Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1210 E. 2023/438 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1210
KARAR NO: 2023/438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2022
NUMARASI: 2016/770 E – 2022/109 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili kurum arasında “… Mah. … Cad. No:… Kağıthane/İSTANBUL” adresindeki işyerinde 922425 no’lu aboneliğe ilişkin abonelik sözleşmesinin mevcut olduğunu, davalı şirketin … Marka … seri nolu aktif sayaç, … marka … seri nolu reaktif sayaç, … marka … seri nolu kapasitif sayacı müvekkili kurumca 10/11/2011 tarihinde söküldüğünü, yerine … marka … seri no’lu sayaç takıldığını, müvekkili kurum tarafından sayaçların incelemeye alınması sonucunda … Marka … seri nolu sayacın 31/01/2012 tarihli muayene sonuç formunda sayacın orijinal olmadığının ve “sayaç içerisinde numaratörle oynanmış, numaratör üzerinde izler var. Kaçak işleminin yapılması uygun olduğu” tespiti yapıldığını, aynı şekilde … Marka … seri nolu sayacın da 31/01/2012 tarihli muayene sonuç formunda sayacın orijinal olmadığının ve “sayaç içerisinde numaratörle oynanmış, numaratör üzerinde izler var. Kaçak işleminin yapılması uygun olduğu” tespiti yapıldığını, Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13. maddesinin 1. fıkrasına göre “Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik tüketimi olarak tanımlandığını, kaçak elektrik haksız fiil kullanımı olup, sonuçlarından haksız fiil işleyen kişinin sorumlu olduğunu, hukukta gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğunu, zarar görenin haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği Yargıtay’ın temel içtihatlarından olduğu gibi temel hukuk bilgilerinden olduğunu, hal böyleyken kaçak elektrik kullanan davalı kurum işbu haksız fiilinden sorumlu olduğunu, müvekkili kurumun Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve EPDK’nun 29/12/2005 tarih ve 622 Sayılı Kararı’na uygun olarak kaçak elektrik tahakkuku yaptığını, davalının kaçak elektrik tüketiminden doğan borcu daha önce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davalının itirazı üzerine İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/913 E., 2016/377 K. sayılı dosyası ile taraflarınca itirazın iptali davası ile dava konusu yapıldığını, fakat davalı ile yapılan şifahi görüşmeler sürecinde, takibi yapılamayan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/913 E. sayılı dosyası delil tespiti mahiyetinde olduğundan bu dosyada yapılan yargılama giderlerinin de tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, kaçak elektrik tahakkuku toplamda 222.733,90 TL bedelinde olmasına karşın müvekkili kurum davalı ile görüşmeler sonucu iyiniyetle yaklaşarak hak edilmeyen indirime gittiğini, tahakkuk hesabı, faizler hariç olmak üzere 61.447,10 TL olarak hesaplandığını, buna rağmen ödeme yapılmadığını beyanla davanın kabulü ile, müvekkili kurumun davalıdan 61.447,10 TL asıl alacağın haksız fiil tarihi olan 10/12/2011 tutanak tarihinden itibaren işletilecek %17,75 oranından aşağı olmamak üzere ticari reeskont faizi ile tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ;davacı şirket, davalı müvekkili şirketin belirtilen adreste kullandığı elektrik tesisatındaki sayacın mühürlerinin orijinal olmadığını ve numaratörlerinde elle temas bulunduğu iddiasıyla kaçak elektrik işlemi yaptığını ve toplam 224,573,69TL kaçak elektrik cezası ve KDV tahakkuk ettirilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, itirazları üzerine takibin durduğunu ve davacı şirket İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2012/132 Esas numarasında görülen takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatı ve ücreti vekalete karar verilmesi talepli itirazın iptali davası açtığını, İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce seçilen Uzman bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve itiraz üzerine düzenlenen ek bilirkişi raporlarını esas alarak karar veren İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi 28/04/2014 tarih ve 2014/97 karar sayılı kararıyla; Müvekkil şirketin işyerinden sökülen sayacın doğru ölçüm yapıp yapmadığının tespitini yapması gereken kurumun bu tespiti yapmadığını, davacı elektrik şirketinin müvekkili … Anonim Şirketi’nin, sayacın tesisattan sökülmeden önceki dönemlerdeki elektrik tüketimi ile yeni sayaç takıldıktan sonraki dönem tüketimlerinin karşılaştırmasının yapmadığını, davacı elektrik şirketinin yürüttüğü işlemlerin eksik ve yerinde olmadığı, davacı şirketin, davalının kaçak elektrik kullandığına ilişkin kamıtlanamayan davasının reddine karar verildiğini, davacı şirketin temyiz başvurusu üzerine, kararı inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı 18/06/2015 tarih ve 2014/15855 Esas, 2015/11316 Karar sayılı kararıyla, İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce seçilen bilirkişinin elektrik tüketim bedeli konusunda uzman olmadığı gerekçesiyle, içinde elektrik tüketim hesabı konusunda uzman mühendislerin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi kuruluna verilmesi ve bu şekilde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesine karar vererek hükmü bozduğunu, temyiz incelemesi sonucuna uyarak davayı yeniden görüşmeye başlayan İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/915 Esas sayılı davayı takip etmeyen davacı kurum, üç aylık yasal süre içinde davayı yenilememiş ve Mahkemece davanın açılmamasına karar verildiğini, taraflarca temyiz edilmeyen 12/05/2016 tarih ve 2015/913 Esas, 2016/377 sayılı kararın kesinleştiğini, davacı kurumun İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı kaçak elektrik kullanımı suçundan dolayı Şirket Yöneticisi, … TC. kimlik numaralı …, İstanbul 33.Asliye Ceza Mahkemesi’nde TCK 163.maddesi uyarınca yargılandığını, Mahkemece uzman bilirkişiden rapor alındığını, Uzman Bilirkişi Raporunda, kaçak olduğu iddia edilen dönem ile, yeni sayacının takılmasından sonraki tüketim miktarının gayet uyumlu olduğunu, değişim protokolünde Pano mührünün mevcut olduğunu, bu mühür koparılmadan sayaçlara müdahale edilemeyeceğinden, sanık adına kaçak tespit tutanağı da tanzim edilmediğinden, tüketim kaybının olmadığı belirtilerek, sanığın atılı suçları cezalandırılmasına yeterli, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği gerekçesiyle beraatına karar verildiğini, 27/06/2014 tarih ve 2013/208 Esas, 2014/308 Karar sayılı kararın kesinleştiğini, hem 35.Asliye Ceza Mahkemesi hem de 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce seçilen uzman bilirkişilerin, davalı kurumun yaptığı işlemlerin eksik ve yerinde olmadığını tespit ettiğini ve davalı müvekkili şirketin kaçak elektrik kullandığına ilişkin hiçbir kanıtın bulunmadığını ortaya koyduğunu, durumun bu kadar açık ve net olarak ortaya çıkmasına karşın, davalı kurumca yeniden başlatılan alacak davasında; dava konusu bedelin 224.573,69TL ‘den hangi gerekçelerle indirime gidildiğini ve dava değerinin 61.447,10 TL olarak belirlendiğini bilmediklerini, dava dilekçesinde belirtilen ve son ödeme tarihi 12/02/2015 olarak belirtilen kaçak elektrik tüketim tahakkuku, davalı müvekkili bilgisi dışında, tek taraflı gerçeği yansıtmayan, müvekkili şirkete tebliğ edilmeyen bir alacağı gösterdiğini, müvekkili şirketin, bu hesaplamalardan da, böyle bir tahakkuktan da ne bilgisi ne de ilgisinin olmadığını, davalı şirketle yapılan görüşmeler sonucu böyle bir indirime gidildiği gerçek dışı soyut bir iddia olduğunu, müvekkili şirketin, hiçbir biçimde kaçak elektrik kullanmadığını, kaçak elektrik iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin elektrik kullanımından dolayı adına tahakkuk ettirilen borçlarını eksiksiz biçimde ödediğini, davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı şirketin kaçak elektrik kullanmadığı, kaçak elektrik tüketim de yapmadığı, bu sebeple davacı elektrik şirketine herhangi bir borcunun olmadığı, kaçak tüketim yapıldığı iddia edilen dönem ile yeni sayacın takılmasından sonra doğru şekilde ölçüm yapılan tüketim dönemleri arasında tüketim miktarları yönünden farklılık bulunmadığı, aksine tüketim miktarlarının benzerlik gösterdiği, pano mührü sökülmeden pano içinde yer alan sayaçlara müdahale edilmesinin imkansız olduğu, pano mühründe usulsüzlük bulunmadığının davacı şirketin kendisinin yaptığı kontrollerde 10/11/2011 tarihli yine kendisinin düzenlemiş olduğu sayaç değiştirme protokolü ile sabit olduğu, nihayetinde kesinleşen ceza mahkemesi ilamına göre davalı şirketin iş yeri adresinde kaçak elektrik kullanmadığının sabit olduğu gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya ibraz edilen sayaç muayene formlarının aksi ispat edilinceye kadar geçerli delil olduğunun Yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğu, Uyuşmazlığa ilişkin mevzuat hükümlerinin açık olduğu, . 31.12.2005 tarihli ve 26040 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 622 Sayılı Kurul Kararı1-C-1-a maddesinde: “a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre,( Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük yapılan incelemeler sonucunda, tüketimin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)” ihtilafsız tüketim döneminin zabıt öncesindeki tüketim değerlerinden seçileceğinin belirtildiği, müvekkil şirket tarafından da usulüne uygun tespitler doğrultusunda mevzuatta bildirilen yöntemlerle fatura tanzim edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporları ise eksik değerlendirme neticesinde oluşturulmuş olup; raporların çelişkili olduğu, bu raporlara dair itirazları giderilmeksizin hükme esas alınamayacağının tartışmasız olduğunu, diğer yandan bilirkişilerce de kabul edildiği üzere ; davalının kullanımındaki sayacın her ne sebeple olursa olsun hatalı tüketim kaydettiği,bir an için bilirkişilerin dediği gibi sayaçtaki numaratörlerle davalıdan önceki abonenin oynamış olabileceği düşünüldüğünde dahi bilirkişilerce eksik tüketim hesabı yapılması gerektiği, yargılamada bir çok bilirkişi raporu alınmış ise de ,hiç birisinin uyuşmazlığı çözmeye yeterli olmadığı, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, alacak talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacı ile davalı şirket arasında abonelik sözleşmesi ilişkisi mevcut olup, davalı şirketin “… Mah. … Cad. No: … Kağıthane / İSTANBUL” adresindeki iş yeri için … numaralı elektrik aboneliği yapılmıştır. Davacı elektrik şirketi tarafından davalının iş yeri adresinde 10/11/2011 tarihinde iş yerine ait aktif sayaç, reaktif sayaç ve kapasitif sayaç sökülmüş, yerine yeni sayaçlar takılmıştır. Sayaçların incelemeye alınması sonucunda … Marka … seri nolu sayacın 31/01/2012 tarihli muayene sonuç formunda sayacın orijinal olmadığının ve “sayaç içerisinde numaratörle oynanmış, numaratör üzerinde izler var. Kaçak işleminin yapılması uygun olduğu” tespiti yapıldığı, aynı şekilde … Marka … seri nolu sayacın da 31/01/2012 tarihli muayene sonuç formunda sayacın orijinal olmadığının ve “sayaç içerisinde numaratörle oynanmış, numaratör üzerinde izler var. Kaçak işleminin yapılması uygun olduğu” tespiti yapıldığı görülmüştür.Davacı elektrik şirketi tarafından, sayaçlar sökülüp alındıktan sonra laboratuvar incelemesi sonuçlarına göre , kaçak işlemi uygulanarak ,tahakkuk yapıldığı bildirilmiştir.Mahkemece yargılamada bilirkişi heyet raporları alınmıştır. Alınan bilirkişi raporlarının birbirini doğruladığı, Sayaç muayene talep ve sonuç formuna göre; “sayaç mühürlerinin orijinal olmadığı, sayaç içerisinde numaratör üzerinde izler var” neticesinin verildiği, ilgili tespitlere ilişkin davacı tarafından düzenlenmiş Kaçak/Usulsüz Elektrik Tesbit Tutanağına dosya içeriğinde rastlanmadığı, Pano mühürlerinde bir usulsüzlük tespitinin bulunmamasının yanı sıca ilgili tesisat endeks dökümünde sayaç değiştirme öncesi ve sonrasında tüketim değişiminde fark olmamasının söz konusu … marka … seri nolu aktif sayaç ve 1980 yılında imal edilmiş … marka … seri nolu reaktif sayaçlara müdahalenin Davalının aboneliği öncesi tarihlerde (dönemde) yapıldığı izlenimi verdiği,0.12.2011 tarihli … seri nolu İlk Endeks ve Değiştirme Protokolü ne göre “sayaç değişti, Çıkan sayaçlar laboratuvara gönderildi. Modem takıldı. Bağlantı kurularak Sayaç okundu. Pano tekrar mühürlendi” açıklamasının olduğu, pano Mühürleri konusunda bir usulsüzlük tespiti bulunmadığı, Pano mührü koparılmadan sayaçlara müdahale edilemeyeceği, İlgili tesisata ait sayaçların hiç birinin 10 yılda bir davacı tarafından yapılması gereken muayenesinin yapılmadığı, Dava konusu sayaçların 30 yıldır kullanımda oldukları dikkate alındığında, her sayacın üretim tarihlerinin sayacın ön yüzünde endeks gösterge numaratörlerinin yakınında bulunması, davacı kurum yetkili personelinin ayda bir defa endeks okuma işlemini gerçekleştirdiği bu esnada sayaç üretim tarihini gördüğü, ilgili personelin sayacın on yılda bir muayenesinin yapılması gerektiğinin bilgisine sahip olması düşünüldüğünde, Sayaç değiştirme işlemi sırasında tutulan protokolde panonun tekrar mühürlendiği ifadesinin panonun sayaç değiştirme öncesinde de mühürlü olduğunu gösterdiği, Pano mühürüne müdahale etmeden sayaç Üzerinde numaratörde değişiklik yapılamayacağı, Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında, Numaratörle oynanmış ve numaratör üzerinde izler var, kaçak işleminin yapılması uygundur şeklindeki Sayaç Muayene Talep ve Sonuç Formunda belirtilen görüşe göre sayaçlara müdahale edildiğini göstermesine karşın, davalıya sözleşme yapıldığında yeni sayaç takılmaması eski sayaç ile devam ettirilmesi, bu esnada sayacın muayenesinin yapılmaması, numaratörle oynanması suretiyle kaçak elektrik kullanmasının, 30 yıl boyunca her ay sayaçların pano mührünün sökülerek daha sonra da hem aktif hem de reaktif sayaç mühürlerinin sökülerek numaratörler üzerinde zorlamak suretiyle endeks değerinin düşürülmesini gerçekleştirdiği ve tekrar sayacın ve panonun mühürlendiği düşünüldüğünde bunun mümkün olamayacağı, 30 yıl boyunca her bir sayacan ve pano mührünün 360 defa sökülüp takılması ve sayaç numaratörünün 360 defa değiştirmeye zorlanması karşısında ne mühürlerin nede sayacın etkilenmemesinin mümkün olamayacağı, davalının kullandığı elektrik enerjisi miktarının dosyada bulunan endeks değerlerine bakıldığında hiç bir şüpheden uzak olarak otağan akışı içinde dengeli olduğu şeklinde tesbit ve görüşler beyan edilmiştir.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29/12/2005 tarihli ve 622 sayılı Kararının “kaçak elektrik kullanımı” madde 1: “Tesbit süreci ” başlıklı maddede bentler halinde kaçak tesbitinin nasıl yapılacağı açıklanmıştır.Eksiksiz düzenlenen bu tutanaklar,kaçak tahakkukuna esas alınacaktır. 622 sayılı Kararının “Süre” başlıklı bölümünde; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde, kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün alınır.” hükmüne yer verilmiştir.Dosyada, her iki sayaçla ilgili olarak 31/01/2012 tarihli laboratuvar sonuç raporları mevcuttur.Davacı tarafça ,bu sonuçlara istinaden tutulan kaçak tutanakları ibraz edilmemiş, bu hususta bilgi de verilmemiştir. İstinaf dilekçesinde ,davacı vekilince ” dosyaya ibraz edilen sayaç muayene formlarının aksi ispat edilinceye kadar geçerli delil olduğunun Yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğu ” şeklindeki beyanı dikkate alındığında,davacı tarafça ilgili yönetmeliğe uygun şekilde kaçak prosedürünün işletilmediği ve kaçak tutanakları tutulmadığı anlaşılmaktadır.Kaldı ki,davacı vekilinin iddia ettiği şekilde sayaç muayene formlarının aksi isbat edilene kadar geçerli bir belge olarak kabulü hukuken mümkün olmadığı gibi ,bu yönde Yargıtay’ın emsal bir kararı da bulunmamaktadır.Olsa olsa, usulüne uygun şekilde tanzim edilmiş,doğru bulgu ve belgele dayalı tesbit içeren kaçak tutanakları bu nitelikte sayılabilir.bu sebeple davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Yargılamada alınan bilirkişi kurullarının raporları, birbiriyle örtüşmekte olup, çelişki de bulunmadığından hüküm kurmaya elverişli olmakla, mahkemece itibar edilmesinde ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde, maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/02/2023