Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1063 E. 2023/628 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1063
KARAR NO: 2023/628
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2018/429 E – 2019/804 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin tekstil alanında faaliyet gösterdiğini ve üçüncü şirketlere fason üretim yaparak ticari faaliyette bulunduğunu, üretim atölyesindeki tüm aletlerin elektrik gücüyle çalışmakta olup makinelerde üretimin aksamasının, makineyle olmayan diğer üretim birimlerinin de silsile halinde durmasına sebebiyet verdiğini, dolayısı ile davacı şirket elektrikten mahrum kaldığında tüm üretim faaliyetlerine elektrik gelinceye kadar ara vermek zorunda kaldığını, davacı şirket üçüncü firmalara fason üretim yaptığından aldığı tüm işleri belli bir tarihe kadar tamamlama yükümlülüğü ile aldığını, davacı şirketin davalı elektrik satıcısı şirketten abonelik sözleşmesi kapsamında elektrik satın aldığını, aylık 5.000 TL civarında elektrik ödemesi yaptığını, ancak aldığı hizmet kalitesinin son zamanlarda yaşanan elektrik kesintileri ile iyice düştüğünü, davacı şirketin üretim planının aksadığını, üretimin gecikmesinin davacı şirketin piyasadaki ticari itibarını da büyük oranda zedelediğini, davacı şirketin elektrik kesintisi yapılan günlerde iş yapılamamasına rağmen işçilerin maaşını ödemeye devam ettiğini, hatta işlerin gecikmemesi için fazla mesai yapmak suretiyle siparişleri tamamlayarak fazla mesai ücreti de ödemek zorunda kaldığını, son bir ay içinde yaşanan toplam elektrik kesintisinin 24 saati aştığını, bu sürenin bir ticari işletmenin ekonomik olarak sarsılmasına sebebiyet verebilecek sıklıkta ve uzunlukta olduğunu, elektriğin geldiği saatlerde de hemen işbaşı yapılamamakta olup üretim zincirinin tam olarak çalışmasının en az bir saati bulduğunu, yine işlerin gecikmesi nedeniyle doğar bir diğer ekonomik zarar kaleminin ise uğranılan iş kaybı ve kar kaybı olduğunu, işlerin termin tarihine yetişmesi için üstün çaba sarf edildiğini ve gece mesaileri yapıldığını, bunun da davacı şirket yetkililerinin huzuru kaçırdığını, büyük stres yaşamalarına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16/05/2017-16/05/2018 tarihleri arasında yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle davacı şirketin katlandığı işçilik ücretleri nedeniyle uğranılan maddi zarara istinaden 1.000 TL, iş kaybı nedeniyle uğranılan kar kaybına istinaden 1.000 TL ve manevi zarara istinaden 10.000 TL’nin davalı şirketten avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; elektrik kesintilerinin davalı şirket ile alakasının olmadığını, kesinti yapılmasının dağıtım şirketi ile ilgili bir konu olduğunu, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının iddia ettiği tarihlerde kesinti yapıldığının doğru olmadığını, öte yandan borç nedeniyle kesinti yapılmasının ise mevzuata uygun bir işlem olduğunu, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davada davaya konu edilen tarihler arasındaki elektrik kesintisi sonrası davacının zarara uğradığı belirtilerek maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir. Mahkeme, davacı işyerinde meydana gelen elektrik kesintileri nedeniyle uğradığı zararın tazmini için maddi ve manevi tazminat talep etmiş ise de; teknik bilirkişi heyetinin raporu kapsamında , davacının işyerinde gerçekleşen elektrik kesintilerinin EPDK Elektrik Piyasası Daire Başkanlığı’nın belirlediği sınır değerlerinin altında kaldığı, davalının tazminatı gerektirecek herhangi hukuka aykırı davranışı bulunmadığının olayda manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle “Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda; 27/10/2021 tarih ve 2018/429 E – 2019/804 K. Sayılı kararıyla; davalı yararına eksik hatalı ve eksik vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle ,davalının istinaf talebinin kabulü ile karar vekalet ücreti yönünden HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak hükmün diğer kısımları baki kalmak kaydıyla aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında” karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 10/03/2022 tarih ve 2021/8578 E.- 2022/2162 K.sayılı kararıyla özet olarak; ” bölge adliye mahkmesince; önceki bilirkişiler dışında alanında uzman bilirkişilerden davacının dava dilekçesinde belirttiği tarih aralığı esas alınarak Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği hükümlerinin değerlendirilmesi kapsamında denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, talep dışı tarihler kapsamında değerlendirme yapan yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olduğu” gerekçesiyle, Dairemiz kararının bozulmasına karar vermiştir. Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, Dairemizce bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti kök raporunda ; davacı kurumun adresinde belirtilen tarih aralığı olan 16.05.2017-16.05.2018 tarihleri arasında toplamda 59 saat 6 dakika elektrik kesintisi yaşandığı, hesaplanan kesinti süresinin ilgili yönetmelikteki Tablo-9’ da belirtilen süreden (bildirimsiz kesinti: 48 saat) fazla olması sebebiyle davacı tarafın tazminat hakkının olduğu, yönetmelikte ki formülde bulunan OT değerinin davalı kurumdan öğrenilmesi- talep edilmesi halinde formülasyonun tamamlanarak tazminat miktarının bulunabileceği, davacı adresinde 12 saati aşan bir kesinti olmaması sebebiyle, uzun süreli kesinti tazminatı talep edilemeyeceği, davacı tarafın talepleri arasında yer alan manevi tazminata ve hesaplanacak tazminata uygulanacak olan faiz konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Bu arada bilirkişi heyetinin talep ettiği OT değerleri ilgili kurumdan celpe edilmiş,bilirkişi raporuna beyanlar sunulduktan sonra aynı bilirkişi heyetinden bu ke ek rapor alınmıştır. Ek bilirkişi heyet raporunda ;Elektrik Dağıtımı Ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği madde 16-(1)’de “Bildirimsiz kesintiler için Tablo 9’da belirlenen sınır değerler aşıldığında dağıtım şirketi bu maddede belirlenen esaslar çerçevesinde kullanıcıya başvurusuna gerek duyulmaksızın tazminat öder. Tazminata hak kazanan her bir kullanıcıya yapılacak ödeme, ait olduğu yılı takip eden yılın Nisan ayından itibaren başlatılır ve tamamlanıncaya kadar müteakip dönemlerde yapılır.Ödeme, dağıtım bedellerinden mahsup edilmek suretiyle, aboneliğin iptali halinde ise defaten gerçekleştirilir.” denildiği,belirtilen maddede de görüleceği üzere, sürenin (Saat) 1 takvim yılı, 01 Ocak 2017 – 31 Aralık 2017 ile 01 Ocak 2018 – 31 Aralık 2018 tarihleri arası alınması gerektiği için kök raporda yapılan hesaplama yıl bazında tekrar yapılarak yeniden dökümlü hesaplama yapıldığı tabloda açıklanarak; olduğu belirtilerek,buna göre yeniden yapılan hesaplama çerçevesinde; davacı tarafın işletmesinde 2017 yılında 17 saat 33 dakika, 2018 yılında ise 41 saat 33 dakika kesinti oluştuğu,ancak yönetmelik gereği kesinti süresinin 48 saati geçmesi halinde davacının tazminata hak kazandığı, 2017 ve 2018 yıllarında kesinti süresi 48 saati aşmadığından belirtilen herbir yıl bazında davacının tazminat alacağının doğmadığı vurgulanarak kök rapordaki hesaplamanın bu şekilde değiştirilmesi gerektiği belirlenmiştir.Bu doğrultuda bilirkişi kök raporunda, davaya konu 2017 ve 2018 yılları bazında yapılan kesintiler toplamının bildirimsiz kesinti eşik saat toplamını aştığı kanaatiyle davacı tazminatının hesaplanması gerektiği belirtilmiş ise de, daha sonra bilirkişi heyetinden alınan ek raporda kök rapordaki hesaplamada hata yapıldığı,2017 ve 2018 yılı bazında toplam kesinti süresinin baz alınmasının hatalı olduğu,2017 ve 2018 yılı kapsamında herbir yıl için yapılan bildirimsiz kesinti toplamlarının her yıl için ayrı hesaplanması gerektiği açıklanarak, ek raporda sonuç olarak ,davacı adresinde 2017 yılı içinde 17 saat 33 dakika, 2018 yılı içinde ise 41 saat 33 dakika elektrik kesintisi yaşandığı, hesaplanan kesinti sürelerinin ilgili yönetmelikte ki Tablo-9’ da belirtilen süreden (bildirimsiz kesinti-48 saat) az olması sebebiyle davacı tarafın tazminat hakkının olmadığı tespit edilmekle,alınan bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli,ilgili mevzuata uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacının söz konusu 2017 ve 2018 yılı kapsamında bildirimsiz kesinti nedeniyle iddia ettiği tazminat taleplerinin talebe konu her bir yıl açısından yönetmelikte belirtilen bildirimsiz eşik miktarından fazla olmadığı,davacının talebine konu yıllar açısından maddi ve manevi tazminata ilişkin davanın ispatlanamadığı görülmüştür. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK 353/1-b-3, 1-b-2 maddeleri gereğince karar düzeltilerek; “davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine” yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK 353/1-b-3, 1-b-2 maddeleri gereğince karar düzeltilerek; 1-Davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 204,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,03 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, 5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 2.000,00 TL(reddedilen kısmı geçemeyeceğinden) vekalet ücretinin, ayrıca reddedilen manevi tazminat yönünden ise 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine, İstinaf İncelemesi İle İlgili Olarak; Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya isteği halinde iadesine, Davacıdan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalının istinaf sebebiyle yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Davacının istinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.gereğince 11.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Temyiz incelemesi ile ilgili olarak; Peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya Yargıtay ilamı uyarınca iadesine, Davacının temyiz sebebiyle yapmış olduğu 58,50 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/03/2023