Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1902 E. 2023/1100 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1902
KARAR NO: 2023/1100
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2022
NUMARASI: 2020/612 E – 2022/390 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oto servis, bakım , değişim işleri üzerine faaliyet gösterdiği, davalı firmanın ise motorlu hafif kara taşıtlarının sürücüsüz olarak kiralaması işiyle uğraştığı, taraflar arasında oluşan cari hesaba istinaden 24.10.2019 tarihinde müvekkil işyerine … plakalı aracın davalı firma tarafından getirildiği, müvekkilinin ise her zaman olduğu gibi aracın gerekli tamirat işlerini tamamladığı ve fatura düzenlediği, faturada belirtilen 14.160,00 TL bakiye alacağının ödenmediği, bunun üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bu nedenle Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline ve durmuş olan icra takibinin devamına, haksız ve kötü niyetli davalı borçlunun asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın takibine konu bedele yönelik vermiş olduğu bir hizmet söz konusu olmadığını, söz konusu aracın onarımına ilişkin icra takibine konu 24.10.2019 tarihli faturaya ilişkin hizmetin davacı tarafından müvekkiline verilmediğini, fatura bilgisi ve bedeli hakkında müvekkilinin bilgilendirilmediğini, davacının hizmet verdiğine ilişkin iddiasının da mesnetsiz olup hiç bir delil bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın Kısmen Kabulü ile; davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 12.000,00-TL fatura alacağı ve 2.160,00TL KDV alacağı olmak üzere toplam 14.160,00TL üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,Hükmedilen alacağın %20’i olan 2.832,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;davalı müvekkilinin iş bu faturaları VUK 459 sıra nolu genel tebliğe göre tevsik zorunluluğu olan faturaları 100 kasa hesabıyla kapatmış ve tamamını banka kanalıyla ödemiş olduğunu, müvekkilince davacıya yapılan bu ödemelerde dekontun açıklama kısmına hangi borca ilişkin ödeme yapıldığını yazılması zorunluluğu olmadığı gibi yapılan ödemenin davacı ile müvekkil şirket arasındaki bir ticari ilişkiye dayandığı, ödemelerin bir cari hesap üzerinden yapıldığının tüm banka kayıtlarından anlaşıldığı, aksi halde taraflar arasında çok sık gerekleşen her havale/eft işlemine açıklama yazmasını beklemenin iyi niyet kuralına aykırılık oluşturacağı, dava konusu faturaların “Kapalı Fatura” yani “Bedeli Tahsil Edilmiştir” anlamıyla davacı tarafından düzenlendiğini daha önce beyan ettiklerini , bunun bir ticar örf adet kuralı olduğunu Yargıtay Kararı ve Hukuk Genel Kurulu kararıyla birlikte açıklamalarına rağmen itirazın iptali davasının kabulünün hatalı olduğu, bilindiği üzere davacının, düzenlediği faturanın alt kısmına imza koymasına faturanın kapatılması (akide edilmesi) denildiği ve bu durum ticari bir örf ve adet kuralı olarak bedelin tahsil edildiğine karine olduğu, (Hukuk Genel Kurulunun 22.04.2015 tarihli, 2013/19-1950 E., 2015/1251 K. sayılı kararı),ayrıca Yargıtay tarafından kapalı faturanın, faturaya konu bedelin ödendiğine; açık faturanın ise faturaya konu bedelin ödenmediğine karine teşkil ettiği kabul edilerek, kapalı faturanın uyuşmazlık konusu olması halinde ispat yükünün yer değiştirileceğinin kabul edildiğini,tüm bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın dayanağı olan Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 12.000,- TL fatura alacağı ve 2.160,-TL KDV alacağı,824,-TL faiz olmak üzere 14.984,00 TL toplam alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, davalı-borçlunun itirazı üzerine ilamsız takibin durduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacı tarafın düzenlemiş olduğu 24.10.2019 tarihli … nolu irsaliyeli faturanın kaporta,boya ve parça işlerine ilişkin olduğu,kapalı fatura olarak düzenlendiği ,teslim alan ve teslim eden kısımlarının imzasız olduğu, faturaya davalının süresinde herhangi bir itirazının olmadığı ve kayıtlarına aldığı görülmüştür. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı firmanın davalı şirkete aralarında takip konusu faturanın da bulunduğu muhtelif tarihli 4 adet fatura düzenlediği ,davalı şirketin muhasebe kayıtlarında davacı kayıtlarını 100 kasa hesabıyla (Nakit Ödeme )ödeyerek kapatmış olduğunun göründüğü, Vergi Usul Kanunu 459 sıra nolu genel tebliği 4/1 madde kapsamına göre ” Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.” düzenlemesi bulunduğu, dolayısıyla davalının yapmış olduğu kayıtlarda kullanmış olduğu hesaplar ve ödeme biçiminin yanlış olduğu, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu ve düzenlediği faturayı kayıtlarına aldığı, davalının davacıya yapmış olduğu ödemelere ilişkin defter kayıtların hangi bir banka dekontu veya makbuz kaydı bulunmadığı, taraf defterlerinin birbiriyle örtüştüğü ve davacının alacaklı olduğu, davalının faturaya süresinde itiraz etmediği ve faturanın kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekilince sözkonusu rapora itiraz dilekçesinde ,müvekkili şirketin … bahkasındaki hesap dökümüm ibraz edilmiş,davacı tarafa 2019 yılı içinde yapılan ödeme kayıtları hesap dökümü üzerinde gösterilmiş ve itiraz dilekçesinde ödeme tarih ve miktarları listelenmeiştir. Davalı tarafın itirazları ve ödeme yaptığına ilişkin iddiaları nedeniyle alınan ek raporda; ödemelerin cari hesaba ilişkin olup olmadığının tespit edilemediği, ödeme yapıldığı iddia edilen dekontlarda buna ilişkin açıklama bulunmadığı gibi, ödeme olgusunun ticari defter ve belgelerde de kayıtlı olmadığı tesbit ve görüşü beyan edilmiştir. Dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış,emekli banka müdürü bilirkişi tarafından verilen raporda da ,banka ödemelerinin cari hesaba istinaden yapılıp yapılmadığının tesbit edilemediği görüşü bildirilmiştir. Davacı tarafça düzenlenen fatura “kapalı fatura” yani uygulamada kabul edildiği üzere bedeli ödenmiş fatura şeklinde ise de ,taraf defterlerinde kayıtlı olan bu faturanın ödenme hususunun cari hesaptan anlaşılmadığı ,y fatura tarihinden sonraki ödemenin toplam 7000,-TL olduğu,ancak bunun da faturalara ilişkin olup olmadığı tesbit edilemiştir. Bu durumda ispat yükü davalı üzerinde olup,davalının “yemin” deliline dayanmış olduğu gözetilerek, mahkemece davalı tarafa ,davacıya yemin teklif etme hakkının olduğu hatırlatılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ,yemin deliline ilişkin işlem yapılmamış olması usul ve hukuka aykırılık teşkil ettiğinden ,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/04/2023