Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1788 E. 2022/2108 K. 13.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1788
KARAR NO: 2022/2108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 01/03/2022
NUMARASI: 2022/131 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı şirket arasında İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi hudutları içeri- sinde bulunan … ve … sicil numaralı IV. Grup arama ruhsatına haiz sahada maden işletmesine yönelik faaliyet gerçekleştirmek üzere bir adi ortaklık kurulduğunu, davacının bu adi ortaklık neticesinde davalı şirkete 240.000,00 TL para verdiğini, işbu adi ortaklığın konusunu oluşturan maden işletmesine ait olup … adına verilen … ve … sicil numaralı IV. Grup arama ruhsatı T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09/10/2018 tarihli … sayılı yazısı ile iptal edildiğinden adi ortaklığın konusuz kaldığını, bu nedenle müvekkilinin vermiş olduğu paranın kullanılmadığını, fakat davalı tarafından da müvekkiline iade edilmediğini, söz konusu paranın tahsili amacıyla davalı /borçlu aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ,dava dilekçesi ekinde sunulan deliller ile yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, vadesi gelmiş bir alacak mevcut olmakla beraber rehin ile de temin edilmediğini, ayrıca borçlu davalının yapmış olduğu itirazın kötü niyetli olduğunu , mal kaçırması durumunda müvekkili şirketin alacağının semeresiz kalacağını beyanla 240.000,00 TL anapara alacağına karşılık borçlu davalının taşınır, taşınmaz ve üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarına yönelik ihtiyati haciz kararı verilmesini,yargılama sonunda davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkil şirket arasında süre gelen bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili ile davacı şirket arasında İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi hudutları içerisinde yer alan … ve … sicil numaralı IV grup arama ruhsatına haiz sahada maden işletmesine yönelik faaliyet göstermek için adi ortaklık kurulduğunu, davalı vekilince dosyaya sunulan 15 Ekim 2017 tarihli toplantı tutanağının 3. Maddesinde ” ruhsat üzerine % 100 garantili sondajlar yapılıp işletme ruhsatı alınması sağlanacak. Bu işlemde üç ortak bürokratik gücüyle katkıda bulunacak ,masraflar … tarafından yapılacak” şeklinde düzenleme yapıldığını, ilgili maden sahasında sondaj işlemlerinin yapılması ve işletme ruhsatının alınmasına kadar gerekli masrafların davalı tarafından karşılanacağının iş bu tutanakla sabit olduğunu, Davacı şirketin müvekkil şirket hesaplarına gönderdiği ödeme tutarları sondaj çalışması yapılması işi için olup müvekkil şirket tarafından sondaj çalışması için bu paraların kullanıldığını, müvekkilinin üzerine düşen sondaj işlerini yaptığını, davacı şirket tarafından maden işletmesine ait … ve … sicil numaralı IV grup arama ruhsatına ilişkin ruhsat harcı ödenmediğinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09/10/2018 tarihli yazısı ile ruhsatın iptal edildiğini,adi ortaklık konusu maden işletmesi faaliyete geçemediğini, Davacının başlattığı takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini, ayrıca yasal şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi’nce 01/03/2022 tarihli ara karar ile: “Somut olayda, dava konusu alacağın mevcut olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirmektedir. Bu durumda muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden İİK 257/1.fıkrası şartları oluşmamıştır. Borçlunun adresinin belli olması ve taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye hazırlandığı ya da mal kaçırdığı veya alacaklının hakkını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu yolunda herhangi bir delil ibraz edilmemiş olması karşısında İİK257/2.fıkrası şartları da oluşmamıştır” denilerek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Somut olayda yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, davalının kötü niyetli olduğunu, davacının , ilgili idareye ödenmek üzere ruhsat harcını davalıya ödediğini, bu durumun sözleşme ile de sabit olduğunu ,ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu beyanla kararın kaldırılmasına talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup takip ve dava konusu alacak adi ortaklık için verilen paradan kaynaklanmaktadır.Davacı yargılama sonunda hükmedilecek alacağını teminat altına almak üzere ihtiyati haciz talep etmektedir. İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmüne yer verilmiştir.Tarafların beyanlarından ve dosya kapsamından; taraflar arasında imzalanan 13/10/ 2017 tarihli tutanak ile … ve … sicil numaralı IV grup arama ruhsatına haiz sahada maden işletmesine yönelik faaliyet göstermek üzere davacı ve davalı ile dava dışı üçüncü kişinin aralarında bulunduğu üç ortaklı bir adi ortaklık kurulduğu,ortaklık payının % 33’er olarak belirlendiği, protokolün üçüncü maddesi ile; sondaj ve ruhsat işlemleri için gereken masrafların davacı tarafından sarf olunmasının kararlaştırıldığı, bu kapsamda davacı tarafından davalıya bir kısım para transferleri yapıldığı ancak ruhsat alınamadığından adi ortaklığın faaliyete geç(e) mediği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının davalı tarafa adi ortaklık kapsamında gönderdiği para miktarı dosyaya ibraz olunan dekontlar, çek kayıtları vs deliller ile sabit olup adi ortaklığın fiilen faaliyete geçmediği de tartışmasızdır.Davacı yaklaşık ispat koşulunu yerine getirmiş olup alacak muaccel ve rehin ile temin edilmemiştir.İİK 257/md gereğince ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu anlaşılmasına rağmen ilk derece mahkemesince aksi görüş ile talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmekle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden, 1- “DAVACININ İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN KABULÜNE, İİK’nın 257. maddesi gereğince, talep gibi, davacının 240.000,00 TL tutarındaki ana para alacağının % 15’i oranında nakdi teminat yatırılması ya da banka teminat mektubu sunulması halinde, davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacakları üzerinde borca yeter miktarı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, 2- Teminatın ilk derece mahkemesince alınmasına ” karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden; 1- DAVACININ İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN KABULÜNE, İİK’nın 257. maddesi gereğince, talep gibi, davacının 240.000,00 TL tutarındaki ana para alacağının % 15’i oranında nakdi teminat yatırılması ya da banka teminat mektubu sunulması halinde, davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacakları üzerinde borca yeter miktarı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, 2- Teminatın ilk derece mahkemesince alınmasına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin esas kararla birlikte mahkemesince değerlendirilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/07/2022