Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1485 E. 2022/1833 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1485
KARAR NO: 2022/1833
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/01/2022
NUMARASI: 2022/9 D.İş – 2022/10 K
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ve kefili … ile Borçlu/Karşı taraf … ve kefili … arasında 29/04/2019 Tarihinde “İş Ortaklığı Sözleşmesi” imzalandığını, 29/04/2019 Tarihli Sözleşmeye istinaden hazırlanan “Teslim Tutanağı” başlıklı teslim tutanağından da anlaşılacağı üzere, Karşı Taraf …’a ait … LTD.ŞTİ. isimli şirketin merkez ofisinde 29/04/2019 Tarihinde, asıl sözleşmenin kefili … tarafından Karşı Taraf …’a 995 ayar, 15.000 gram, saf altın teslim edildiğini, sözleşmeye göre altınların işlenip ihracatının yapılmasıyla oluşacak kara ortak olan müvekkilinin herhangi bir kazancı olmadığı gibi teslim ettiği 15.000 gram altını karşı taraftan defalarca talep etmesine rağmen geri alamadığını, karşı tarafın müvekkiline, 15.000 gram altın karşılığı olan 11.985.000,00-TL tutarında borcu bulunduğunu, söz konusu tutarın ödenmesi hususunda defalarca görüşülmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir sonuç alınamadığını, borçlunun, 26.12.2021 Tarihinde vefat ettiğini, mirasçıları olan eşi … ve kızı …”ın müvekkilinin alacağını tahsil etmesini imkansız hale getirmek amacıyla nakit, altın ve taşınır mallarını saklayarak, taşınmaz mallarını ise üçüncü kişiler üzerine hileli devirler yapmak suretiyle mal kaçırma girişimi içerisinde olduğuna dair şüpheli duyumların müvekkiline kadar geldiğini ileri sürerek borçlunun taşınır ve taşınmaz her türlü malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasının talep etmiştir. İlk derece mahkemesince “Talep dilekçesi ekinde sunulan İş Ortaklığı Sözleşmesinde iş ortaklığının yapısına ve sözleşmenin feshine ilişkin 5.2 maddesi ile tarafların yükümlülüklerinin düzenlendiği 3.2 maddesinde tedarik edenin tedarik alana 3 ay önceden yazılı bildirim ile altınları geri alabileceğine ilişkin düzenlemeye rağmen mahkememize anılan maddelerde düzenlenen belgelerin sunulmamış olması karşısında İİK’nın 257/1 de düzenlenen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunun yaklaşık olarak ispatlanamadığı” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı ihtiyati haciz talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Talep eden vekil istinaf başvurusunda özetle; İİK m.257/2 hükmünün koşulları oluştuğunu, mahkemece diğer hususlar gözetilmeden salt vadesi gelmediğinden bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İİK m.257/2 deki şartlar incelemeden karar verildiğini, borçlunun kaçmasının vadesi gelmemiş borçları hakkında ihtiyati haciz sebebi sayılabilmesi için, alacaklının alacağını elde edebilmesini tehlikeye sokması veya güçleştirmesi gerektiğini, borçluların mal gizleme, kaçırma gibi girişimlerde bulunduğu hususlarının yaklaşık ispatı yeterli olmakla bu hususta mahkemeye kanaat verilmesiyle yani borçlunun kötüniyetini gösterecek belirtilerin ortaya konmasıyla yetinilmesi gerektiğini, müteveffa borçlunun mirasçılarının müvekkilinin alacağını tahsil etmesini imkansız hale getirmek amacıyla borçluya ait nakit, altın, araç ve diğer taşınır mallarını saklayarak, taşınmaz mallarını ise üçüncü kişiler üzerine hileli devirler yapmak suretiyle mal kaçırma girişimi içerisinde olduğuna dair şüpheli duyumların müvekkiline kadar gelidiğini, ayrıca borçlu … şirketine ait İstanbul Yeni Havalimani’nda bulunan mağazadaki altın ve diğer ziynet eşyaları ile, şirketin Beyazıt da bulunan mağazadaki altın , ziynet eşyaları, altın üretim tezgahları ise piyasada satılmaya çalışıldığını, müvekkilinin bu zamana kadar karşı tarafa duyduğu güven ve yapılan görüşmeler neticesinde borcunu ifa etmesini beklediğini, ancak sürekli olarak müvekkiline ödeme yapacağını belirterek oyaladığını, borçlunun vefat etmesi üzerine ve şirketin faaliyetlerine son vermesi ile müvekkilinin alacağını tahsilinin tehlike altında olduğunu, İİK M. 257/2’DE belirtilen ihtiyati haciz şartları gerçekleştiğini, ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, davacı ile davalı şirketi temsilen … arasında imzalanan iş ortaklığı sözleşmesi gereğince teslim edilen altınların bedelinin tahsilinin imkansız hale gelmemesi için ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Dosya kapsamından, iş ortaklığı sözleşmesinin talep eden ile … anasında imzalanmış olduğu, sözleşmede imza kısmında … isminin altında şirket kaşesinin bulunduğu, talep dilekçesine sözleşme teslim tutanağının eklenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dayanak sözleşmenin 3.2 maddesinde tedarik edenin tedarik alana 3 ay önceden yazılı bildirim ile altınları geri alabileceğinin düzenlendiği, talep eden tarafından yazılı bildirim yapıldığının ileri sürülüp belgesinin eklenmediği, davalı şirket ve davalılar tarafından mal kaçırma girişimi ile ilgili talep edenin duyumu iddiasına dayanıldığı bunun iddia haricinde başkaca somut veri ve delil sunulmadığı görülmektedir. İİK’nun “İhtiyati haciz şartları” başlıklı 257.maddesinde ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” Bu düzenlemeye göre ”rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun evinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” görüldüğü üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin birinci koşulu bir ”para borcunun” varlığıdır. Dosya kapsamı ve iddianın ileri sürülüşü ve eklenen belgelere göre alacağın vadesinin geldiği ve İİK 257/2 maddesinde belirtilen alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerin talep dilekçesinde belirtilerek yaklaşık da olsa ispatının yapılmadığı, mal kaçırma girişimi içerisinde olduğuna dair şüpheli duyumların iddiadan ibaret olduğu anlaşılmakla mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, ihtayati haciz isteyenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz isteyenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/06/2022