Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1155 E. 2023/706 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1155
KARAR NO: 2023/706
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2020
NUMARASI: 2017/804 E – 2020/655 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın talepleri üzerine davalı şirkete elektrik dağıtım hizmeti verildiğini, davalıya verilen bu elektrik hizmeti neticesinde de müvekkil şirketin, davalı borçludan ödenmemiş faturalar karşılığı 90.377,73-TL tutarında asıl alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “… mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, konusunda uzman Elektrik Yüksek Mühendisi bilirkişiden kök ve ek raporlar alındığı, bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan kök raporda, “…yapılan incelemede 6 adet faturalarda toplam 55.660,99 asıl alacak ve 4.050,69 TL geciken faizi olarak hesaplanan miktarların, taraflar arasında yapılan 01.04.2014 tarihli sözleşme hükümlerine tamamen uygun olarak (… numaralı tesisat ve … seri numaralı sayaç kullanılmak suretiyle) davacı yanca davalıya tahakkuku yapıldığını, 6 adet faturalarda toplam 34.716,74 TL asıl alacak tutarları ile buna göre yapılan gecikmenin faizlerinin davalıdan talep edilemeyeceğini, zira davacı yanca sözleşmede yazılı olmayan sayaca ait bilgilere göre davalıya hatalı tahakkuk yapıldığını, bu duruma göre, davalı yanca son ödeme tarihine kadar ödemesi yapılmadığı görülen 6 adet sözleşmeye uygun düzenlenmiş fatura bedelleri toplamı 55.660,99 TL asıl alacak ile 4.050,69 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 59.711,68 TL’nin takip tarihi itibariyle davacı alacağı olarak hesaplandığı …” şeklinde tespitler yapıldığı, kök rapora davacı yanca yapılan itirazlar sonucu itirazların değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alındığı, alınan ek raporda, “…kök raporda davacının alacak faturalarının sayısının 12 adet olması yerine 6 adet gösterildiğini, bu konuda davacı vekilinin itirazının yerinde görüldüğü, yeniden yapılan değerlendirme ve hesaplama sonucu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle, davalıdan 90.377,73 TL asıl alacak, 3.264,63 TL işlemiş faiz talep edebileceği …” şeklinde tespitler yapıldığı, bilirkişi tarafından tanzim edilen kök ve ek raporlarının denetlenmesinde de, kök raporda yapılan hesaplama hatasının ek raporda giderildiği ve bu haliyle de ek raporun kök raporu tamamlayıcı nitelikte olduğunun anlaşıldığı ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere ek raporun hükme esas alınmasına karar verildiği, tüm bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davacı-alacaklının davalı-borçludan 90.377,73 TL asıl alacak ve 3.264,63 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 93.642,36 TL alacaklı olduğu ve bu miktarlar üzerinden takip başlatmakta haklı olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davanın bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne ve ayrıca her ne kadar davacı yanca icra-inkar tazminatı talep edilmiş ise de, dava ve takip konusu alacak miktarının (likit) belirlenebilir olmadığı ve yargılama sonucu belirlendiği (Bknz. Yargıtay 3. H.D. 16/02/2017 Tarih ve 2015/16643 Esas-2017/1530 Karara sayılı kararı) anlaşıldığından,…” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile; Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 90.377,73 TL asıl alacak, 3.264,63 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 93.642,36 TL yönünden İPTALİNE, takibin bu miktarlar üzerinden takip talebindeki şartlarla DEVAMINA, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE, davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; elektrik abonman sözleşmesinden doğan alacaklar likit alacak olduğunu, müvekkilinin icra takibinde 3.500,75 TL tutarında faiz talep etmiş olmasına rağmen Yerel Mahkemece 3.264,63 TL tutarında faize hükmedilmesinin de eksik ve hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Dava, ödenmemiş fatura alacaklarının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlattığı, 90.377,73 TL asıl alacak ve 3.500,75 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 93.877,48 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, davalı-borçlu tarafından borca, faize ve yetkiye itiraz sonucu, davacı alacaklının yetki itirazını kabul edilerek dosyanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına gönderilerek kaydedildiği, ödeme emri tebliğe çıkartıldığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu görülmektedir. Mahkemece bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkemece de benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi kök raporunda bilirkişi; 6 adet faturalarda toplam 55.660,99 asıl alacak ve 4.050,69 TL geciken faizi olarak hesaplanan miktarların, taraflar arasında yapılan 01.04.2014 tarihli sözleşme hükümlerine tamamen uygun olarak (… numaralı tesisat ve … seri numaralı sayaç kullanılmak suretiyle) davacı yanca davalıya tahakkuku yapıldığını, 6 adet faturalarda toplam 34.716,74 TL asıl alacak tutarları ile buna göre yapılan gecikmenin faizlerinin davalıdan talep edilemeyeceğini, zira davacı yanca sözleşmede yazılı olmayan sayaca ait bilgilere göre davalıya hatalı tahakkuk yapıldığını, bu duruma göre, davalı yanca son ödeme tarihine kadar ödemesi yapılmadığı görülen 6 adet sözleşmeye uygun düzenlenmiş fatura bedelleri toplamı 55.660,99 TL asıl alacak ile 4.050,69 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 59.711,68 TL’nin takip tarihi itibariyle davacı alacağı olarak hesaplandığını, mütalaa etmiştir. Bu rapora davacı tarafın itirazı üzerine düzenlenen ek raporda; ” Dosyaya sunulan taraflar arası (01.04.2014 tarihli) sözleşmede, sadece … sayılı tesisata bağlı … sayılı sayacın gösterildiğini, … seri numaralı sayacın ve tesisatın gösterilmediği, bu nedenle bilirkişilikçe 6 adet davacı alacak faturalarının kök raporda da ele alınmaması bilirkişilikçe kabul edilmişti. Ancak kök raporda görülmeyen 6 adet faturalara ait … seri numaralı sayacın 01.04.2014 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan ek belgede görülmesi üzerine, bilirkişilikçe yapılan bir hata olduğu, yenıden yapılan değerlendirme ve hesaplama sonucu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle, davalıdan (90.377,73 TL) Asıl Alacak, (3.264,63 TL) İşlemiş faiz olduğu” hesaplanmıştır. Taraflar arasında 01.04.2014 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, bilahare 01.04.2016-31.03.2017 tarihleri arasında ikili anlaşma yapıldığı, tesisat ve sayaç numaralarının gösterildiği ek raporda bu sayaç numaralarına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, ek raporda ilk raporda değerlendirilmeyen sözleşmeye göre tesis edilen sayaç ve faturalar nedeniyle hesaplama yapılması usul ve yasaya uygundur. Hükme dayanak yapılan ek rapordahesaplanan faizin de doğru olduğu , raporun taraf ve yargısal denetimine elverişli bulunduğundan yeni bilirkişi incelemesine gerek olmadığı açıktır. İcra inkar tazminatı yönünden ise; İİK 67/2 maddesinde ” Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” denilmektedir. Borçlunun icra inkar tazminatı ile mahkumiyeti açısından itirazın kötü niyetli olması şartı aranmayıp geçerli bir takibin ve itirazın bulunması, takip konusu alacağın belirlenebilir (likid) alacak olması ve davalının itirazında haksız olması gerekmektedir. “Likid alacak” kavramına gelince; eğer borçlu, ödeme emri ile kendisinden istenilen alacak bakımından borçlu olduğunu bilmekte veya bilmek durumunda ise ve buna rağmen itiraz ederse, itirazında haksızdır. O halde, borçlunun haksız olup olmadığının saptanabilmesi için, “alacağın bilinmekte veya bilinmek durumunda olması”nın ne anlama geldiği önem arz etmektedir. Öğretide genel olarak kabul edildiği üzere, borçlu, alacaklının icra takibinde talep ettiği alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmekte veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda ise ve alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç yoksa, alacak likidedir. Yargıtay’ın çeşitli kararlar vesilesiyle genel olarak yaptığı tanım da buna paraleldir: Örneğin, Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararlarında belirtildiği ve benimsendiği üzere , “alacağın gerçek miktarı belli ve sabit ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün ise başka bir ifadeyle, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise” alacak likiddir.” Yargıtay kararlarında ifade edilen “borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit ede- bilir durumda ise” ölçütü çok önemlidir. Burada dile getirilen borçlunun “yalnız başına” tespiti hususu, alacağın ve miktarının borçlu tarafından bütün unsurları ile bilinebilir (hesap edilebilir) olması ve bu konuda alacağın tespiti için ayrıca yargılama yapılmasına gerek olmaması anlamındadır. Bu esaslar dahilinde eldeki davaya konusu alacağın likit (tutarı belli /muayyen, hesaplanabilir) alacak niteliği taşıdığı, davalının haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği tespit edilmekle icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf talebinin kabulü ile karar icra inkar tazminatı yönünden HMK 353/1-b-2 madde gereği kaldırılarak icra inkar tazminatının kabülü yönünde aşağıda belirtildiği şekilde yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın kabulü ile, davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 90.377,73 TL asıl alacak, 3.264,63 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 93.642,36 TL yönünden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine, 2-Takibe konu asıl alacak tutarı olan 90.377,73-TL’nin takdiren %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Alınması gereken 6.396,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.074,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.322,66 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına, -Davacının ilk dava açarken yatırdığı 1.074,04 TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri 187,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 600,00 TL olmak üzere toplam: 818,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.846,02 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. Maddesine göre taktir olunan 236,12 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 7-HMK 120. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 44,00-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/03/2023