Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1763 E. 2023/139 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1763
KARAR NO: 2023/139
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2022
NUMARASI: 2021/772 E – 2022/268 K
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Bakırköy … Noterliği’nin 27/05/2021 tarih ve … yevmiye numarasıyla onaylanan sözleşmeyle “… İş Ortaklığı” ismiyle iş ortaklığı kurulduğunu, İş Ortaklığı’nın çalışma alanının Suluova Belediye Başkanlığı Su İşleri Müdürlüğü nezdinde yapılacak işler olduğunu, mezkur sözleşmeyle davalı şirket vekiline temsil ve ilzam yetkisi verildiğini, davalı şirketin sözleşmedeki temsil ve ilzam yetkisini kullanırken müvekkiline bilgi ve hesap vermediğini, malzeme alımında teklif almaksızın alım yaptığını, bazı alım-satımları usulsüz bir şekilde kendi namına yaptığını, idare tarafından ortaklık hesabına gönderilen hakediş bedellerini kendi hesabına ve başkaca hesaplara gönderdiğini ve böylece görevini ihmal ettiğini ve kötüye kullandığını, müvekkilince 08/10/2021 tarihinde İzmir …Noterliği’nin … yevmiye numaralı azilname-ihbarnamesiyle, sözleşmeyle verilen temsil ve ilzam yetkisinin haklı sebeplerle kaldırıldığını, bu ihbarname-azilnamenin aynı zamanda ortaklık hesabının bulunduğu … Bankası A.Ş.’ye, Suluova Belediyesi’ne ve gerçek şahıs davalı vekili …’ya gönderildiğini, … Bankası A.Ş.’nin bu durumu derhal ortaklık hesabına şerh düştüğünü ve davalının ve vekilinin tasarruf edemeyeceğini kayıtlarına işlediğini, Suluova Belediyesi’nin ise Suluova … Noterliği’nin 19/10/2021 tarihli ve … yevmiye numaralı bildirimiyle haklı sebeplerin bildirilmesini talep ettiğini, davalının ise ihbarname-azilnameye ilişkin Bakırköy …Noterliği’nin 12/10/2021 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabında ihbarnamenin geçersiz olduğunu ve hukuki sonuç doğurmayacağını bildirdiğini, bu defa müvekkilince Urla … Noterliği’nin 02/11/2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle haklı sebeplerin bildirildiğini, davalının başka bir banka hesabı açarak idareye bildirmesi halinde müvekkilinin onayı alınmadan davalıya ödeme yapılmaması hususlarının davalı, davalı vekili ve Suluova Belediyesi’ne tebliğ edildiğini, müvekkilinin açık ihtarına rağmen, davalı tarafından başka bir banka hesabı açıldığını, idareye bu yeni banka hesabının bildirildiğini, idare tarafından da müvekkilince hiç bildirim yapılmamış gibi davalıya 01/11/2021 ve 05/11/2021 tarihinde iki kalemde yaklaşık 1.500.000 TL ödeme yapıldığını, davalının gelen bu ödemeyi de kendi hesaplarına ya da başkaca hesaplara aktardığını, davalının bu hileli işlemlerinin ortaklık ilişkisinin gerektirdiği dürüstlük ve güven ilişkisine tamamen aykırı ve ortaklık gelirinin hileli bir şekilde kaçırılmasından ibaret olduğunu, davalının bu fiilleri sebebiyle müvekkilinin davalıya hiçbir güveninin kalmadığını, öncelikle ortaklık sözleşmesiyle davalıya verilen yetkinin temsil yetkisi olduğunun açık olduğunu, ayrıca temsil yetkisinin önemli tasarruf işlemlerini kapsaması için Türk Borçlar Kanunu’nun 637/3 fıkrası gereğince yetki belgesinde açıkça yazılı olması gerektiğini, ortaklık sözleşmesinde temsil ve ilzam yetkisi verilirken önemli tasarruf işlemlerine ilişkin hiçbir ibare bulunmadığını, kaldı ki davalının yönetim yetkisinin olduğu kabul edilse dahi Türk Borçlar Kanunu’nun 629/2 fıkrası gereğince haklı nedenle yönetim yetkisinin kaldırılabileceğinin kanunda açıkça düzenlendiğini, davalının yukarıda anlatılan sebeplerle haklı olarak temsil ve ilzam yetkisinin kaldırıldığını beyanla davalının/davalı vekilinin “…-… İş Ortaklığı”na ilişkin temsil, ilzam, tasarruf ve yönetim yetkisinin kaldırıldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eksik taraf teşkili itirazlarının olduğunu, … TC Kimlik nolu …’nun adi ortaklığı temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılması talep edildiği halde, davalı olarak gösterilmediğini, adi ortaklık temsilcisi … davalı olarak gösterilmediği için HMK’nın 27.maddesine göre davanın esası hakkında bir karar verilmesinin mümkün olmadığını, adi ortaklık sözleşmesine göre, müvekkilinin adi ortaklığı temsil ve ilzam yetkisi olmadığını, davanın muhatabının, ortaklık sözleşmesiyle dış temsilci olarak atanan … olduğunu, bu sebeple husumet itirazında bulunduklarını, davacının adi ortaklık temsilcisinden evvelce bilgi talebinde bulunmadığı için davada özel dava şartının eksik olduğunu, davacının adi ortaklık hesaplarına dair bilgi verilmediği, malzeme alımında teklif almaksızın alım yapıldığı, usulsüz alım satım yapıldığı, ortaklık hesabına gelen paraların usulsüz şekilde müvekkilinin kendi banka hesabına veya başka hesaplara aktarıldığı iddialarının tümünün uydurma olduğunu, Suluova Belediye Başkanlığı Su İşleri Müdürlüğü nezdinde müştereken yapılması gereken 9.813.000 TL tutarındaki ihale konusu işin tamamının emek ve finansman olarak müvekkili tarafından yapıldığını, davacının adi ortaklığın üstlendiği işin yapımında sermaye veya emek olarak hiçbir katkı vermediğini, 148.900 TL tutarındaki ihale damga ve karar pulunun bile müvekkili tarafından yatırıldığını, davacının sadece idareye verilen teminat mektubunun bir kısmını karşıladığını, bunun dışında işe hiçbir katkısının olmadığını, Adi Ortaklık Sözleşmesine ait yükümlülüklerinin hiçbirisini yerine getirmeyen davacının, adi ortaklığın yüklendiği işi tek başına finanse eden, sırtlayan ve geçici kabul aşamasına getiren müvekkilini suçlayan ithamlarının tümünün asılsız olduğunu, ortaklık hesabına gelen paraların yine ortaklığın borçlarının ödenmesi veya malzeme alımı için kullanıldığını, ortaklık hesaplarındaki paranın usulsüz olarak kullanıldığı iddiasının da uydurma olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, haklı sebepler, özellikle yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesi durumlarında vardır” şeklinde düzenlenmiş olup, maddede açıkça ifade edildiği üzere haklı bir sebebin varlığı halinde ortaklardan her birinin kaldırabileceği yetki, yönetim yetkisidir ve yine ortaklardan birine verilmiş olması gerektiği,somut davada adi ortaklık sözleşmesi ile davalı şirkete ortaklığı yönetim yetkisi verilmediği gibi temsil yetkisi de verilmediği, dava dışı …’ya, TBK’nın 625/3. maddesi uyarınca, ortaklık kaşesi üzerine atacağı münferit imza ile ortaklığı temsil yetkisi verildiği, dava dışı …’nun , davacı tarafın iddia ettiği gibi temsilci olan davalı şirketin gerçek kişi temsilcisi olarak, davalı şirket kaşesi ile ve münferit imza ile işlem yapmak üzere atanmadığı gerekçesi ile; Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davacının davalı vekili …’ya davalı adına verildiği açık olan temsil ve ilzam yetkisinin kaldırıldığının, aksi düşünülürse yönetim yetkisinin tespitine/kaldırılmasına ilişkin açılan dava, mahkemece yetkinin temsil yetkisi olduğu kanaatine varılmasına karşın vekaleten verilmediğinden ve temsilcinin davalı vekili olmadığından bahisle reddedildiğini,oysa 27/05/2021 tarihli İş Ortaklığı Sözleşmesinde açıkça ” … San.ve Tic.Ltd.Şti vekili … Ortak Girişim kaşesi üzerine atacağı münferit imza ile Ortak Girişimi temsil ve ilzam edeceklerdir” şeklinde yazıldığını , yetkinin davalıya vekaleten vekiline verildiği ve vekilinin işlem yapabileceği hususunda hiçbir tereddüde yer olmadığını, vekaleten ibaresinin sözleşmede yazıldığı ifade edilmesine rağmen kontrolün yapılmadığı ve tartışma yapılmadan karar verildiğini,istinaf başvurusu bakımından tartışılacak tek hususun temsil ve ilzam yetkisinin vekaleten verilip verilmediği olduğunu,sözleşme incelendiğinde “vekili” ibaresinin yazılı olduğunun kolaylıkla görüleceğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, adi ortaklıkta temsil yetkisinin kaldırıldığının tespiti talebine ilişkindir. Taraflar arasında Bakırköy … Noterliği’nin 27/05/2021 tarihli ve … yevmiye sayılı iş ortaklığı sözleşmesinde, Suluova Belediye Başkanlığı Su İşleri Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarılan içme suyu arıtma tesisi inşaatı işini müştereken ve müteselsilen ikmal etmek üzere kurulan adi ortaklığa dair sözleşmenin 6. maddesinde ortaklığın tüm görevlerinin yerine getirilmesinden ortakların müşterek ve müteselsilen sorumlu olacakları kabul edildiği,ayrıca ortaklığın temsil ve ilzamı başlıklı 4. maddesinde ortaklığı Suluova Belediye Başkanlığı Su İşleri Müdürlüğü ve işveren idare dışındaki tüm kurum, kuruluş ve 3. şahıslar nezdinde … vekili …’nun ortak girişim kaşesi üzerine atacağı münferit imza ile temsil ve ilzam edeceğinin belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafın bu dava açılmadan önce 08/10/2021 tarihli azilname ile verilen temsil yetkisinin geri alındığını bildirmiş,buna karşılık davalı ile dava dışı … 12/10/2021 tarihli ihtarnamesi ile azlin geçersiz olduğunu davacıya ihtar etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ” Ortaklığın Yönetimi” başlıklı 625.maddesinde; ” Yönetim, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahiptir. Ortaklık, ortakların tümü veya birkaçı tarafından yönetilmekte ise, bunlardan her biri, diğerleri katılmaksızın işlem yapabilir; ancak ortaklığı yönetmeye yetkili olan her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz etmek suretiyle, bu işlemin yapılmasını engelleyebilir. Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığın olağan dışı işlerinin yürütülmesi için, bütün ortakların oybirliği gereklidir. Ancak, gecikmesinde sakınca olan hâllerde, bu konuda yönetici ortaklardan her biri yetkilidir” ” Yönetim Yetkisinin Kaldırılması ve Sınırlanması” başlıklı 629.maddede ise; ” Ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmaksızın, diğer ortaklarca kaldırılamaz ve sınırlanamaz. Ortaklık sözleşmesinde yetkinin kaldırılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunsa bile, haklı bir sebep varsa, diğer ortaklardan her biri yönetim yetkisini kaldırabilir. Haklı sebepler, özellikle yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesi durumlarında vardır.” denilmektedir. Davacı bu davadaki asıl talebi davalı tarafça ,aralarındaki adi ortaklık sözleşmesine konu olan, davalının ve davalı vekilinin, temsil, ilzam, tasarruf ve yönetim yetkisinin kaldırıldığının tespitine/kaldırılmasına yöneliktir. Buna rağmen davacı vekili 07/04/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında “biz yönetim kayyumu atanmasını talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davanın konusu yönetim kayyımı atanmasına yönelik değildir.Bu konuda ıslah bulunmadığı gibi,sadece ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin yönetim kayyımı atanması talebinin tedbir talebi niteliğinde olup olmadığı da açıklanmamıştır. Ayrıca ortaklığın temsil ve ilzamı başlıklı 4. maddesinde ortaklığı Suluova Belediye Başkanlığı Su İşleri Müdürlüğü ve işveren idare dışındaki tüm kurum, kuruluş ve 3. şahıslar nezdinde … vekili …’nun ortak girişim kaşesi üzerine atacağı münferit imza ile temsil ve ilzam edeceğinin belirtilmiştir. Dava dışı atanan temsilci … tarafından davalı şirket vekili olarak sözleşmede imza bulunduğu,…’nun hem davalı vekili hemde adi ortaklık temsilcisi olduğu açıktır. Ancak mahkeme davada taleple bağlıdır. Davada adi ortaklığın haklarının ve malvarlığının korunması yönünden tedbir niteliğinde yönetim kayyımlığı talebi olmayıp ,sadece ön inceleme duruşmasında davanın esasına yönelik yönetim kayyımlığı talep edilmekle ,bu yönden davada adi ortaklığın feshinin talep edilmediği gözetilerek, uyuşmazlığı çözer nitelikte esasa yönelik yönetim kayyımlığı kararı verilemeyeceğinden,sonuç olarak mahkemenin davanın reddine dair kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/01/2023