Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1213 E. 2022/1501 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1213
KARAR NO: 2022/1501
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2021
NUMARASI: 2020/236 E – 2021/502 K
/İstanbul Şişli/ İSTANBUL
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; dava konusu 4803390 kurulu bulunduğu işyerinde, davalı şirket kontrol elamanları tarafından müvekkiline ait işyerinde tutulan 13.10.2016 tarihli ve… seri no.lu zabıt gereğince, müvekkil sayacının normalin dışında tüketim kaydettiği ve R VE S fazlarının zayıf sinyal verdiği gerekçesiyle 05.10.2015-05.10.2015 dönemi için bir yıl geriye gitmek suretiyle tespit edilen güç üzerinden mükerrer olarak 49.591,50 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, Müvekkilinin bu dönemde kullandığı elektrik bedelinin tamamını ödediği halde tamamen varsayıma dayalı olarak yapılan dava konusu tahakkukların iptalinin gerektiğini, Müvekkil firmanın aylık 4.500-5.000 TL ‘lik fatura ödediğini, Müvekkilinin sanayi sicil belgesi olması nedeniyle elektriği %20 indirimli ödediğini, Davalı şirket tarafından sayaç sökülerek de davalı şirket tarafından takılı orijinal mühürün sayaç üzerinde olduğunu, Sayaca herhangi bir müdahale söz konusu değilken davalı şirket bünyesindeki laboratuarda kendi elamanlarınca tutulan “…R,S ve T fazları uzaktan kumanda ile Şönt yapılarak devre dışı bırakılarak eksik tüketim yapması sağlandığı gerekçesiyle…” dava konusu kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, Sayaca müdahale edildiği dönem günlük ortalaması ile 13.10.2016 sonrası tüketimlerinin birbiriyle orantılı olduğu ve tüketimler arasında dengesizlik bulunmadığını, ortalama tüketim değerlerinin, davalı kurumca tutulan tutanak sonrası ortalama tüketim değerleriyle orantılı olması, davalı elektrik şirketinin: R,S ve T fazlarının uzaktan kumanda ile sayaca müdahale ederek sayacı çalışamaz hale getirdiği iddiasını çürüttüğünü, Müvekkilinin işyerinde kurulu bulunan … no.lu tesisat ilgili tutanak 13.10.2016 tarihli ve … seri no.lu zabıt gereğince, R ve S fazlasının zayıf sinyal verdiği gerekçesi hiçbir maddi ve hukuki temeli olmadan 48.591,50 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, Müvekkilinin ticari faaliyeti gereği tükettiği enerji bedelinin davacı şirkete tamamen ödenmiş olması ve tüketim endeks hareketlerinin devamlı olarak davalı şirketin kontrolünde olması ve tutanak sonrası ortalama tüketimde dikkate alındığında tamamen gerçeğe aykırı olarak tahakkuk edilen enerji bedelinin sayaçtaki kayıtlı normal bedeli dışında kalan tamamı 49.591,50 TL oranında borçlu olmadıklarının tespiti ile vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı kuruma yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin iş yerinde kurulu olan … nolu tesisata ait mahalde 05.10.2016 tarihinde müvekkil şirket tarafından yapılan kontrolde; “sayacın ekranı yok, impulse atmıyor” gerekçesi ile şirketin kaşesi ve yetkili imzası da alınıp,… seri nolu sayaç değiştirme tutanağı ile sayaç sökülerek, laboratuar muayenesine sevk edildiğini, Laboratuarda yapılan kontrolde; “sayacın damga mühürleri ile oynanmış, sayacın R,S,T akım ölçüm uçlarına elektronik uzaktan kumanda devresi bağlanarak Şönt yapılmış, sayacın ekranı kapalı, kayıt yapmıyor, kaçak işlemi uygundur.” sonucunun çıktığını, Çıkan sonuca istinaden, “…” adına … seri numaralı zabıt varakası tanzim edildiğini, İlgili zabıt için, yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak, tespit edilen güç üzerinden hesaplama yapıldığını, bu hesaplama neticesinde, 1.791,30 -TL kaçak, 48.591,50 TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplam 50.382,80TL bedel tahakkuk ettirildiğini Nitekim davacının kaçak elektrik kullandığı sabit olup, iş bu dilekçe eki ile sunulan tüketim ekstresinde de tutanak tarihi sonrasına ait tüketimde gözle görülür bir şekilde artış meydana geldiğini, Davacı adına 26.01.2010 tarihinde abone sözleşmesi bulunduğunu, sayacın davacı döneminde kayda alındığını ve bu sayaçtan başka elektrik kullanan olmadığını, Tüm bu hususlar doğrultusunda davacının kaçak elektrik kullandığının aşikâr olduğunu, Yargıtay 3.H.D.’nin E. 2014/20614 K. 2015/17134 T. 3.11.2015 tarihli ilamında: “Dava konusu uyuşmazlık, davalı tarafından tahakkuk ettirilen kaçak elektrik faturası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen miktarın istirdadı istemine ilişkindir. Somut olaya bakıldığında ise; Yargıtay 19.H.D.’nin 28.03.2011 tarih ve 2011/1285 Esas- 2011/4014 Karar sayılı bozma ilamı içeriği incelendiğinde görüleceği üzere, “dairenin bozma ilamının kaçak faturasının düzenlenmesi yani hesap şekli ile ilgili olduğu, zira bozmadan önceki asıl ve ek raporda kaçak kullanım bulunmadığı yönünde bir görüşe yer verilmediği, dosyaya bir örneği sunulan kaçak elektrik tutanağında dava konusu sayacın kulak mühürlerinin orijinal olmadığının belirtildiği ve yine bir örneği dosyaya sunulan sayacı muayene kağıdında ise sayacın kulak mühürleri ve numaratörleriyle oynanmış olduğunun açıklandığı, bu tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu” ifade edilerek kaçak kullanım bulunduğunun kabul edildiğini ve buna göre inceleme yapılması gerektiğinin belirtildiğini, Yukarıda arz ve izah edilen hususlar ve re ‘sen tayin ve takdir edilecek nedenlere nazaran davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda; “Davacı kaçak elektrik kullanmadığını ispat edemediğini, davalının dava hakkındaki kaçak ek tuhakkuk bedeli hesaplama yöntem ve biçimi yönetmelik ve yasaya uygun olmakla, kaçak tutanağı da aksi sabit olana kadar geçerli olduğundan davanın reddine dair karar usul ve hukuka uygun bulunmadığı” gerekçesiyle davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Dairemizden verilen sözkonusu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2020 tarih ve 2019/1624 E. – 2020/354 K sayılı ilamıyla ” Dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor arasındaki çelişki giderildikten sonra davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak kullanım bedelinin tutanak tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddeleri çerçevesinde hesaplanması konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği” gerekçesiyle temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan 6100 sayılı HMK’ nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3/2 maddesi; “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” hükmünü içermektedir. 20/07/2016 tarihinden önce bir dosyada verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulmuşsa, o karar Yargıtay tarafından bozulmuş olsa dahi bundan sonra verilecek kararlarla (bozmadan geçmiş dosyalarla ilgili verilecek kararlar) ilgili olarak da başvurulması gereken kanun yolu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun istinafla ilgili değişikliklerinin yapılmadan önceki hâline ilişkin düzenlemeler gereği temyiz ve koşulları varsa karar düzeltme yoludur. İstinaf yolu söz konusu olmayacaktır. Burada sonradan verilen kararın 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş olmasının önemi yoktur. Daha açık anlatım ile daha önce Yargıtay incelemesinden geçen bir dosyada verilen kararın istinaf edilmesi mümkün değildir. 20/07/2016 tarihinden sonra verilen karar ile ilgili olarak öncesinde bir temyiz incelemesi yapılmamışsa, bu tarihten sonra verilen kararlara karşı başvurulması gereken kanun yolu istinaf yolu olacaktır. Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır. Davada, mahkeme hükmünün Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2019/1624 Esas – 2020/354 Karar ve 20/01/2020 tarihli bozma kararı ile Yargıtay denetiminden geçtiği, istinaf edilen bu kararın ise Yargıtay bozma ilamı sonrası verilen karar olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin kanun yolunu hatalı nitelendirmesi, karara karşı istinaf yoluna başvurulma sonucu doğurmaz. Aksi halde uygulamanın HMK’nın geçici 3. maddesine aykırı olacağı açıktır. Bu nedenle, temyiz yolu açık kararın bağlı olduğu usul hükümleri çerçevesinde Yargıtay’a gönderilmesi gerektiği halde, sehven İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği anlaşıldığından, istinaf yoluna bağlı olmayan bu karara karşı dosyanın Yargıtay’a gönderme işlemi yapmak üzere ilgili mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosyanın, HMK geçici 3. maddesi uyarınca, evvelce temyiz incelemesinden geçip esasla ilgili de değerlendirilme yapılmış olduğundan, istinaf yoluna değil, temyiz yoluna tabi olduğu anlaşılmakla, temyiz nitelemesiyle Yargıtay ilgili dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden tarafa iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/05/2022