Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1071 E. 2023/375 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1071
KARAR NO: 2023/375
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2021
NUMARASI: 2018/90 E – 2021/514 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirkete 09.06.2010 son ödeme tarihli 15.540,90 TL tutarlı Kaçak Elektrik Tüketim borçlarını ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takip konusu alacağa karşı, kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, söz konusu itirazların haksız ve yasal dayanaklardan yoksun olduğunu ve davalının, 15.05.2010 tarihli Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanakları ile Kaçak/Usulsüz Elektrik kullanımı yaptığının tespit edildiğini, tahakkukun, faturalandırma ve faiz hesabı Kanun ve yönetmeliklere uygun olarak yapıldığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan; takibe, borca, ferilerine, faiz oran ve miktarına yönelik itirazların iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında dosyaya esas bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, taraflar arasında herhangi bir abonelik sözleşmesinin mevcut olmadığını, müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin hangi gerekçeyle ve belgelere dayanılarak yapıldığını bilmediklerini, muhatabı olmadıkları bir hukuki ilişki sebebiyle kendilerine yöneltilen davaya husumet( sıfat yokluğu) sebebiyle itiraz ettiklerini, ayrıca davaya konu tüm hak ve alacakların zamanaşımına uğradığını, bu yönüyle de davaya karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; … seri nolu kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağının incelenmesinde … Cad. No:.. Şirinevler adresinde kaçak elektrik kullanılmış olduğunun tespit edilmiş olduğu, tutanağın elektriği kullanan temsilcisi olarak … tarafından da imzalanmış olduğu görülmüştür. Davalı tarafça kaçak kullanımın kendileriyle ilgisi olmadığı savunulmuş olup, SGK nın 09/05/2019 tarihli cevabi yazısından davalı şirketin kaçak kullanım yapılan adreste işyeri kaydının bulunmadığı, yine davalının SGK kayıtlarının araştırılmasında … adında bir çalışanının olmadığı anlaşılmış olup, sayaçsız ve sözleşmesiz olarak usulsüz elektrik kullanımının davalı tarafından gerçekleştirildiği ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Usul yönünden ;HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun olarak sözlü yargılama yapılmadan yazılı şekilde karar verildiği, 17.02.2021 tarihli celseden sonraki celsede “sözlü yargılama” aşamasına geçileceğine dair her hangi bir ara karar oluşturulmadığı gibi sonraki celsede sözlü yargılamaya geçileceğine dair her hangi bir tebligatın da taraflara gönderilmediği, Mahkemece sözlü yargılama için duruşma günü belirlenip taraflara tefhim ve tebliğ edilmeden, HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan 30.06.2021 tarihli 10.celsede yazılı şekilde hüküm veridiği,bu hususun usule aykırı olduğu, Esas yönünden; Mahkemenin gerekçeli kararında “tutanağın elektriği kullanan temsilcisi olarak … tarafından da imzalanmış olduğu görülmüştür.” denilerek davayı reddettiğini,somut olayda; davaya konu tutanak 15.05.2010 tarihinde tutulurken tutanak münzilerine eşlik edip tutanağı bizzat imzalayan …’nın tutanağı “elektriği kullanan temsilcisi olarak” değil “ŞEF” olarak imzaladığı, tutanak incelendiğinde de görüleceği üzere tutanak tutulan adresin “okul inşaatı” olarak gözüktüğü, tutanağı imzalayan …’nın inşaatta şef olarak çalışan bir kişi olduğu, söz konusu kişinin SGK kayıtlarında şirketin bir çalışanı olarak gözükmemesinin gayet doğal olduğu, çünkü şirketler çoğunlukla inşaatta çalışanların sigortalamadığı, kaldı ki SGK’dan gelen cevabi yazıda “4 aylık döneme ait verilerin bulunamadığı” da belirtilmiş olduğu, Mahkemenin gerekçeli kararını oluştururken sanki müvekkili şirketçe …’nın “şirket temsilcisi” olduğu iddia edilmiş gibi hüküm verdiği, davaya konu tutanağa bakılırsa imza atan kişinin “temsilci” değil de “şef” olarak tutanağı imzaladığının görüleceği, öte yandan Mahkemenin yine gerekçeli kararında “tutanağa konu adreste davalı şirketin iş yeri kaydının bulunmadığı” iddiasıyla da davanın reddine karar verdiğini, ancak tutanağa konu adreste şirketin bir iş yeri değil okul inşaatı bulunduğu, Mahkemece tutanağa konu adreste tutanağın tutulduğu tarihte davalı şirkete ait bir inşaatının olup olmadığı yönünde de her hangi bir araştırılma yapılmadığı, davanın esasını etkileyecek nitelikte olan delillerin araştırılmadığı, tahkikatın eksik yapıldığı, kararın gerekçesiz olduğu ,bu sebeplerle mahkemece verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın dayanağı olan; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 15.540,90 TL enerji bedeli, 15.849,89TL gecikmiş gün faizi, 2.852,99 TL faizin KDV si olmak üzere toplam 34.243,78 TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %16,80 oranında gecikme faizi ve işleyecek gecikme faizine ilişkin %18 KDV üzerinden takip başlattığı, davalı/borçlu tarafça, süresi içerisinde borca ve fer’ilere itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin durdurulduğu görülmüştür. Davacı vekilinin usule ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesiyle; kararın verildiği 30.06.2021 tarihli 10.celsede taraf vekillerinin hazır olduğu, Tahkikatın bittiği bildirilerek karar verileceği ihtarı ile taraf vekillerinin beyanları sorulup,karar verildiği görülmüştür.HMK 186. Madde 7251 sayılı yasanın 20. Maddesi ile 22/ 07/2020 tarihinde yapılan değişikliğe göre “mahkeme tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer.bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir.Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez” hükmünü içermektedir.Kaldı ki dava basit usule tabi olup, bu sebeple ,mahkemece tarafların hazır bulunduğu celsede tahkikatı bitirerek,sözlü yargılama aşamasına geçerek karar vermesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmamıştır. Esasa ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesiyle; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; 15/05/2010 tarihli , … seri nolu kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağında ; … Cad. No:… Şirinevler adresinde,okul inşaatı işi ile ilgili olarak, kaçak elektrik kullanıldığının tesbit edildiği belirtilerek tutulduğu , tutanağın elektriği kullanan temsilcisi olarak … tarafından da imzalanmış olduğu,şirketin vergi sicil numarasının … olarak yazılı olduğu ve telefon numarasının da tutanağa yazıldığı görülmüştür. Dosyada mübrez 24/06/2009 tarihli tutanağın ise yine okul inşaatı ile ilgili olarak,aynı adresle ilgili olarak tutulduğu ve … Yapı End Ltd. Şti -… Yapı Taah. LTD İş ortaklığı hakkında tutulduğu ,vergi dairesi no.sunun,tel.no.sunun ve şentiye müdürünün adının farklı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle; bilirkişiden alınan 30/11/2020 havale tarihli raporda ; … Satış A.Ş tarafindan 15.05.2010 tarihlerinde tutulan kaçak elektrik tutanağının muhatabının, Güneşli Vergi Dairesinde (… No) ile işlem gören, … İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş. nin olduğunun ilgili belgelerden anlaşıldığı, dolayısı ile dava konusu olan 15.540,90 TL tutarındaki bedelin gecikme faizi ile birlikte (35.912,53 TL) olarak hesaplandığı bildirilmiş, itiraz üzerine alınan ek raporda aynı görüş tekrar edilmiştir. Dosyaya celp edilen SGK kayıtlarının incelenmesinde ; işyeri ünvanı … End. Ltd.Şti ,Aracı İşyeri Ünvanı ise … İnşaat Muh.Gıda. Ltd. Şirketi olarak kayıtlı olup, aynı belgelerde adı geçen bu şirket kayıtlarda “aracı” olarak ve “sigortalıyı devralan” olarak yer almaktadır. Bu şirketin vergi sicil numarası da aynı kayıtlarda … olarak yazılıdır. Bilirkişi tarafından,davalı şirket hakkında tutulan tutanağa, davalı şirketin vergi sicil numarasının da yazılı olması sebebiyle bu hususun göz ardı edilemeyeceği ve borçtan davalı şirketin sorumlu olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Ancak SGK’dan gelen kayıtlarda ,davalı şirketin sözkonusu işle ilgili kaydının bulunmadığı ,bu sebeplerle davalı şirketin tutanak tarihinde sözkonusu adreste inşaat faaliyetinin olmadığı anlaşılmakla ,mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından,davacı vekilinin istinaf talebinin k reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf masrafının istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/02/2023