Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1443 E. 2022/3172 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1443
KARAR NO: 2022/3172
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2022
NUMARASI: 2021/124 E – 2022/237 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının imzası taklit edilerek davalı şirket ile Eyüp/İstanbul adresindeki işyeri için … Sözleşme numaralı Elektrik Satışına Dair Abonman Sözleşmesi yapıldığını, bunun akabinde kullanılan elektrik bedelleri ödenmediği için müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 41.990,92-TL takip çıkışlı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ise 4.900,33-TL takip çıkışlı iki adet icra takibi başlatıldığını, abonelik sözleşmesi yapılan işyerinin müvekkilin şahsı ile bir ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin sözleşme tarihinde ve dahi şimdi kendi halinde bir ev hanımı olduğunu ve hiçbir zaman ticaret yapmadığını, davalı kurumun gerekli özeni göstermeyerek başkaları tarafından müvekkili adına sözleşme hazırlanmasında kusurlu davranışı nedeni ile sebebiyet verdiğini, üstelik müvekkilinin kullanmadığı bir elektrik tüketimi için müvekkilinden icra yolu tahsil işlemlerine başladığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalı şirkete İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarından borcunun olmadığının tespiti ile bu dosyalardan başlatılan icra takiplerinin iptaline, davalı şirketin kötü niyet tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davacının icra takibine itiraz etmeyerek takibi kesinleştirdiğinden yapılan imza itirazlarına hukuken itibar edilemeyeceğini, davacının bu zamana kadar imzasının kendisine ait olmadığı yönünde herhangi bir suç duyurusu işlemi yapmadığı gibi bu konuda icra takibine de itirazda bulunmadığını, dolayısıyla müvekkili şirket tarafından girişilen icra takibinin imzası yasal ödeme emrine itiraz süresinde itiraza uğramayan abonelik sözleşmesine dayalı bir icra takibi olup müvekkili şirketin her abonenin imzasını denetleme şeklinde bir mekanizmasının olamayacağı da aşikâr olduğunu, müvekkili kurumun tüketicileri ile imza ettiği abonelik sözleşmelerini, fatura tahakkuklarını, kaçak tüketim tespiti yada elektrik kesme açma işlemlerini elektrik dağıtım mevzuatının kendisine yüklediği görev ve yetkiler dahilinde gerçekleştirildiğinden bu hususta kötü niyetle hareket etmesinin mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasını talep etmiştir.Dava, davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile yapılan icra takiplerinin iptali istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas No:…) sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 30/09/2015 tarihinde 9.108,67 TL asıl alacak, 27.727,33 TL işlemiş faiz ve 4.990,92 TL temerrüt faizinin %18 gider vergisi olmak üzere toplam 41.826,92 TL nın tahsiline yönelik yapılan ilamsız takibin kesinleştiği,İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski Esas No:…) sayılı dosyasında , davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 01/12/2007 tarihinde 1.710,57 TL asıl alacak, 3.120,57 TL işlemiş faiz ve 561,70 TL KDV olmak üzere toplam 5.392,84 TL üzerinden yapılan ilamsız takibe süresinde sonra yapılan itiraz nedeniyle takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkeme, 22.10.2002 tarihli Elektrik Satışına Dair Abonman Sözleşmesinin aslı bulunamadığından imza incelemesi yaptırılamadığını,iddia konusunda şikayet bulunmadığından savcılık soruşturması bulunmadığını,ancak mahkemece bir kısım bilgi ve belge toplanmaya çalışıldığını,sözleşme ekinde bulunan nüfus cüzdan fotokopisinin davacıya ait olup, kira sözleşmesinin de davacı tarafça tanzim olunduğunu, ikametgah senedinin davacı tarafça muhtarlıktan alınarak başvuruda sunulduğunu,kira sözleşmesindeki imza ile sözleşmedeki imzanın çıplak gözle bakıldığında birbirine benzediğini,davacının haberi olmadan bu kadar evrakı bir başkasının bir araya getirerek abonelik sözleşmesi imzalamasının hayatın olağan akışında mümkün olmadığını,. 22.10.2002 tarihli Elektrik Satışına Dair Abonman Sözleşmesinin ya davacı tarafından imzalanmıştır ya da davacının bilgisi dahilinde imzalandığını, aksinin kabulünün mümkün olmadığını,davacı tarafın imza inkarının hayatın olağan akışına uygun olmadığını,davanın ispat edilemediği gerekçesiyle; “Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; ikametgah ve nüfus cüzdan örneği fotokopisi nedeniyle mahkemece aslı bulunamayan abonelik sözleşmesinin davacı tarafça imzalandığına dair verilen kararın yerinde olmadığını,sözleşme aslının temin edilemediğini,sözleşme üzerinde imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmadan mahkemece kendiliğinden karar verildiğini belirterek,sahte sözleşme imzalanmasının davalı kusuru sayılacağını,bu nedenle hatalı değerlendirme nedeniyle verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava, elektrik abonelik sözleşmesindeki imza sahteliği iddiasına dayanılarak davacı hakkında yapılan 2 adet icra takibi nedeniyle menfi tespit ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir. Davacı tarafça sözleşme asılının altındaki imzanın inkar edilmesi sebebiyle sözleşme aslının celbi için davalıya müzekkere yazılmış olmasına rağmen, tüm müzekkerelerimize verilen cevabi yazılarda, sözleşme aslının bulunmadığı, sözleşme fotokopisinin bulunduğu belirtilerek söz konusu sözleşme fotokopisi gönderilmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında, fotokopi üzerinden yaptırılacak imza incelemesinin sağlıklı sonuç vermemesi ve Yargıtay tarafından kabul edilmemesi nedeniyle fotokopi belge üzerinde inceleme yapılmamıştır. Menfi tespit davalarında, genel kural alacaklının alacağını ispat etmesidir, bu bağlamda ispat yükü davalı alacaklıya düşmektedir. Davalı tarafça davacı hakkında elektrik faturalarını ödemediğinden bahisle icra takipleri yapılmış ise de, davacı tarafından sözleşme altındaki imzanın inkar edilmesi , davalı kurumca sözkonusu sözleşme aslının yada sözleşme imzalanırken verildiği ileri sürülen belge asıllarını mahkememize ibraz edemediği, dolayısıyla bu belgeler üzerinde ve sözleşme üzerinde imza incelemesi yapılamadığı, davacı tarafça sözleşme ilişkisinin tümden inkar edilmesi nedeniyle, davalının davacıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne ve davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas No:..) sayılı sayılı dosyası ile İst. ,İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski Esas No:…) sayılı dosyasında yapılan takip sebebiyle borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin davacı yönünden iptaline ile , yine kötü niyet tazminatı uygulanması talep edilmiş ise de, İİK nun 72/5 maddesi uyarınca takibin haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmeyeceği anlaşılmakla,mahkemece fotokopi imzaların resen benzetilmesi suretiyle ,temin edilemeyen abonelik sözleşmesindeki imzanın davacı eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak “Davanın kabulüne ve davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas No:…) sayılı sayılı dosyası ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski Esas No:…) sayılı dosyasında yapılan takip sebebiyle borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin davacı yönünden iptaline kötü niyet tazminatı talebinin reddine ” dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın kabulüne ve davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas No:…) sayılı sayılı dosyası ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski Esas No:…) sayılı dosyasında yapılan takip sebebiyle borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin davacı yönünden iptaline kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 2- Alınması gereken 3.225,58 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 800,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.424,78 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacıdan alınan 800,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 57,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Davacıdan peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatıran davacıya iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 83,60 TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/12/2022