Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1258 E. 2023/627 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1258
KARAR NO: 2023/627
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2019
NUMARASI: 2014/548 E – 2019/135 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile abonelik sözleşmesi imzalamadığı halde adına sayaç çıkartıldığını, bu sayacın kimler tarafından kullanıldığını bilmediğini ancak iş yerinde kullanıldığı tespit olunan sayaçtan kaçak elektrik tüketimi yapıldığı gerekçesiyle kaçak tahakkuku yapıldığını ve borcun ödenmemesi üzerine aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E., Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E., Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyaları üzerinden takip başlatıldığını, kendisinin abone ya da fiili kullanıcı olmadığını beyanla, söz konusu takiplerden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; 25/05/2009 tarihinde … nolu tesisatın bulunduğu adreste yapılan kontrolde tutulan tutanakta ilgili sayacın eksik okunduğu bilgisinin yer aldığı ve tahak- kuk çarpanının 30 olması gerekirken 1 olarak okunduğu gerekçesi ile 29 kat kayıp oluştuğu ve davacı hakkında kaçak tutanağı tutulduğu, 19/08/2009 tarihinde aynı adreste yapılan kontrolde enerjinin kesik olmasına rağmen tüketim sarf edildiğinin tespit edildiğini ve zabıtın tutulma anında fatura edilen miktarın doğru olduğunu ancak kesik kullanım sürecindeki tüketimlerin bir kez de normal birim fiyat üzerinden tahakkuk ettirildiğini ve normal birim fiyat üzerinden tahakkuk ettirilen bedelin tahsil edil- diğini, bu nedenle sadece 19/08/2009 tarihli zabıt tahakkukunun tarife farkına çevrilmesinin mümkün olduğunu, kaçak enerji kullanımı nedeniyle yapılan işlemlerin doğru olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; hesaplamaya ilişkin kök ve ek raporlarda normal fatura tahakkukları ile tutanaklara konu tahakkukların teknik anlamda mevzuata uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş olduğu tespitine yer verildiği, ancak 21/12/2017 havale tarihli grafalog bilirkişi raporunda yoklama fişindeki ve kira kontratındaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı yönünde değer- lendirme yapılamadığının belirlendiği, davalı şirket tarafından tutulan tutanaklardaki kaçak elektrik kullanan iş yerinin davacı tarafından kullanıldığına dair bir delil de elde edilemediğinden aleyhine başlatılan takiplerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 30.03.2021 tarih ve 2019/988 Esas, 2021/988 Karar sayılı ilamında; her ne kadar dava konusu elektrik borcunun ait olduğu … nolu tesisat ile ilgili abonelik sözleşmesi altındaki imzanın davacıya aidiyeti tespit edilememiş ise de, 25/05/2009 ve 19/08/2009 tarihli tuta- nakların esasen aynı iş yerine ait olduğu, 19/08/2009 tarihinde iş yerine arka taraftan giriş yapıldığı için adresin farklı imiş gibi göründüğü, celp edilen vergi kayıtlarına, kira sözleşmesine vs. göre davacının iş yerinin bu adreste “fason tekstil” atölyesi olarak faaliyet gösterdiği, sigortalı çalışanlarının olduğu, yani fiili kullanıcı olduğu, dolayısıyla fiili kullanımından kaynaklanan borç nedeniyle sorumlu olduğu, 27/04/2018 tarihli rapora göre davacının takiplere konu bedel kadar borçlu olduğu tespit edildiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nca yapılan temyiz incelemesi sonucu tesis oulanan 27.12.2021 tarih, 2021/4433 Esas, 2021/13663 Karar sayılı ilamda; “Bölge adliye mahkemesi tarafından davacının fiili kullanıcı olması sebebi ile reddine karar verilmiş ise de; davacı, davalının abonesi olmadığını, sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığı gibi söz konusu ad- resle herhangi bir bağının bulunmadığını yani fiili kullanıcı olmadığını iddia etmiştir. Dosya kapsa- mında yer alan; Bakırköy 32. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1114 E. ve 2012/1053 K. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının savunmasında sadece ütü paket işinde Bağcılar/Göztepe adresinde çalıştığını, neden adının tutanaklarda ve iddianamede geçtiğini bilmediğini, kaçak elektrik kullanma- dığını beyan ettiği, 07/02/2017 tarihli isticvabında “Ben ütücülük yaparım, benim şimdiye kadar hiç kendime ait iş yerim olmadı, ben hep günlük olarak değişik firmalarda çalışmaktayım, dolayısıyla kaçak elektrik tespit tutanaklarındaki işyerleri benim adıma kayıtlı değildir, 2009 yılında da kaçak tespit tutanağındaki adres bana ait değildir, ben vergi dairesinde adıma … Ütü ünvanlı iş yeri kaydettirmedim, her ne kadar benim adım vergi levhasında var ise de benim adımı kullanan birisi vergi levhasını almıştır” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Dosya kapsamında fiili kullanıcılık durumunun tespiti için Bağcılar Belediye Başkanlığı’na yazılmış ve ” bahse konu adreste … tarafından işletilen ütü paket atölyesinin faaliyet gösterdiği ve davacı … ya da abisi … isimli kişilere ait işyerine rastlanmadığı”nın bildirildiği, Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Merkez Amirliği’nin 06/01/2017 tarihli tutanağında da; “tutanaklarda belirtilen … Mah. … Sokak No:… Bağcılar adresinde otopark ve oto yıkama olduğu ve ütü paket atölyesinin bulunmadığı, diğer adres olan … Mah. … Cad. No: … da ise daha önce ütü paket atölyesinin bulunduğu fakat işletmecisinin kim olduğunun bildirilmediği, … ve … isimli kişileri ise tanıyan olmadığının çevreden yapılan sorgulamada tespit edildiği” bildirilmiştir. Dava konusu tutanaklar incelendiğinde ise, davacıya ait tutanaklarda imza bulunmadığı, 25/05/2009 tarihli tutanakta dava dışı …’ın firma yetkilisi olarak konuyla ilgili bilgim yok gelen faturaları ödüyorum beyanında bulunduğu ve imza atmaktan imtina ettiği, 19/08/2009 tarihli tutanağın ise … adına tutulduğu ve mahalde hazır bulunan abisi …’ın borcumuzu ödeyemedik beyanında bulunduğu ve yine imzadan imtina edildiği anlaşılmıştır. Davacının nüfus kayıt örneğinden yapılan incelemede … adında abisinin olmadığı tespit edilmiştir. Davacı …’ın davaya konu abonelik sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığına yönelik savunması karşısında, mahkemece, sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığına yönelik yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, sözleşmedeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği ancak 11/02/2004 tarihli yoklama fişinde ise davacı …’ın dava konusu adreste fason ütü paketleme işi yaptığın tespit edildiği görülmüştür. Her ne kadar davacı tarafından abonelik sözleşmesindeki imzanın kendi el ürünü olduğu hususu bilirkişi raporu ile tespit edilememiş ise de, davacının fiili kullanıcılık durumunun mevcut olabileceği ve abone olunmasa dahi fiili kullanıcı olunması halinde de borçtan sorumlu olunacağı Dairemiz içtihatları ile de sabittir. Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davacının fiili kullanıcı olarak sorumlu tutulabileceği Daire ve Yargıtay Hukuk Genel kurulu içtihatları ile sabit ise de, davacının yargılama boyunca fiili kullanıcılık durumuna da itiraz ettiği görülmekle bu durumunun şüpheye yer vermeyecek biçimde tespiti gerektiği bu bağlamda tüm dosya kapsamı yeniden değerlendirilmek sureti ile tutanak mümzilerinin dinlenmesi, dava konusu adrese ilişkin öncelikle tutanaklarda yer alan 2 ayrı adresin tutanağın tutulduğu dönemde aynı adres olup olmadığının tespiti ile yine bu tutanakların tutulduğu tarihlerde bölgede faaliyette bulunan işletmelerin tespit edilerek, davacının tanınıp tanınmadığı ve adreste faaliyete bulunup bulunmadığının tespiti için yeniden araştırma yapılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görül- memiş” gerekçesiyle bozularak dosya dairemize gönderilmiştir.Dairemizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.Bozma ilamı doğrultusunda tutanak münzileri dinlenmiş, dava konusu adrese ilişkin tutanaklarda yer alan 2 ayrı adresin, tutanağın tutulduğu dönemde aynı adres olup olmadığının tespiti yönünden ilgili emniyet müdürlüğüne yazı yazılmış, yine bu tutanakların tutulduğu tarihlerde bölgede faaliyette bulunan işletmelerin tespit edilerek, davacının tanınıp tanınmadığı ve adreste faaliyete bulunup bulunmadığının tespiti yönünden de ilgili vergi dairesine, belediye başkanlığına, …, …, … ve ilgili GSM şirketlerine müzekkereler yazılmış, gelen cevabi yazılardan ve dinlenen tutanak münzilerinin beyanlarından, davacının bu adreste faaliyet gösterdiği ve fiili kullanıcı olduğuna dair her hangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.Toplanan deliller ile yapılan tahkikata göre, davacının dava konusu takip dosyaları nedeniyle sorumluluğuna gidilemeyeceği ve alacak talep edilemeyeceği sonucuna varılmakla davanın kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince;1-Davanın kabulü ile davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … ve Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyalarından dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, 2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 10.220,00-TL nispi karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan 2.555,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.665,00-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Harç davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanıp tahsil edilmesi gerektiğinden davacı tarafça yapılan 2.555,00-TL harç masrafının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,4-Davacı vekili lehine AAÜT göre hesaplanıp takdir olunan 23.441,80-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-Davacı tarafça yapılan 2.271,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,6-Davalı tarafça yapılan mahkeme masraflarının üzerinde bırakılmasına, 7-Artan avansın karar kesin olmakla yatırana ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacı vekili lehine AAÜT göre hesaplanıp takdir olunan 11.000,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Temyiz incelemesi ile ilgili olarak; Peşin alınan temyiz harcının temyiz edene talebi halinde ilk derece mahkemesince Yargıtay ilamı uyarınca iadesine, Davacının temyiz sebebiyle yapmış olduğu 245,50-TL temyiz yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2023