Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1846 E. 2023/1764 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1846
KARAR NO: 2023/1764
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2022
NUMARASI: 2020/68 E – 2022/304 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Bostancı Oto Sanayi Sitesinde faaliyet göstermekte olan … Özel Servisi olduğunu, davalı şirket tarafından adlarına kayıtlı … Plakalı aracın bakımının yapılması için müvekkili şirkete getirilmiş ve bakımının yapılarak davalı şirkete teslim edilmiş olup, bu hususa ilişkin faturalar, araç görüntüleri ve Whatsup Yazışmalarının dilekçe ekinde sunulduğunu ve mezkür fatura bedellerinin müvekkili şirkete ödenmemiş olduğunu, davalı şirkete, araç bakımına ilişkin kesilen 11.05.2019 Tarihli … Nolu 33.926,33 TL, … Nolu 59.077,92 TL bedelli faturalar ile 04.07.2019 T. … Nolu, 4.884,61 TL Bedelli aturaların müvekkili şirkete ödenmemesi üzerine, taraflarınca davalıya karşı İst. And. …İcra D…. E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirketçe yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz sonucu İcra takibinin durması üzerine, dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını iddia ederek, davanın kabulü ile davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, %20′ den az olmamak üzerek icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak faturaların temelinde herhangi bir borç ilişkisi bulunmamakla beraber, söz konusu faturalar müvekkiline hiç tebliğ dahi edilmediğini, faturanın, sözleşmenin kurulmasına değil ifasına ilişkin olduğundan, öncelikle taraflar arasında temel bir borç ilişkisi bulunması gerektiğini, davacı ile müvekkil şirket arasında davacının iddia ettiği şekilde, bakım masraflarına ilişkin 107.192,86 TL bedelli bir borç ilişkisi bulunmadığını, fatura bedelinin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Dava hukuki niteliği itibariyle itirazın iptali davası olup alacağın varlığını ve miktarını ispat yükü davacı üzerindedir.Mali müşavir bilirkişisince tarafların ticari defterleri incelenmiş olup raporda; tarafların defterlerinin kanuna ve usulüne uygun tutuldukları ve davacı şirket ticari defter kayıtlarında, davalı şirketten 52.543,69 TL alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirket ticari defter kayıtlarında ise, davalı şirketin davacı şirketten 11.418,84 tl alacaklı durumda bulunduğu,dolayısıyla taraflar arasında, (52.543,69 TL+11.418,84 TL=) 63.962,53 TL mutabakatsızlık bulunduğu, 63.962,53 TL mutabakatsızlığın; davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan ve takip dayanağı yapılan, ancak davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan; 59.077,92TL bedelli ve 4.884,61TL bedelli olan 2 adet faturadan kaynaklandığının tespit edilmiş olması karşısında, davacının ticari defterleri kanuna ve usulüne uygun tutulmuş olsa da, davalı tarafın da kanuna ve usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde davacı tarafça takip dayanağı yapılan faturaların kayıtlı olmaması sebebiyle tarafların defterlerinin karşılıklı uyumlu olmadığı anlaşıldığından, HMK madde 222/f.3 gereğince davacının, davasını kendi defter kayıtlarına dayalı olarak ispat edemeyeceği mahkememizce kabul edilmiştir. Davaya konu yapılan bakım hizmeti verildiği iddia edilen aracın davalıya ait olmaması, tamire ilişkin yazışmalardan açık bir şekilde alacağı da kapsayacak miktarda bir tamir olgusunun anlaşılamaması, dosyaya sunulan fotoğrafların da tarih bakımından belirleyici olmadıkları gibi teknik olarak da belirtilen tamirin yapıldığını göstermeye yetecek seviyede olmadıkları mahkememizce kabul edilmiş olup davacı vekiline yemin teklif hakkı hatırlatılmış olup, davacı vekilinin yemin teklif hakkını kullanmak istedikleri beyanı karşısında davalı tarafa yemin davetiyesi ihtarlı şekilde hazırlanmış ve davalı tarafa tebliğ edilmiş olup davalı şirket yetkilisi dört nolu celsede dava dışı şirket adına kayıtlı olan … plakalı aracı davalı şirkete bakımının yapılması için taraflarınca götürülmediğinin yeminli olarak beyanı karşısında, davacı tarafın davaya dayanak yapılan … plakalı aracın bakım hizmetinin davalı tarafa verildiğini ispat edemediği, … davacı taraf takibi başlatmakta haksız olsa da kötüniyetli olduğu davalı tarafça ispat edilemediği…” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, hizmet konusu aracın davalı şirkete ait olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamasına rağmen mahkemece usule aykırı olarak re’sen araştırma yapıldığını, hukuki değerlendirmeler içeren bilirkişi raporuna karşı itirazları da kabul edilmeyerek davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin Bostancı Oto Sanayi Sitesi’nde faaliyet göstermekte olan … özel servisi olduğunu, davalı şirket tarafından, … plakalı aracın bakımının yapılması için müvekkili şirkete getirildiğini ve müvekkili şirket tarafından bakımı yapılarak davalı şirkete teslim edildiğini, bu hususa ilişkin faturaları, aracın görüntülerini ve Whatsapp yazışmasının sunulmuş olduğunu, sundukları belgelerin hizmet ilişkisinin varlığını ispat etmeye yeter nitelikte olduğunu, bilirkişi raporunda da, adı geçen şirketin davalı şirketin grup şirketlerinden birisi olduğunun belirtildiğini, davalının vergi dairesinden gelen Ba formlarında aracın sicilde kayıtlı olduğu… unvanlı şirkete ilişkin kayıtlar söz konusu olduğunu, bu şirkete yüklü miktarların fatura edildiğinin görüldüğünü, ticaret unvanı aynı olan iki şirketin bağlantılı olduğunu, davalı şirketin trafik sicilinde aracın maliki olmamasının hizmet ilişkisinin kurulması bakımından herhangi bir etkisi bulunmadığını, davalının ödemeyi ispat edemediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı araç tamir alacağı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.TMK’nun 6. maddesine göre; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde (BK’nın 355. ve devamı maddelerinde) düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise, iş sahibine düşer. Davacının, genel kurallar içinde davalıya hizmeti vermediğini kanıtlaması gerekir. Somut olayda; bilirkişi raporundan, tarafların defterlerinin kanuna ve usulüne uygun tutuldukları ve davacı şirket ticari defter kayıtlarında, davalı şirketten 52.543,69 TL alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirket ticari defter kayıtlarında ise, davalı şirketin davacı şirketten 11.418,84 TL alacaklı durumda bulunduğu,dolayısıyla taraflar arasında, (52.543,69 TL+11.418,84 TL=) 63.962,53 TL mutabakatsızlık bulunduğu, 63.962,53 TL mutabakatsızlığın; davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan ve takip dayanağı yapılan, ancak davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan; 59.077,92TL bedelli ve 4.884,61TL bedelli olan 2 adet faturadan kaynaklandığının tespit edilmiş olması karşısında, davacının ticari defterleri kanuna ve usulüne uygun tutulmuş olsa da, davalı tarafın da kanuna ve usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde davacı tarafça takip dayanağı yapılan faturaların kayıtlı olmadığı, davalının lehine delil niteliği taşıyan defterlerinde, davacının iddia ettiği hususun yer almadığından dolayı, davacının asıl alacağının kendi defterlerine dayanmak suretiyle ispat edemedliği, dosyaya sunulu diğer bilgi ve belgelerin, tamir edildiği iddia edilen araca malik olmayan davalı bakımından, borcun varlığını göstermeye yeterli sayılmayacağı” mütalaa edilmiştir. Buna göre yapılan değerlendirmede; davalı, davacı iddiasını inkar etmiş olup; davacı, iddiasını ispat için fatura ve icra dosyasını delil olarak göstermiştir. Fatura; tek taraflı ve davacı tarafından düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir. Bu nedenle, davacının tamir hizmetinin verildiği iddiasını ispat için yeterli değildir. Bu durumda davacının mal/hizmeti davalıya verdiği iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/06/2023