Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/889 E. 2021/1069 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/889
KARAR NO: 2021/1069
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2021
NUMARASI: 2018/675 E – 2021/103 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalı …’taki hesabından 30.10.2017 tarihinde, internet bankacılığı sistemindeki zafiyetten kaynaklı olarak dava dışı …’e ait hesaba 48.000 TL EFT yapıldığını, bunun 10.000 TL’sinin hesap sahibi tarafından çekildiğini, kalan kısmı için başvurulan üzerine sulh ceza hakimliğinin el koyma kararının davalı bankaya tebliğ edildiğini, bankanın internet sistemindeki zafiyetten kaynaklı davacı şirket zararının giderilmesi amacıyla bankaya ihtar gönderildiğini, Yargıtay’ın içtihatlarına göre internet bankacılığı ile uygulamalar yönünden, bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğunu, banka tarafından davacının zararı karşılanmadığı için İstanbul … İcra Md. … E dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, bankanın kötüniyetli olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu iddia ederek itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada husumetin İddia konusu dolandırıcılık eylemini gerçekleştiren şahsa yöneltilmesi gerektiğini, davacının 30.10.2017 tarihinde internet bankacılığı kullanımında olan telefonuna dolandırıcılar tarafından gönderilen SMS’de bulunan linke giriş yaparak, …’a ait olmayan internet sayfasına giriş yaptığını, böylece dolandırıcılara sadece kendisinin bilmesi gereken kişisel bilgileri ve şifresini kendi eliyle dolandırıcılara verdiğini ikrar ettiğini, banka tarafından güvenlik önlemlerinin alındığını, banka personelinin dahi erişemeyeceği şekilde koruma sağlandığını, dava konusu para transferi işleminin müşteriye ait şifrenin doğru şekilde girilmesiyle yapıldığını, müşteri tarafından belirlenen ve tek kullanımlık şifreyi koruma başkalarına bildirmeme yükümlülük ve sorumluluğunun müşteriye ait olduğunu, davalı bankanın İnternet Bankacılığı sistem ve hizmetlerinin uluslararası alanda kabul edilen güvenlik standartlarında olduğunu, müşterinin banka ile imzaladığı Bireysel internet şubesi taahhütnamesi ne göre, bankanın farklı birimleri tarafından tanımlanan ve banka personelinin dahi tümünü bilmesi mümkün olmayan kullanıcı kodu, şifre ve ona kodunun müşteriye tefelim edilmesiyle artık bunların korunması ve kimseye bildirilmemesi sorumluluğunun müşteriye ait olduğunu, bankanın bilgisayar sisteminin dünyada bilinen en geniş güvenlik sistemi ile korunduğunu ve bugüne kadar herhangi bir izinsiz giriş olayına rastlanmadığını, bankanın internet bankacılığı sisteminin BTTK tarafından çıkarılan Bankalardaki Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ hükümlerine uygun olarak oluşturulduğunu ve çalıştırıldığını, davacının maruz kaldığı dolandırıcılık eyleminin uluslararası literatürde … adı verilen bir yöntem olduğunu, bu yöntemde bilgisayar kullanıcısına sanki kendi bankasından geliyor muş gibi eposta veya SMS gönderilerek sahte veya taklit bir sayfaya yönlendirildiğini, kullanıcının da e posta veya SMS içindeki linki tıklayarak dolandırıcılık eyleminin başlamasına zemin hazırladığını, dolandırıcıların kullanıcıdan doğrudan bilgi istemediğini, bunun yerine virüs veya Truva atı yerleştirerek kullanıcının yaptığı işlemlerin kullanıcının bilgisayarından dolandırıcıların sistemine otomatik olarak veri aktarıldığını böylece parola ve şifre gibi bilgilerin ele geçirildiğini, böyle olunca davalı banka tarafından kullanılan internet sisteminin şifre ve bilgilerin güvenliği konusunda bir zayıflıktan söz edilemeyeceğini, dolayısıyla 3.kişilerin banka sistemine sızarak davacıya ait kişisel bilgileri ele geçirme ve çözme ihtimalinin ihtimal dışı olduğunu, davacıya internet bankacılığı kullanım esasları ve güvenliğine ilişkin gerekli uyanların yapıldığı, internet bankacılığında mevduatın sadece bankanın kontrolünde olmadığını, banka görevlisi olmadan hesap sahibinin mevduata ulaşarak onu kendi kararlarıyla yönettiğini, müşterinin tüm bunları yaparken kendisine verilen parola ve şifre gibi bilgileri gizli tutmak durumunda olduğunu, nitekim internet şifresi kullanımı konusunda Bireysel Müşterilere imzalatılan Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi’nde bankaca verilen şifrelerin gizli kalması için gerekli dikkat ve özeni gösterecekleri, kendilerine özel bu bilgileri 3. Kişilerle paylaşmayacaktan, aksi taktirde bunun sonuçlanndan kendilerinin sorumlu olacaklanna dair beyan kabul ve taahhütlerinin bulunduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri görüldü. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen iptaline karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK’nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14., veya 43. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2-Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14., veya 43. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,Dair; HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.