Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1545 E. 2022/2029 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1545
KARAR NO: 2022/2029
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2022
NUMARASI: 2021/195 E – 2022/310 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Tic. A.Ş.nin fabrikasının İstanbul-Levent semtinde kurulu bulunduğunu, davalı … A.Ş. ile … nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı kurum tarafından düzenlenen 31.7.2014 tarihli faturanın 23.172.80-TL gibi oldukça yüksek düzenlenmiş olduğunu, bu faturanın düzeltilmesi için yapılan başvuruya verilen cevapta, tesisatın … marka …9847 seri numaralı sayacının 16.5.2014 tarihinde değiştirildiğini, 15.5.2013-16.5.2014 aralığı için 63000 kWh eksik tüketim hesabı yapıldığının belirtildiği, yapılan itirazdan bir sonuç alınmayınca müvekkilinin davalı kurumla taksitlendirme protokolü yaparak anılan fatura borcunu ödemek zorunda kaldığını, normalde fabrikanın bir aylık elektrik faturasının 3.000-4.000- TL aralığında olduğunu beyanla; müvekkilinin dava konusu faturaya istinaden 63000 kWh elektrik tüketimine karşılık gelecek kadar borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinden haksız tahsil edilen 18.270,00-TL’nin davalıdan istirdadına, %20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … numaralı tesisatta … marka … seri numaralı sayacın 16.05.2014 tarihinde müvekkili şirket elemanlarınca değiştirildiğini, 22.05.2014 tarihli laboratuar sonucunda “ Sayacın klemens kapağı açılma ikaz anahtar devresi arızalı. Eski-yeni sarfiyat tetkiki uygundur.” tespiti yapıldığını, tespit ve hesaplamalarda herhangi hukuka aykırılık bulunmadığını, laboratuvar tetkiki, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yetki belgesine sahip sayaç ölçü ayar ve tamir istasyonu ve personeli tarafından yapılmış olduğunu b ileri sürerek reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda 26/03/2019 tarihli kararla davanın kısmen kabulü ile 17.656,74 Tl nin son ödenme tarihi olan 15.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda25/02/2021 tarih ve 2019/1176 E-2021/546 K sayılı kararımızla tarafların istinaf talebinin kabulüyle raporlar arasındaki çelişkiyi giderir ve yönetmeliğe uygun hesaplama içeren rapor alınması için kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince “Kaldırma kararı sonrası yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu belirlendiği üzere raporda ayrıntılı biçimde sunulan değerlendirmelerde Dava konusu 2014/07 dönemine ilişkin elektrik faturası, 30.06.2014 – 30.07.2014 döneme 15.05.2013 – 16.05.2014 arasındaki döneme ilişkin ek tüketim faturasından oluşan bileşik bir faturadır. 9.805,33 TL olarak belirlenmiştir. Davacı şirketin ödediği bedel 19.935,01 TL, Davacı şirketin kullandığı elektriğin bedeli 9.805,33TL, Davalı şirketin davacıya iade etmesi gereken bedel 10.129,68 TL dir. Davalı şirketin, davacı şirkete 10.129,68 TL ödemesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Davacı vekilinin mahkememize sunduğu ödeme makbuzlarından bu bedelin taksitler halinde ödendiği son ödeme tarihinin 15.12.2014 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacının ödemesi gereken miktar fatura miktarından düşülmek suretiyle belirlenmiş bakiye 10.129,68-Tl nin ödendiği tarihi olan 15.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleriyle 1-İş bu davanın kısmen kabulü ile 15.12.2014 Tl nin son ödenme tarihi olan 15.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda açık bir matematik hatası olduğunu, rapora itiraz dilekçelerinde açık olarak belirtilmiş olmasına itirazlarının dikkate alınmadığını, -Bilirkişi raporunda, fatura toplamı 23.171,80 TL iken ve eksik tüketim bedeli ise 5.470,96 olarak tespit edilmiş iken söz konusu mahsup işlemi esnasında mahsup işleminin 23.172,80 TL’lik fatura baz alınmak suretiyle yapılmaması ve dahası mahsup işlemine Normal Tüketim Bedeli olan 4.334,37 TL’nin dahil edilmiş olması ve tüm bu mahsup işlemi yapılırken ise Fatura Bedeli olan 23.172,80.-TL’nin değil, düşme işleminin 19.805,33.-TL üzerinden yapılmasının matematiksel bir hata olduğunu, -Raporunda, olağan kullanım dönemi olan 30.06.2014 – 30.07.2014 arasındaki kullanılan elektrik bedelinin 4.334,37.-TL olduğu, EKSİK TÜKETİM BEDELİ OLARAK geriye dönük şekilde 12 ay olmak üzere hesaplanan 15.05.2013- 16.05.2014 arası dönemdeki elektrik tüketim bedelinin ise 5.470,96.-TL olduğunun belirtildiğini, -12 aylık süre üzerinden eksik tüketim hesabının yapılması kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, somut olayda doğru bulgu ve belgenin bulunmadığını, zira sayaç muayene raporunda, sayacın ne kadar eksik tüketim yaptığına ilişkin somut bir bilgi ve hesabın bulunmadığı gerek dosya kapsamında alınmış bilirkişi raporları gerekse de sayaç muayene tutanağı incelendiğinde rahatlıkla görülebildiğini, bu durumda 12 aylık süre hesabı yapılmasının mümkün olmadığını, -Bilirkişi raporunda “ihtilaflı dönemin ortalama günlük tüketimi, geçmiş dönemin ortalama günlük tüketiminden daha fazla olduğundan sayacın tüketimi eksik kaydetmediği kanaati oluşmaktadır.” tespiti yapıldığını, sayacın eksik tüketim kaydetmediği sabit olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacıya ait … numaralı tesisatta … marka … numaralı sayacın 16.05.2014 tarihinde müvekkili şirket elemanlarınca değiştirildiğini, 22.05.2014 tarihli laboratuvar sonucunda “Sayacın klemens kapağı açılma ikaz anahtar devresi arızalı. Eski-yeni sarfiyat tetkiki uygundur.” tespiti yapıldığını, bu hususun gerek bozma öncesi alınan bilirkişi raporlarında, gerekse ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bozma sonrası düzenlenen bilirkişi raporu ile de tespit edildiğinden davacı yana ait sayacın eksik tüketim kaydettiğinin sabit olduğunu, -Raporda yapılan hesaplamanın mevzuata aykırı olduğunu, bilirkişi yeni dönemde kurulu güç artışı olduğundan bahisle oranlama yapmak suretiyle hesaplama yapmasının hatalı olduğunu, davacı ile yapılan sözleşmenin başlangıcından itibaren tesisatta kurulu gücün 150,00 kW’ olduğunu, gerek eksik tüketim dönemi gerekse de hesaplamaya esas alınan dönemde herhangi bir güç artırma işlemi yapılmadığını, dolayısıyla eksik tüketimin gerçekleştiği dönem ve faturalandırmada esas alınan sayaç takıldıktan sonraki iki dönem tesisat kurulu gücü aynı olup; oranlama suretiyle yapılan hesaplamanın eksik ve hatalı olduğunu, -Raporu düzenleyen bilirkişi …’nın tarafsız olmaktan uzak , denetime ve hüküm kurmaya elverişsiz raporlar tanzim ettiğinden unvanına olan inanç ve güvenleri olmadığını, bu nedenle kendisinin düzenlediği hiç bir rapora itibar edemeyeceğklerinden11.10.2021 tarihli dilekçeleri ile ile bilirkişi seçimine itiraz etmelerine rağmen itirazlarının değerlendirilmediğini, -Ek rapor taleplerinin kabul edilmediğini, davacının dava dosyasında da sunulu olan taksitlendirme protokolü ile borcu kabul ettiğini ve hiçbir ihtirazi kayıt olmaksızın ödeme yaptığını, istirdatının istenmesi kötü niyetli olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, eksik tüketim tahakkuku nedeniyle menfi tespit ve ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Dairemiz kaldırma kararı öncesi; hükme esas bilirkişi raporunda davacının 21.12.2011 tarihli sözleşme ile davalıdan elektrik temin ettiği, Davacıya ait … numaralı tesisatta … marka … seri numaralı sayaç, 16.05.2014 tarihinde değiştirilerek yeni sayaç takıldığı, 22.05.2014 tarihli laboratuvar sonucunda “Sayacın klemens kapağı açılma ikaz anahtar devresi arızalı. Eski-yeni sarfiyat tetkiki uygundur.” tespitinin yapıldığını, 16.05.2014-27.6.2014 tarihleri arasındaki günlük tüketimin esas alınarak eksik kaydedilen enerjinin hesaplandığı, ancak 2012/01 ile 2014/4 dönemleri arasındaki endeks döküm tablosuna göre eski sayaç ile hesaplanan günlük ortalama tüketim ile yeni sayaçla hesaplanan günlük ortalama tüketim miktarlarının birbirine yakın olduğu, laboratuvar raporunda da sayacın eksik tüketim kaydettiğine dair kesin bir bilgi olmadığını, sayacın hurdaya ayrılması nedeniyle bunun tespitinin de mümkün olmadığını, eksik kaydededilen tüketim miktarı için yeni sayacın tüketimi kaydettiği yeni iki dönem ortalamasına göre hesaplama yapılması gerektiği, doğru bilgi ve belge sunulmadığından eski sayaç ile yapılan son işlem olan son endeks okuma tarihi olan 29.04.2014 ile sayacın değiştirildiği 16.05.2014 tarihleri arasındaki 19 günlük sürenin esas alınması gerektiği, buna göre de eksik tüketim miktarının 613,26-TL olduğu mütalaa edilmiştir. İlk bilirki raporunda ise 2012-2013-2014 tarihlerinde eski sayacın ortalama 363,3 kwh tüketim kaydettiği, sayacın değiştirilmesinden sonra ise 3 dönem günlük tüketim ortalamasının 493,7 kwh olduğunun belirlendiği, geriye dönük 12 ay için hesaplama yapılması gerektiği, yönetmeliğe göre hesaplamada 14.038,26 TL olarak hesaplama yapıldığı görülmektedir. Dairemiz kararı sonrası ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi …’dan rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; “İhtilaf 15.05.2013-16.05.2014 arasındaki döneme ilişkin 63000 kWh ek tüketim üzerinedir. Bu nedenle davalı şirketin belirlediği söz konusu dönemde tüketilen elektrik enerji miktarı ile tüketim bedelinin kadri maruf olup olmadığı raporun aşağısında incelenerek belirlenecektir. Davacının aynı döneme ait geçmiş 09.05.2012-15.05.2013 döneminin ortalama günlük tüketimi 331,536 kWh/gün ve ihtilaflı dönemin ortalama günlük tüketimi 357,632 kWh/gün olarak hesaplanmıştır. İhtilaflı dönemin ortalama günlük tüketimi, geçmiş döneminin ortalama günlük tüketiminden daha fazla olduğundan sayacın tüketimi eksik kaydetmediği kanaati oluşmaktadır. Ancak, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması 531,682 kKWh/gün olduğundan, sayacın tüketimi eksik kaydettiği, hatta eksik tüketim kaydının 09.05.2012-15.05.2013 arasındaki dönemde de söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği Madde 14 hükmüne göre en fazla bir yıllık eksik tüketim hesabı yapılabildiğinden 09.05.2012-15.05.2013 dönemde sayacın eksik kaydettiği tüketimin hesabı söz konusu değildir. Sadece, 15.05.2013-16.05.2014 arasında eksik tüketim hesaplanacaktır.Raporun yukarısında 8. Maddede belirtildiği üzere davacının aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri olmadığından, tespit tarihinden sonraki davacının ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılacaktır. Somut olayda, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması 531,682 kWh/gün olarak hesaplanmıştır. Ancak, tespit tarihinden sonra güç artışı olduğundan yani 115 KW olan kurulu güç 150 KW yükseltildiğinden hesaplanan ortalama tüketimin aynı baza getirilmesi gerekir. Çünkü, tespit tarihinden sonraki tüketimdeki artışta kurulu güç artışının da rolü olduğundan, tespit tarihinden sonraki dönemin ortalama günlük tüketim miktarı (115kW/15O KW) oranıyla; (115/150)x(531,682kWh/gün)=407,622 KWh/gün olarak hesaplanmıştır. Davacı şirketin ödediği bedel 19.805,33 TL Davacı şirketin kullandığı elektriğin bedeli 9.805,33 TL
Davalı şirketin davacıya iade etmesi gereken bedel =10.129,68 TL” şeklinde mütalaa da bulunmuştur. Tüm bunlara göre, bilirkişi raporunun mevzuat hükümlerine uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bilirkişinin şahsına itirazların ise soyut nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Davalıdan alınması gereken 691,95 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 172,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 518,96 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/06/2022