Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1839 E. 2023/130 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1839
KARAR NO: 2023/130
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2022
NUMARASI: 2021/673 E – 2022/423 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ; davacı şirket ile davalı … arasında 12 ay süreli Elektrik Enerji Satış Sözleşmesi imzalandığını, aktif elektrik enerjisi birim fiyatının sabit fiyatlı olduğunu, sabit birim fiyatının 0,177 TL/kwh olduğunu, davalı tarafından davacıya gönderilen e-mail ile elektrik satış bedellerinin revize edildiğini, enerji tedarikinin yeni teklif fiyatlarından gerçekleştirileceğinin bildirildiğini, davacıya yeni birim bedeller üzerinden de fatura kesildiğini, davacının bu faturalara itiraz ettiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmede vaat edilen birim fiyatı davalının tek taraflı olarak arttırdığını, davalı şirketin, tek taraflı fiyat artırımı nedeniyle, 02.05.2017 ile sözleşme bitim süresi olan 01.07.2017 tarihine kadarki süre arasında fazla ödeme yapılmak suretiyle oluşan zararın tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 38.843,00 TL’nin her bir faturanın ödenme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ite birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 10/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi davadaki taleplerini 5.743,00 TL arttırarak toplamda 44.585,53 TL ya çıkardıklarını bildirerek eksik harcı ikmal etmiştir.Dava belirsiz alacak davasıdır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın elektrik enerji satış sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle dava açtıklarını, bu abonelik ile ilgili dava konusu edilen mayıs ve haziran dönemleri için davalı şirketin herhangi bir taahhüdü bulunmadığını, ülkenin elektrik gücünde yaklaşık %31 paya sahip olan doğalgazın, ithal kömürün ve doların fiyatlarının artması nedeni ile elektrik fiyatlarının yükseldiğini, davalı şirketin davacı şirkete yeni teklif fiyat üzerinden gerçekleşeceğini bildirdiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, 6098 saylı TBK 138.madde belirtilen ifa güçlüğüne dair madde hükmü de tartışarak basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumunda olan davalı yönünden, değişen şartların öngörülebilir, olağan ve hesaba katılabilir nitelikte olduğu, edimler arasında işlem temelinin çökmesinden söz edilemeyeceğinden davalı şirketin aşırı ifa güçlüğüne düşmediği,davalı tedarik firmasının sözleşme koşullarını tek taraflı olarak değiştirmesinin ahde vefa ilkesine aykırı olduğu, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeni ile davacının toplam 44.585,53 TL müspet zararının doğduğu gerekçesi ile; “Davanın kabulü ile; 44.585,53 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tazminata fatura ödeme tarihi olan 19/12/2020 tarihinden itibaren, avans faizi işletilmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacı şirkete ait … nolu abonelik için müvekkili şirket’in dava konusu dönemlerde elektriğin 17,70 Kr/kWh sabit birim fiyat üzerinden satılacağına ilişkin herhangi bir taahhüdü bulunmadığından söz konusu abonelik için hesaplama yapılmış olması ve hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, sunulan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmelerinden de görüleceği üzere; davacı şirkete ait … nolu abonelik için dava konusu edilen Mayıs ve Haziran dönemleri için davalının herhangi bir taahhüdü bulunmadığını,bilirkişi raporunun “İnceleme ve Tespit” kısmında; “… San. ve Tic. A.Ş ile davalı … Satış A.$. arasında, … numaralı abonelik üzerinden 01.04.2016 başlangıç tarihli 3 ay süreli ve 0,177 TL/kwh sanayi sabit birim fiyat üzerinden, Elektrik Enerjisi Satış sözleşmesi imzalanmıştır. 3 aylık olan sözleşme, 01.07.2016 tarihinde yenilenmiş ve yeni sözleşmenin süresi 12 aya çıkarılmıştır. Yeni sözleşme 01.07.2016-01.07.2017 tarikleri aralığını kapsamaktadır.” denilmişse de bilirkişi heyeti tarafından bu tespitin ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığını, … nolu abonelik için; 01.04.2016 tarihli ve 3 ay süreli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, 01.07.2016 tarihinde sözleşmenin sona erdiğini, 01.07.2016 tarihli 12 aylık sözleşmenin üzerinde, içeriğinde veya eklerinde … nolu abonelik için yapıldığına ilişkin bir husus bulunmadığını, davacıya ait … nolu abonelik için davalı şirketin dava konusu dönemlerde elektriğin 17,70 kr/kwh sabit birim fiyat üzerinden satılacağına ilişkin taahhütte bulunduğundan bahsedilemeyeceğini, davacı şirkete ait … nolu abonelik için dava konusu edilen Mayıs ve Haziran dönemleri için davalının taahhüdü bulunmadığından herhangi bir zarar oluşmadığını,bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi şartlarının tedarikçi firma tarafından tek taraflı olarak değiştirilmesi sonrası sözleşmenin erken feshedilmesinden kaynaklı zararın tahsili talebine yöneliktir.Daha önce yine taraflar arasında görülen Tekirdağ 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/194 E.2018/60 K.sayılı aynı konuda farklı döneme ilişkin zarar tazminine dair kararının davadan sonraki dönemler yönünden de kabul kararı verilmesi nedeniyle Dairemizin 2018/1044 E.2020/710 K.03/09/2020 tarihli kararı ile HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılmasına karar verildiği,eldeki bu davanın ise 02.05.2017 ile sözleşme bitim süresi olan 01.07.2017 tarihine kadar olan süre açısından zarara yönelik açıldığı anlaşılmıştır. Söz konusu sözleşmenin tarafarca ilk 3 ay sonunda yenilenerek 01/07/2016 başlangıç tarihli, 12 ay süreli, birim fiyatı 17,70kr / kwh sabit fiyatlı olarak imzalandığı belirlenmiştir.Davalı tedarikçi firmanın ise 03/01/2017 tarihinde davacı şirkete yeni birim fiyatlarını içerir teklif mektubu gönderildiği,bu teklifi kabul etmeyen davacının ise sözleşmeyi feshettiği belirlenmiştir. Yüksek Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararlarında belirtildiği üzere; Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (… -…) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Türk hukukunda da öteden beri MK.nun 2 ve 4. maddesinden de esinlenilerek, hem Clausula Rebus Sic Stantibus ilkesi, hem de İşlem Temelinin Çökmesi Kuramı uygulanmak suretiyle, uyarlanma davalarının görülebilir olduğu benimsenmiştir. 6098 Sayılı Yasanın 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında düzenlemiş, “ Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.Maddeye göre “uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir. Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” denilmektedir. Buna göre yapılan değerlendirmede sözleşme süresi de nazara alındığında, davalı tarafça uyarlama konusunun dava yoluyla ileri sürülmediği, davalının piyasa şartlarındaki değişikliği ileri sürerek belli bir süre sözleşme dışı daha yüksek birim fiyat uygulaması talebinin hem sözleşme hükümleri hem maddi hukuk hükümlerine nazaran haklı bulunmadığı, bilirkişi heyetinin defter ve kayıtları inceleyerek bilirkişi raporunu sundukları görülmüştür. Sözleşmeyi fesheden davacının dava dışı Türel-Eren Enerji elektrik şirketinden aldığı, ancak bu elektriğin de davalı ile imzaladığı sözleşmedeki birim fiyata nazaran daha yüksek olması karşısında zararının oluştuğu, davalı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı davranarak davacı zararının doğmasına ayrıca sözleşmenin feshine haksız olarak sebebiyet verdiği, davacının davalıdan sözleşmeye aykırı sabit birim fiyat uygulaması ve sonlandırılan sözleşmeden sonra yeni elektrik satıcısı ile akdettiği sözleşmedeki fiyat farkından dolayı 02.05.2017 ile sözleşme bitim süresi olan 01.07.2017 tarihine kadar oluşan fark sebebiyle toplam 44.585,53 TL alacaklı olduğu bilirkişi heyet raporu ile tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, mahkemenin kararı ise usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacağı açıktır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 3.045,63 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 761,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.284,22 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/01/2023