Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/985
KARAR NO: 2022/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2018/536 E – 2020/813 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, … Mah. … Sok. No:… Maltepe/İSTANBUL adresinde kaçak elektrik kullandığının 06.01.2017 tarihli … seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağı ile görevlilerce tespit edildiğini, davalının kaçak olarak kullandığı elektrik tüketimine karşılık gelen fatura bedelinin ödenmediğini, müvekkili kurum kayıtlarında, davalının … müşteri no.lu … sözleşme no.lu ve … tesisat no.lu işlemle kayıtlı olduğunu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. maddesinde tanımlanan şekilde kaçak elektrik kullandığını, davalının mevzuat hükümlerine riayet etmeden elektrik kullandığını, bu eylemi nedeniyle karşılıksız yararlanma suçunu işlediğini, davalının karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ederek hukuka aykırı olarak elektrik kullandığını ve kullandığı bu elektriğin borcunu ödemediğini, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik kullananlara uygulanacak tarife gereğince davalının kullandığı elektrik bedelinin 80.735,20 TL ve gecikme zammının 3.692.29 TL olduğunu, 3065 sayılı KDV Kanununun 24. maddesi uyarınca gecikme zammının vergi matrahına dahil olduğunu ve bu bedelin 664.60 TL olduğunu, dava konusu alacağın talebe rağmen ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunmuş olduğunu, davalının dosya borcunun tamamına itiraz ederek takibin durdurulması neticesinde dava açma zorunluluğu doğduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ederek takibin durdurulmasına neden olduğunu, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” davalı tarafından kaçak elektrik kullanıldığı, davacı tarafça takibe konu alacak talebinin bilirkişi ek raporu dikkate alındığında yöntemince ispat edildiği, 14/06/2019 tarihli bilirkişi ek raporunun denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmış, anılan ek raporun hükme esas alınması gerektiğine mahkememizce kanaat getirilmiştir. Her ne kadar davacı vekili, bilirkişi ek raporundaki eksik alacak tespitlerinin yerinde olmadığını beyanla ek rapora itiraz etmiş ise de; 14/06/2019 tarihli bilirkişi ek raporundaki tespitlerin EPDK Elektrik Yönetmeliğine ve tarifelere uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiş, bilirkişi ek raporundaki tespitlerin yerinde olduğu” gerekçeleriyle 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, -Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 78.782,56-TL asıl alacak, 3.602,99 TL gecikmiş gün faizi, 648,54 TL KDV olmak üzere toplam 83.034,09 TL üzerinden takibin DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin elektrik kullanım bedelinin 80.735,20 TL olmadığını, bu rakam içerisinde davacı yanın müvekkilinden talep ettiği kaçak tüketim ceza bedelinin de bulunduğunu, 05.02.2019 tarihli kök raporda müvekkilinin 06.01.2017 tarihli … seri numaralı Kaçak/Usulsüz elektrik tespit tutanağından kaynaklı 12.776 TL tutarındaki bedelden sorumlu olduğu hesaplanarak İstanbul Anadolu …, İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan 85.092.09 TL tutarındaki icra takibinin 71.626,63 TL tutarındaki kısmı için itirazında haklı olduğunun tespit edildiğini, 14.06.2019 tarihli ek raporda ise toplam 83.034,09 TL borçlu olduğunun belirtildiğini, , davacı vekili tarafından kök raporun düzenlenmesinden sonra, itiraz dilekçesi ile birlikte 03.01.2016 tarihli tutanağın dosyaya sunulduğunu, davacının dava dilekçesinde dayanmadığı ve sunmadığı bir delili dosyaya sunarak ek rapor talep ettiğini, ek raporun kendilerine tebliğ edilmediğini, bu nedenle davacının sunmuş olduğu yeni delile, davanın genişletilmesine muvafakat etmediklerinin bildirilemediği gibi ek bilirkişi raporuna ve sunulan delile de itiraz edilemediğini, müvekkilinin dava konusu yerde tüketim tarihinde cafe-restorant işlettiğini, davacının müvekkili ile aralarında sözleşme olmasına rağmen sözleşmeyi tek taraflı fesih edererek/tanımayarak müvekkili firma hakkında uzun yıllardır kaçak elektrik kullanımına ilişkin tutanaklar düzenlediğini, mahkemece sözleşme ve sair diğer tüm belgelerin istenerek kaçak elektrik tüketiminin varlığını araştırması gerekirken doğrudan davacı yanın sunmuş olduğu tutanağın baz alındığını ileri sürmüştür. Dava, kaçak elektrik kullanımına nedeniyle tahakkuk eden borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında kaçak tespit tutanağı anında abonelik sözleşmesinin bulunmadığı her iki tarafında kabulündedir. Davacı şirket tarafından yapılan kontrolde 06.01.2017 tarihinde davalının sözleşme olmaksızın kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek geriye doğru 339 günlük süre için hesaplama yapılarak tahakkuk işlemi yapıldığı, bilirkişi kök raporunda son endeks okuma tarihi olan 15.11.2016 ile tutanak tarihi arasında hesaplama yapıldığı, davacı tarafça rapora davalının ticaret sicil gazetesi örneğine göre kurulduğundan bu yana aynı adreste faaliyet gösterdiği,ni, davalı hakkında 03.01.2016 tarihli kaçak tutanağının da bulunduğunu ileri sürmüş, bilirkişi ek raporunda 03.01.2016 tarihli tutanak ve tüm tüketim ekstrelerine göre yönetmelik 29. Maddesi gereğince hesaplanacak sürenin 12 ayı geçemeyeceği belirtilerek, sayacın 03.01.2016 ile 06.01.2017 tarihleri arasında tüketimi doğru olarak kaydettiğinden 78.782,56 TL asıl alacak, 3.602,99 TL gecikmiş gün faizi ve 648,54 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 83.034,09 TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir. Kök bilirkişi raporunda 03.01.2016 tarihli kaçak tutanağının olmaksızın hesaplama yapıldığı, ek raporda ise bu tutanağın sunulması üzerinde yeniden hesaplama yapılarak, kaçak süresinin değerlendirildiği görülmektedir. Davacı dava ekindeki delil dilekçesinde kaçak zabıtlarına, endeks dökümlerine de delil olarak dayandığı belirttiği görüldüğünden rapora itirazda değerlendirilmeyen kaçak zaptının ileri sürülmesinin yeni delil sunma olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinde ek bilirkişi raporunun davalı şirkete TK 35. Maddesine göre 18.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin vekaletnamesini bu işlemden sonra 17.09.2019 tarihinde dosyaya sunduğu, tebligatların kendisine yapılmasını talep ettiği görülmektedir. Bu durumda ise, bilirkişi raporunun vekile yeniden tebliğ edilmeyeceği nazara alındığında hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediği açıktır. Şu halde, mahkemece alınan bilirkişi raporu, dosya kapsamına ve mevzuata uygun görüş ve hesaplama içerdiğinden hükme esas alınmasında usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 5.672,05 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.453,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.218,88 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/01/2022