Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1492 E. 2022/3060 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1492
KARAR NO: 2022/3060
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2022
NUMARASI: 2021/136 E – 2022/340 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 28/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, müvekkili aleyhine kaçak hat çekerek elektrik kullandığı iddiası ile ceza kesildiğini, söz konusu kaçak elektrik tespit tutanaklarına itiraz etmelerine rağmen taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini, kaçak elektrik kullanımının tespitinin yanlış bulgulara dayanılarak yapıldığını, müvekkilinin tamamen bilgisi dışında çekildiği iddia edilen hattan dolayı sorumlu tutulduğunu, müvekkilinin kaçak hat çekerek elektrik kullanmadığını, n tüm itirazları reddedilince taksitlendirme protokolü ile 116.361,45 TL ödeme yaptığını, kullanmış olduğu elektriğin işyerinde bulunan elektrikli aletler ile orantılı olduğunu, bir an için kaçak elektrik kullanıldığı kabul edilse dahi hesaplamanın mevzuata olarak yapıldığını beyanla, davacı hakkında düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanaklarının iptaline, ödenen 116.361,45 TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek 05/05/2015 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, davacının harici hat çekmek suretiyle kaçak elektrik kullandığını ve bu hususun fotoğraflanmak suretiyle belgelendiğini, bu nedenle müvekkilinin görevlilerince kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiğini, yapılan hesaplamalarda mevzuata aykırılık olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının işyerinde tutanak öncesi kullanılan elektrik miktarı ile tutanak sonrası kullanılan elektrik miktarı arasında çok yüksek bir fark olmadığı, davacının tutanaktan sonra başkaca elektrikli aletler kullanmaya başladığı ve bunun da elektrik kullanımını artırmış olabileceği, davalı tarafça sunulan fotoğraf ve videoda kaçak elektrik kullanıldığına dair bir görüntü olmadığı, herhangi bir delil tespiti yaptırılmadığı, yalnızca davalının görevlilerince tutulan tutanak olduğu, her ne kadar tutanak mümziileri duruşmada tutanak içeriğini doğrulamışlar ise de iseler de alınan teknik bilirkişi raporu karşısında bu beyanlara itibar etmenin mümkün olmadığı ve davacının kaçak elektrik kullanmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 116.361,45 TL’nin dava tarihi olan 21/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizce; 2019/612 Esas 2021/83 Karar sayılı kararında “…Mahkemece ,yargılamada bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi kurulunca kaçak tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan EPTHY’ne uygun olarak inceleme,değerlendirme ve hesaplama yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir. Tutanak içeriği ,imzacı tanık beyanları, harici hattın mevcut olduğuna ilişkin davacı tarafın da beyanları dikkate alındığında raporun teknik yönden somut olayla uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda , yapılan ödeme ve miktarında uyuşmazlık olmadığından, uyuşmazlığın niteliğine göre bilirkişi heyetinin makine mühendisi ile iki elektrik mühendisi bilirkişiden oluşturulması ve harici hat çekilmesi iddiası ile davacı hakkında tutanak tutulduğuna göre ,ilgili mevzuat hükümleri ve Yargıtay 3. HD ‘nin Esas No: 2020/2109 ,Karar No: 2020/3340 sayılı kararında açıklanan yöntem itibarıyla rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka olmakla..” gerekçesi ile mahkeme kararı kaldırılmıştır.Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda; bilirkişi heyetinden alınan 17/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda da tespit edildiği üzere, davacının işyerinde tutanak öncesi kullanılan elektrik miktarı ile tutanak sonrası kullanılan elektrik miktarı arasında çok yüksek bir fark olmadığı, iş yerinin elektriği kesildiğinde bazı cihazların çalışmaya devam ettiği, bu durumda tutanakta verilen cihazların kurulu güçleri kullanılarak toplam güç hesabı yapılmasının doğru olmayacağı, tutanak öncesi ve sonrasındaki günlük ortalama tüketim miktarları dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde tutanak düzenlenen tarihlerdeki ölçülmeden kaçak olarak kullanılan günlük elektrik enerjisi miktarının 40.kWh’ olacağı, ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazların kaçak olarak kullanıldığı süreninde yönetmelik hükümlerine göre 180 günü geçemeyeceği, dolayısıyla 40kWh X 180 = 7.200 kWh kaçak elektrik tüketiminin söz konusu olduğu ve bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere kaçak elektrik tutanağının tanzim edildiği tarih itibariyle tahakkuk ettirilebilecek fatura tutarının 4.159,49 TL olduğu , bu durumda davacıdan 116.361,45- 4.159,49 = 112.201,96 TL fazladan ödeme alındığı gerekçesiyle ; Davanın Kısmen Kabulü İle; 112.201,96 TL’nin dava tarihi olan 21/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı davalı vekili istinaf etmiştir.Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olup yürülükteki mevzuata açıkça aykırı olduğu, dava dosyasına sunulan bilirkişi kök ve ek raporunda davacının kaçak elektrik enerjisi kullanıldığı teyit edilmiş olup, bu hususun Mahkemenin de kabulünde olduğu, ancak yapılan hesaplamaların , yürürlükteki mevzuata, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına ve Yargıtay kararlarına açıkça aykırı olduğu, yürürlükteki mevzuata, BAM ve Yargıtay kararlarına uygun olmayan, denetlenebilir nitelikte olmayan 17.01.2022 tarihli bilirkişi ek raporundaki hatalı tespit ve hesaplamaların hükme esas alınmasının hatalı olduğu, Kaçak olarak kullanılan elektrik sayaç haricinde harici bir kablo ile alınmış olüp, zabıt ekinde harici hatta bağli cihazların güç tespitlerinin tutanakla kayda alınarak tespiti yapılarak zabtın mahalde zabıt mümzileri tarafından imzalandığı, bu husustaki evrak dosyaya mübrez iken harici hattan beslenen cihazlar imzalı tutanak ile tespit edilmiş iken , hukuka aykırı bir bakış açısıyla yapılan ve dosyaya sunulan aksi ispat olunamayan kurum belgelerine istinaden hesaplamaların yapılması gerekirken , hukuka aykırı bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamaların hükme esas alınmasının hatalı olduğu ,Davacı hakkında kaçak tutanağı tutulduktan sonra, peşinatı 20.05.2015 tarihinde ödenmiş olan borcun, kalanı için davacı ile protokol imzalanmış ve ilk ödeme tarihi 22.06.2015 tarihi olarak belirtildiği, Sistem üzerinden yapılan incelmelerde, davacı borçlunun, borca ilişkin peşinatın ve protokolde belirtilen 22.06.2015-20.07.2015-20.08.2015-21.09.2015-20.10.2015-20.11.2015-21.12.2015 tarihli ödemleri yaptığı ve ödeme toplam tutarının 104.024,53 TL olduğu tespit edildiği, davacı borçlunun protokol gereği 20.01.2016 tarihinde ödemesi gereken 12.336,92 TL nin ise vadesinin gelmediği ve de dava açıldığı tarihte ödemesinin yapılmadığı ,buna rağmen davacının talebi gibi Mahkeme tarafından hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu, Mahkeme hükmünün kabulü anlamına gelmemek üzere, davacının avans faizi talebinin kabulünün hukuka aykırı olduğu, davacının harici hat çekmek suretiyle kaçak elektrik enerjisi kullandığı, bu eylemin haksız fiil teşkil ettiği, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;Dava, kaçak elektrik tespit tutanağı nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir.Somut olayda, 05/05/2015 tarihinde, fitness salonu olarak işletilen işyerinde, kaçak hat çekilmek suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile kaçak elektrik tespit tutanağı tutulmuştur. Tutanakta, bina giriş kofrasından harici hat çekildiğinin tesbit edildiği, güç tesbiti ,fotoğraf ve CD ‘nin tutanağa eklendiği,tutanağın şirket yetkilisi tarafından imzalandığı (tanık olarak … adının yazılı olduğu), ekinde “güç tesbit tutanağı “bulunduğu, şirket temsilcisinin imzadan imtina ettiği ,davalı tarafça ,buna istinaden davacı şirket hakkında 66.032,60 TL kaçak bedeli,42.671,90 TL kaçak ek tahakkuk yapıldığı ,davacı tarafça taksitlendirme yolu ile dava tarihine kadar (tüm taksitlerin) ödendiği görülmüştür.Dairemizin kaldırma kararında belirtilen hususlar yönünden mahkemece bilirkişi heyeti raporu alınması yoluna gidilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 13/10/2021 tarihli raporda özetle:”. Kaçak kullanım miktarı hesabında, harici hattan beslenen cihazların kurulu güçlerinin toplamının esas alınmasının yine ilgili Yönetmelik hükümleri doğrultusunda doğru ve geçerli hesaplama yöntemi olduğu ve hesaplanan 115.948,8.-kWh tüketim miktarının doğru olduğunu, Yönetmelik hükümlerine göre doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi koşuluyla, başlangıç tarihinden kaçak elektrik tüketiminin başladığı varsayılan tarihe kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılabileceğinin hüküm altına alındığı, ancak dosyada davalı … tarafından kaçak tüketim ve normal ek tüketim hesabında esas alınan başlangıç tarihlerinin nasıl belirlendiğini gösteren bir belge bulunmadığı için, Yönetmeliğin açık hükmüne göre kesme-bağlama, sayaç mühürleme veya bu tarihte tesisatta işlem yapıldığını gösteren bir belge de olmadığından normal tüketim hesabı yapılamayacağını, Yönetmeliğin ilgili hükümleri doğrultusunda 115.948,8.-kWh tüketim miktarına kaçak tüketimin yapıldığı varsayılan dönem birim fiyatları ile yapılan hesaplama sonucunda toplam fatura bedeli 65.969,11.-TL olarak hesaplandığı…” yönünde görüş bildirilmiştir.İtirazlar doğrultusunda alınan bilirkişi 2. ek raporunda özetle:”… BAM kararı ve emsal Yargıtay kararı gereğince; 05.05.2015 tarihli kaçak elektrik kullanımı tutanağının doğru olarak kabul edilmesi haline göre, kayıt altına alınan bilgiler kullanılarak değerlendirmelerde bulunulduğunu, Buna göre; kök raporda, 05.05.2015 tarihli tutanakta kayıt altına alınan makinelerin toplam güçleri kullanılarak, Yönetmeliğin açık hükmü ve hesaplama yöntemi ile bu cihazların günlük 8 saatlik kullanımı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Yönetmeliğin ilgili hükmünde harici hattan beslenen cihazların hangi zaman aralığında veya ne kadar ne sıklıkla kullanıldığının tespit edilmesi gerektiğine dair veya bu konuda değerlendirme yapılması için açık kapı bırakılacak yoruma açık herhangi bir ifade geçmediğini, Bu açıdan önceki bilirkişi raporlarında bu cihazların kullanımına ilişkin yapılan değerlendirmelerin Yönetmeliğin bu hükmüne göre uygun olmadığı anlaşıldığını, Yönetmeliğin yoruma kapalı olan ilgili hükümlerini, kaçak elektrik kullanımının caydırıcı olması için nispeten ağır cezai koşul içermesi gerektiği düşüncesi doğrultusunda değerlendirmek gerekmektedir. bu itibarla; 05.05.2015 tarihli tutanakta güç bilgileri verilen cihazlar, harici hattan beslenen cihazlar ise, hesaplama yönteminde bir hata olmayacağı anlaşıldığını, işyerinde kurulu olduğu beyan edilen 800 VA gücündeki bir kesintisiz güç kaynağının işyerinin ortalama günlük tüketimi göz önüne alındığında, tam yük altında belki birkaç sn. çalışabileceği, bu durumda eğer işyerinin elektriği kesildiği halde bazı cihazlar çalışmaya devam ediyorsa, gerçekten de harici hattan bazı cihazların beslendiği, dolayısıyla elektriğin kaçak olarak kullanıldığı anlaşıldığını, ancak yeniden yapılan değerlendirmeler ile, dosyada bulunan tanıkların işyerinin elektriği kesildiğinde bazı cihazların çalışmaya devam ettiği yönündeki beyanlarından hareketle, tutanakta toplam güç hesabında esas alınan cihazların işyerinde kurulu bulunan tüm cihazlar mı olduğu, yoksa harici hattan beslenen cihazlar mı olduğu konusunda belirsizlik olduğu kanaatine varılması sebebiyle, tüketim miktarı hesabında da hangi cihazın harici hattan beslendiğinin tespit edilmesi hali hazırda mümkün olmayacağı için, tutanakta verilen cihazların kurulu güçleri kullanılarak toplam güç hesabı yapılmasının bu durumda doğru olmayacağını, yeni durumda; Yönetmeliğin diğer hesaplama yöntemleri ile kaçak elektrik tüketimi miktarının hesaplanması gerektiği, bu konuda önceki bilirkişi raporunda da verilen, tutanak öncesi ve sonrasındaki günlük ortalama tüketim miktarlarından yararlanılabileceği ve tutanak öncesi tarihle tutanak sonrasındaki tarihlerdeki günlük 40.kWh’ lık farkın ölçülmeden kaçak olarak kullanılan günlük elektrik enerjisi miktarı olarak hesaplamada kullanılmasının doğru olacağını, buna göre, ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazlar kaçak olarak beslenmişse kullanı süresinin esas alınması gerektiği, bu süreninde 180 günü geçemeyeceğinin hüküm altına alındığı anlaşılmakla, harici hat çekilerek kaçak elektrik kullanımı yapıldığının tespit edilmesi halinde, sayaç mahallinde işlem yapılan son tarihin değil kullanım süresinin esas alınması gerektiği bu açıdan önceki bilirkişi 2. Ek raporunda tüketim miktarı hesabında tutanak tarihine en yakın ilgili tesisatta işlem yapılan tarih esas alınarak 15 gün üzerinden yapılan hesaplamanın yönetmeliğin açık hükmüne göre yanlış olduğunu, 05.05.2015 tarihli tutanakta kayıt altına cihazların harici hattan beslenen cihazlar mı olduğu, yoksa işyerinde kurulu bulunan bütün cihazlar mı olduğu konusunda belirsizlik olduğu için; yeniden yapılan değerlendirmeler sonucunda tahakkuk ettirilebilecek kaçak elektrik tüketim miktarı 7.200.kWh olarak bulunmuş, kaçak elektrik kullanımı yapıldığı varsayılan dönem birim fiyatlarıyla tahakkuk ettirilebilecek fatura tutarı 4.159,49.-TL olarak hesaplandığını, Yönetmelik hükümlerinde, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi koşuluyla, başlangıç tarihinden kaçak elektrik tüketiminin başladığı varsayılan tarihe kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılabileceğinin de hüküm altına alındığı, buna göre de davalı … tarafından, kaçak elektrik tüketiminin başladığı tarih olarak esas alınan 06.11.2014 tarihinden 10.05.2014 tarihine kadar da normal tüketim tahakkuku yapıldığı anlaşılmakla birlikte, dosyada kaçak elektrik tüketim hesabında başlangıç tarihi olarak verilen 06.11.2014 tarihinin nasıl belirlendiğini gösteren bir belge bulunmadığı gibi, bu tarihin Yönetmeliğin harici hat çekilerek elektrik enerjisinin kaçak olarak kullanılması halinde tüketim miktarı hesabında, doğru bilgi ve belge olmaması halinde esas alınabilecek 180 günlük en fazla süreye göre geriye dönük matematiksel hesaplama ile bulunmuş farazi bir tarih olduğunun anlaşılması sebebiyle, daha kaçak elektrik tüketimi başlangıç tarihine ilişkin bir belge sunulamamışken, bu tarih esas alınarak geriye dönük kaçak ek tüketim tahakkuku yapılamayacağı yönünde kök raporda verilen görüşte herhangi bir sapma veya değişim olmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir.Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan EPTHY nin MADDE 29 – (1) Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak faturalandırmada, aşağıda yer alan süreler esas alınır. b) 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi çerçevesindeki tespitlerde, 1) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde, kullanım süresi esas alınır. Ancak bu süre 180 günü geçemez.2) (1) numaralı alt bentte belirtilen sürenin dışında, tüketicinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak (1) numaralı alt bent çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. (Ek Tüketim) Dolayısı ile, somut olayda ilgiyi yönetmelikteki düzenleme kapsamında doğru bulgu ve belge bulunmadığından ve tutanakların aksi ispatlanamadığından bilirkişi raporunun mahkemece hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığından .bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Diğer yandan, dava tarihine kadar tüm taksitlerin ödendiği,dava tarihinde muaccel olmayan son taksit bedeli 12.336,92 TL’nin de 18/06/2016 tarihinde ödendiği dosyadaki ödeme belgesinden anlaşıldığından , yapılan ödemeler dikkate alınarak karar verilmesinde de hata bulunmamaktadır. Bu sebeple , davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 7.664,51 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.910,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.754,36 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/11/2022