde görüş belirtmiştir. Mahkemece, elektriğin fiilen kim tarafından kullanıldığı yönünden araştırma yapılması yönünde gidilmiş ise de, neticede taşınmazın 17/06/1999 tarihinden 11/07/2011 tarihine kadar …’ye ait olduğu belirlendiğinden kaçak elektrik kullanımının … tarafından yapıldığı kabul edilmiştir. Ancak, dosyadaki kaçak tutanakları incelendiğinde, tutanaklarda geçen işyerinin “Sude Klima” tamir işyeri için düzenlendiği, 08.11.2008 tarihli tutanakta davalılar murisinin imzasının bulunduğu,vergi ve nüfus kaydına ilişkin bilgilerin yazıldığı, ondan önceki 17/11/2017 tarihli tutanağın işyerine geçici olarak baktığını beyan eden yakını tarafından imzalandığı ve sonraki tarihli tutanakların da muris adına tanzim edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu edilen tutanakların düzenlendiği tarihte yürürlükte olan EPDK’nın 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı Kurul Kararında; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit olunan tüketici, kendisine tahakkuk ettirilen bedeli tebliğ edilen ödeme bildiriminde yer alan son ödeme tarihine kadar ödemekle yükümlüdür” hükmü yer almıştır. Olayda, kaçak kullanım sözkonusu olduğundan, normal tüketim borcunun ödenmemesi halinde işletilecek gecikme zammının uygulanması sözkonusu olmadığından ve alacaklı-davacının takipte açıkca asıl alacağa %16,80 faiz uygulanmasını talep ettiği (avans faizi) bu sebeple faiz hesaplamasına ve oranına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Yine davacı şirketin tanzim ettiği faturalarda bedelin faturada yazılı olan son ödeme tarihine kadar ödenmesi gerektiği belirtilmekle,fatura bedellerine haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönündeki istinaf talebi de yerinde değildir. Ancak; EPDK’nın 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı Kurul Kararının “E) Tahakkuk” başlığı altında; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketicinin, hesaplanan tüketimi, dahil olduğu abone grubuna kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tarihte uygulanmakta olan tek terimli aktif enerji bedelinin 1,5 katı ile çarpılarak kaçak tahakkuk bedeli hesaplanır. Müşterilerin tekrarlanan kaçak elektrik enerjisi kullandığının tespiti durumunda, kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespit edildiği tarihte yürürlükte olan tek terimli aktif enerji tarife bedelinin 2 katı göz önüne alınarak hesaplama yapılır” hükmüne rağmen,bilirkişinin davalıların müşteri olmadıklarından bahisle (abone olan murislerine halef olarak haklarında takip yapıldığı da gözden kaçırılarak) ve esasen yönetmelik ve 622 sayılı EPD kararında müşteri ve tüketici kavramı ayırımı yapılmamasına rağmen,mükerrerlik yönünden 2 ceza katsayısı yerine, 1,5 ceza katsayısı ile çarpılarak hesaplama yapılması mevzuata aykırı olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Bu sebeplerle ;davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda açıklanan şekilde bilirkişiden EK RAPOR alınarak ,yeniden yargılama yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/04/2023