Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1202 E. 2023/439 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1202
KARAR NO: 2023/439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2022
NUMARASI: 2020/617 E – 2022/220 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili ile davalı arasında 04.01.2019 tarihinde Elektrik Satış Sözleşmesinin akdedildiğini, davalının imzalamış olduğu işbu sözleşmenin 7. maddesinde açıkça görüldüğü üzere sözleşmenin 2 yıllık olup, bitiş tarihinin 31.01.2021 olduğunu, davalının 31.01.2020 tarihinde sözleşme süresinden önce ve müvekkili sirket’e fesih ihbarı yapmadan farklı bir tedarikçiyle anlaşmış olduğunu, sözleşmenin 8.3 maddesine istinaden ceza faturası “Elektrik alımı yaptığı dönemde en yüksek fatura iki katı ve indirimler” olarak kesilmiş olduğunu, davalının muaccel borcunu ödemekten imtina ettiğini, muaccel 107.032,38 TL alacağın tahsili amacıyla aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı ile takibinin durduğunu, dava şartı olarak yer alan arabuluculuk kurumuna başvuru yapıldığını, anlaşamama yönünde son tutanak tutulduğunu beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin görüşmelerinde sözleşme süresinin 1(bir) yıl olarak belirlenmiş olup, tarafların iradesinin bu yönde olduğunu, sözleşmeye sehven yahut da davacının hile yapması neticesinde sözleşme süresinin 2 (iki) yıl yazılmış olduğunu, davacı bakımından bağlayıcı olan ve tarafların gerçek iradesini yansıtan 13.09.2019 tarihli davacı tarafından gönderilen mailde dahi sözleşme süresinin 1 (bir) yıl olduğunun taraflarca teyit edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin basiretli bir tacir olduğunu, hiçbir tacir elde edeceği menfaatten kat be kat fazla cezai şart bedeli ödeme pahasına sözleşmeyi süresinden önce feshetmeyeceğini, davacının iddiaları ticari hayatın olağan akışına dahi uygun olmadığını, sözleşme görüşmelerinde sözleşme süresi taraflarca 1 yıl olarak kararlaştırıldığından ve tarafların gerçek iradesi bu yönde olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme süresi olan birinci yılın sonuna doğru, sözleşme süresi dolduktan sonra sözleşme ilişkisini devam ettirmeyeceğine dair davacıya mail attığını, tedarikçi firmayı değiştirmek istediğini beyan etmiş olduğunu, davacı ise cevabi mailinde sözleşme süresinin 1 yıl olduğunu, sürenin dolmasını müteakip tedarikçi firma değişikliği yapılabileceğini beyan etmiş olduğunu, müvekkilinin sözleşme süresi olan bir yılın sonunda sözleşme ilişkisi sona erdiğinden başka bir tedarikçi firma ile sözleşmenin akdetmiş olduğunu, davacı tarafın sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde dahi sözleşmeye aykırı davranmış olduğunu beyan ederek davanın reddine, davacı aleyhine %’20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; taraflarca mutabakata varılan 1 yıllık sözleşme süresi 31.01.2020 tarihinde davalının, sözleşmenin 1 yıllık süresi 31.01.2020 tarihinde dolduktan ve sözleşme, sürenin dolması nedeniyle kendiliğinden sona erdikten sonra, davacı şirket ile çalışmayı sonlandırdığı ve başka bir elektrik şirketi ile çalışmaya başladığı anlaşılmakta olup; davalının sözleşmeyi haksız olarak sonlandırmadığı, bu nedenle de davacıya “cezai şart” ve “faizini” ödeme yükümlülüğü altına girmediği gerekçesiyle , davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 04.01.2019 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesi’nin 7. Maddesinde sözleşmenin süresinin 2 yıl olarak belirlendiği, aynı maddede, taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitim tarihinden 30 gün evvel sözleşmenin feshini ihbar etmemesi halinde sözleşmenin kendiliğinden 1 yıl uzayacağının düzenlendiği, S Türk Ticaret Kanunu’nun “Tacir Olmanın Hükümleri” başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrasında, “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir” hükmünün bulunduğu, olayda, tacir olan tarafların sözleşmeye konu edimlerin öncesi ve sonrası, getirisi ve götürüsünü, tüm koşullarını birlikte müzakere ederek mezkur sözleşmeyi akdettikleri ,sözleşme ile müvekkili davalıya sözleşme kapsamında elektrik tedarik etmeyi, davalı ise sözleşme kapsamında kullanacağı elektrik hizmetinden kaynaklanan ücreti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, Mahkemenin yargılamada aldığı, yasaya aykırı mezkur bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığı, 13.09.2019 tarihli e-mail yazışmasının sıhhati hakkında taraflarınca bir beyanda bulunulmadığı gerekçesiyle e-mail yazışmasının sıhhati ve içeriğinin tartışılması yoluna gidilmediğini belirtilttiğini, oysa ki karara dayanak bilirkişi raporuna karşı itirazlarınzda, e-mail yazışmasının yazılı sözleşmenin süresini değiştirecek mahiyette olmadığının beyan edildiği, ayrıca, …@…com.tr adresinden 13.09.2019 tarihli … tarafından gönderilen e-mail mesajı içeriğinden, taraflar arasındaki sözleşmede 2 yıl olarak düzenlenmiş olan sözleşme süresinin 1 yıla indirildiği hususunun kabul edildiği anlamını çıkarmanın ancak çok zorlama bir yorum yoluyla mümkün olacağı, tüzel kişi tacirlerin, ticari faaliyetlerini yetkili organları vasıtasıyla gerçekleştirdikleri, organların şirketin hangi faaliyetlerinde işlem yapmaya, şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunun önem kazandığı, taraflar arasındaki ticari faaliyeti kuran ve düzenleyen 04.01.2019 tarihli sözleşmenin, müvekkili Şirket yetkililerince düzenlenmiş ve imza altına alınmış olduğunu, müvekkili şirketi yükümlülükler altına sokan böyle bir sözleşmenin süre bakımından tadil edilmesini sağlayan işlemin de yine müvekkil Şirketi bu hususta ilzama yetkili organlarınca yapılması gerektiği, 13.09.2019 tarihinde …’in böyle bir yetkisinin bulunmadığı, yetkisiz şahsın yaptığı bir işlem de mutlak butlanla sakat olacağından müvekkili Şirket açısından hukuki bir sonuç doğurmayacağı, bu hususta olaya konu tarihlerde müvekkili Şirketi temsil ve ilzama yetkili organları gösteren imza sirkülerinin bu layiha ekinde sunulduğu, ilgili e-mail yazışmasının müvekkili Şirketi bağlayıcılığının olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeyi tadil etmediğine dair izahatilara halel gelmemek üzere bir an için 13.09.2019 tarihli e-mail mesajı ile taraflar arasındaki 2 yıl süreli sözleşmenin süresinin 1 yıla indirildiğinin kabulü halinde bile, müvekkili Şirketin haklılığının teslim edilmesi gerektiği, zira sözleşmenin 1 yıl olduğu kabul edilse bile, sözleşmenin 7. Maddesi gereğince sözleşmenin sona erme tarihinden 30 gün evvel sözleşmenin feshi hususunun müvekkiline bildirilmesi şartı ile bir yılın sonunda sözleşmenin fesholunduğunun kabulünü gerektirdiği, oysa ki davalı Şirket, 03.01.2020 tarihinden evvel müvekkili Şirket ile çalışmayı sona erdirmiş ve müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunmaksızın, başka bir tedarik lisansı sahibi şirket ile elektrik satış sözleşmesi imzalamış ve bu şirketin portföyüne fiili olarak geçmiş olduğu, davalı, sözleşmesinde mevcut yaptırımların farkında olarak bu işlemi yaptığı, yani davalının , fiili olarak sözleşmede yer alan hükümlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırdığı, davalının, bu eyleminin sonucunda, sözleşmenin 8.3. maddesinde düzenlenen cezai şartı ödemekle mükellef olduğu ,bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında, davacı şirket tarafından 107.032,38-TL cari hesap alacağı için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine, takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre , taraflar arasında imzalanan 04.01.2019 Sözleşmenin Süresi başlıklı bölüme göre ; Bu sözleşme elektrik tedarikinin başladığı tarihte yürürlüğe gireceği ve 2 (iki) yıl süreyle geçerli olduğu, tarafların herhangi biri sözleşme bitiş tarihinden itibaren 30 (otuz) gün önce sözleşmenin feshini ihbar etmezse, sözleşmenin kendiliğinden 1 (bir) yıl daha uzatılmış sayılacak olduğu ve sonraki dönemlerde de böyle devam edeceği düzenlemesi yer almaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf ,imzalanan Elektrik Satış Sözleşmesi sözleşmenin geçerlilik süresine ilişkindir. Dosya kapsamında cevap dilekçesi ekinde sunulan, davalının sözleşmeyi cezai şart hükümlerine tabi olmaksızın feshetmeye yönelik talebine ilişkin 04.09.2020 tarihli mail beyanı ile ilgili olarak, davacının mail cevabında “sözleşme süreniz 1 sene olması koşuluna istinaden talebiniz bu süre öncesinde olduğu için kabul edilememiştir” şeklinde cevap verildiği görülmektedir. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi heyeti raporunda özetle; “sözleşme görüşmeleri sırasında tarafların sözleşme süresinin 1 yıl olacağı hususunda mutabakata varmadıkları farz edilse bile, 04.09.2020 tarihli e-mail yazışmaları ile (veya kısa bir süre öncesinde) bu konuda mutabakata vardıkları ve dolayısıyla da sözleşmenin süresini 1 yıl olarak değiştirdiklerinin kabul edilmesi gerektiği, ayrıca sözleşme süresi boyunca davalının, davacıya olan bütün elektrik bedeli borçlarını da ödediği ,bu durumlar karşısında, davalının sözleşmeyi haksız olarak sonlandırmadığı, bu nedenle de davacıya “cezai şart” ve “faizini” ödeme yükümlülüğü altına girmediği; mahkemece sözleşme süresinin 2 yıl olduğu ve bu süre dolmadan önce sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak sonlandırıldığı kanaatine varılacak olursa, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 107.032,38 TL tutarında alacağı,davacının bu e-mail mesajındaki beyanından kanaatimizce, sözleşme süresinin 1 yıl olacağı hususunda tarafların sözleşme görüşmeleri sırasında mutabakata varmış olduğu ve fakat sözleşmeye sehven 2 yıl olarak yazıldığına yönelik iddiasını dosya kapsamı itibariyle yasal delillerle ispatlayamadığı; ancak rasında tarafların sözleşme süresinin 1 yıl olacağı hususunda mutabakata varmadıkları farz edilse bile, 04.09.2020 tarihli e-mail yazışmaları ile (veya kısa bir süre öncesinde) bu konuda mutabakata vardıkları ve dolayısıyla da sözleşmenin süresini 1 yıl olarak değiştirdikleri açıktır. Zira Esasen yazılı olan bu sözleşme süresinin yorum yoluyla değiştirilmesi mümkün değildir. Ancak yazılı olsa da bir sözleşmenin değiştirilmesi ve yeni bir hükmün sözleşme içeriğine işlenmesi şekle tabi değildir. Zira Elektrik Satış Sözleşmesi yasal bir geçerlilik şekline tabi bir sözleşme değildir. ” şeklinde görüş beyan edilmiştir. Mahkemece taraf şirketler arasındaki mail yazışmalarının ,HMK’nun 199. maddesi uyarınca belge niteliğinde olduğu, taraflarca mutabakata varılan 1 yıllık sözleşme süresinin 31.01.2020 tarihinde dolduğu kabul edilerek sonucu varılmıştır. Ancak tüzel kişi tacir olan davacı, ticari faaliyetlerini yetkili organları vasıtasıyla gerçekleştirdikleri, organların şirketin hangi faaliyetlerinde işlem yapmaya, şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunun tesbiti gereklidir. Davacı tarafça ,mail tarihlerde davacı … temsil ve ilzama yetkili organları gösteren imza sirküleri istinaf dilekçesi ekinde sunulmuştur.Buna göre ,davacı … yükümlülük altına sokacak tasarruf ve işlemler yönünden A,B,C,D,E grubu imza yetkisi aranacağı ,bazı işlemler için tek imza ve bazı işlemler için değişik imza gruplarından imzalar şartının bulunduğu, davalının sözleşmenin feshine ilişkin mail’ine cevap veren …@…com.tr adresinden 13.09.2019 tarihli e-mail gönderen …’in sözkonusu imza yetkilisi kişiler arasında bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu durumda ,her ne kadar sözkonusu sözleşme için sıhhat şartı olarak ,herhangi bir resmi şekil şartı mevcut değil ise de, sözleşmenin tadilinin geçerli olabilmesi ancak şirketin temsiline ilişkin belirlemelere göre yetkili veya yetkililerce yapılması gereklidir.Bu sebeple davacı şirketin yetkili temsilcisi tarafından gönderilmeyen ve bağlayıcılığı bulunmayan mail ile, sözleşmede açık ve net olarak yazılı bulunan 2 yıllık sürenin 1 yıl olarak değiştirildiğinin kabulü hukuken mümkün değildir.O halde, sözleşme süresinin 2 yıl olduğu ve bu süre dolmadan önce sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak sonlandırıldığı anlaşılmakla, sözleşme hükümlerine göre davalının cezai şart ile sorumlu olduğu ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 107.032,38 TL tutarında alacağı olduğu anlaşılmakla,davacının istinaf talebinin kabulü ile karar kaldırılarak,yeniden esas hakkında ,aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1- Davanın kabulü ile , İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında, davalının borca itirazın iptali ile takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamına, Takip konusu alacak likit olmadığından ,davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, 2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 7.311,38 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 1.292,69 TL peşin harcın mahsubu ile 6.018,69 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacıdan alınan 1.292,69 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 2.556,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 17.054,86 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 69,50 TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/02/2023