Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1037 E. 2023/169 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1037
KARAR NO: 2023/169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/03/2022
NUMARASI: 2020/583 E – 2022/212 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Özel Halk Otobüslerinin bakım, servis ve tamirat işleri ile iştigal eden müvekkilinin davalıya ait … hat numaralı … plakalı Özel Halk Otobüsünün de bakım ve servis işini yaptığını, yapılan işlere karşılık 10/12/2019 tarihinde 18.901,00 TL’lik irsaliyeli faturası kesilip davalıya teslim edildiğini, davalının aynı gün 10.000,00 TL’lik ödeme yaptığını, kalan bakiye ödenmediğinden alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, iş bu davadan önce ara buluculuğa başvurulduğunu ancak davalı bu sürece katılmadığından anlaşmanın sağlanmadığını beyanla davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatı ile mahkumi- yetini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili … plakalı Özel Halk Otobüsünün sahibi olup aracın tek yetkili servisinin davacı şirket olduğunu, aracın belirli tarihlerde servise alındığını, davacının “08/10/2019 ile 05/12/2019 tarihleri arasında davalının aracına bakım yapıl- dığı”nı iddia ederek ekstre düzenlediğini, Davacının en son cari hesap raporunda gözüken 05/12/2019 tarihli işlem ile ilgili olarak davalıdan 38.241,00 TL alacak talep ettiğini, müvekkilinin bu işlerin detaylı dökümünü istemesi üze- rine döküm ibraz edemeyen davacının bu bedele 19.340,00 TL iskonto uygulayarak 10/12/2019 tarih ve 18.901,00 TL’lık faturayı düzenlediğini, Müvekkilin itirazına kadar her hangi bir fatura düzenlemeyen davacının haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, Davacının cari hesap raporunda yer alan 08/10/2019 ve 14/10/2019 tarihli bedellere karşılık serviste yapıldığını iddia ettiği işlemlere karşılık el yazısıyla bir belge düzenlediğini, dava dilekçesi ekinde de sadece bu tarihlerde yapılan işlemlere ilişkin belgelerin sunulduğunu, ancak söz konusu belgelerde davacı şirketin imzasının dahi bulunmadığını ve bir geçerliliğinin bulunmadığını, Ayrıca 10/12/2019 tarihli faturada yer alan işlemlerin hiç veya layıkıyla yapılmadığını, yapıldığı iddia edilen işlemlerin bedelinin piyasa fiyatlarının oldukça üstünde olduğunu, bu hususun bilirkişi incelemesi ile tespit edileceğini, Davacının servise getirilen araçta yapılacak işlemler ve bedeli hakkında müvekkilini bilgilendirip onayını almadığını, yapıldığı iddia olunan işlere ve değiştirilen parçalara ait bir döküm verilmediğini, değiştirilecek parca listesi verilmiş olsa, müvekkilinin bu parcaları başka yerden daha ucuza tedarik edebileceğini, hatta aracı başkasına tamir ettirebileceğini, müvekkilinin de haklı olarak rızası ve talimatı dışındaki işlerin bedeline itiraz ettiğini, Bu durumda davacının ancak zaruri masraflarını vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edebileceğini, davacı şirketçe yine de bir kısım onarım ve bakım işleri yapıldığından, sadece yapılan işe karşılık piyasa koşullarına uygun olarak 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacı şirket her ne kadar müvekkilin bakiye miktarı sonra ödeyeceğini beyan ettiğini iddia etse de bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının tek yetkili servis olması durumunu kötüye kullanması nedeniyle kendisine başkaca bir ödeme yapılmadığını, kötü niyetle başlatılan takibe haklı olarak itiraz edildiğini beyanla, davanın reddine, davacının asıl alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “davanın reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Müvekkili Özel Halk Otobüslerinin bakım, onarım ve servis hizmetleri ile iştigal eden bir firma olup davalı adına kayıtlı … Plakalı Özel Halk Otobüsü için de bakım, onarım ve servis hizmeti sunulduğunu, bu hizmetlere karşılık davalı tarafa 18.901,00 TL’lik fatura kesildiğini, iş bu faturaya istinaden 10.000,00 TL’lik kısmi ödeme alındığını, bakiye kısım için icra takibine giri- şildiğini, Takibe ve borca itiraz üzerine açılan iş bu davaya ilişkin davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde; davalının müvekkili şirketten söz konusu otobüsle ilgili hizmet aldığını ve dayanak faturadan haberdar olduğunu ikrar ettiğini, Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yapılan işlerin bedelinin ne kadar olduğu hususunda iken mahkemenin bu konuyu irdelemediğini, Dava dilekçesi ekinde ve icra dosyasında davalıya ait otobüsün servis formları mevcut iken, muhtemelen kalem personelince dilekçe ekleri çıktı alınıp fiziken dosyaya eklenmediğinden mahkemece “servis formlarının sunulmadığı, davanın ispat edilemediği”nden bahisle davanın reddine karar verildiğini, Davalıya ait otobüse yapılan her türlü işlemi içerir servis formları dosyada mevcut olup bu formların davalının SGK’lı çalışanı … ve … isimli kişiler tarafından imzalandığını, Davalı taraf yeminini eda ederken; otobüsünü aynı servise götürdüğünü, faturaya konu servis hizmeti karşılığı 10.000,00 TL ödeme yaptığını beyanla müvekkili şirket tarafından ilgili hiz- metin verildiğini de ikrar ettiğini, Davalı taraf yapılan işlem bedelinin 10.000,00 TL olduğunu savunurken, davacının bu bedelin 18.901,00 TL olduğunu iddia ettiğini, Yerel mahkemenin dosyada mübrez imzalı servis formları ile bilirkişi incelemesi yapı- larak, yapılan işlemlerinin bedelini tayin etmesi gerekirken eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, Davalı tarafın, dava şartı kapsamındaki arabuluculuk görüşmesine mazeretsiz olarak katılmadığını, bu nedenle ara buluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını, 6325 Sayılı Kanunu 18/A maddesinin 11.fıkrasındaki; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplan- tıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” hükmü gereğince müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini, Yerel mahkemenin gerekçeli kararı ile; yazılı ve sözlü beyanlarının dinlenmediğini öğ- rendiklerini, uyuşmazlık konusun yanlış tespit edildiğinden yargılamanın hatalı yürütüldüğünü be- yanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir Takip ve davanın dayanağı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 10/12/2019 tarih 19.901,00 TL bedelli 101109 nolu irsaliyeli faturadır. Dosya içeriğinden; taraflar arasında davacı tarafından, davalının maliki olduğu özel halk otobüsüne tamir ve bakım hizmeti sunulması şeklinde süregelen bir cari ve ticari ilişkinin bulun- duğu, dava konusu borcun 08/10/2019 tarih 05/10/2019 tarihleri arasındaki 10 adet işlemden kaynak- landığı anlaşılmaktadır. Cari hesap ekstresine göre; davacı tarafından 05/12/2019 tarihinde “servis” açıklamalı 161450 nolu belgeye istinaden davalı adına 38.241,00 TL tutarında borç tahakkuk edildiği, söz konusu borç tutarından 10/12/2019 tarihinde 19.340,00 TL iskonto yapıldığı ve neticeten davalı adına 18.901,00 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalının 10/12/2019 tarihli tahsilat makbuzu ile söz konusu faturaya ilişkin olarak 10.000,00 TL ödeme yaptığı,” yapılan tamir işlemi hakkında bilgilen- dirilmediği, onayının alınmadığı ve tahakkuk edilen bedelin fahiş olduğu” gerekçesiyle bakiye 8.901,00 TL bedelin ödenmediği, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalının “takibe ve borca” itirazı nedeniyle takibin durdurulduğundan itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu 10/12/2019 tarih 18.901,00 Tl tutarlı fatura irsaliyeli fatura olup faturanın alt kısmında “teslim alan” ve “teslim eden” kısımları boştur. Dosya içeriğine göre bu faturanın 10.000,00 TL’lik kısmının ödendiği, davanın bakiye 8.901,00 TL’lık kısıma ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ; dava konusu tamir ücretinin rayice uygun olup olma- dığı, tahsili gereken tamir ücretinin ne olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle bakiye alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır. Davanın niteliğine ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre alacağın varlığı ve miktarını ispat yükü davacı alacaklıya düşmektedir. (TMK 6.md , HMK 190 md) Mahkemece, tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği, defterlerin ibraz edilmemesinin hukuki sonuçları hatırlatıldığı halde davacı ve davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mali bilirkişinin incelemesine sunmamıştır. Makine mühendisi bilirkişi; dava konusu borcun dayanağını oluşturan işlemlere ilişkin iş emirlerinin ve servis kayıtlarının dosyaya ibrazının gerektiğini işaret etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; söz konusu belgelerin UYAP ortamında dava dilek- çesi ekinde ve deliller arasında (defalarca) sunulduğunu, ancak mahkemece fiziken dosyaya eklen- mediğini ,bu nedenle eksik inceleme yapıldığını iddia etmektedir. Dosyanın tetkikinde ; davalıya ait otobüsün servis formlarından sadece 08/10/ 2019 ve 14/10/2019 tarihli formların dava dilekçesine fiziken ekli olduğu, diğer formlar fiziken mevcut olmasa da dava dilekçesi ile davacı vekilinin vekaletnamesi ekinde UYAP’a kaydedildiği, ancak fiziki evrak olarak dosyaya eklenmediğinden bu belgelerin bilirkişi kurulunca incelene- mediği , mahkemece de bu belgelerin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Bu yönüyle düzenlenen raporun eksik incelemeye dayalı , tahkikatın yetersiz olduğu , tarafların tüm yazılı delilleri toplanmadığı bu aşamada icapsız olarak hatırlatılan ve eda edilen “yemin” deliline dayanılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
KABULE GÖRE; 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11. fıkrasındaki; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır” hükmüne yer verilmiştir. Dava dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağının tetkikinden; davalı tarafın toplantıya katılmadığı anlaşılmakta ise de ilk toplantı tutanağı dosya içinde bulunmamaktadır. Buna göre; mahkemece öncelikle davacı tarafın delil olarak dayandığı ve UYAP’a kay- dı yapılan tüm belgelerin fiziken çıktısının alınması, bundan sonra davacının iddiası, davalının savun- ması ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu alacağın varlığı ve miktarının tespitine ilişkin olarak önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/01/2023