Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1199 E. 2022/1468 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1199
KARAR NO: 2022/1468
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2022
NUMARASI: 2022/45 E –
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/05/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Malları Paz. A.Ş (…) ile davacı şirket arasında 09.04.2020 tarihinde uzun süreli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin şartlarının birinin de 2.000.000,00 TL bedelli kesin ve süresiz banka teminat mektubunun kiracı tarafından kiraya verene teslim edilmesi olduğunu ve buna istinaden davacı tarafından … Bankası’nın 09.04.2020 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun dava dışı …’a verildiğini, 28.05.2020 tarihinde davacı şirketin kira sözleşmesini davalı şirkete devrettiğini ve davalı ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşme ile davalının 09.04.2020 tarihinden itibaren kiracı olarak kabul edildiğini, BDDK’nın 01.07.2021 tarihli 9647 sayılı kararı uyarınca davacı şirketin tasfiyesine karar verildiğini, 04.08.2021 tarihinde tasfiye kararı alınmasından sonra dava dışı … tarafından davalının kirayı ödememesi sebebi ile tasfiye halindeki davacı tarafından verilen teminat mektubunun davalının ödenmemiş kira bedeli olarak nakde çevrildiğini, bunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve sonuç olarak nakde çevrilmiş olan 2.000.000,00 TL bedelli teminat mektubu ödemesinden doğan alacağın teminatın nakde çevrildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep etmiş olup, ihtiyati haciz yönünden ise özetle; ihtiyati haciz kurumunun amacı, konusu para ya da para ile ölçülebilen alacaklara karşı yapılacak takiplerde alacaklıyı korumak olduğunu, diğer bir anlatımla ihtiyati haciz tamamen alacağın korunmasına yönelik bir işlem olduğunu, sağladığı bu geçici koruma ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulacağını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İhtiyati Haciz Şartları” başlıklı 257. Maddesine göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir maddesi ve 361 sayılı Kanunun 50A/4 hükmüne göre faaliyet izni kaldırılarak tasfiyesine karar verilen şirketler hakkında 5411 sayılı kanunun 106 ncı maddesinin ikinci, yedinci, dokuzuncu ve onuncu fıkraları 108, 109, 110, 132, 133, 134, 137, 138, 140, 141, 142 madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağını, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun ‘Fon ve faaliyet izni kaldırılan bankalara ilişkin malî istisnalar’ başlıklı 140. maddesinin beşinci fıkrasına göre “Fonun, Fon bankalarının ve tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin, mahkeme ilâmını alması ve tebliğe çıkartması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmesi ve her türlü ihtiyatî tedbir, ihtiyatî haciz ve tehir-i icra taleplerinde teminat şartı aranmaz.” Anlaşılacağı üzere müvekkili Tasfiye Halindeki Hedefevim tarafından ihtiyati haciz talebi için teminat yatırılması gerekmemekte olduğunu, aynı Kanun’un 109. maddesine göre de “Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankaların ana sözleşmelerinde yer alan düzenlemelerin, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi olmaksızın, genel kurul yapılmaksızın değiştirilmesine ve tescil ettirilmesine Fon yetkilidir. Fon, faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankaların hâkim ortaklarından ve tüzel kişi ortaklarının sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişi hissedarlarından ve yöneticilerinden, bunların eşlerinden, üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımlarından, evlatlıklarından ve kendilerini evlat edinenlerden kendilerine ait taşınmaz ve iştiraklerini, haczi caiz olan taşınır hak ve alacaklarını ve menkul kıymetlerini, her türlü kazanç ve gelirleri ile yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını ve ayrıca bildirimden önceki iki yıl içinde ivazlı veya ivazsız olarak iktisap ettikleri veya devrettikleri taşınmaz, haczi caiz taşınır, hak, alacak ve menkul kıymetlerini gösterir birer mal beyannamesi vermelerini istemeye yetkilidir. Mal beyannamesinin en geç yedi gün içinde Fona verilmesi zorunludur. Bu mal beyanının hüküm ve sonuçları hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun ilgili hükümleri geçerlidir. Fon, faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankada mevduat ve katılım fonu sahipleri ile diğer alacaklıların haklarını korumaya yönelik olarak gerekli göreceği her türlü tedbiri alır. Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankanın hâkim ortakları ve tüzel kişi ortaklarının sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişi hissedarları ve yöneticilerinin mal, hak ve alacaklarına Fonun talebi üzerine mahkeme tarafından teminat şartı aranmaksızın ihtiyatî tedbir veya ihtiyatî haciz konulabilir, bu kişilerin yurt dışına çıkışları yasaklanabilir. Bu şekilde alınan ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları, karar tarihinden itibaren altı ay içinde dava, icra ve iflas takibine konu olmaz ise kendiliğinden ortadan kalkar. İlgililer hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 11 inci bab hükümlerine göre açılacak iptal davalarında aciz vesikası şartı aranmaz.”. Bu maddede de görüldüğü üzere faaliyet izni kaldırılan yahut Fona devredilen söz konusu Şirketler bakımından, alacaklıların haklarının korunabilmesi için her türlü tedbirin alınması gerekmekte olduğunu, bu durumun herhangi bir şart ve koşula da bağlı olmadığını, huzurdaki dava kapsamında davalı TGM ve tasfiyeden önceki Hedefevim’in yönetim kurulu başkanları ile sahiplerinin aynı kişi olduğu gözetildiğinde Hedefevim’e ait yüklü bir meblağ içeren teminat mektubunun tasfiye kararının hemen ardından paraya çevrilmesi takdir edileceği üzere tedbir alınmasını gerektirmekte olduğunu, zira halkın tasarruflarının, patronun diğer şirketine aktarılması ve bu şekilde kişisel menfaat uğruna kullanılması söz konusu olduğunu, bu nedenle Tasfiye Halindeki Hedefevim’in alacağının korunabilmesi için ihtiyati haciz taleplerinin kabulünü talep etmiştir. “Mahkeme ihtiyati haciz talebinin reddine” karar vermiştir. Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK 344/1. maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin 2. hükmü kıyas yoluyla uygulanır” hükmü getirilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağından, davalı vekili tarafından yerel mahkeme kararı istinaf karar harcı yatırılmadan istinaf edildiğinden, mahkemece, yapılan bu açıklamalar doğrultusunda, öncelikle istinaf karar harcının mahkeme veznesine yatırması için muhtıra çıkarılarak ve harçların kesin süre içinde yatırılmasının sağlanması ile HMK 355, 352/1-ç ve 347.maddeleri uyarınca, bu eksikliğin giderilmesinden sonra dosyanın, istinaf incelemesi için dairemize gönderilmesini temin için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin kararı istinaf etmesine karşın, istinaf harcını yatırmadığı, Harçlar Kanunu HMK 352/1-ç, 344 ve 346. maddeleri uyarınca bu eksikliğin ikmalini sağlamak üzere, Dairemize gönderilmesinin temini için HMK 355, 352/1-ç ve 347. maddeleri uyarınca dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/05/2022