Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1073 E. 2022/2900 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1073
KARAR NO: 2022/2900
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2020
NUMARASI: 2012/418 E – 2020/1035 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/76 Esas sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 26.05.2010 tarihli sistem kullanım anlaşması imzalandığını, bu anlaşmaya göre, …, elektrik piyasasında serbest tüketici niteliğindeki müşterilerine elektrik enerjisi tedarik etmek için davacı şirketin dağıtım hatlarını kullandığı, sözleşmeye göre davalı şirket sözleşme 3. maddesi uyarınca dağıtım sistemi kullanım fiyatı üzerinden hesaplanan bedellerini davacıya ödemekle yükümlü olduğunu, dağıtım şirketi olan davacı ödeme bildiriminin tebliğ edildiği günü izleyen 15 gün içinde bildirimde yer alan tutarı dağıtım şirketine ödeyecektir,ödemede gecikmede Amme .A.T.U.H Kanun 51. Maddesine göre gecikme zammı talep hükmünün bulunduğunu, davalı tarafından 2011-10 dönemi faturasının belirlenen 15 günlük süreden sonra ödendiğini, ödeme tarihine kadar 3.239,25 TL gecikme zammı işlediğini, davalı tarafın 30.12.2011 son ödeme tarihli 165.346,96 TL tutarlı kasım, 30.01.2012 son ödeme tarihli 172.943,12 TL tutarlı, 2011-12 dönem faturaları olan 338.290,08 TL ve 10.087,69 TL gecikme zammı olmak üzere 351.617,02 TL sistem kullanım bedeli ve gecikme zammı ( ekim ayı gecikme zammı da dahil) ödenmediğini, davalının anlaşma kapsamında davacıya verdiği toplam 320.311,05 TL tutarlı teminat mektuplarının 12.03.2012’de nakde çevrilerek fatura bedellerine mahsup edildiğini, davalının 2011 döneminde 31.305,97 TL borcu kaldığını, son ödeme tarihi 01.03.2012 olan Ocak 2012 dönemi faturası tutarı: 418.387,14 TLnın ise davalı tarafından ödenmediğini ve davacı tarafından tahsil edilemediğini, 2011 dönemine ait 31.305,97 TL’nin 12.03.2012 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasa 51. maddesinde uygulanan faiz oranları esas alınarak işleyen ve işleyecek gecikme zammına uygulanması gereken % 18 KDV bedeli ile tahsiline, ocak 2012 dönemine ait 418.387,14 TL’nin son ödeme tarihi olan 01.03.2012 tarihinden itibaren yine 6183 sayılı yasa 51 maddesi gereği uygulanacak faiz oranları dikkate alınarak işleyecek gecikme zammına uygulanması gereken % 18 KDV bedeli ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin, taraflar arasındaki uyuşmazlıktan ve 03.03.2012 tarihinde resmi gazetede yayımlanan yönetmelik değişikliği ile Teiaş’ın yasalara aykırı tasarrufu ile faaliyet durdurulduğu için fiilen işlemez hale geldiğini, yine sözleşmenin feshedildiğine dair yazılı belgenin taraflarına gönderilmediğini, yetki itirazında bulunduklarını dosyanın yetki mahkeme Ankara Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etiklerini, davacının alacağını dayandırdığı faturaların kesin alacak ifade etmediğini, davacını yanıt dilekçesinde 2012-1 ayına ait tüketim miktarı yönünde yaptıklara itiraza yanıt vermediklerini, davalının alacağı davacının talep ettiği alacaktan fazla olduğunu, şubat 2012 tüketimini davacının davalıya bildirmediğini, yasal işlem yapmadığını ve sebepsiz zenginleşmeye gittiğini, davacının sözleşmenin feshedildiğinden bahsettiğini bu konuda davacının davalıya yaptığı ihtarın olmadığını belirterek, açılan davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 8 ATM.NİN 2014/76 E, 226 K SAYILI DAVADA, Birleşen dava yönünden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahip olduğu toptan satış lisansı dahilinde müşterilerine elektrik sattığını, müşterilerinin tüketim miktarlarını tespit ederek taraflara davalı şirketin bildirdiğini, bildirilen bu endeksler üzerinden yasa, yönetmelik ve müvekkili şirket ile müşterileri arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca faturalandırarak elektrik tüketim bedellerinin dava dışı 3. kişiler olan müşterilerden tahsil edildiğini, yasal düzenlemeler doğrultusunda payına düşen kısmı davalı şirkete ödediğini, bu tespit ve bildirimin davalı tarafça yerine getirilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu ancak ocak 2012 tüketimlerini ve şubat 2012 tüketimlerini davalının hiç bildirmeyerek kendisi tüketim bedellerini tahsil etmek suretiyle sebepsiz olarak zenginleştiğini, müvekkili şirketin faaliyetinin TEİAŞ tarafından haksız olarak durdurulması üzerine açılan iptal davası sonucunda Danıştay 13. Daire Başkanlığı’nın 2012/1511 Esas sayılı 19/09/2012 tarihli kararı ile yürütmenin durdurulması kararı verildiğini, bu karar sonrasında TEİAŞ’nin davalı şirkete bir yazı göndererek durumu düzeltmesi ve haksız olarak topladığı paraların iade edilmesi yönünde talimat verdiğini ancak davalının bu talimata uygun davranmadığını, bu nedenlerle davalı şirket tarafından müvekkili şirket müşterilerinden haksız olarak tahsil edilen tutarların davalıdan tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğundan bahisle itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın % 40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 26/06/2014 havale tarihli dilekçesi ile davalı şirket tarafından Ocak ve Şubat 2012 ayları kapsamında müvekkili şirketin müşterilerinden haksız olarak tahsil edilen bedellerin davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmesi yönünde Danıştay’ın yürütmenin durdurulması kararı ve TEİAŞ’ın yazıları doğrultusunda karar verilmesi halinde; davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan diğer davada davalı şirketin alacaklı değil aksine müvekkili şirketin alacaklı olduğunun belirleneceğini, bu nedenle mahkemece verilecek kararın daha önce açılmış olan diğer davayı etkileyecek nitelikte olması ve davalar arasında bağlantı bulunması nedeniyle usul ekonomisi de gözetilerek işbu dava dosyasının İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/418 esasına kayıtlı dava dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.Birleşen dava yönünden davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunularak HMK 6 ve 10. maddeleri gereği yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının alacak iddiasının Ocak 2012 ve Şubat 2012 tüketim bedellerine ilişkin olarak sebepsiz zenginleşmeye dayandırdığından 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 66. Maddesine göre 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini bu yönden de reddi gerektiğini, müvekkili şirketin elektrik dağıtım şirketi olduğunu, faaliyetleri arasında tüketim bedellerinin tahsiline ilişkin bir faaliyet bulunmadığını, tüketim bedellerinin tahsilinin davacı şirkete ait olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 26/05/2010 tarihli sistem kullanım anlaşması imzalandığını, bu anlaşmaya göre müvekkili şirketin elektrik piyasasında serbest tüketici niteliğindeki müşterilerine elektrik enerjisi tedarik etmek için kendi dağıtım hatlarını kullandığını, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından onaylanan standart anlaşmadaki teminat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ve yine Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından belirlenen ve yukarıda bahsi geçen elektrik tarifeleri yönetmeliğindeki sistemi kullanmaya ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının müvekkili şirkete ait olan sistem kullanım bedeli alacağı nedeniyle İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/418 esas sayılı dava dosyası üzerinden dava açıldığını, davacının dava konusu talebini elektrik dağıtım işi ile iştigal eden müvekkili şirkete değil elektrik perakende satış faaliyetini yürüten … A.Ş’ye yöneltmesi gerektiğini bildirerek öncelikle HMK ‘nun 124. Maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunarak davanın reddini talep etmiştir. Asıl dava, davacı …’ın, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşmasından kaynaklanan, Kasım ve Aralık 2011 dönemine ait bakiye 31.305,97 TL nin 12/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek, ve Ocak 2012 dönemine ait 418.387,14 TL nin 01/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı yasanın öngördüğü faizle birlikte ve KDV bedelleriyle birlikte tahsili talepli alacak davasıdır.Davacı … dağıtıcı şirket olup, 26/05/2010 tarihli sözleşmeye göre davalı … (eski ünvanı …AŞ) AŞ nin Ayedaş’tan aldığı enerjiyi müşterilerine sağlayan, bedelini tahsil eden kullanıcıdır. Sözleşmenin 3. Maddesine göre kullanıcı olan şirketin dağıtım sistemi kullanım fiyatı üzerinden hesaplanan bedelleri, ödeme bildiriminin tebliğ edildiği günü izleyen 15 gün içinde dağıtım şirketine ödeyeceği, ödenmediği takdirde 6183 sayılı yasaya göre faiz işleyeceği düzenlenmiştir. Davalı asıl davaya cevap dilekçesinde ve savunmalarında yetki itirazı ile kendi şirket merkezi olan Ankara ticaret mahkemelerinin yetkili olacağını, 03/03/2012 tarihinde RG de yayımlanan bir yönetmelik değişikliği gereği TEİAŞ ile aralarında uyuşmazlık olduğunu, kendilerinin …tan alacağının daha fazla olduğunu, ocak 2012 ve şubat 2012 dönemine ait müşterilere sattıkları elektriğin bedelini sebepsiz zenginleşecek şekilde …’ın haksız şekilde tahsil ettiğini, Danıştay 13. Dairede, EPDK yönetmeliğinin iptali istemiyle açtıkları ve halen görülen (2012/1511E) davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, takas ve mahsup haklarını kullandıklarını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.Birleşen İstanbul Anadolu 8 ATM.nin 2014/76 E, 226 K sayılı dava ise davacısı … AŞ’nin (eski ünvanı … AŞ), Ayedaş’a karşı açtığı, ocak ve şubat 2012 dönemine ait tahsil edilen ve davacıya iade edilmesi gereken aktif enerji bedeli , psh, enerji fonu, trt payı, btv vb bedellerin iadesi talepli başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Birleşen davada davalı …, davaların konusunun farklı olduğunu, birleştirilmesinin doğru olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dağıtım şirketi olduklarını, davanın husumet yönünden de yanlış açıldığını, …’a davanın yöneltilmesi gerektiğini, kısmi bölünme sonrası iletim, dağıtım sistemi kullanma bedelleri, kayıp kaçak, psh.. vs bedellerinin kendilerine ödeneceğini esastan da davanın reddinin gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece asıl ve birleşen davada mahkemenin yetkili ve görevli olduğu,10 yıllık zamanaşımınında dolmadığı,husumet iddiasının da yerinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik ve yetkisizlik itirazlarının reddine karar verilmiştir.Yargılama sırasında asıl davada davalı ticari defterlerinin Ankara’da talimatla incelenmesi sonrası alınan talimat bilirkişi raporunda birleşen dosya davacısının sunduğu hesap tablosuna göre …’ın sağladığı 7.846.145,70 kWh enerji miktarına göre kuruşlandırılmış hesaplama tablosuna göre psh, dağıtım, kayıp kaçak, TRT payı..vs tutarlarının toplamının tam olarak takipte istenen 1.677.688,19 TL ye denk geldiğinin belirlendiği,davacı, birleşen doya davalısı …’ın defter ve kayıtlarının incelenmesinde ise ,ticari defterlerin usulüne göre tutulduğu , davacı … şirketinin davalı …AŞ(eski ünvanı …AŞ), şirketinden 26.05.2010 tarihinde taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşmasına göre davacı tarafın 2011-2012 yılları davaya konu ticari defterlerinin incelemesi sonucu 452.236,46 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, mali müşavir, elektrik mühendisi , nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi heyet raporunda ise “asıl dava yönünden asıl davacının alacağının 452.236,46TL, birleşen davada da takibin 2.032.053,05TL üzerinden devamı “gerektiğinin belirlendiği,,asıl davada davalınında sistem kullanım anlaşmasını inkar etmediği,, borcu ödediğini ileri sürmediği, borcun bu kadar olmadığını, kendisinin daha yüksek tutarda alacaklı olduğunu bu nedenle ödeme yapmadığını ileri sürdüğü, …’ın kayıtları ile sabit olduğu üzere, Ekim 2011 dönemi için 3.239,25 TL gecikme zammı + Kasım 2011 dönemi için (30/12/2011 son ödeme tarihli) 165.346,96 TL , Aralık 2011 dönemi için (30/01/2012 son ödeme tarihli) 172.943,12 TL + 10.087,69 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 351.617,02 TL alacaklı olduğu; ayrıca Ocak 2012 dönemi için de (01/03/2012 son ödeme tarihli) 418.387,14 TL alacaklı olduğu ,davalının verdiği 320.311,05 TL tutarlı banka teminat mektubunun davacı tarafından 12/03/2012 tarihinde tazmin ettirilmiş olduğu, böylece davacının 2011 döneminden 31.305,97 TL alacağının kaldığı; Ocak 2012 döneminde ilişkin de halen 418.387,14 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı,eksik harcın asıl dosya davacısınca tamamlandığı,asıl davada davacının haklı olduğu,birleşen dava yönünden ise ,birleşen davada dava tarihinden(26/02/2014) sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci , üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getiridiği,birleşen dosya davacısının kayıp kaçak vs bedellerin alınmaması gerektiğini ileri sürdüğü ,tarife aşımı iddasında bulunmadığı,bu davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile; “A- Asıl davanın kabulüne: 1-2011 Kasım ve Aralık dönemine ait bakiye 31.305,97 TL nin 12/03/2012 tarihinden itibaren, 2012 Ocak dönemine ait 418.387,14 TL nin 01/03/2012 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasanın 51. maddesi uyarınca işleyecek gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; B-Birleşen İstanbul Anadolu 8 ATM.nin 2014/76 E,226 K sayılı davada,” Davanın konusuz kalmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına”karar verilmiştir. Kararı sadece birleşen dava yönünden birleşen dosya davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde davanın nitelendirmesinde fahiş hata yapıldığını,mahkemenin gerekçeli kararda birleşen davayı “Birleşen davanın esas dayanağı, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli …” olarak tanımladığını, ancak işbu birleşen davada elektrik faturalarındaki aktif enerji bedeli dışındaki kayıp-kaçak bedeli ve diğer bedellerin iadesi talepli bir dava olmadığını,bu nedenle de 6446 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığını,davalı ve birleşen dosya davacısı şirket ile davacı-birleşen davalısı … arasındaki davanın konusu arasındaki ilişkinin birleşen dosya davacı şirketin elektrik tüketimi nedeniyle değil,birleşen dosya davacı şirketin abonelerinin elektrik tüketimiyle ilgili olduğunu,istinaf eden şirketin elektrik toptan satış şirketi olduğunu ve abonelerine elektrik tedarik etmekte ve abonelerine tükettikleri elektrik miktarı üzerinden fatura düzenlemekte ve tahsil etmekte bulunduğunu, birleşen davanın konusu ise; Ocak ve Şubat 2012 aylarında abonelerine sattığı ve aboneleri için düzenlemesi ve bedelini tahsil etmesi gereken elektrik faturalarını, TEİAŞ’ın haksız işlemi sonucunda davacı-birleşen davalı …’ın düzenlemiş ve bedellerini tahsil etmiş olmasından kaynaklandığını,birleşen davanın söze konu haksız tahsil edilen tutarların geri ödenmesi amacıyla başlatılan icra takibine yapılan haksız itirazın iptali talebiyle açıldığını,gerekçeli kararda (sf.7 pf.5) “Bilirkişi heyeti de tahakkuk ettirilen tutarların tarifeye uygun olduğunu belirttikleri,kaldı ki davacının tarifeye aykırı kesinti yapıldığı iddiası yoktur, yapılan kesintilerin haksız olup iade edilmesi talebi vardır)” denildiği, bilirkişi raporunda böyle bir tespit bulunmadığı gibi davanın esasının böyle bir “kesinti iadesi” talebine dayanmadığını,aksine 13.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda; yasal düzenlemeler, Danıştay’ın dava konusu haksız tahsilatın dayanağı Yönetmelik maddelerini ve TEİAŞ’ın idari işlemini iptal eden kararı ayrıntılarıyla açıklanarak incelenmiş, istinaf eden davacı şirketin iddialarının haklılığı tespit edilmiş ve yapılan hesaplamalar sonucunda “Birleşen dava bakımından takibin 2.032.053,05 TL. üzerinden davalı dağıtım şirketi adına devam edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.” tespit ve kanaati bildirildiğini,buna rağmen davanın kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli talepli olduğu zannıyla hüküm kurulmasının fahiş hata olduğunu ve kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Birleşen davada birleşen davacı şirketin sahip olduğu toptan satış lisansı dahilinde müşterilerine elektrik sattığı,elektrik sattığı müşterilerinin tüketim miktarlarını tespit eden ve taraflara bildirenin de davalı şirket olduğu, birleşen davada davacı şirketin bildirilen bu endeksler üzerinden; Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, EPDK Kurul Kararları ve tarife tabloları ve müvekkilimiz ile müşterileri arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca faturalandırdığı elektrik tüketim bedellerini dava dışı üçüncü kişi olan müşterilerinden tahsil edip, yasal düzenlemeler doğrultusunda payına düşen kısmını davalı şirkete ödediği, tespit ve bu bildirimin zorunlu olduğunu,ancak birleşen dosya davalısı şirketin Ocak 2012 tüketimlerini tam bildirmediği gibi Şubat 2012 tüketimlerini hiç bildirmediği, bildirilmeyen tüketim bedellerini birleşen dosya davalısının tahsil ttiği ileri sürülmekte olduğundan,birleşen davada sadece kayıp kaçak vs talep edilmediği,davacı tarafça satılan ve davalının tahsil ettiği aktif enerji bedelinin de dava konusu yapıldığı anlaşılmıştır. Talimatla alınan birleşen dosya davacısının defterlerinde 2012 ocak, şubat, mart aylarına ait … tarfından tahsil edilmiş bir tutarın yer almadığı, enerji sektöründe uzman bir bilirkişi marifetiyle tüketim miktarlarına göre iki tarafın kayıtları karşılaştırılarak daha sağlıklı sonuca gidilebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi ayrıca birleşen dosya davacısının sunduğu hesap tablosuna göre …’ın sağladığı 7.846.145,70 kWh enerji miktarına göre kuruşlandırılmış hesaplama tabolsuna göre psh, dağıtım, kayıp kaçak, TRT payı..vs tutarlarının toplamının tam olarak takipte istenen 1.677.688,19 TL ye denk geldiğini belirtilmiş,bilirkişi heyetinden alınan raporda ise taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonrası asıl dava davacısının alacağının 452.236,46TL, birleşen dava davacısının alacağının ise takipte 2.032.053,05TL olduğu hesaplanmıştır. Birleşen davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibinde birleşen dosya davacısı tarafından birleşen dosya davalısına karşı alacak kalemleri için aktif enerji bedeli ile kayıp kaçak vs, ayrıca kdv ve gecikme zammı alacakları yönünden ,aktif enerji bedelinin 1.321.294,07 TL,enerji fonu,psh,trt payı,btv ile ara toplam 1.421.769,65 TL olduğu,%18 KDV 255.915,54 TL ilavesi ile toplam 1.677.688,19 TL ile birlikte ,yine bu tutara gecikme bedeli ve bunun kdvsi eklenerek 2.077.427,47 TL alacak talebinde bulunluduğu,takibe itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda birleşen dosya davalısının sunduğu veriler de gözetilerek ,takip ve dava konusu yapılan ve Danıştay kararına konu edilen 2012 ocak ve şubat aylarına yönelik olmak üzere ,Aktif Enerji Bedeli 1.262.342,74 TL,PSH Bedeli 27.385,70 TL,Enerji Fonu 12.623,43 TL,TRT Payı 25.246,85 TL,Belediye Vergisi 63.117,14 TL,ara toplam 1.390.715,86 TL, KDV 250.328,86 TL ,olmak üzere toplam 1.641.044,72 TL ile , gecikme bedeli 331.362,99 TL, gecikme bedeli KDV si 59.645,34 TL olarak toplamında 2.032.053,05 TL tutarında birleşen dosya davacısının alacaklı olduğu belirlenmiştir. Birleşen dosya davalısı tahsil edilen tutar iadesinin perakende satış faaliyetini yürüten … A.Ş den istenilmesi gerektiğini ileri sürmüş isede,öngörülen ayrışma nedeniyle birleşen dosya davalısı ile perakende satış şirketi arasındaki ilişkinin iç ilişki olduğu değerlendirildiğinde,birleşen davaya konu takibe konu alacağın ,bu alacağı tahsil eden birleşen davalıdan talep edilmesinde aykırılık görülmemiştir. Birleşen davaya ilişkin taraf ticari defterleri kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmuştur.Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacaktır. Birleşen davada davacının takipteki asıl alacağının 1.390.715,86 TL asıl alacak, 250.328,86 TL KDV, 331.362,99 TL gecikme zamı, 59.645,34 TL gecikme zammı KDVsi olmak üzere toplam 2.032.053,05 TL.olduğu,bu alacak kalemleri arasında aktif enerji bedeli,enerji fonu,psh,trt payı,btv yönünden ayrı ayrı taleplerin bulunduğu görülmekle,davacının birleşen davaya koni takipte aktif enerji bedeli yanında ferilerini de talep ettiği anlaşılmıştır. Birleşen davada davacı ocak 2012 ve şubat 2012 tarihleri arasında kendisinin tahsil etmesi gereken müşterilerine sattığı abone kullanım bedellerinin davalı tarafça tahsil edildiğini ileri sürerek bu tutarların tahsili için icra takibi yaptığını ileri sürdüğünden ,davacının takibe ve birleşen davaya konu alacakları arasında aktif enerji bedellerinin de bulunduğu,Danıştay kararı ile belirtilen 9.madde iptal hükmü ile belirtilen yönetmeliğin uygulanma tarihinin iptal edildiği anlaşılmakla,takibe konu 2012/ocak ve şubat aylarına fatura kullanım bedellerinin birleşen dosya davalısı tarafından ferileri ile tahsil edildiği belirlenmekle,birleşen davanın kısmen kabulü yerine , mahkemenin birleşen davada sadece kayıp kaçak vs talep edildiği iddiası ile davanın konusuz kaldığına dair kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle, birleşen davada davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği kaldırılarak, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı takipte , 1.390.715,86 TL asıl alacak, 250.328,86 TL KDV, 331.362,99 TL gecikme zamı, 59.645,34 TL gecikme zammı KDVsi olmak üzere toplam 2.032.053,05 TL. üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin toplam 2.032.053,05 TL yönünden takip talebindeki koşullarla devamına fazla talebin reddine,alacak likit olduğundan asıl alacak tutarının %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Birleşen davada davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği kaldırılarak yeniden esas hakkında; A- Asıl davanın KABULÜNE: 1-2011 Kasım ve Aralık dönemine ait bakiye 31.305,97 TL nin 12/03/2012 tarihinden itibaren, 2012 Ocak dönemine ait 418.387,14 TL nin 01/03/2012 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasanın 51. maddesi uyarınca işleyecek gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; 2- Alınması gerekli 30.718,54TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.213,05TL peşin harcın ve 1.467,35 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 23.038,14TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 21,15TL başvurma harcı, 6.213,05TL peşin harcın ve 1.467,35 TL tamamlama harcının toplamı olan 7.680,40TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.466,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 39.534,65 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine, B-Birleşen İstanbul Anadolu 8 ATM.nin 2014/76 E,226 K sayılı davada, Birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 1-İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı takipte , 1.390.715,86 TL asıl alacak, 250.328,86 TL KDV, 331.362,99 TL gecikme zamı, 59.645,34 TL gecikme zammı KDVsi olmak üzere toplam 2.032.053,05 TL. üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin toplam 2.032.053,05 TL yönünden takip talebindeki koşullarla . devamına fazla talebin reddine, 2-Asıl alacak tutarının %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına, 3-Alınması gerekli 138.809,54 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25.090,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 113.719,34 TL’nin birleşen dosya davalısından alınarak hazineye irat kaydına, 4- Birleşen davada davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25.090,20 TL peşin harcın birleşen davada davalıdan alınarak birleşen dava davacısına verilmesine, 5-Birleşen davada davacı tarafından sarfedilen toplam 97,94TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 95,80 TL’nin birleşen dava davalısından alınarak birleşen dava davacısına verilmesine, 4- Birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre birleşen davada davacı vekili için takdir olunan 200.602,65 TL vekalet ücretinin birleşen davada davalıdan alınarak birleşen dava davacısına verilmesine, 7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre reddedilen kısım için birleşen davada davalı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin birleşen dava davacısından alınarak birleşen dava davalısına verilmesine, 8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden birleşen dosya davacısına karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Birleşen dosya davacısının istinaf aşamasında yapmış olduğu 72,00 TL istinaf masrafının birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2022