Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1358 E. 2022/2689 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1358
KARAR NO: 2022/2689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2022
NUMARASI: 2021/674 E – 2022/57 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin elektrik tüketiminden kaynaklanan 21/08/2017 vade tarihli … numaralı ve 28/08/2017 vade tarihli … numaralı faturalardan kaynaklanan borç- ların ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlunun alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; takip talebinde hem davalı hemde dava dışı …’ın borçlu olarak gösterildiğini, takipte yer alan …’ın iş bu davada davalı olarak gösterilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, Taraflar arasında imzalanmış olan “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” ile müvekkili şirket, elektrik enerjisini … fiyatlarına göre daha ucuza alması gerekirken, davacı şirketin elekrik faturalarını … fiyatlarının da üzerinde düzenlediğinin anlaşıldığını, müvekkilinin itirazlarından sonuç alınamadığını, sözleşmede cayma tazminatı olduğunu bilen davalının sözleşmenin sona er- mesini beklediğini ve bu arada başka bir tedarikçi firma ile de görüşmeler yaptığını, 01/08/2017 tari- hinden başlamak üzere yeni bir tedarikçi firma ile sözleşme imzaladığını, Sözleşmenin sona ermesinden sonra davacının düzenlediği 07/08/2017 tarihli faturaya noter aracılığıyla itiraz edildiğini, Ayrıca davacı şirket hakkında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na şikayette bulu- nulduğunu, Davalının sözleşmeyi süresinden önce feshetmediğini,taraflar arasında imzalanan söz- leşmenin 31/07/2017 tarihi itibariyle sona erdiğini, davacı tarafın müvekkil şirketten cayma bedeli talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nin 2017/1306 Esas- 2019/1517 Karar nolu 24/12/2019 tarihli ilamı ile “DAVANIN KABULÜNE” karar verilmiştir. Davalının istinaf başvurusu üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucu tesis olunna 2020/548 Esas- 2021/2432 karar nolu 27/09/2021 tarihli ilamda ; HMK’nun yargılama usulü ile ilgili 184 , 186 md hükümlerine uyulmaksızın karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulun- makla hükmün HMK 353/1-a-4 md gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce 2021/674 Esas- 2022/57 Karar 02/02/2022 tarihli ilam ile yeniden : “DAVANIN KABULÜNE, davalı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin 15.427,93 TL. asıl alacak, 369,26 TL. işlemiş faiz, 5.157,50 TL. Asıl alacak, 106,82 TL. İşlemiş faiz olmak üzere takip tarihinden itibaren yıllık %16,8 oranında faiz işletilmek suretiyle takibin aynen devamına, Asıl alacak olan 15.427,93 TL. + 5.157,50 TL.nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirketin sözleşmede belirtilen şekilde indi- rimli fiyattan fatura düzenlemediğini ve sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, bu nedenle davacı hak- kında EPDK’na şikayette bulunduklarını, bu husustaki savunmalarınn araştırılmadığını, sözleşmenin süresi bitmekle sona erdiğini, cayma tazminatı talep edilemeyeceğini, yenilenen dönem için de cay- ma tazminatı alınacağının kararlaştırılmadığını, sözleşmede yer alan cayma tazminatının genel işlem şartı niteliğinde ve hukuken geçersiz olduğunu, ayrıca alacağın likit alacak vasfı taşımaması nede- niyle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasına talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67.md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı alacaklı tarafından davalı …. Ltd. Şti ile dava dışı … aleyhine 21/08/2017 tarihli 15.427,93 TL bedelli ve 28/08/2017 tarihli 5.157,50 TL bedelli faturalardan kaynaklanan top- lam 21.061,51 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız takibe girişildiği, borçlular vekilinin yasal süre içinde ibraz ettiği dilekçe ile ” takip borçlusu olarak görünen müvekkillerinin takip alacaklısına her hangi bir borcunun olmadığını, takip dayanağı faturala noter kanalıyla itiraz edildiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerine uymadığını, daha ucuz elektrik temin edileceği düşüncesiyle söz- leşme imzalanmasına rağmen enerjisinin daha pahalı fiyattan verildiğini, cayma bedeli talep edile- meyeceğini, takip alacaklı hakkında EPDK’na şikayette bulunduklarını” beyanla takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, yasal süre içinde itirazın iptali talepli iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının cezai şart talep edip edemeyeceği ile ilgili olarak; taraflar arasındaki söz- leşmede ;”Sözleşmenin Sona Ermesi” başlıklı 9.1 md de ” iş bu sözleşme madde 4.2 de belir- tilen elektrik satışı başlama tarihinden itibaren 24 (yirmidört) ay süreyle geçerlidir.Taraflardan birisi sözleşme hitam tarihinden altmış (60) takvim günü öncesine kadar sözleşmenin feshedileceğine dair yazılı bildirimde bulunmadığı sürece ,iş bu sözleşme aynı şartlarda her yıl birer yıl süreyle kendili- ğinden uzatılmış olur. ” Sözleşmenin Satıcı Tarafından Feshi” başlıklı 9.2. maddesinde; Satıcı ,i) Alıcının bu sözleşmenin herhangi bir hükmünü ihlal etmesi,ii)Alıcının herhangi faturasını son ödeme tarihinden itibaren 15 takvim günü içerisinde ödememiş olması veyaİii) madde 4.1. ‘de belirtilen ön koşulların sözleşme tarihinden itibaren 15 iş günü geçmiş olmasına rağmen sağlanmamış olması ,uyarılara rağmen bu ihlallerden har hangi birinin beş (5) iş günü içerisinde düzeltilmemesi halinde satıcı iş bu sözleşmeyi her hangi bir ihtara gerek olmaksızın sözleşmeden doğan hakları saklı kalmak kaydıyla tek taraflı olarak feshedebilir. “Sözleşmenin Alıcı Tarafından Feshi “başlıklı 9.3.maddesinde;” Satıcının sözleşmede yer alan şartlara ve esaslara uygun olarak taahhütlerini yerine getirmemesi ve söz konusu ihlalin alıcı tarafından yapılacak yazılı bildirimi takip eden 10 gün içerisinde satıcı tarafından giderilmemesi halinde alıcı sözleşmeye tek taraflı olarak fesih edebilir. Şayet ,iş bu sözleşme hitam tarihinden ince üst parağrafta ve/veya iş bi sözleşme mad. 5.4 ‘de belirtilen şartlar dışında bir sebep gösterilerek alıcı tarafından tek taraflı olarak feshedilirse, alıcı, satıcıya son iki aylık elektrik fatura bedellerini toplamını ceza bedeli olarak ödeyeceğini, vermiş olduğu teminatların irat olarak kaydedileceğini, teminat bedelinin borcu karşılamaması veya teminat bulunmaması durumnda satıcını yasal yollara başvurma hakkının saklı bulunduğunu kabul ve taahhüt eder” ” Sözleşmenin Taraflarca Feshi” başlıklı 9.4 maddesinde; “iş bu sözleşme 9.2 ve 9.3 madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile sözleşme hitam tarihinden önce ancak tarafların mutabakatı ile sonlandırılabilir. Şöyleki sözleşme hitam tarihinden önce tek taraflı olarak feshedemez” hükmüne yer verilmiştir. Genel işlem koşulu ile ilgili olarak; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal kararla- rında vurgulandığı üzere; bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşul ları denetimine tabi tutulması için kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçer- liliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleş- melerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu anlamda sözleşmenin tipi, türü ve niteliği önem taşımaz. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlen- mesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz. Hangi tür sözleşme hükümlerinin dürüstlük kuralına aykırı ve diğer tarafın şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olduğu hususu Kanunda düzenlenmemiş olup, mahkemece her somut olayda bu durumun tartışılması ve değerlendirilmesi gerekir. İçerik denetimi aşamasında, sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, Kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılan inceleme sonucunda ,davaya dayanak sözleşmede yer alan cayma tazminatına ilişkin düzenlemenin genel işlem koşulu niteliği arz etmediği tespit edilmiştir. Dava dosyasında, davalı şirket tarafından sözleşmenin bitim süresinden önce , davacı şirkete gönderilmiş bir fesih bildirimi bulunmadığından sözleşme süresi 31/07/2018 tarihine kadar 1 yıl süreyle ve aynı şartlarla kendiliğinden uzamış sayılmıştır. Bu nedenle cayma tazminatının yeni- lenen dönem için geçerli olmadığına dair davalı savunması ve istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davacının sözleşmede yer alan şartlara ve esaslara uygun olarak taahhütlerini yerine getirmediği ,yapılan ihtara rağmen ihlalin giderilmediği yönünde davalı tarafça yapılmış bir yazılı bildirim bulunmamaktadır. Davacının bilgisi dışında EPDK’na yapılan şikayet sözleşme kapsamında yapılmış yazılı bir bildirim niteliğinde değildir. Netice itibariyle ;taraflar arasındaki sözleşme 31/07/2015 -31/07/2017 tarihlerini kapsayan 2 yıl süre ile yapılmış olup davalı süresi içinde fesih bildiriminde bulunmadığından sözleşmesi 31/07/2018 tarihine kadar 1 yıl süreyle kendiliğinden uzamış sayılmıştır. Davalı uzamış sözleşme süresi içinde sözleşmede belirlenen fesih usulüne uymaksızın sözleşmeyi tek taraflı olarak sonlandırmış ve tedarikçi değişikliğine gitmiş olmakla sözleşmenin 9.3 md gereğince, davacı tarafça son iki fatura tutarı kadar cayma bedeli talep edebilecektir. İlk derece mahkemesince Elektrik-Elektronik müh. Bilirkişi …’dan aldırılan 24/09/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre ; davacı şirketin son iki fatura yerine daha düşük miktarda 5.157,50 TL cayma bedeli ve 15.427,93 TL normal tüketim faturası talep ettiği, davalı tarafın de bu bedelden sorumlu olduğu belirtilmiştir. Diğer yandan dava ve takip konusu alacak faturaya dayalı likit alacak olup ,davalının haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla icra-inkar tazminatına hükmedil- mesinde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir. Önceki kaldırma kararımızda belirtildiği şekilde , karar celsesinde hukuki dinlenilme hakkı doğrultusunda taraflara tahkikata ilişkin diyecekleri ve son sözleri sorulmuş, daire kararının gereği yerine getirilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmediğinden davalının istinaf baş vurusunun HMK 353/1-b1 md gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 1.406,20-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 359,67-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.046,52-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/10/2022