Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1648 E. 2023/689 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1648
KARAR NO: 2023/689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2022
NUMARASI: 2022/285 E – 2022/322 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili davacı ile davalının şirketi … Ticaret Ve Limited Şirketi arasında; … plakalı … marka aracın işletilmesi ilgili kar payı sözleşmesi yapıldığını, bu anlaşma gereği davalının her ay müvekkiline %50 kâr payını yatırması gerektiğini, müvekkilinin bu nedenle 130.000,00 TL davalıya verdiğini, davalının şirketine ait taraflar arasında ticari ilişkisi kurulmuş olup davalı tarafından … plakalı … marka araca rehin koyulduğunu, davalı tarafın davacıya her ay 2.500,00 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, ilk aylar bu paranın yatırıldığını sonrasında ise yatırılmadığını, müvekkilinin rehin alacağı için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını ve Gaziosmanpaşa … icra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası üzerinden aracın ihaleye çıkarıldığını, müvekkilinin bu ihaleye girerek aracı satın 125.000,00 TL’yi aldığını, takip neticesinde geriye kalan alacak için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalının şirketi olan … Tic. ve Limited Şirketi’ne karşı takibe devam edildiğini, ancak başka bir malvarlığı bulunmadığının anla- şıldığını , şirket merkezine haciz için gidiliğinde … Ticaret ve Limited Şirketinin orada olmadığının anlaşıldığını, bunun üzerine sözleşmenin kefili sıfatı ile kalan borçla ilgili olarak bu kez davalıya karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı tarafından bu takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz itiraz ederek takibi durdurduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin deva- mına, davalının %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi henüz davalıya tebliğ edilmemiş, dilekçelerin teatisi tamamlanmamıştır. İlk Derece Mahkemesi’nce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu ;” somut olayda davacının tacir olmadığı, adi ortaklığın Borçlar Kanunu’nda düzenlendiği, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu ” gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde: davanını esasına ilişkin beyan ve itiraz hakkı saklı kalmak kaydı ile , davaya konusu alacağın davacı ile dava … Ltd.Şti arasında akdedildiği iddia olunan sözleşmeye dayandığını, sözleşmenin taraflarından birinin ticari şirket olduğunu , kar ortaklığı sözleşmesi gereğince diğer tarafın da tacir olduğunu , davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi ge- rektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tari- hinden sonra 15/04/2022 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da taraf- ların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 inci maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında re’sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava ,adi ortaklıktan kaynaklanan alacak ile ilgili takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Her ne kadar adi ortaklık sözleşmesinin TBK’ da düzenlenmiş ise de, bu durum adi or- taklıktan kaynaklanan iş bu davanın doğrudan doğruya Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesini gerektirmez. Davacı ve davalı gerçek kişi olup dosya içinde ticaret sicil kayıtları bulunmamaktadır. İTO’nin WEB sitesinden re’sen yapılan sorgulamada davacı …’ın dava dışı …Tic. Ltd.Şti’nin tek ortağı ve yetkilisi, davalı …’in ise … ve San. Tic. Ltd.Şti ile … Tic. Ltd. Şti’nin tek ortağı ve yetki- lisi olduğu anlaşılmakta ise de, tacir sıfatının bizzat şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, şirket ortağı veya yöneticisine tacir sıfatı kazandırmayacağı gözetilmelidir. Dosya kapsamında tacir araştırması yönünden yapılmış bir araştırma bulunmadığı görülmektedir. Buna göre mahkemece; öncelikle, dava dilekçesinin davalıya tebliği ile dilekçeler aşamasının tamamlanması, sonrasında, davacı ve davalı tarafın vergi kayıtları, vergi matrahları, ticaret sicil ve esnaf oda kayıtlarının celbi, Bakanlar Kurulu’nca çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırının dosyaya alınması ile tarafların “tacir” ve/veya ” esnaf” olup olmadık- ları, işletmelerinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, hangi usule göre defter tuttukları, davanın ticari işletmeleri ile ilgili olup olmadığı, TTK 4 ve 5.md gereğince, ticaret mahkemesi sıfa- tıyla faaliyet gösteren mahkemenin iş bu uyuşmazlığın çözümünde görevli olup olmadığının, yani göreve ilişkin dava şartının bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/03/2023