Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1645 E. 2022/2033 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1645
KARAR NO: 2022/2033
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 15/12/2021
NUMARASI: 2021/740 E
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’nin maliki bulunduğu İstanbul, Tuzla, … bölgesinde mevcut 91 hektar kadar (913.484,96 m2) alanlı olan taşınmazları konusunda; TOKİ iştiraki olan diğer davalı … Tic. A.S ile … Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi arasında 27.12.2010 tarihli bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeye göre; taşınmazlar üzerinde, TOKİ tarafından “hazırlanacak imar planları ve kentsel tasarım projesi doğrultusunda; lojistik tesis, kargo depolama, konut, rezidans, turizm tesisi, iş yeri, sosyal vs. tesislerden oluşan bir proje gerçekleştirilmek amacıyla en yüksek arsa karşılığı gelirin elde edilmesi ve elde edilecek gelirin %75 Kooperatif, %25 EPP arasında paylaşılması” husunun öngörüldüğünü, sözleşmenin yapıldığı tarihte müvekkilinin Tuzla, … mahallesi, … Pafta, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı 18 adet parselin (toplam 913.484,96 m2) maliki olup, sözleşmenin bu taşınmazlar hakkında yapıldığını ve sözleşmede yazılı %10 teminat bakımından ilk olarak 32.500 m2 alanlı 863 parselin tamamının 10.03.2011 tarihli resmi senetle TOKİ-EPP’ye devredildiğini, tüm parsellerin bulunduğu alanı da kapsayan bölgenin 06.05.2011 tarihli Başbakanlık oluru ile gecekondu önleme bölgesi ilan edildiğini ve planlamaya dair TOKİ’nin zaten var olan yetkisinin bu karar ile mutlak olarak TOKİ’ye geçtiğini, kooperatife devredilen taşınmazların bir kısmının bulunduğu alan ve çevresinin Havalanı II.Pist projesi ile birlikte kentsel dönüşüm, gelişim ve lojistik projelerinin gerçekleştirilmesi amacıyla 16.12.2011 tarih, 7313 sayılı Başbakanlık Oluru ile kamulaştırılmasına karar verildiğini, trampa yoluyla kamulaştırılan taşınmazlardaki satış yasağının ve TOKİ’nin ön alım hakkındaki şerhlerin TOKİ tarafından yazılan bir yazı ile kamulaştırma bedeline kaim olmak üzere verilen yeni taşınmazlarının tapu kayıtlarına aktarıldığını, TOKİ’ye yapılan her iki devirinde sözleşmeyi akim kılmak ve hissenin geri alınmasını önlemek için 3 davalı tarafından işbirliği içinde hareket edilerek sözleşmeye ve hukuka açıkça aykırı iyi niyet kuralları ile de bağdaşmayan iki devirle müvekkili şirketten hisseyi kaçırma ve hukuksuz olarak el koyma amaçlı, muvazaalı işlemler olduğunu beyan ederek TOKİ adına kayıtlı İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Ada, … nolu, 260.489,41 m2 alanlı parselin 1/4 pay hissenin (65.122,35 m2) TOKİ tarafından 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi, sair her türlü ayni hak ve mükellefiyetlerle haciz ve kuvvetlendirilmiş şahsi haklarla kısıtlanmasının önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu talepleri uygun görülmezse İstanbul, Tuzla, …, … Pafta, … parsel nolu 22.125,00 m2 alanlı parselin teminat olarak kabul edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 04/11/2021 tarihli ara kararla; ” İhtiyati tedbir talebine konu taşınmazla ilgili UYAP üzerinden alınan tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazın …/… hissesinin … A.Ş. Adına, …/.. hissesinin ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. HMK’nun 389.maddesinde; ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi nazara alınarak davacı tarafın tedbir talebi yerinde görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleriyle 1-İhtiyati Tedbir talebinin kabulü ilex davaya konu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … Ada, … nolu parsel de bulunan 260.489,41 m2 miktarlı taşınmazdaki davalı TOKİ’nin …/… PAYI ÜZERİNE 3.KİŞİLERE DEVİR VE TEMLİKİNİN ÖNLENMESİ BAKIMINDAN İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, 2-Davacı üzerine kayıtlı İstanbul, Tuzla, …, … Pafta, … parsel nolu 22.125,00 m2 alanlı parsel nitelikli taşınmazın nitelikleri, değeri belirli olmadığı gibi hisseli olması nedeniyle teminat olarak kabulü talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça teminata ilişkin olarak, davalı tarafından ise ihtiyati tedbire itiraz edilmiş, mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinden sonra mahkememize vermiş olduğu 23/11/2021 tarihli dilekçesi ile; 04/11/2021 tarihli tedbir kararında belirlenen 5.862.000,00 TL. tutarındaki teminat mektubunu sunduklarını, dava konusu taşınmazın hissesine ilişkin verilen tedbir kararının infaz edilmesini talep ettiği ve mahkememizce kararın infazı için Tuzla tapu müdürlüğüne yazı yazıldığı, Tuzla Tapu müdürlüğünün 28/11/2021 tarihli cevabi yazıları ile tedbir kararımız doğrultusunda ihtiyati tedbir tesisi işleminin yapıldığı bildirilmiştir. HMK’nun 389.maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yada ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Bu davanın konusu ise Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … nolu parselin 1/4 payının davalı TOKİ üzerine olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescili davası olduğu, yargılama aşamasında taşınmazın el değiştirmesi halinde taraflar yönünden telafisi imkansız zararlar doğabileceği, bu nedenle taşınmaz üzerine konulan tedbir kararın da usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılarak davalı tarafın tedbire itirazının reddine, Davacı tarafın nakdi teminat yada kesin ve süresiz teminat mektubu sunulması yönündeki ara karara karşı gayrimenkule teminatın kaydırılması talebi ile yaptığı itirazın aşağıda belirtilen gerekçe ile reddine, davalı tarafın tedbirde alınan teminatın yükseltilmesi yönündeki itirazının; alınan teminat miktarının makul ve yeterli olduğu” gerekçeleriyle 1-Davalı tarafın mahkememizin 04/11/2021 tarihli tedbire itirazının reddine, 2-Her ne kadar davacı vekili teminat mektubunun iadesi ile 697 parsel sayılı taşınmazın teminat olarak kabulünü talep etmiş ise de; 697 parsel sayılı taşınmazın Asliye Hukuk mahkemesinde Kamulaştırmasız el atma davasına konu olduğu, mülkiyeti ile ilgili ihtilaf oluştuğu için, teminatın bu taşınmaza kaydırılması talebinin reddine, 3-Davacı vekilinin 14/12/2021 tarihli dilekçesindeki 697 parsel sayılı taşınmazın teminat olarak kabul edilmemesi halinde dava dışı bir şirkete ait olan Çekmeköy’deki 9 adet parsel sayılı taşınmaza teminatın kaydırılması talebinin ise; bu taşınmazın davacı tarafa değil, dava dışı bir şirkete ait olduğu, teminat olarak kabulünün mümkün olmadığı ve ilgili şirket yönünden de bağlayıcı olmayacağı anlaşılmakla, davacı tarafın tedbirde alınan teminat mektubunun iadesi, teminatın bu taşınmaza kaydırılması talebinin de reddine, 4-Davalı tarafın tedbirde alınan teminatın yükseltilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; tedbir kararına itiraz ve cevap dilekçelerinde belirttikleri “sözleşme özgürlüğü ilkesi”, “sözleşmenin nisbiliği” “borç ilişkisi” ve “basiretli bir tacir gibi davranma külfeti” ile ilgili beyanları tekrar ettiklerini, idareleriyle akdedilmiş bir sözleşme olmadığı gibi karşı tarafın soyut beyanları ile bu ilişkinin bir tarafı haline getirilmeye çalışılmaktan öte hiçbir yasal dayanak, bilgi ve belgenin dosyaya yansımadığını, anlamda itiraz dilekçesini tekrar ettiklerini, – İhtiyati tedbir kararının yasanın aradığı şartlara uygun olmadığı gibi, teminat miktar ve oranının da uygun olmadığını, davacının dayandığı eylem, işlem ve sözleşmenin tarafı olmadıkları hususunda hiçbir kuşku olmadığını, aksi yönde dosyaya sunulmuş hiçbir bilgi ve belge de bulunmadığını, hal böyle iken tedbir kararının doğrudan İdarelerine ait olan taşınmaz üzerine konulmasının açıkça hukuka aykırı olduğu gibi, tedbirin kararının da bu yönüyle de gerekçesiz olduğu dikkate alındığında kaldırılması gerektiğini, davacı “haklılığını kuvvetle muhtemel” olacak şekilde ispat edemediğini, iddialarının kanunun ifadesi ile “yasal delilleri ile” ispat edemediğini, mahkemece tedbire ve şartlarına ilişkin ayrıntılı bir değerlendirme yapılmadığını, teminat miktarının da yasanın, fiili durumun ve hakkaniyetin öngördüğü şekilde miktar ve oran olarak takdir edilmediğini, kararın da gerekçeli şekilde yazılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, davacı şirket ile davalı … Tic. A.Ş arasında, taşınmazların bulunduğu alanda plan ve imar uygulaması yapılarak proje geliştirilmesinin amaçlandığı, sözleşme gereği Kooperatif hisselerinin %10 unun EPP ye devredildiği, plan ve imar uygulaması yapılarak … ada … parselde … Kooperatifi ve … Tic. A.Ş. nin hissedar olduğu, sözleşme gereği … ada … parselin 1/4 hissenin (65.122,35m²) EPP’ye devredildiği, EPP’nin sözleşme hükümlerinin dışında taşınmazdaki hissesini davalı TOKİ’ye sattığını, yapılan devrin sözleşmeye aykırı olduğu, sözleşmenin hükümsüz olduğu iddiasıyla … Ada … sayılı parselin 1/4 payının (65.122,35 m2) TOKİ adına olan kaydının iptali ile üzerindeki takyidatlardan ari olarak tapuya kayıt ve tesciline; tapu iptalinin mümkün olmaması halinde, HMK 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak şimdilik 117.220.230,00 TL taşınmaz pay değerinin, 29.05.2015 tarihindeki devir tarihinden, ademi kabul halinde dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; taşınmazların yargılama boyunca üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerine ilişkindir. HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.”.
İhtiyati tedbir talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı sebepleri açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimali de gözetilmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyatitedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyatitedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Her somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir. İhtiyati tedbirin şartları mevcut değilse, yasanın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyatitedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Somut olayda, dava dilekçesine taraflar arasındaki protokollerin eklendiği, dayanak sözleşmede davalı tapu maliki TOKİ’nin taraf olmadığı, davacının tapu iptal talebinin yargılama sırasında tartışılacağı, ancak yaklaşık ispatın dilekçe ile gerçekleşmemiş olduğu, yargılama sonunda davacı tarafça terditli olarak ileri sürülen tazminat talebinin değerlendirilme ihtimali bulunduğu, dava yazısında ihtiyati haciz talebinin de bulunmadığı hususları birarada değerlendirildiğinde, ihtiyati tedbir yoluyla taşınmazın üçüncü kişilere önlenmesine dair kararın ölçülü olmadığı değerlendirilmektedir. Bu itibarla; davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüyle 18/05/2022 tarihli ara kararın kaldırılarak yeniden ara karar hakkında; davalının itirazının kabulüyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince 18/05/2022 tarihli ara kararın kaldırılarak yeniden ara karar hakkında; Davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının kabulüyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin esas kararla birlikte mahkemesince değerlendirilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/06/2022