Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/18 E. 2022/154 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/18
KARAR NO: 2022/154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2021
NUMARASI: 2021/133 E – 2021/572 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin” … Mah. … Cad. No:.. D:.. D:.. Kartal” adresinde bulunan taşınmazda yer alan “…” şubesinin işletmesini devralmak istediğini, işletmeci ile yapılan devre ilişkin anlaşma sonucu devir bedeli ödenmek suretiyle şubenin 31/03/2015 tarihinde işletme ile ilişiğinin kesileceğine ilişkin taahhüt alınarak taşınmazın 01/05/2015 tarihinde kiralanarak teslim alındığını, Davacının personeli tarafından 28/11/2015 tarihinde müvekkili şirkete gelinerek ,kira sözleşmesinin başladığı tarihten önce- 18/03/2015 tarihinde- “enerji kesme işlemi yapıldığı, ancak elektrik davalının bilgisi ve izni dışında açılarak kullanıldığı” gerekçesi ile tutanak tutulduğunu, tuta- nağın görevlilerce “şirketimizce kesilen elektrik açıldığından tutanak tutulmuştur. Dilekçeli abone. Enerji kesilmedi” şeklinde düzenlendiğini, Müvekkilinin ilgili dönemdeki abonelik başvurularının önceki abone sebebiyle gerçek- leştirmediğini, dilekçeli abone olmadığını, müvekkili şirket yetkilileri tarafından “18/03/2015 tari- hinde kiracı olunmadığı ve davacıya ait aboneliğin bulunmadığı, kiralananın 01/05/2015 tarihinde teslim alındığı, bu tarihten önceki cezaların, muhatap aboneye ait olduğu, başkasına ait borcun mü- vekkiline yükletilemeyeceği”nden bahisle itirazda bulunulduğunu, tutanağın şirket yetkililerince imza- lanmamasına karşın, ısrarlı tutum dolayısıyla yalnızca davacı şirkete ait kaşenin basıldığını, Akabinde davalı şirket tarafından 01/12/2015 tarihli fatura ile kaçak ceza bedeli 8.455,85 TL olmak üzere KDV dahil 9.977,90 TL tahakkuk yapıldığını, itirazlara rağmen söz konusu alacak tahsil edilmeden müvekkili şirket aboneliğinin başlatılmadığını, taşınmazın kiralandığı tarihten itibaren önceki abone adına devam eden elektrik ve sair faturaların tümünün aksatılmadan ödendiğini, faturaların zamanında ödeniyor olması sebebiyle elektriğin kesilmediğini, 06/01/2016 tarihinde davalı şirket görevlilerince yeniden müvekkili şirkete gelindiğini, “ödeme yapılmaz ise elektriğin kesileceği”nin beyan edildiğini, davacı adına yeniden 13.677,14 TL ceza tahakkuk edildiğini, 22/01/2016 tarihli taksitlendirme protokolü yapılarak 5 eşit taksitte ödeme taahhüdü altına girildiğini, borç müvekkili şirkete ait olmadığı halde cezayı ödemek zorunda bırakıl- dığını, Dava tarihi itibariyle 4 taksit bedeli toplamı 10.941,68 TL damga vergisi, 129,66 TL gecikme cezası bedeli, 102,93 TL ve sair giderler dahil 11.174,27 TL ödendiğini, davalının bu şekilde sebepsiz zenginleştiğini beyanla 11.174,27 TL bedelin müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:müvekkili şirket personeli tarafından yapılan kontrol sonucu, davacının adresinde kaçak-usulsüz elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, bu tespit- lerin kaçak-usulsüz olarak elektrik kullanan tarafın ilgili mahalli ne suretle kullandığı ( kiracı mı yoksa malik mi olduğu)ndan bağımsız olduğunu, davacının “delil olarak sunduğu kira sözleşmesinin müvekkili şirket personeli tarafından yapılan tespitlerden sonra imza edildiği”ni beyan etmesine rağmen, tutanak tarihi itibariyle kira sözleşmesinin imzalanıp imzalanmaması, hukuken kiracı olup olmaması ile elektriğin kaçak – usulsüz kullanılması arasında hiçbir bağın bulunmadığını, hukuki an- lamda kiracılık sıfatı başlamamış olsa da, ilgili mahalde kaçak – usulsüz elektrik kullanılabilmesinin mümkün olduğunu, uygulamada kira sözleşmesi ile kiracılık kiracılık sıfatı başlamamış olmasına rağmen, dekorasyon – tadilat amacıyla çalışma yapılan mahallerde “henüz kiracılık sıfatı başlamayan gerçek/ tüzel kişilerce” kaçak elektrik kullanılmasına sıkça rastlandığını, davaya konu adreste 18/03/ 2015 ve 20/11/2015 tarihlerinde iki kez usulsüz kullanımdan dolayı elektriğin kesildiğini, müvekkili şirketin bilgisi ve izni olmaksızın ilgililerce yeniden bağlanarak elektriğin kullanılmaya devam edil- diğini, kaçak – usulsuz elektrik kullanım tutanağının da bu sebeple düzenlendiğini, zorlama ve baskı altında borçları ödemek zorunda bırakıldığına dair iddianın gerçek dışı olduğunu, davacının borca her hangi bir itirazının bulunmadığını, ihtirazı kayıt olmaksızın taksitlendirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, taksitlerin bir kısmını ödediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce tesis olunan 19/09/2019 tarihli 2016/543 E., 2018/915 K. nolu ilk kararda: “uyuşmazlığın, kaçak elektrik kullanımının önceki aboneye ait olup olmadığı hususundan kaynaklandığı, her ne kadar 28/11/2015 tarihli Kaçak Elektrik Kullanımı Tespiti Tutana- ğı’nda ” Kesilen elektriğin açıldığından ” bahisle tutanak düzenlenmiş ise de, bu tutanakta bahsedilen daha önce elektriğin kesilmesi işlemine ait dosyada herhangi bir “Kesme Tutanağı”nın mevcut olma- dığı, bu nedenle kesilmiş elektriğin izinsiz açılmasına ilişkin tutanak tarihinde yürürlükte olan 08/05/2014 Tarih ve … Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26/1-c maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, ayrıca 28/11/2015 tarihli tutanakta enerjinin kesilmediği yazılı ise de, tutanağın alt bölümünde … nolu mühürle mühürlemenin yapıldığı ve buna ilişkin aynı tarihli mühürleme tutanağının düzenlendiği, buna karşın bağlantı kesme yerinin tutanakta yer almadığı, bu durumda mühürleme işlemine rağmen elektrik enerjisinin kesilmediğinin anlaşıldığı, 25/11/2015 tarihli tutanakta belirtildiği şekilde elektrik enerjisinin kesilmemiş olması nedeniyle 06/01/2016 tarihinde tutulan Kaçak Elektrik Kullanımı Tespiti Tutanağında geçen “Kesilen elektrik açıldığından” olgusunun gerçekleşmediği, zira 06/01/2016 tarihinden önce dosyaya sunulan Mühürleme Tutanağı’nın 25/11/2015 tarihli olduğu, bu mühürleme işlemine dair tutanak düzenlense de, esasen kaçak elektrik kullanımı tespiti tutanağına göre elektriğin kesilmediğinin anlaşılması nedeniyle 06/01/2016 tarihli tutanağa konu edilen kesilen elektriğin açıl- ması durumundan bahsedilemeyeceği, 06/01/2016 tarihinden sonra kesilen elektriğin davacı tarafından açıldığına dair herhangi bir tespit bulunmadığı, bu nedenle her iki tutanak yönünden anılan yönet- meliğin 26’ncı maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, bunların yanı sıra 25/11/2015 tarihli tutanakta davacının dilekçeli abone olduğunun belirtildiği, bu kapsamda davalı tarafça anılan yönet- meliğin 32’nci maddesi uyarınca süre verilmesine rağmen, tüketicinin yükümlülüklerini yerine getir- mediği hususlarının iddia ve ispat edilemediği, tüm bu sebeplerle davalı tarafından davacı şirket aley- hine tahakkuk ettirilen enerji bedelinin yerinde olmadığı ve davacı taraftan tahsilatı yapılan 10.941,68 TL ile 102,93 TL gecikme cezasının iadesinin gerektiği, her ne kadar damga vergisinin ödendiğine dair dosyada dekont bulunmasa da ödeme planında 129,66 TL’nin peşin olarak tahsil edileceğinin belirtildiği, protokolün uygulandığı nazara alındığında davalı tarafça bu bedelin peşin tahsil edilmediği de iddia edilmediğinden, damga vergisinin de davacıya iadesinin gerektiği, iadesi gereken tutara faiz başlangıç tarihi ve türü belirtilmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği” gerekçesiyle “DAVANIN KABULÜNE” karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dairemizce yapılan inceleme sonunda tesis olunan … E., …K. Sayılı 09/02/021 tarihli ilamda :”Mahkemece 25/11/2015 tarihli tutanağa göre elektriğin kesilmediği, 06/01/2016 tarihli tutanağın da usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle davacı tarafından ödenen bedellerin iadesine karar verilmiştir. Ancak, davalı vekili ce- vap dilekçesinde ‘kaçak elektrik kullanılan adreste 25/11/2015 tarihinden önce, 18/03/2015 ve 20/11/ 2015 tarihlerinde iki kez usulsuz kullanım nedeniyle elektriğin kesildiğini, elektriğin müvekkili şirketin bilgisi ve izni olmaksızın ilgililerce yeniden bağlatılarak elektrik kullanımına devam edildiğini, dava- ya konu kaçak usulsuz kullanım tutanağının da bu nedenle düzenlendiği’ni beyan etmesine rağmen, mahkemece 18/03/2015 ve 20/11/2015 tarihli tutanaklar celp edilmemiş, usulsüz/kaçak kullanım nedeniyle elektrik kesme-mühürleme işleminin yapılıp yapılmadığı , buna göre davanın davalı tarafa borçlu olup olmadığı araştırılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm tesis edilmiştir” denilerek “HMK 353/1-a-6 md gereğince, kararın kaldırılmasına dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ” karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce 2.kez; “25/11/2015 tarihli tutanağa göre elektriğin kesil- mediği, 06/01/2016 tarihli tutanağın da usulüne uygun olmadığı,18/03/2015 ve 20/11/2015 tarihle- rinde tutanak tutulmadığı” gerekçesiyle “DAVANIN KABULÜNE ve davacı tarafından ödenen 11.174,27 TL’nin yasal faizi ile birlikte iadesine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde ; davacının adresinde 18/03/2015 ve 20/11/2015 ta- rihlerinde davacının usulsüz elektrik kullandığının tespit edildiğini, 28/11/2015 ve 01/06/2015 tarih- lerinde ise iki kez kaçak elektrik kullanımı nedeniyle elektrik enerjisinin kesildiğini, müvekkilinin bilgisi ve izni olmaksızın elektriğin yeniden bağlanarak kullanıma devam edildiğini, kaçak elektrik kullanım tutanağının bu nedenle düzenlendiğini, tutanakların mevzuata uygun olduğunu, uyuşmazlığın EPTHY’nun 26/1-c maddesi kapsamında çözülmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 72 maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup dava konusu borç davalı tarafından kesilen elektriğin bilgi ve rıza dışında açılarak kullanılması şeklinde gerçekleştirilen kaçak elektrik kullanımından kaynaklanmaktadır. Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan EPTHY’nin Kaçak Elektrik Enerjisi Tüketimi başlıklı 26.maddesinin 1/c maddesinde “Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması ” kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir. Dosya içeriğine göre; Dava dışı … ile davacı … Ltd. Şti arasında düzen- lenen (bila tarihli) Devir Sözleşmesi’nin 2. Maddesinde “mağazanın 31/03/2015 tarihinde teslim edileceği”nin kararlaştırıldığı tespit edilmiştir Davacının “…” işletmesinin bulunduğu dava konusu “… Caddesi No:… D:.., D:… … Mah. Kartal” adresinde bulunan taşınmazı 01/05/2015 başlan- gıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tahakkuk 28/11/2015 tarihli … sipariş (iş emri) nolu Kaçak/ Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı’na dayalı olup … A.Ş yetkilileri tarafından düzen- lenen bu tutanakta “… Mah. … Sk. … nolu” adreste bulunan … nolu sayaca ilişkin “şirketimizce kesilen elektrik açıldığından tutanak tutulmuştur, dilekçeli abone enerjisi kesilmedi.” şeklinde Kaçak Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı düzenlendiği, tutanağın alt kısmında kaçak elektrik tespiti nedeniyle elektriğin kesilerek 171090 nolu mühürle mühürlendiğinin belirtildiği, tutanağın … yetkililerince imzalandığı, davacının kaşesinin bulunduğu, ancak yetkili imzasının bulun- madığı , imzadan imtina sebebinin tutanakta belirtilmediği, tanık imzasının bulunmadığı, aynı tarihte … nolu mühür ile mühürleme yapıldığı, 06/01/2016 tarihinde düzenlenen tutanakta ise “şirketimizce kesilen elektrik açıldı- ğından tutanak tutuldu, enerjisi kesildi.” şeklinde Kaçak Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı düzenlen- diği, tutanağın alt kısmında kaçak elektrik tespiti nedeniyle elektriğin kesilerek … nolu mühürle mühürlendiğinin belirtildiği, tutanağın … yetkililerince ve tanık … tarafından imza- landığı, ancak davacı … yetkilisinin imzasının tutanakta yer almadığı, ayrıca imzadan imtina sebebinin de tutanakta belirtilmediği, aynı tarihte mühürleme yapıldığı tespit edilmiştir. Davalı vekili cevap ve istinaf dilekçesinde, kaçak elektrik kullanılan adreste -28/11/ 2015 tarihinden önce- 18/03/2015 ve 20/11/2015 tarihlerinde iki kez usulsuz kullanım nedeniyle elek- triğin kesildiğini, elektriğin müvekkili şirketin bilgisi ve izni olmaksızın ilgililerce yeniden bağla- tılarak elektrik kullanımına devam edildiğini, davaya konu kaçak -usulsuz kullanım tutanağının da bu nedenle düzenlendiğini beyan etmiş ise de ,bahsedilen dilekçelerinin ekinde veya delilleri arasında 18/03/2015 ve 20/11/2015 tarihli tutanakları ibraz etmemiştir. Dava konusu borcun dayanağı olan 28/11/2015 tarihli tutanak davacının “Kartal, … Mahallesi, … Sk. No: …”adresinde bulunan işyerindeki … nolu tesisat için düzenlenmiş olup kaldırma kararımız üzerine ilk derece mahkemesince dosyaya celp edilen 18/03/ 2015 tarihli Elektrik Kesme ve Mühürleme Tutanağı “… nolu ” tesisat için ancak “… Mah. … Cad. No: … …blok Dükkan:… adresindeki dava dışı … adına düzenlenmiştir. 20/11/2015 tarihli tutanak ise mahkemece müzekkere ile talep edilmesine rağmen davalı tarafça dosyaya ibraz edilmemiştir. Mevcut verilere göre ; borcun dayanağını oluşturan 28/11/2015 ve 06/01/2016 tarihli tutanaktan önce davacı adına düzenlenmiş bir Elektrik Kesme ve Mühürleme Tutanağı sunulmadığı, somut olayda davacının kesilmiş elektriği izinsiz ve bilgi dışında açarak kullandığından bahsedi- lemeyeceği ,EPTHY’nin 26/1-c maddesi uygulanamayacağı hususu gözetildiğinde, davalı tarafça yapı- lan tahakkukun yasal dayanağı bulunmadığı, davacının yaptığı ödemenin iadesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 763,31 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 190,83TL harcın mahsubu ile bakiye 572,48‬ TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-amaddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/01/2022