Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1094 E. 2022/2901 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1094
KARAR NO: 2022/2901
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021
NUMARASI: 2018/300 E – 2021/901 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … Mahallesi … Sokak No:.. Silivri İstanbul adresindeki … numaralı aboneliğine 12-2014/09-2017 dönemleri arasındaki …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı faturaların iptal edildiğinden bahisle … numaralı 480,223.00-TL bedelli 23.11.2018 tanzim 14.12.2018 son ödeme tarihli fatura tahakkuk ettirildiğini, sonrasında bu bedelden daha önce ödenmiş olan toplamda 214.762,08-TL mahsup edilmek suretiyle davacı şirketten bakiye bedel olan 265.460,00-TL talep edildiğini, 2017 Şubat ayında davacı şirketin su sayacının arıza yapması üzerine durumun davalı idareye bildirildiğini, davalı idare tarafından yapılan inceleme sonucunda 23.02.2017 tarihinde … numaralı sayaç sökülerek yerine … nolu sayaç takıldığını, davalı idarenin yeni sayaç üzerinde yaptığı incelemelerde oksitlenme tespit edildiğinden 13.09.2017 tarihli raporun düzenlendiğini, bu raporun düzenlenmesinden yaklaşık 1,5 yıl sonra davaya konu 23.11.2018 tanzim tarihli 14.12.2018 son ödeme tarihli faturanın tahakkuk ettirildiğini, bu faturanın hangi sebeple düzenlendiğinin, dayanağının ne olduğunun, komisyon kararı v.s. olup olmadığı hususlarında davacı şirkete yazılı olarak herhangi bir karar tebliğ edilmediğini, belge ibraz edilmediğini, şifaen sayaç oksitlenmesi sebebiyle geriye dönük olarak sayacın ilk takıldığı tarihten itibaren son tüketim averajı esas alınmak suretiyle fatura tahakkuk ettirildiğinin sözlü olarak beyan edildiğini, İski Bilgi İşlem Merkezi’nin “01.01.2016-20.11.2018 Arası Abone Föyü:…” başlıklı belgesinde 23.02.2017 tarihine kadar olan tüm dönemlerde “NORMAL” şerhi düşülerek faturalar tahakkuk ettirildiği, 23.02.2017 tarihinde “sayaç okumuyor” şerhi düşüldüğünü ve hemen sonrasında sayacın değiştirildiğini, değiştirilen yeni sayacın hiç kullanılmamış olarak takılmış olması halinde sayacın takıldığı anda oksitli olması mümkün olmadığını beyanla öncelikle dava konusu 23.11.2018 tanzim tarihli … numaralı 480,223.00-TL bedelli faturanın ödenmesinin tedbiren durdurulmasını ve bu fatura sebebiyle davalı kurumun davacı şirkete sağlamış olduğu su tedarikini kesmemesi ve azaltmaması hususlarında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının davaya konu 23.11.2018 tanzim tarihli … numaralı 480.223.00-TL bedelli fatura sebebiyle davalı idareye borçlu olmadığının tespitine, faturanın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından kesilen faturaların kesilmeden önce davalı idare tarafından bir komisyon oluşturularak yapılan incelemeler sonucunda tahakkuklarına karar verildiğini, davaya konu 23.11.2018 tanzim tarihli … numaralı 480,223.00-TL bedelli faturanın hukuka aykırı bir durum olmadığını, davalı idarenin şube müdürü, su ve kanal işleri şefi, kaçak su ve alacak takip şefi ve abonelik işlemleri şefi ile yapılan görüşmelerde, davacı şirket tarafından Şube Müdürlüğü santraline yapılan susuzluk müracaatı üzerine su arıza ekiplerinin olay mahalline intikal ettiğini, arıza ekiplerinin yaptıkları incelemeler sonucunda priz önünü tıkalı bir çuval parçasının susuzluğa sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, bu esnada yapılan çalışmalarda sayaçtan önce şebeke borusunu delmek suretiyle ayrı bir kaçak hatta rastlanıldığından görevlilerce tutanak tanzim edildiğini ve kaçak hattın körlenerek iptal edildiğini, firma yetkililerinin şifahi itirazları üzerine yapılan değerlendirmeler sonucu tutanağa işlem yapılmadığını ayrıca … seri numaralı sayacın 23.02.2017 tarihinde değiştirildiğini ve 13.09.2017 tarihli atölye sorgu raporunda çalışmadığı belirtildiğinden yerine takılan … seri nolu sayacın 28.08.2017 tarihine kadar olan tüketim averajı baz alınarak 03.09.2015 ile 26.01.2017 tarihleri arasına 26.10.2018 tarihinde 511 günlük eksik tahakkuk tamamlaması yapıldığının bildirildiğini, su arıza ekibi ile yapılan görüşmelerde; arıza ekibinin gelen susuzluk şikâyeti üzerine adrese intikal ettiğini, önce sayacı sökerek bir tıkanıklık olup olmadığını kontrol ettiklerinde susuzluğun sayaçtan kaynaklanmadığını anladıklarını, bunun üzerine prizi tıkayan bir cisim olabileceği şüphesiyle DF borunun kesildiğini ve susuzluğa sebep olan maddenin çuval parçası olduğunu, ancak askıda kalan şube yolu borusundan sayaç sökük olmasına ve bir saati aşkın süre beklemelerine rağmen iç tesisatlar gelen suyun kesilmemesi üzerine şüphelenilerek kazı çalışmasının genişletildiğini, konu ile alakalı yapılan video çekiminin şubenin whatsapp grubunda paylaşıldığını fakat yüklenici firma değişikliği sebebiyle telefon numaraları da değiştiği için video kaydının ibraz edilemediğini, bu çalışmalar esnasında şebeke borusu delinerek sayaçtan önce 40’lık boru ile T bağlantısıyla bypass yapıldığının görüldüğünü, bunun üzerine kaçak su ekibinin adrese çağrıldığının beyan edildiğini, kaçak su tutanağını düzenleyen personel ile yapılan görüşmede; su arıza ekibinin bypass hattı üzerinde yaptığı kazı çalışmasını ilerlettiklerini, bu hattın üzerinde bir küresel vana olduğunu ve hattın sayaç sonrası hatla birleştiğini gördüğünü, gerekli fotoğrafları çektikten sonra kaçak hat körlenerek kaçak su kullanım tutanağını tanzim ettiğini, firma yetkililerinin şifahi itirazları üzerine kaçak hattın iptali sonraki takip edilen kullanım averajında kayda değer bir fark olmaması, bypass hattı üzerindeki vananın kapalı ve toprak altında olması durumunu göz önünde bulundurarak yaklaşık 3 ay sonra “mevcut depoların boş olduğu tespit olunup su kullanımın ilgili hattan yapılmadığı görülmüştür” notunu tanzim ettiği kaçak su kullanım tutanağı üzerine yazdığını beyan ettiğini, aynı gün heyet üyeleri ve ilgili personel ile birlikte söz konusu adrese gidildiğini, yerinde kazı yaptırılarak yukarıda verilen beyanlarını sahada uygulamalı anlatılması sağlandığını, kazı sırasında kaçak T bağlantı parçasının kör tıpalı ve hat üzerinde bağlı olduğunun görüldüğünü, keşif esnasında firmanın tanker suyu sözleşmesi bulunmamasına rağmen tankerle su aldığının tespit edildiğini, heyet olarak 15.11.2018 tarihinde ikinci defa firma adresinde yetkililerle yapılan görüşmede yıllara ait su tüketim değerlerinin tespiti amacıyla firma kapasite raporları ve tanker tüketimlerini gösterir evraklar talep edildiğini ve aynı gün söz konusu evrakları idare heyetine teslim ettiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemenin 07/01/2019 tarihli ara kararı ile dava konusu … numaralı 480.223,00-TL bedelli faturadan dolayı suyun kesilmemesi / azaltılmaması için dava değeri üzerinden %15 teminat yatırılması kaydıyla ihtiyati tedbir kararı verildiği ve davacı tarafından 22/01/2019 tarihinde 72.034,00-TL teminatın dosyasına yatırılmış olduğu, mahkemece davalı idareye ihtiyati tedbir kararının infazı için müzekkere yazılmıştır. Mahkeme keşfen alınan bilirkişi raporu sonrası yeni heyetten de bilirkişi raporu alındığı, davalı idarenin söz konusu faturaya esas işlemleri mevzuat hükümlerine göre tesis ettiği, heyet raporunda hesaplanan tahakkuk miktarlarının davacı şirket lehine kararlar verilerek borcunun düşürüldüğü, idarenin hesapladığı 265.460 TL (Eksik Tahakkuk)+ 214,762,08 TL (Mahsup Edilen) – 480.223,00 TL bedel kadar davacı tarafın idareye … nolu fatura ile borcunun olduğunun belirlendiği,her ne kadar davacı vekilince, ilgili yönetmelikte kaçak su müeyyidesinin uygulanacağı sürenin hiçbir şekilde 365 günü geçemeyeceği belirtilmesine rağmen davalı idarece 1080 gün üzerinden hesaplama yapıldığı yönünde itirazda bulunulduğu görülmüş ise de; bilirkişi heyeti tarafından 23.02.2017 tarihinden itibaren gerçekleşen sürecin incelendiği, dava konusu su faturasının işletmenin hem bypass hattıyla sayaçsız su tüketimine hem de sayacın paslanmasından ötürü sayacın eksik okuma yapmasına dayandığı, işletmeye ayrıca kaçaksu kullandığı için 55.493,55 TL, sözleşmesiz tanker suyu kullandığı için 7.850,00 TL tutarlı borç tahakkuku yapılmış olup işletme tarafından ödemesi gerçekleştirildiği, 23.11.2018 tarihli ve … fatura nolu itiraz su faturası eksik tahakkuk için düzenlendiğinden mevzuatın 37/3 maddesinde belirtilen işlemlerin uygulandığı, bu maddede herhangi bir süre kısıtlaması bulunmadığı gerekçesiyle; “Davacının davasının reddine,şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili vekili ile katılma yoluyla davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu faturanın yasal dayanağının olmadığını,davacının kaçak su tüketimi yaptığının ispatlanamadığını,davalının video deliline dayanmasına rağmen sunmadığını,keşif sırasında kaçak su kullanımının tespit edilemediğini,kaçak su tespit tutanağının 1,5 yıl sonra düzenlendiğini,kesinlikle kaçak su kullanımı iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; ilgili yönetmelikte kaçak su müeeyyidesinin uygulanacağı sürenin 90 günle sınırlandırılacağı ancak hiçbir şekilde 365 günü geçemeyeceği belirtilmiş olup, davalı idarece 1080 gün üzerinden hesaplama yapılmış yerel mahkemece de bu yöndeki itirazların hatalı bir değerlendirme ile reddedildiğini,davalı idarece 23.02.2017 tarihine kadar(eski sayacın yenisiyle değiştirildiği tarih) yapılan tüm denetim ve kontrollerde sayacın normal çalıştığı şerh edilerek faturalar tahakkuk ettirilmiş olup, sayacın 2017 yılı subat ayından önce arızalandığı, dolayısıyla dava konusu fatura içeriğinin doğru olduğu iddiasını ispat külfetinin davalı idare üzerinde olduğunu,davalı idarece tanzim edilen raporda sayaca davacı şirketçe herhangi bir müdahale olmadığı, mühürünün ve camının sağlam olduğunun da açıkça belirtildiğini,dava konusu faturanın hangi sebeple yıllar sonra tanzim edildiği ve yine hangi sebeple işbu faturada güncel tüketim averajı ile m3 birim fiyatlarının esas alındığı hususunun açıklanması gerektiğini,davalı idarece güncel tüketim averajı ve m3 birim fiyatının esas alınmasının da faturayı usul ve yasaya aykırı hale getirdiğini,hükme esas bilirkişi raporunda fahiş hatalar olduğunu ve itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek,davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesine rağmen verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmadığını,ayrıca davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu talebin de reddine karar verildiğini beyanla,kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava menfi tespit talebine yöneliktir. Davacının su kullanım sistemine müdahale ettiği davalı tarafça belirlenmiş,buna göre tutanak ve tahakkuk yapıldığı gibi ayrıca sayacın hatalı okunması ve sözleşme olmaksızın tanker suyu kullanılması nedeniyle yapılan tahakkuklar sonrası davacı dava konusu faturadan borçlu olmadığının tespitini işbu dava ile talep etmiştir Mahkemece alınan bilirkişi raporuna itiraz üzerine yeni bilirkişi heyetinden kök ve ek rapor alınmış,hükme esas bu son bilirkişi heyet kök ve ek raporunda davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Hükme esas kök bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, alınan ilk bilirkişi raporunda yürürlükteki 31/05/2018 tarihli İSKİ Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında hesaplama ve değerlendirme yapıldığı, ikinci bilirkişi heyetinde ise eksik tahakkuk olayına konu olay tarihi itibarıyla 28/08/2014-23/02/2017 tarihleri arasında gerçekleştiğinden değerlendirmenin bu tarihlerdeki yürürlükteki yönetmelik olan 15/12/2011 tarihli İSKİ Tarifeler Yönetmeliği kapsamında yapıldığı, bu tarifenin 31/05/2018 tarihli yeni yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile mülga olduğu belirtilmekle, mülga 15/12/2011 tarihli İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 45,46,47. Maddeleri ile 41-3(f.bendi) uyarınca değerlendirme ve hesaplamalar yapıldığı, teknik açıdan yapılan incelemede; 23/12/2017 tarihindeki susuzluk şikayeti sonrası davalı idare tarafından şikayetin giderilmesi amaçlı çalışmalarda su hattını kapatan çuval parçasının tespiti 13/09/2017 tarihli rapora göre okuması hatalı olan sayaçtan ötürü işletmenin su sarfiyatları takip edilerek 2014/09-2017/09 dönemleri arasında eksik su bedelinin yansıtıldığı, 23/12/2017 tarihinde sökülen sayaç sonrası yerine takılan sayacın averaj tüketim karşılaştırmasını belirtilen tabloda yapıldığı ve eski sayacın eksik ölçmesi nedeni ile davalı idarece okuma hatası tespit edilen sayacın değiştirilmesinden ve bypass hattının körlenmesinden sonra davacı şirketin su tüketimlerinin çok hızlı bir şekilde arttığının açıkça görüldüğü, davalı idare tarafından 27/03/2018-31/10/2018 tarihleri arasında tüketim takibinde davacı işletmenin 218 günde 19.659 metreküp su sarfiyatının olduğu, iki tarih arasında 259 gün bulunduğunda gün başına 90,18 metreküp su kullanıldığının belirlendiği, davalı idarenin davacı işletmenin kurulduğu yıldan 13/02/2017 tarihinde değiştirilen sayaca kadar eksik tahakkuk tutarlarına esas 23/02/2017-24/09/2014 tarihleri arasında 43,26 metreküp averaj oluştuğu, tanker suyu kullanım miktarları eklendiğinde, tüketim averajının doğrudan artacağı, kaçak su hattı tespitinde sayaca giden boruda susuzluğa neden olan çuvalın tespit edilmesine rağmen davalı idare tarafından yönetmeliğin 47/6 maddesine göre averajın %50 arttırılarak tahakkuk ettirilmesi gerekirken davalı idare tarafından yönetmeliğin 47/10.hükmüne göre arıtırım yapılmadan tahakkuk yoluna gidildiği, 15/11/2018 tarihli önceki heyet raporunda hesaplamada 265.460,00 TL tahakkukun davacı şirket lehine verildiği, davalı idarenin tutanaklarında ve yazışmalar açıkça bypass hatı bulunduğu belirtildiğinden 40 milimetre çaplı borunun yönetmelikte yeralan 46/1.madde hükmüne göre; 87/5 metreküp averaj ile 30 gün hesaplaması baz alınarak (delil olmadan 90 gün- delil olması durumunda 360 güne kadar uzatılabilecekken) 30 gün hesaplanarak davacı şirketin lehine 55.493,55 TL olarak hesaplandığı, davalı idarenin sözleşme olmadan tankerler su kullanılması hususunun tespiti ile ilgili yönetmeliğin 41-3/G bendine göre yapılan işlem tesisi ile tahakkuk miktarlarının davacı şirket lehine yapılarak borcun düşürüldüğü, idarenin hesapladığı 265.460 TL (eksik tahakkuk)+ 214.762,08 TL (mahsup edilen)= 480.223,00 TL tutarında davacının davalı idareye borçlu olduğu belirlenmiştir. Son heyet bilirkişi raporuna yapılan itiraz sonrası alınan ek bilirkişi raporunda ise; itirazların bilirkişi heyetince tek tek cevaplandırıldığı, sayacın değiştirildiği tarih itibariyle önce kullanılan su miktarı ve sonra kullanılan su miktarları açısından averaj miktarlarının belirlenmesinde hata bulunmadığı, susuzluk itirazı sonrası yapılan araştırmada sayaca giden boruda susuzluğa neden olan çuvalın tespit edildiği, buna rağmen ilgili yönetmelik (olay tarihindeki) 47/6.maddesi gereğince averaj %50 arttırılarak tahakkuk yapılması gerekirken bu hükmün uygulanmadığı, bu hususun davacı lehine olduğu, fatura tutarının 480.223,00 TL olduğu, davacının yaptığı ödemeler düşüldükten sonra 480.223,00 TL-214.762,08=265.460,00 TL daha davacının borçlu olduğunun belirlendiği, yönetmelik 46.maddesinde kaçak su süresinin tespiti başlığı altında delil bulunmadığı takdirde 90 gün aksi takdirde 360 günden fazla süreli hesaplama yapılamayacağı belirtildiği, buna yönelik itirazın değerlendirilmesinde dava konusu su faturasının işletmenin bypass hattı ile sayaçsız su tüketimi ve sayacın paslanmasından ötürü eksik okuma yapması nedeniyle ayrıca kaçak su kullandığı için 55.493,55 TL, sözleşmesiz tanker suyu kullanılması nedeniyle 7.850,00 TL borç tahakkunun gerçekleştiği, bu tutarların davacı tarafça ödendiği, bu nedenle itiraz su faturasının eksik tahakkuk için düzenlendiği gözetilerek mevduatın 37/2 maddesinde belirtilen işlemlerin uygulandığı, bu maddede herhangi bir süre kısıtlamasının bulunmadığının belirtildiği, ayrıca sayacın değiştirilmesi sonrası değiştirilen sayacın yeni sayaçla averaj kıyaslanması sonrası eski sayacın laboratuvar analizlerinde hatalı okuma yapıldığının belirlendiği, ayrıca dosyada sunulu deliller kapsamında işletmenin kapasite raporu, averaj tespiti, davacının ödediği kaçak su ve sözleşmesiz tanker için tahakkuk edilen tutarlar ve buna ilişkin abone föyü değerlendirildiğinde, dava konusu faturada 09/12/2014-28/09/2017 tarihleri arasında 1024 gün için toplamda 44.298 metreküp su sarfiyatı hesaplandığı, (44.298×10,03 (güncel tutar) =444.308,94 TL+ KDV (%8) sonucuna göre; 480.223,00 TL’lık faturanın ödenen faturaları da kapsadığı ve 480.223,00 TL-214.762,08 TL (ödenen ve mahsup edilen) =265.460,00 TL eksik tahakkuk tutarının kaldığı ancak davacının söz konusu fatura nedeniyle 265.460,00 TL eksik tahakkuk + 214.762,08 TL mahsup edilen =480.223,00 TL davalıya borçlu olduğu belirlenmiştir. Hükme dayanak kök ve ek raporda olay tarihi olan 28/08/2014-23/02/2017 tarihleri arasındaki yürürlükteki yönetmeliğin 15/12/2011 tarihli İSKİ Tarifeler Yönetmeliği olduğu kabul edilerek hesaplama ve değerlendirme yapıldığı, bu yönetmelik ve tarifenin 31/05/2018 tarihli yeni yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile mülga olduğu belirlenmiş ise de, olay tarihi gözetilerek mülga 15/12/2011 tarihli İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 45,46,47. Maddeleri ile 41-3(f.bendi) uyarınca değerlendirme yapılmasında aykırılık görülmemiştir. Konuya emsal Yargıtay kararlarında da olay tarihindeki yönetmelik değerlendirilerek hesaplama yapılması gerektiği hususları vurgulanmıştır. Davacı tarafın susuz kalmasına, sayacın boruyu örten çuval parçasının neden olduğu belirlenmekle birlikte ayrıca su hattında davacı tarafça yapılan kazıda hattın bypass edilerek ‘T’ hattı kurulup sarfiyatsız su kullanıldığının belirlendiği, hem eksik tahakkuku hem kaçak kullanım hem de sözleşmesiz tanker suyu kullanılması nedeniyle olay tarihinde yönetmelik hükümleri baz alınarak hatta averajın %50 arttırımı yapılmadan davacı lehine olmak üzere idarece yapılan tahakkukun ve fatura içerisinde yer alan diğer hesaplamaların yönetmelik hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, davacı tarafça eksik tahakkuka yönelik ödemeler mahsup edildiğinde bu eksik tahakkuk için son heyet bilirkişi ve ek bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; itiraz su faturasının eksik tahakkuk için düzenlendiği gözetilerek mevduatın 37/2 maddesinde belirtilen işlemlerin uygulandığı, bu maddede herhangi bir süre kısıtlamasının bulunmadığının belirtildiği, ayrıca sayacın değiştirilmesi sonrası değiştirilen sayacın yeni sayaçla averaj kıyaslanması sonrası eski sayacın laboratuvar analizlerinde hatalı okuma yapıldığının belirlendiği, ayrıca dosyada sunulu deliller kapsamında işletmenin kapasite raporu, averaj tespiti, davacının ödediği kaçak su ve sözleşmesiz tanker için tahakkuk edilen tutarlar ve buna ilişkin abone föyü değerlendirildiğinde, dava konusu faturada 09/12/2014-28/09/2017 tarihleri arasında 1024 gün için toplamda 44.298 metreküp su sarfiyatı hesaplandığı, (44.298×10,03 (güncel tutar) =444.308,94 TL+ KDV (%8) sonucuna göre; 480.223,00 TL’lık faturanın ödenen faturaları da kapsadığı ve 480.223,00 TL-214.762,08 TL (ödenen ve mahsup edilen) =265.460,00 TL eksik tahakkuk tutarının kaldığı ancak davacının söz konusu fatura nedeniyle 265.460,00 TL eksik tahakkuk + 214.762,08 TL mahsup edilen =480.223,00 TL davalıya borçlu olduğu tespit edilmekle, hükme dayanak son rapor ve ek raporun taraf mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacaktır. Bu nedenle davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf sebepleri yönünden ise, HMK’daki düzenleme gereği ihtiyati tedbir kararı hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinden mahkemece ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmemesinde aykırılık görülmemiştir. Ayrıca menfi tespit davası yönünden talebin yargılamayı gerektirdiği ölçüde davanın haksız açıldığı yönünde delil elde edilemediğinden davalı taraf lehine kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, bu talebin reddine ilişkin kararın da usul ve hukuka uygun olduğu görülmüştür. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve katılma yoluyla davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,Davalıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcın peşin alınan 2.051,00 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 1.970,3‬0 TL’nin karar kesinleştiğinde davalıya talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2022