Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1198 E. 2023/287 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

İ
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1198
KARAR NO : 2023/287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin, yurt içi elektrik, doğalgaz ve ma- dencilik alanında hizmet veren bir kuruluş olduğunu, davalının müvekkili şirket ile akdettiği elektrik enerjisi satış sözleşmesinden kaynaklanan 5 adet fatura bedelini vadesi geçmiş olmasına rağmen ödemediğini ve/veya eksik ödediğini, yapılan yazılı ve sözlü görüşmelerden olumlu sonuç alına- madığından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, tarafların ara buluculuk sürecinde anlaşamadıklarını beyanla itirazın iptali ile takibin aynı koşullarla devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalının ikametgahı Sakarya İli, Hendek İlçesinde olduğundan uyuşmazlığın çözümünde Sakarya Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilİ tarafından imzalanmış her hangi bir sözleşme bulunmadığını, dava konusuyla ilgili olarak zımni bir sözleşme imzalanmasının da mümkün olmadığını, davacı tarafın mü- vekiline hizmet vermediğini, fatura olarak nitelendirilen ve 5 kalem olarak dava dilekçesinde sıralanan belgedeki bedelleri özellikle 12.366,61 TL tutarında olduğu söylenen faturayı kesinlikle kabul etmediklerini, müvekkilinin böyle bir bedelin karşılığı olacak tüketimi gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, davacının alacağa ilişkin faturaları ve karşılığı olan enerji harcamalarını ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk Derece Mahkemesi’nce: Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak 23.448,13 TL üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,00 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, İİK 67/2. maddesi gereğince 23.448,13 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 4.689,63 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde;
Cevap dilekçesinde müvekkili tarafından imzalanmış bir sözleşme olmadığı yönünde itirazda bulunduklarını, bu itirazın hem usul , hemde esası ilgilendirdiğini, “sözleşmenin olmadığını / yapılmadığını” söyleyen tarafın zaten bu sözleşmedeki (imza dahil) herşeyi reddettiğini, müvekkilinin imzalamadığı bir sözleşme ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bu durumda bakılması gere- ken ilk hususun böyle bir sözleşme olup olmadığı ve sözleşmenin kurulup kurulmadığı, müvekkilinin bu sözleşmeyi imzalayıp imzalamadığı hususu olduğunu somut bir dayanak olmadığı halde sözleşme- deki imzanın açıkça inkar edilmediğinden bahisle taraflar arasında sözleşmenin bulunduğu kabul edilerek müvekkilinin haklarının ihlal edildiğini,Cevap dilekçesinde ileri sürdükleri diğer itirazın ise mahkemenin yetkisine ilişkin oldu- ğunu, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olmadığından yetkili mahkeme ve icra dairelerinin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiğini, genel yetki kuralına göre müvekkilinin adresi itibariyle Sakarya İcra Daireleri’nin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu,
Diğer yandan davacının tacir olduğuna dair iddiayı da kabul etmediklerini, dosya içinde bu yönde delil bulunmadığını,
Ayrıca bilirkişi raporuna vaki itirazlarının giderilmediğini beyanla kararın kaldırıl- masını talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;
Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosya içinde mevcut İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; alacaklı … Enerji Elektrik Perakende Satış A.Ş. tarafından davalı… aleyhine 23/05/2017, 15/09/2017, 18/10/2017, 14/11/2017 ve 14/12/2017 tarihli 5 adet faturadan kaynaklanan 23.448,13 Tl asıl alacak + 82.88 TL işlemiş yasal faizden ibaret toplam 23.530,46 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız takibe girişildiği, davalı borçlunun ibraz ettiği dilekçe ile “genel kural uyarınca borçlunun ikametgahı icra dairesinin yetkili olduğu, ayrıca alacaklı olduğu belirtilen kurum ile herhangi bir sözleşmesinin olmadığı, takip konusu faturaları kabul etmediği”nden bahisle icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir.
1- İcra dairesinin ve mahkemenin yetkisi yönünden;
Borçlu HMK 6. Md gereğince icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazda bulun- muş, mahkemenin gerekçeli kararında BK 89. md gereğince icra dairesinin ve mahkemenin yetkili olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2018/2279 Esas, 2020/1202 Karar nolu 23/06/2020 tarihli, 2018/4119 Esas, 2020/60 Karar nolu 27/01/2020 tarihli, 2018/3257 Esas, 2019/5366 Karar nolu ve 02/12/2019 tarihli ilamlarında vurgulandığı üzere; itirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinden hukuken geçerli bir takibin yapılması ve süresi içinde itirazda bulunulması dava şartıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/14324 E., 2018/2929 K. Sayılı ilamında :
“Yapılan ilamsız icra takibinde borçlu, icra dairesinin yetkisi yanında borca veya faize itiraz etmiş ise açılan itirazın iptali davasında mahkeme ilk iş olarak icra dairesinin yetkili olup olmadığı yönünde bir inceleme yaparak bu hususta bir karar vermelidir. Dava açıldıktan sonra davalı cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itiraz etmiş ise hakim yetki itirazı konusunda tahkikata geçmeden en son ön inceleme duruşmasında bir karar vermelidir. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. HMK 7. maddesine göre ise borçlu birden fazla ise takip, bunlardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde yapılabilir. Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinde ve mahkemesinde de açılabilir.(HMK 10. mad.) TBK 89. maddesine göre para borçlarına ilişkin ifa yeri alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeridir.
Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkemece; (icra dairesinin) yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine , icra dairesinin yetkili olma- dığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir.(06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı)” denilmektedir.
Dosya içeriğine göre; takip ve dava bir miktar para borcuna ilişkindir.
a) Davalı tarafça, taraflar arasındaki sözleşme bütünüyle inkar edilmiş olup hukuken geçerli sözleşmelerde uygulanan HMK 10 maddesinde düzenlenen yetki kuralının somut olayda uygulanamayacağı değerlendirilmiştir.
b) Davalı takip tarihi itibariyle “… Hendek/ Sakarya” adresinde mernise kayıtlı olup (İİK 50 ve HMK 6.md) icra takibinde ve davada davalının adresinin bulunduğu yer icra daireleri ve mahkemeleri genel yetkili olduğu gibi BK 89 md gereğince alacaklının ticaret siciline kayıtlı olduğu “….Ümraniye İstanbul ” adresi itibariyle de İstanbul (Anadolu) icra daireleri yetkilidir. Alacaklının bu hususta seçimlik hakkı bulunmaktadır. Eldeki takip yetkili mahkemelerden biri olan İstanbul (Anadolu) İcra dairesinden başlatılmış olmakla davalının icra dairesinin yetkisine ve aynı nedenlerle mahkemenin yetkisine ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir.
2- Borca ilişkin istinaf nedenlerine gelince;
Takip konusu borç 01/12/2016-30/11/2019 dönemini kapsayan 04/04/2016 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesine ve bu sözleşme kapsamında düzenlenen faturalara dayalıdır.
Davalı vekili 09/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde; “müvekkili tarafından imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığını, dava konusuyla ilgili olarak zımni bir sözleşme imzalan- masının da mümkün olmadığını” beyan etmiştir.6100 sayılı HMK’nun “Yazı veya İmza İnkârının Sonucu” başlıklı 209.maddesinde “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet her hangi bir işleme esas alınamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Davalının cevap dilekçesindeki savunması değerlendirilmek üzere;
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapı- larak uyuşmazlık konusu dönemde , taraflar arasında elektrik tedarikine ilişkin bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, takip konusu faturaların defterlere kayıtlı olup olmadığı ,ödenip ödenmediği hususunun tespiti,
Ticari defterler itibariyle akdi ilişkinin varlığının tespiti halinde , sözleşmedeki imzanın aidiyeti hususunda inceleme yapılmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı, ancak böyle bir ticari ilişkinin defterlerde izlenememesi halinde, dava konusu sözleşme üzerinde HMK 211.vd madde- lerinde belirtilen usulde sahtecilik incelemesi yapılarak, sözleşme aslı üzerine davalıya atfen atılan imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınması, neticede sözleşme- deki imzanın davalının eli ürünü olmadığının tespiti halinde davalının bu sözleşme ile sorumlu tutu- lamayacağı, imzanın davalıya aidiyetinin tespiti halinde ise ,gerektiğinde elektrik mühendisi bilir- kişiden ek rapor alınarak sözleşme kapsamında davalının borcunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Davalının vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/01/2023