Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1003 E. 2022/1851 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1003
KARAR NO: 2022/1851
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2020
NUMARASI: 2017/186 E – 2020/504 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından açılan ihaleye, Tekirdağ/Malkara ilçesi 70 yataklı devlet hastanesi alt yapı ve çevre düzenlemesi işi için davacı ile katılmaya karar verdiğini, söz konusu ihaleye davalı şirketin girmesine, ancak ihale alındıktan sonra işin yapım aşamasında davacının inşaatın başında kalıp inşaatın tüm işlerini bizzat yapmasına karar verildiğini, davacının üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalının inşaat tamamlanıp iskan alındıktan sonra davacıya hak ettiği bedelleri ödemediğini, 17.07.2014 tarihli Özel Ortaklık Protokolünün 2. maddesi gereğince davacının , ihale ile alınan işi, geçici kabul ve iskana kadar takip edeceğini ve tüm işleyişiyle davacının ilgileneceğini, davacının protokolün tüm şartlarına uyduğunu, şantiyenin gelir ve giderleri ve işçi/taşeron işleri ile bizzat ilgilendiğini, işe ilişkin ödeme ve sözleşmeleri de sorumluluk alarak kendisinin yaptığını,davacının davalı şirkete, ilk hak edişten önce sermaye maksadıyla 307.667,00 TL ödediğini, protokol gereğince söz konusu meblağın, işin geçici kabulü yapılıp iskanının tamamlanmasından 10 gün sonra davacıya geri ödeneceğini, aynı protokolün 4.maddesi gereğince de müvekkilin ortaklığı, emek ve mesaisine karşılık 1.000.000 TL nin işin geçici kabulünün yapılıp iskanının tamamlanmasının 1 ay sonra davacıya ödeneceğini, ancak davalının toplamda 1.307.667.00 TL alacağını davalıdan tahsil edemediğini, bu tutarın Beyoğlu … Noterliğinden davalıya keşide ettiği 20.11.2016/… yevmiye sayılı ihtarnameyle talep edildiğini, ancak davalının ihtara cevap vermediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle davacının dayandığı 17.07.2014 tarihli ortaklık protokolüne davacının taraf olmadığını, protokolde davalı şirket adına atılan imzanın, davalı şirket yetkilileri tarafından atılmadığını, ayrıca protokolün yazılı olduğu kağıt üzerindeki logonun da davalı şirkete ait bulunmadığını, davalı şirketin bu protokolden haberinin olmadığını, bu nedenle protokole dayanılarak talep edilen alacağın kabul edilemeyeceğini, davacının, davalı şirkete Toplu Konut İdaresi ihale işinin olduğunu, ihale alınabilirse ortaklık yapabileceklerini teklif ettiğini, davalı şirketin bunun üzerine teklif dosyası hazırlayarak ihaleyi kazandığını, davalı şirketle, davacı arasında bu özel ortaklığa ilişkin anlaşmanın kağıt üzerinde kaldığını, ancak imzalanmadığını, ancak sözlü anlaşma gereği her iki tarafın da 500.000 TL sermaye koyacağını, meydana gelecek sermaye birikimi ve alınacak hak edişlerle ihale tamamlanıp Sağlık Bakanlığına teslim edileceğini, elde edilecek net kârın da % 50 oranında paylaşılacağını, ancak davacının 500.000 TL ödemeyip 307.667.00 TL sermaye ödemesi yaptığını, geri kalan miktarın davalı tarafından tamamlanarak işe başlandığını, davacının iddia ettiği 1.000.000 TL emek bedeli ve mesai alacak iddiasının mesnetsiz olduğunu, her ne kadar hastanenin iskânı alınmış ise de gelinen aşamada Sağlık Bakanlığına teslim işinin gerçekleşmediğini ve henüz inşaatın tamamlanmadığını, işin bitirilip yapılacak hesap neticesinde ortaya çıkacak net kârın yanlar arasında paylaşılacağı hususu kararlaştırılmış ise de, yapılan hesaplamalar neticesinde bu işten zarar edileceği yönünde olduğunu, hal böyle olunca davacının davalı şirkete zararın % 50’sini ödenmesi gerektiğini, buna ilişkin dava haklarını saklı tuttuklarını, davacının doğmuş bir likit alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, taraflar arasında adi yazılı şekilde sözleşme imzalanarak akdi ilişki kurulduğu, sözleşme hükümlerine göre, davacının davalıya sözleşmenin 3. maddesi uyarınca daha önce davalıya ödediği 307.667.00 TL’yi işin geçici kabulünün yapılıp iskanının alınmasından 10 gün sonra davalının davacıya ödemesi gerektiği, yine sözleşmenin 4. maddesi uyarınca işin geçici kabulünün yapılıp hastanenin iskanının ilgili makamlardan alınmasından bir ay sonra davalının davacıya emek ve mesaisine karşılık 1.000.000 TL ödemesi gerektiği, bu bedelin davacıya kayıtsız ve koşulsuz olarak ödeneceği hüküm altına alındığı,davalı şirket adına sözleşmeyi imzalayan …’ın şirket ortağı ve yetkilisi olduğu, buna göre protokolün davalı şirketi bağlayacağı ve 17.07.2014 tarihli protokolün 3. ve 4. maddesinde belirtilen şartlar gerçekleştiğinden, davalının davacıya icra takibine konu 1.307.667 TL asıl alacağı ödemesi gerektiği , davacının alacaklı olduğu miktarın taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kararlaştırıldığı ve likit olduğu,ayrıca ticari iş nedeniyle ticari faiz uygulanacağı gerekçesi ile; “Davanın kabulü ile; tahsilde tekerrür olmamak üzere, davalı borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 11,50 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki 261.533,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; davalı … yetkilisi … davaya konu protokolü ve protokol içeriğini kabul etmediğini,davacıya kurumlara dilekçe verme ve takip etme sorumluluğu nedeni ile imza yetkisinin verildiği tarihe kadar firmanın kaşe ve imzalı boş dilekçe örneğinin teslim edildiğini,Malkara Belediyesinden gelen yazıda kağıdın altındaki imza ve kaşe şirket yetkilisi …’a ait olup evrakın içindeki el yazısı davacı …’e ait olduğunu, protokolün içeriğinin daha sonradan doldurulduğu iddiasının araştırılmadığını,protokolün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, şantiye sorumlusunun davacı olduğunu,sözde protokolde çelişkili maddeler bulunduğunu,iş bedeli ve ücretin fahiş olup olmadığının araştırılmadığını,protokoldeki yetkili mahkemenin davacı yararına belirlendiğini,davacının yükümlülüklerini yerine getirmeden sahadan ayrıldığını,tanık İsmail Sönmez’in dinlenilmediğini,davacının taahhüt ettiği sermayeyi vermediğini,gelir ve gider hesabının da irdelenmediğini,alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, protokol hükümlerine dayalı olarak davacının davalı şirkete verdiği paranın iadesi ile geçici kabul sonrası protokolde belirlen ücretin tahsiline ilişkin yapılan takibe karşı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine yöneliktir. Taraflar arasında “tarafların Malkara Devlet Hastanesinin alt yapı ve çevre düzenlemesi işini birlikte yapmak üzere anlaştıkları, davacının davalıya 307.667 TL ödediği, anlaşma konusu hastane binasının iskânının alındığı” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın ise davaya konu edilen protokolün davacı tarafça kendisine verilen imzalı belge ve kaşe ile hazırlandığı ve geçersiz olduğu yönündeki davalı iddiası karşısında davacının bu belgeyi dayanak yapmasına yönelik olduğu belirlendi. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında , davacı alacaklı tarafça davalı borçlu şirket hakkında 1.307.667.00 TL nın faiziyle tahsiline dair yapılan ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında, davalı tarafın davalının imzasını inkâr ettiği “…” logolu ve “… Ticaret Ltd.Şirketi” kaşesi üzerine atılan tek imza ile davacı … arasında 17.07.2014 tarihli ortaklık Protokolü düzenlendiği, protokol metninin; … (LOGO) Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından … ihale numarası ile ortaklardan … tarafından alınan işin özel ortak ile birlikte yapımı sürecinde ortaklar arasında aşağıdaki şekilde protokol yapılmıştır. Protokol; “1- … ile özel ortak … arasında işbu sözleşmenin imzalanmasından önceki tüm sözleşmeler fesih edilmiştir. 2-Özel Ortak … ihale sonucu alınan işi geçici kabul ve iskana kadar takip edecek ve şantiyeden sorumlu olan ortak olacaktır. Şantiyenin işçi ve taşeron işlerini kendisi yürütecektir. Ödemeleri ve sözleşmeleri de buna göre yapacaktır. 3-Özel Ortak …’in hakkedişten önce ödediği 307.667.00 TL, işin geçici kabulünün yapılıp iskanının alınmasından 10 gün sonra ödenecektir. 4-Özel Ortak …’e yapılan ortaklık sözleşmesi ile emek ve mesaisine karşılık 1.000.000 TL ödenecektir. Ancak bu ödemenin yapılması için işin geçici kabulünün yapılıp hastanenin iskanının ilgili makamlardan alınması gerekmektedir. İskan alınmasından 1 ay sonra bu bedel, özel ortağa kayıtsız ve koşulsuz bir şekilde ödenecektir. 5-Özel Ortak … inşaat işlerinin tümünü …’dan aldığı talimatlar ve sözleşmelere göre yürütecektir. Özel ortak … geçici kabulden ve iskanın alınmasından sorumlu olup geçici kabulün ve iskanın alınamamasından sorumlu olup geçici kabulün ve iskanın alınamamasından sorumludur. Anılan işin idareye teslimine kadar özel ortak … iş başında olacaktır. 6- …’nın işbu sözleşmede kararlaştırılan bedel dışında hiçbir sorumluluğu olmayacak ve … de …’dan başka bir talepte bulunmayacaktır. 7-Özel ortak …’in bu tarihe kadar … adına yaptığı tüm harcamalar incelenerek onaylanmıştır. … tarafından da ibra edilmiştir. 8-Taraflar bu sözleşme gereği işlerini tam ve eksiksiz takip ederek birbirlerinin haklarını gözetecektir. Uyuşmazlık olduğu takdirde İstanbul Anadolu icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu kabul ederler.17.07.2014 … (imza) … Tic.Ltd.Şti.” Ortak (kaşe-imza) şeklinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının Beyoğlu … Noterliğinden davalı şirkete gönderdiği 20.12.2016 tarih, … yevmiye sayılı ihtarname ile ortaklık ilişkisi nedeniyle şirkete ödenen 307.667 TL’ ile geçici kabul ve iskan sonrası ödenmesi gereken 1.000.000 TL ile ödenmeyen toplam 1.307.667 TL’nin 3 gün içerisinde ödenmesini talep etmekle, ihtarnamenin 22.12.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği belirlenmiştir. Davalı şirket ticari sicil kayıtlarına göre ortaklarının … ve … olduğu, ortaklar kurulunun 22.04.2011 tarih 2011/2 sayılı kararına istinaden , şirket müdürü olarak seçilen … ve …’ın, 20 yıl süre ile şirket kaşesi veya ünvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzama yetkili kılındığı belirtilmiştir. … tarafından düzenlenen 08/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu 17.07.2014 tarihli protokol aslındaki “…” içerikli kaşe basımı üzerinde atılı bulunan imzanın, mukayese imzaları bulunan davalı şirket yetkilisi … eli mahsulü olduğunun bildirildiği ,İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinin 13/02/2020 tarih 40968900-101.01.02-2019/87669 Sayılı raporunda; “İnceleme konusu belgede “…” kaşe izi üzerindeki imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğu,inceleme konusu belgede “…” logosunun sonradan eklendiğine veya sahte olduğuna dair bir bulgu saptanamadığı hususları belirtilmiştir. Bu açıdan birbirini doğrulayan raporlara göre, davaya konu anlaşma altındaki imzanın davalı şirket yetkilisi …’a ait olduğu belirlenmiştir. Davalı vekilince 10/06/2020 tarihli dilekçe ile davacıya “protokoldeki imzanın tarafların gerçek irade beyanları ile hazırlanıp hazırlanmadığı” hususunda yemin teklif edildiği, davacının ise 17/07/2020 tarihli duruşmada “protokolün davalı şirket yetkilisi … ile görüşülüp hazırlandığını ve sözleşmenin … tarafından imzalandığı” hususunda yemin ettiği tespit edilmiştir. Malkara Belediye Başkanlığı’nın 21.03.2018 tarihli yazısı ekinde, taraflar arasındaki anlaşmaya konu geçici kabul ve yapı kullanma izin(iskân) belgelerinin bir sureti gönderilmekle, işin geçici kabulünün yapıldığı, yapı kullanma iznin verildiği anlaşılmıştır. Davacı, dava konusu takipte 1.307.667.00 TL’lik asıl alacağını, ödeme emrinde açıkca “Tekirdağ Malkara 70 yataklı Devlet Hastane ihalesi yapım işinden kaynaklı özel ortaklık alacağı” olarak belirtmiştir.Davacının 307.667,00 TLyı davalı şirkete protokol gereği ödediği,ayrıca protokol konusu inşaata ilişkin hastanenin geçici kabulünün yapıldığı,yapı kullanma izninin alındığı,buna göre protokol gereği davacıya 1.000.000,00 TL ödenmesi gerektiği gözetilerek,protokoldeki imzanın davalı şirket yetkilisi …’a ait olduğu adli tıp kurumu raporu yanında alınan başka bilirkişi raporu ile de belirlendiğinden,davacının hem davalı şirkete ödediği parayı geri alma hakkının olduğu,hemde geçici kabulü yapılan inşaattaki çalışması nedeniyle 1.000.000,00 TL ücreti almaya hak kazandığı belirlenmiştir. Ayrıca alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davada icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu görülmüştür. İspat hususuna gelince; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı taraf protokolün imzalı belge kullanılarak davacı tarafça davalı iradesine aykırı düzenlendiğini ispat edememiştir.Davada aksi ispat edilemeyen protokol nedeniyle davacının davalı şirkete ödediği paranın protokolde belirtilen durum ve sürede iadesi ve protokol gereği geçici kabulden sonraki davacının ücret alacağın tahsili talebine dair dava davacı tarafça ispat edilmiştir. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 89.326,73 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 22.331,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66.995,03 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/06/2022