Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1247 E. 2022/1612 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1247
KARAR NO: 2022/1612
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 17/03/2022
NUMARASI: 2022/59 E
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı ile davalı … A.Ş arasında, 12/06/2014 tarihinde, İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, … mahallesi, … pafta, … ada, … parsel üzerinde proje geliştirilerek inşaatın yapılması ve satış işinin gerçekleştirilmesi ortak amacı ve iradesiyle noterde adi ortaklık sözleşmesi akdediğini, daha sonra bu sözleşmeyi Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … ticaret sicil numarası ile tescil ettirdiklerini, Sözleşmenin imzalanmasının ardından davacının projede arsa sahiplerinin peşinat olarak talep ettiği 3.000.000 USD bedeli arsa sahiplerine ödemek üzere … Yatırımın hesabına havale ettiğini, Davalı şirketin adi ortaklık yapısını kurduktan sonra, dava konusu taşınmaz üzerinde geliştirilecek proje ile ilgili arsa sahipleri ile adi ortaklık adına yapması gereken Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ni- davacıdan habersiz olarak -tek başına düzenlendiğini Davacının ise imzalanan Kat Karşılığı Sözleşmesi’nden bihaber olarak projeyi geliş- tirmek amacı ile yarışmalar düzenlediğini, gerekli tüm hazırlıkları yaptığını, ruhsat ve inşaat aşama- sına gelen projede davalı adi ortağın arsa sahipleri ve davacının 26/08/2016 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmede arsa sahiplerince de malum olan ve sadece bu inşaatı yapmak için kurulmuş olan adi ortaklığın finansal borçlarını ve bunun karşılığında inşaat sözleşmesi uyarınca yükleni- ciye isabet edecek olan gayrimenkullerin adi ortaklık adına tapuda elbirliği mülkiyeti şeklinde belirecek alacak hakkını teminat altında almak amacı ile davacının ısrarlı talepleri sonucu düzenlendiğini, Ancak davaya konu taşınmazların -tarafların arasındaki anlaşmaya aykırı olarak ve el- birliği mülkiyet yerine- sadece davalı adına tapuda tescil ettirildiğini, davaya konu üç adet taşınmazın davalı şirket yetkilisi …’un eşi …’a kötü niyetli olarak devredil- diğini ve dava konusu taşınmazlar üzerine davalı şirket tarafından adi ortaklık ihtiyacı dışında davalı şirketin kredi ihtiyacı için davalı bankalara ipotek ettirildiğini beyanla, Taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi, müşterek iş ortaklığı sözleşmesi, arsa sa- hipleri ile yapılan üçlü sözleşme ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi, adi ortaklığa konulan 9.300.000 USD sermaye ve dava sonucunda tapuların el birliği mülkiyeti şeklinde adi ortaklar adına tescil edi- lecek olması gerçeği göz önüne alınarak takdiren teminatsız tedbir kararı verilmesini, dava konusu bölümler hakkında tapu iptali kararı verilerek davaya konu bağımsız bölümlerin adi ortaklık sözleşmesi gereği adi ortaklığın tarafları olan … Tic. Ltd. Şti ve davalı … A.Ş adına elbirliği mülkiyet şeklinde tapuya tesciline, hukuka aykırı olarak tescil edilen ipoteklerin terkinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükle- tilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin, davaya konu projeden …, … ve … Numaralı 3 adet bağımsız bölümü satın aldığını, buna ilişkin bedelleri de … & … adi ortaklık hesabına eksiksiz olarak ödediğini, bu kapsamda …ve … numaralı bağımsız bölüme ilişkin imzalanan sözleşmelerin ekte sunulduğunu, … numaralı bağımsız bölüm ise doğrudan tapu devri ile tapuda yapılan satış sözleşmesi ile satın alınmış olduğundan ayrıca bir harici satış sözleşmesi imzalanmadığını, Müvekkilinin bu aşamada ilk olarak … numaralı bağımsız bölüm satın almak iste- diğini ve bu daire için ödemeler yapılmış olmasına karşın daha sonra bu satıştan vazgeçilerek … numaralı bağımsız bölümün satışının kararlaştırıldığını, ödemelerin de bu daireye ait hesaba aktarıldığını, Müvekkilinin ,dava konusu taşınmazları projeden taşınmaz satın alan bir çok müşteri gibi- bedelini ödemek suretiyle ve iyi niyetli satın aldığını, muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde; Dava dilekçesinde bahsi geçen … projesinin inşaat ruhsatının, arsa sahipleri ile yüklenici sıfatı ile sözleşme imzalayan müvekkili şirket tarafından alındığını, arsa sahipleri ile ya- pılan sözleşmeye uygun olarak müvekkiline temlik edilecek bağımsız bölümlerin,- arsa sahipleriyle yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ve inşaat ruhsatının müvekkil şirket … adına kayıtlı olması sebebiyle- … A.Ş. adına tescil edildiğini, Nitekim adi ortaklığın kendisinin tüzel kişiliği veya taraf sıfatının olmamasından dolayı adına tescil işlemi yapılamayacağından ve davacının da talebi ile 6306 sayılı yasanın harç muafiyetlerinden yararlanılmasına izin verilmediğinden, belirtilen tapu devirlerinin müvekkili şirkete ya- pıldığını, arsa Sahipleri ile adi usulde ve noterde yapılan kat karşılığı sözleşmelerinin de davacı … şirketinin bilgisi ve muvafakatıyla sadece müvekkili adına yapıldığını, nitekim davacı firma tarafından müvekkil şirket grubunun piyasadaki yüksek repütasyonunu ve kredibilitesini kullanabilme gayesiyle bu yola başvurulduğunu, Müvekkili ile arsa sahipleri arasında akdedilen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nde de yer aldığı üzere, proje kapsamındaki taşınmazların müvekkili adına tescil edileceğinin kararlaştırıldığını, olup arsa sahipleri tarafından özellikle elbirliği mülkiyetine muvafakat edilmediğini, kaldı ki işbu devir prosedürüne ilişkin davacı firmanın da bilgisi, onayı ve muvafakatinin bulunduğunu, Kaldı ki arsa sahiplerince müvekkili adına tescil ettirilen (sözleşme gereğince de etti- rilmesi gereken) ilgili taşınmazların, inşaatlarının tamamlanması akabinde dava dışı üçüncü kişilerle imzalanan adi/resmi yazılı sözleşmeler ve … adi ortaklığa ait banka hesaplarına ödenen bedeller karşılığında, sahiplerine/maliklerine teslim ve tescil ettirilmeye başlandığını, bu süre- cin başlaması ile birlikte artık ilgili taşınmazların yeniden adi ortaklık ya da davacı adına tescil etti- rilmesinin pratikte bir karşılığının kalmadığını, zira Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince de müvekkil adına tescil ettirileceği kararlaştırılan ilgili taşınmazların, inşaatın peyderpey tamamlanması ve yükselmesi ile birlikte dava dışı tüketici sıfatlı 3. Kişilere teslim ve tescil edildiğini, dolayısıyla artık arsa sahiplerinden teslim alınan taşınmazlarının mülkiyetinin, adi ortaklık adına elbirliği mülki- yeti olarak tescil ettirilmesinin hukuki yararının bulunmaması bir yana ticari olarak da tapu harç ve masrafları gözetilerek ve davacı firmanın bilgisi ve onayı bu şekilde gerçekleştirildiğini, Davacı yanın imzalanan sözleşmeler tahtında üzerine düşen edimlerin büyük çoğunluğunu (özellikle mali yükümlülüklerini) gereği gibi ifa etmediğini, sözleşmeye aykırı tutum ve dav- ranışlarda bulunduğunu beyanla tedbir talebinin ve davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde; … A.Ş. (…), müvekkili bankanın kredili müşterisi olup, 13/11/2014 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereğince banka tarafından ilgili şirkete krediler kullandırıldığını, Dava konusu edilen İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Ada … Parselde bulunan … Blok … nolu ve … Blok … nolu bağımsız bölümler davalı … şirketi adına kayıtlı iken, şirketin müvekkil bankaya olan borçlarının teminatı olmak üzere, Bakırköy Tapu Müdürlüğü’nün 07/06/2021 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile 40.000.000,00 TL bedelle, 1. dereceden müvekkil Banka lehine F.B.K. süreli müşterek ipotek tesis edildiğini, davacının dilekçesinde bahsettiği … blok … nolu bağımsız bölüm ve diğer bağımsız bölümler üzerinde müvekkili bankanın ipoteğinin bulunmadığını, Davaya konu bağımsız bölümler üzerine ipotek tesisi öncesinde müvekkili banka tarafından 03/05/2021 tarihinde ekspertiz yapıldığInı, taşınmaz üzerinde ipotek konulmasına engel teşkil edecek herhangi bir durum tespit edilmediğini, o tarihlerde dahi davacı lehine veya davacının dilekçesinde iddia etmiş olduğu adi ortaklık adına tesis edilen şerh/beyan olmadığını, Bankanın taşınmazların elbirliği mülkiyetine konu olduğunu bildiğine dair iddianın davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, dava dilekçesi ve eklerinde bu hususu ispata yarar delil sunulmadığını, Sözleşmelerin nispiliği ilkesi uyarınca, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, taraflarına nispi (şahsi-kişisel) hak sağladığını, TMK 1009. madde uyarınca tapuya şerh edilmedikçe yalnızca tarafları arasında hüküm ifade ettiğini ve 3.kişilere (Bankaya) karşı ileri sürülemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. … Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket ve diğer davalı şirketten müteşekkil, … A.ş Ve … Tic. Ltd. Şti. adi ortaklığı ticari işletmesi’ne kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığını, bu borçların teminatı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine iyi niyetli olarak ipotek tesis edildiğini, Söz konusu taşınmazın tapuda malik olarak görülen … A.Ş. tarafından … A.Ş. ve … Ltd. Şti. Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi adına kullanılacak tüm krediler için teminat olarak gösterildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce 18/01/2022 tarihli 15 nolu ara karar ile: “Davacı tarafın tedbir talebine ilişkin yapılan değerlendirmede; somut olayda davacı ile davalı … A.Ş arasında … Titaret Sicil Numarası ile 12/06/2014 tarihinde İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, … mahallesi, … pafta, … ada, … parsel üzerinde proje geliştirilerek inşaatın yapılması ve satış işinin gerçekleştirilmesi ortak amacı ve iradesiyle adi ortaklık sözleşmesi akdedildiği, adi ortaklığın tarafı olan davacı ve davalı şirketlerin müşterek imza ile adi ortaklığı temsile yetkili kılındığı, ancak davalı … A.Ş’nin münferit olarak arsa sahipleri ile Bakırköy … Noterliğinin 23/10/2014 tarihli … Yevmiye Numarası ile “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” akdedildiği ve dosya kapsamı itibariyle bu sözleşmenin eki niteliğinde olan 26/08/2016 tarihli sözleşmenin adi ortaklığın tarafları ve arsa sahipleri akdedildiği, ek olarak imzalanan 26/08/2016 tarihli sözleşme ile yükleniciye isabet edecek olan gayrimenkullerin adi ortaklık adına tapuda elbirliği mülkiyeti şeklinde tesisinin kararlaştırıldığı ancak TAGBİS sistemi üzerinden celp edilen tapu kayıtları uyarınca dava konusu 32 adet taşınmazın davalı … A.Ş adına tescil edildiği, davalı şirket tarafından dava konusu … Pafta … Ada … Parsel üzerinde kayıtlı ana taşınmazın …Bağımsız Bölüm …, … Bağımsız Bölüm … ve … Bağımsız Bölüm … numaralı 3 adet taşınmazın …’a devredildiği ve bir kısım taşınmazlar üzerinde ise ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır. Bu deliller ışığında; davalının devir ve tasarrufları gözönünde bulundurularak ileride telafisi imkansız zararların önüne geçmek adına HMK’nun 389 ve devamı maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazlardan davalı … A.Ş adına kayıtlı olanların devir ve ayni hak tesisi konusunda devir ve temlikinin önlenmesi bakımından takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davalı … adına olan üç adet taşınmaz yönünden ise takdiren 500.000,00TL nakdi teminat yada kesin ve süresiz olmak kaydı ile teminat mektubu mukabili karşılığında “DAVALIDIR” şerhi konulmasına, İş bu ara kararın Bakırköy Tapu Müdürlüğüne gönderilerek davalı … A.Ş adına kayıtlı olan yukarıda yazılı taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasının ve tedbir sonucunun mahkememize bildirilmesinin istenmesine, Davacı vekilince davalı … adına olanlar yönünden teminat yatırıldığında Bakırköy Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına ” karar verilmiştir. Davalı … Anonim Şirketi ve … vekilinin itirazları üzerine ilk derece mahkemesince yapılan inceleme sonunda 17/03/2022 tarihli ara karar ile ;”itirazın reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Ara karar davalılar … A.Ş. ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalılar … A.Ş. Ve … vekili vekili istinaf dilekçesinde; Dava konusu taşınmazların , halihazırda tüketici konumundaki dava dışı 3. kişilere -bedelleri de ödenmek sureti ile- satıldığını, alıcılarına teslim edildiğini, tapuda tescil edilmeye hazır olduğunu, davacı yanın tedbir taleplerinin kabul edilmesi halinde tüketiciler açısından telafisi güç zararların meydana geleceğini, Uyuşmazlığın konusu, projenin büyüklüğü ve talep sonucunun yüksekliği gözetildi- ğinde ihtiyati tedbir kararının takdiren teminatsız olarak verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Tedbir kararının gerekçesiz ve davanın esasını çözer mahiyette verildiğini, Yaşanılan tüm süreç ve yapılan tüm devirlerin, davacı yanın bilgisi, rızası, muvafakati ve onayı dahilinde yapıldığını, … yönünden ; tedbire konu 3 adet taşınmazın, bedelleri müvekkili tarafından adi ortaklık hesabına ödenmek sureti ile satın alındığını, müşteri konumunda olan müvekkiline ait taşınmazlar üzerinde “davalıdır” şerhi konulmasının hatalı olduğunu beyanla 18/01/2022 tarihli tensip tutanağının … Numaralı ara kararı ile tesis edilen ihtiyati ted- bir kararının itirazen kaldırılmasına, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise dava dışı tüketi- cilere teslim edilmiş ve maliklerince Türk Vatandaşlığı vatandaşlık başvurusu yapılacak olan taşın- mazlar yönünden (…, …, … ve … numaralı taşınmazlar) ihtiyati tedbir kararının ve …’a ait taşınmazlar üzerine konulan “davalıdır” şerhinin kaldırılmasına, bu talebin de kabul edilmemesi halinde rayiç bedel ile orantılı olarak teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, adi ortaklık nedeniyle tapu kaydının iptali , adi ortaklar adına elbirliği mülkiyetini tesis ve tescili talebine ilişkindir. Davacı dava konusu taşınmazların adi ortaklık adına tapuda elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olması gerekirken taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak sadece davalı tarafa adına tescil edildiğini beyanla dava konusu taşınmazlar üzerine tedbir tesisini talep etmiştir. Mahkemece 32 adet taşınmazın davalı … A.Ş adına tescil edildiği, davalı şirket tarafından dava konusu … Pafta … Ada … Parsel üzerinde kayıtlı ana taşınmazın … Bağımsız Bölüm …, … Bağımsız Bölüm … ve … Bağımsız Bölüm … numaralı 3 adet taşınmazın …’a devredildiği ve bir kısım taşınmazlar üzerinde ise ipotek tesis edildiği tespit edilerek ” HMK’nun 389 vd.md. uyarınca dava konusu taşınmazlardan davalı … A.Ş adına kayıtlı olanların devir ve ayni hak tesisi konusunda devir ve temliklinin önlenmesi bakımından takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davalı … adına olan üç adet taşınmaz yönünden ise takdiren 500.000,00TL nakdi teminat yada kesin ve süresiz olmak kaydı ile teminat mektubu mukabili karşılığında “DAVALIDIR” şerhi konulmasına” karar verilmiştir. Davalı taraf “ihtiyati tedbir” ve “davalıdır” şerhine ilişkin şartlarının oluşmadığını iddia etmekte ayrıca teminat yönünden itiraz etmektedir. İhtiyati tedbir yönünden; İhtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin di- lekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da ; hakim her somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirt- melidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK 396. maddesi uyarınca durum ve koşulların değişmesi halinde mahkemesince ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilmesi her zaman mümkündür. Somut olayda, Davacı … Ltd Şti ile davalı … A.Ş arasında İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, … mahallesi, … pafta, … ada, … parsel üzerinde proje geliştirilerek inşaatın yapılması ve satış işinin gerçekleştirilmesi ortak amacı ve iradesiyle adi ortaklık sözleşmesi akdedildiği, bu ortaklığın …sicil numarası ile ticaret siciline kaydedildiği, sözleşmeye göre davacı ve davalı şirketlerin müşterek imza ile ortaklığı temsile yetkili kılındığı, bilahare davalı … A.Ş’nin münferit olarak arsa sahipleri ile Bakırköy … Noterliği’nin 23/10/2014 tarihli … Yevmiye Numarası ile “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” imzaladığı, bu sözleşmenin eki olarak adi or- taklığın tarafları ve arsa sahipleri ile akdedilen olan 26/08/2016 tarihli sözleşmede; yükleniciye isa- bet edecek olan gayrimenkullerin adi ortaklık adına tapuda elbirliği mülkiyeti şeklinde tesisinin karar- laştırıldığı, ancak TAGBİS sistemi üzerinden celp edilen tapu kayıtlarına göre dava konusu 32 adet taşınmazın davalı … A.Ş adına tescil edildiği görülmüştür. İbraz edilen sözleşmeler ve tapu kayıtlarına göre “yaklaşık ispat koşulu” gerçekleşmiştir. Dava konusu taşınmazların mülkiyetinin elbirliği halinde adi ortaklığa ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil talepli iş bu davada, dava konusu olan taşınmazlar üzerine tedbir tesi- sinde usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Teminat yönünden: 6100 sayılı HMK’nun “İhtiyati Tedbirde Teminat Gösterilmesi” başlıklı 392. Maddesinde; (1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez. (2) Asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması üzerine teminat iade edilir” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dava ,tapu iptali ve tescil, ipoteğin terkini taleplerine ilişkin olup dava değeri 8.500.000,00 TL olarak gösterilmiştir. İlk derece mahkemesince davalı … A.Ş adına kayıtlı olanların devir ve ayni hak tesisi konusunda devir ve temlikinin önlenmesi bakımından teminatsız olarak ihtiyati tedbir tesis edilmiş ise de, HMK 392/1 md gereğince, dosya içeriğine göre, ihtiyati tedbir talep eden davacının haksız çıkması halinde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık bir miktar teminat alınması gerektiği değerlendirilmiş, ilk derece mahkemesince teminatsız olarak tedbire hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. Bu yönüyle kararın düzeltilmesi yoluna gidilmiş, HMK 353/1-b2 md gereğince esas hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalı… adına kayıtlı üç adet taşınmaz üzerine”Davalıdır” şerhi konulması ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede ise ;”davalıdır” şerhine ilişkin karar HMK 341. maddede sayılan ve istinaf yolu ile incelenebilecek nihai kararlardan olmadığından bu talep ile ilgili istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A- Davalı …’un “davalıdır” şerhi ile ilgili istinaf dilekçesinin HMK 353/1-ç maddesi gereğince reddine, B- Davalı … Anonim Şirketi ‘nin tedbir ile ilgili istinaf başvurusunu HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, DAVACININ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜNE, iş bu kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde, davacı tarafça dava değeri olan 8.500.000,00 TL’nin % 10’u oranında takdir olunan temi- natın mahkeme veznesine yatırılması halinde davalı … A.Ş adına dava konusu taşınmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin dava sonuna kadar tedbiren önlenmesine, Davalı … adına olan üç adet taşınmaz yönünden ise takdiren 500.000,00TL nakdi teminat yada kesin ve süresiz olmak kaydı ile teminat mektubu mukabili karşılığında “davalıdır” şerhi konulmasına, Tedbire ilişkin kararın infazı için karardan bir örneğin Bakırköy Tapu Müdürlüğü’ne gönderilmesine, tedbir sonucunun mahkemeye bildirilmesinin istenmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin esas kararla birlikte mahkemesince değerlendirilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/05/2022